Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Brüksel, AB'den sığınmacıların daha kolay gönderilmesini hedefliyor

Akdeniz'i geçen insanlar genellikle bir AB ülkesine iltica başvurusunda bulunuyor
Akdeniz'i geçen insanlar genellikle bir AB ülkesine iltica başvurusunda bulunuyor ©  AP
© AP
By Vincenzo Genovese & Eleonora Vasques
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Avrupa Komisyonu, İngiltere-Ruanda sığınma anlaşmasına benzer düzenlemelere zemin hazırlayacak şekilde 'üçüncü güvenli ülke' kavramını yeniden düzenlemeyi önerdi.

REKLAM

Avrupa Komisyonu’nun Salı günü sunduğu değişiklik teklifiyle, AB ülkeleri artık sığınma başvurularını değerlendirmeye almadan reddedebilecek ve sığınmacıları çok uzaklara gönderebilecek.

Teklife göre, AB vatandaşı olmayan ve sığınma talebinde bulunan kişiler, “güvenli” sayılan başka bir ülkeye daha kolay bir şekilde gönderilebilecek ve burada uluslararası koruma başvurusunda bulunmaları beklenecek. Bu sistem, İngiltere'nin Ruanda’ya sığınmacı gönderme politikasına oldukça benziyor; söz konusu politika İngiltere Yüksek Mahkemesi tarafından yasa dışı bulunmuştu.

Kriterler değişti

Üye ülkelerin makamları, halihazırda bazı şartların sağlanması ve ilgili ülkenin kabul etmesi durumunda sığınmacıları “üçüncü güvenli ülke”ye gönderebiliyor.

AB kurallarına göre, güvenli üçüncü ülke; sığınma talebinde bulunan kişinin “uluslararası standartlara” uygun şekilde muamele gördüğü AB dışındaki ülkeleri tanımlar. Bu standartlar, sığınmacının zulümden ve ciddi zararlardan korunmasını, geri gönderilmeme ilkesine saygı duyulmasını, Cenevre Mülteci Sözleşmesi kapsamında etkin koruma alabilmesini ve barınma hakkına ek olarak eğitim ve çalışma izni gibi haklara erişmesini kapsar.

Bu kavramın mevcut mevzuattaki iyi bir örneği, 2016 tarihli AB-Türkiye mutabakatı: Özellikle Yunanistan başta olmak üzere AB ülkelerine, sığınmacıları Türkiye topraklarına gönderme imkanı tanımakta.

Ancak bugüne kadar, bir kişinin bu şekilde transfer edilebilmesi için söz konusu ülkeyle bir bağlantısının olması gerekiyordu; örneğin daha önce o ülkede bulunmuş olması ya da orada aile üyelerinin yaşaması gibi.

Komisyon şimdi bu gerekliliği kaldırmayı ve üye ülkelere “üçüncü güvenli ülke” tanımını yaparken “daha fazla esneklik” tanımayı öneriyor.

Artık sığınmacının güvenli üçüncü ülke ile bireysel bağlantısı zorunlu olmayacak. Bunun yerine, başvuru sahibinin Avrupa’ya gelirken geçtiği ülkeler “güvenli” sayılabilecek.

Ayrıca, üye ülkeler anlaşma yapabilecekleri diğer ülkeleri de güvenli olarak tanımlayabilecek. Bu tür anlaşmaların Komisyona bildirilmesi gerekecek, ancak AB düzeyinde merkezi bir “üçüncü güvenli ülkeler listesi” öngörülmüyor.

Pratikte bu, bir sığınmacının köken ülkesinden veya tanıdığı herhangi bir ülkeden çok uzak, rastgele bir yere gönderilebilmesi anlamına geliyor.

Komisyon ayrıca, güvenli üçüncü ülke kavramına dayanarak alınan kararlara karşı sığınmacıların yaptığı itirazların transfer sürecini durdurma etkisi olmayacağını öneriyor. Bunun yerine, temyiz başvurusu başarılı olursa kişi geri gönderildiği AB ülkesine dönerek başvurusunu yeniden yapabilecek.

Tartışmalı bir siyasi mesele

Bu yasa değişikliği, AB’nin Göç ve Sığınma Paktı kapsamındaki büyük reformunun bir parçası olarak önceki yasama döneminde kabul edilen Sığınma Prosedürleri Yönetmeliği’nde hedeflenmiş bir değişiklik niteliğinde.

Bir AB yetkilisi, konu hakkında yapılan teknik bilgilendirmede, “Güvenli olan üçüncü ülkeler de sorumluluk üstlenmeli,” dedi.

Şu anda 27 AB üyesi ülkeden yalnızca beşi güvenli üçüncü ülke listesi oluşturmuş durumda ve bu ülkelerin çoğu Avrupa içinde yer alıyor. Ancak kuralların gevşetilmesiyle birlikte, özellikle bazı ülkelerle anlaşmalar yapılması durumunda bu sayının artması bekleniyor.

Teklif şimdi, planlanan değişiklikler hakkında kendi tutumlarını oluşturacak olan eş yasama organları — Avrupa Parlamentosu ve üye ülkeleri temsil eden Konsey — önüne gidecek.

Daha sonra, bu iki kurum ile Avrupa Komisyonu birlikte ortak bir metin üzerinde uzlaşmaya çalışacak ve nihai haliyle yürürlüğe girecek.

Avrupa Parlamentosu’ndaki en büyük grup olan Avrupa Halk Partisi (EPP), teklifin “doğru mesajı verdiğini” ve “etkin, yönetilebilir ve adil bir sığınma sistemi oluşturma yönünde önemli bir adım” olduğunu belirtti. Bu açıklama, göç konularında grubun sözcüsü olan Alman milletvekili Lena Düpont’un basın açıklamasında yer aldı.

Ancak Avrupa Parlamentosu’nun sol kanadından daha fazla muhalefet bekleniyor. Sosyalistler ve Demokratlar, Yeşiller/Avrupa Özgür İttifakı ve Sol grup, geleneksel olarak göç konusunda daha sıkı kurallara karşı çıkıyor.

STK’lar da teklife oldukça şüpheyle yaklaşıyor. Uluslararası Af Örgütü’nün AB göç ve sığınma savunucusu Olivia Sundberg Diez, “Bu revizyon, Avrupa'da sığınma erişimini daha da zayıflatacak, insanların haklarını düşürecek ve geri gönderme ile üçüncü ülkelerde yaygın keyfi gözaltı riskini artıracaktır,” dedi.

Komisyon bu teklife özel olarak resmi bir etki değerlendirmesi yapmadı ancak üye ülkeler, Avrupa Parlamentosu, UNHCR ve sivil toplum aktörleriyle kapsamlı istişarelerde bulundu. Bu görüşmelerin sonuçları ise bir Komisyon Personel Çalışma Belgesi’nde sunuldu.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

AB'nin sığınmacılar için 'güvenli ülke' önerileri neler?

Kiev, Zelenskiy-Putin görüşmesi için Vatikan'ı değerlendirecek

Japonya'da Yakuza suç örgütü üyeleri kütüphaneye çok yakın ofis işlettikleri için gözaltına alındı