Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Brüksel'den İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla ilgili kınamasız 'sorgulama'

Ekrem İmamoğlu siyasi amaçlı olarak nitelendirdiği suçlamalarla tutuklandı.
Ekrem İmamoğlu siyasi amaçlı olarak nitelendirdiği suçlamalarla tutuklandı. ©  Emrah Gurel/Copyright 2025 The AP. All rights reserved.
© Emrah Gurel/Copyright 2025 The AP. All rights reserved.
By Jorge Liboreiro
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla tetiklenen kitlesel protestolar, AB'nin Suriye ve Ukrayna konusunda Türkiye ile ilişkilerini derinleştirmeye çalıştığı bir döneme denk geldi.

REKLAM

Avrupa Komisyonu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından yaptığı açıklamada, Türkiye’nin 'yerleşik demokratik geleneklerine bağlılığı' konusunda ciddi soru işaretleri doğduğunu belirtti. Ancak Komisyon, doğrudan bir kınama ifadesi kullanmaktan kaçındı.

İmamoğlu, 18 Mart'ta İstanbul Üniversitesi'nden aldığı diplomanın iptal edilmesinden bir gün sonra gözaltına alınmış daha sonra da 23 Mart'ta 'yolsuzluk' soruşturmasından tutuklanmıştı. Tüm bu süreç, İBB Başkanı'na son haftalarda açılan soruşturmaların ardından ve CHP'nin cumhurbaşkanı adaylığı ön seçiminin öncesinde geldi. Bu soruşturmaların başlangıcında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da "Onlar da çok iyi biliyorlar ki daha turpların büyükleri heybede. Telaşlarının sebebi bu," demişti.

Ancak İmamoğlu tutuklanmasıyla aynı gün 15 milyona yakın oyla CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edildi.

Konuyla ilgili olarak bir Avrupa Komisyonu Sözcüsü ''Bir Avrupa Birliği adayı olarak Türkiye’nin demokratik değerleri koruması gerekiyor. Seçilmiş yetkililerin hakları ve barışçıl gösteri yapma hakkı tam anlamıyla saygı görmelidir,'' açıklaması yaptı.

Ardından Türkiye’nin Avrupa ile olan bağlarını korumasının ancak demokrasiye yönelik açık bir taahhütle mümkün olabileceği vurgulandı.

Komisyon sözcüsü, İmamoğlu’nun tutuklanmasının AB-Türkiye ilişkilerini etkileyip etkilemeyeceği sorusuna, “Türkiye’deki gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz, ancak şu aşamada ilişkilere nasıl bir etkisi olacağına dair daha fazla yorum yapamam. Tutumumuz net,” yanıtını verdi.

Diğer tepkiler

Avrupa Konseyi, İmamoğlu’nun derhal serbest bırakılması çağrısında bulunarak tutuklamayı sert bir dille kınadı. Konseyin Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Başkanı Marc Cools, suçlamaların 'siyasi bir manevra' olduğunu belirterek, bunun demokratik sürece doğrudan bir saldırı anlamına geldiğini söyledi.

Fransa Dışişleri Bakanı, tutuklamayı 'demokrasiye ciddi bir darbe' olarak nitelendirirken, Türkiye’nin AB adayı olarak üstlendiği hukuki taahhütlere bağlı kalması gerektiğini vurguladı.

Almanya Dışişleri Bakanlığı da 'siyasi rekabetin mahkemeler ve hapishaneler aracılığıyla yürütülmemesi gerektiğini' belirterek, iddiaların şeffaf bir şekilde soruşturulmasını talep etti.

Brüksel-Ankara denge oyunu

Avrupa Komisyonu'nun ise İmamoğlu’nun tutuklanmasına yönelik daha ölçülü bir tepki vermesi AB’nin Türkiye ile ilişkilerinde dikkatli bir dengeleme politikası izlediğini gösterdi.

Türkiye’nin AB için stratejik önemi, son dönemde iki önemli jeopolitik gelişmeyle daha da arttı: Suriye’de Beşar Esad rejiminin çöküşü ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirmek için başlattığı müzakereler.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Fransa ve İngiltere öncülüğünde kurulan ve Ukrayna’ya güvenlik garantileri sunmayı hedefleyen koalisyona katılmaya ilgi gösterdi. Türkiye, NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip olması ve Karadeniz’de kritik bir konumda bulunması nedeniyle bu süreçte kilit bir aktör olarak görülüyor.

Erdoğan, geçen hafta Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Konseyi Başkanı António Costa ve AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile bir toplantı yaparak Brüksel’deki AB zirvesinin sonuçları hakkında bilgilendirildi.

Ayrıca Avrupa Komisyonu, önümüzdeki haftalarda Türkiye ile ekonomi ve göç konularında iki üst düzey diyalog toplantısı gerçekleştirmeyi planlıyor.

Türkiye, 1999 yılında AB adayı ilan edilmesine rağmen, özellikle demokrasi ve temel haklar alanındaki gerilemeler nedeniyle üyelik sürecinde ilerleme kaydedemedi. 2016’daki darbe girişiminin ardından muhalefetin baskı altına alınmasıyla müzakereler fiilen durdu.

Avrupa Komisyonu’nun son genişleme raporunda, Türkiye’de demokrasi ve hukukun üstünlüğü alanında ciddi eksiklikler tespit edildi.

Raporda, “Başkanlık sistemi, denge ve denetleme mekanizmalarından yoksun olmaya devam ediyor. Muhalefet partilerine mensup belediye başkanları üzerindeki baskılar, yerel demokrasiyi zayıflatıyor,” dendi.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Avrupalı belediye başkanlarından oluşan Eurocities heyeti, Ekrem İmamoğlu'na destek için Silivri'de

Avrupa Konseyi'den Türkiye'ye 'gösteri' ve 'ifade özgürlüğü' konusunda 'insan hakları' hatırlatması

Filistin davası İspanya'da neden bu kadar önemli?