Politikacılar, sosyal medya ve geleneksel medya üçlüsü, toplumu parçalayan 'merkezi güçler' olarak görülüyor.
Ana akım siyasetten gündelik konuşmalara kadar göç, savaş, toplumsal cinsiyet eşitliği ve ekonomi gibi konular giderek daha fazla tartışmaya yol açıyor.
Yeni bir araştırma İtalya (yüzde 65), Fransa (yüzde 71) ve Almanya'da (yüzde 74) siyasi tartışmalarda sırdaş olarak 'arkadaşların' tercih edildiğini ortaya koydu.
Danimarka bu konuda bir istisna oluşturuyor; insanların yüzde 49'u öncelikle ebeveynleriyle konuşuyor.
Debating Europe tarafından yapılan araştırmada, Kasım 2024 - Ocak 2025 tarihleri arasında Danimarka, Fransa, Almanya, İtalya ve Polonya'dan 18-35 yaş arası 2.000 kişinin görüşleri alındı.
Anket, katılımcıların ana dillerinde gerçekleştirildi.
Katılımcıların küçük bir kısmı (Almanya'da yüzde 7, Danimarka ve Polonya'da yüzde 13) siyasi konuşmalardan tamamen kaçındıklarını belirtti.
Bu beş AB ülkesindeki katılımcıların büyük çoğunluğu siyasetçileri, sosyal medyayı ve geleneksel medyayı toplumu parçalayan merkezi güçler olarak görüyor.
Debating Europe Direktörü Adam Nyman, "Vatandaşların, özellikle de birçok kararın mirasıyla uğraşan gençlerin gerçekte ne düşündüğü veya neye ihtiyaç duyduğu net bir şekilde anlaşılmadan politika üretilmemeli," dedi.
Bölünme
Danimarka'da yüzde 43, Fransa'da ise yüzde 56'lık bir kesim siyasi olarak partnerleriyle aynı çizgide olduklarını söylüyor.
Fransa (yüzde 28) ve İtalya'da (yüzde 28) gençlerin ebeveynleriyle aynı fikirde olmama olasılığı daha yüksek ve bu da nesiller arası bölünmeye işaret ediyor.
Fransız, İtalyan ve Polonyalı katılımcıların yaklaşık yüzde 68'i siyasi görüşlerini en çok arkadaşlarıyla paylaştıklarını belirtiyor. Almanya'da bu oran yüzde 75'e çıkıyor.
Danimarka, sadece yüzde 50'lik bir oranla arkadaşlarıyla siyaset konusunda hemfikir olduğunu düşünen en düşük ülke.
İş yerinde ise Polonyalı katılımcıların yüzde 50'si iş arkadaşlarıyla aynı fikirdeyken Danimarka'da bu oran sadece yüzde 30.
Danimarka ve Polonya haricinde, çevrim içi tartışmalar fikir ayrılıklarını daha da körüklüyor.
Eğitim, beş AB ülkesinde de sosyal uyumun temel taşı olarak kabul ediliyor.
Bununla birlikte, ekonomik eşitsizliklerin giderilmesi Almanya'da yüzde 50, İtalya'da yüzde 48 oranında toplumsal bölünmelerin azaltılması için olası bir çözüm olarak görülüyor.
Anti-demokratik partilerin yasaklanması Almanya'da üçüncü (yüzde 35), İtalya'da ise dördüncü (yüzde 23) en popüler çözüm.
Yapay zeka gençler arasında siyasi görüşleri etkiliyor mu?
Danimarkalı katılımcıların yaklaşık yüzde 41'i siyasi görüşlerinin yapay zeka tarafından oluşturulan içerikten etkilendiğini kabul ediyor.
Aynı zamanda, Almanlar da ikiye bölünmüş durumda; yüzde 26'sı etkilendiğini kabul ederken, diğer yüzde 26'sı durumun böyle olup olmadığı konusunda kararsızlığını ifade ediyor.
"Yapay zeka tarafından oluşturulan içerikle temas ettiğime eminim. Bu nedenle, bilmeden etkilenmiş olabileceğimi hissediyorum," diyor bir Alman katılımcı.
İtalyan, Fransız ve Polonyalı katılımcıların dörtte üçü yapay zekanın görüşlerini etkilenmediğini söylüyor.
Yapay zekanın demokratik süreçleri manipüle etmesine ilişkin endişeler İtalya'da yüzde 31'den Fransa'da yüzde 38'e kadar değişiyor.