AB'ye kısa süreli vizesiz seyahati askıya alma mekanizması, insan hakları ihlallerini de kapsayacak şekilde yeniden düzenlendi. İsrail yeni düzenlemeden etkilenen ilk ülkelerden biri olabilir.
Avrupa Parlamentosu kaynaklarına göre İsrail, AB ve Schengen ülkelerine kısa süreli vizesiz seyahati askıya alma mekanizması reformunun hedefindeki ilk ülkelerden biri olacak.
Euronews'e bilgi veren Avrupa Parlamentosu (AP) kaynakları, yeni kuralların vize muafiyetini askıya alma gerekçelerini insan hakları ihlallerini de kapsayacak şekilde değiştirdiğini, bunun da İsrail vatandaşlarına zorunlu vize uygulanmasına yol açabileceğini söyledi.
Şu anda aralarında Avustralya, Brezilya, İsrail, Japonya, İngiltere, Ukrayna ve Batı Balkan ülkelerinin de bulunduğu 61 ülkenin vatandaşları 180 günlük bir süre içinde 90 güne kadar kısa süreli kalışlar için Schengen bölgesine seyahat edebiliyor.
AB, belirli koşullar altında vizesiz rejimi askıya alabilir. Şimdiye kadar bu durum sadece bir kez - Vanuatu Cumhuriyeti'nde - zengin Ruslara AB'ye serbest seyahat imkanı sağlayan yatırım yoluyla vatandaşlık programı nedeniyle gerçekleşti.
AB kanun yapıcıları ve üye devletler arasında varılan yeni anlaşma uyarınca, eşikler düşürüldüğü ve yeni kriterler eklendiği için, askıya alma mekanizmasını tetiklemek artık daha kolay olacak.
Örneğin, Birleşmiş Milletler Şartı'nın ihlali, uluslararası insan hakları veya insancıl hukukun ağır ihlali ve uluslararası mahkeme kararlarına uyulmaması artık bir ülkenin vizesiz statüsünün askıya alınması için geçerli gerekçeler olacak.
Tasarının Parlamento'daki raportörü Sloven Parlamenter Matjaž Nemec Euronews'e yaptığı açıklamada, "Bu araç, toplumumuzu inşa eden değerleri yerine getirmemize yardımcı oluyor ve insan hakları ile uluslararası hukuka saygı gösterilmesini sağlamamıza olanak tanıyor," dedi. Nemec, "Belirli bir ülke hedef alınmıyor," diye ekledi.
Ancak Euronews'e konuşan Parlamento kaynakları, Gazze'ye yönelik savaş suçları ve insanlığa karşı suç işlediği iddiaları nedeniyle İsrail'in statüsünün yeni prosedür kapsamında sorgulanma riskinin en yüksek ülkeler arasında olduğunu söyledi. Kaynaklar, BM tarafından vurgulanan insan hakları endişeleri nedeniyle Sırbistan'ın da hedef alınması muhtemel bir diğer ülke olduğunu söyledi.
Prosedür uyarınca, Avrupa Komisyonu'nun belirli bir ülke için vize muafiyeti programını bir yıllığına askıya almak üzere bir uygulama yasası çıkarması gerekiyor. Bu karar sadece üye devletlerin onayını gerektirir ve nitelikli çoğunlukla engellenebilir. Askıya alma süresinin uzatılması için Komisyon'un bir yetki devri kanunu çıkarması gerekir ki bu da AB Konseyi ya da Avrupa Parlamentosu tarafından engellenebilir.
Güney Kıbrıs, İrlanda, İzlanda, Lihtenştayn, Norveç ve İsviçre dışındaki tüm AB ülkelerini kapsayan Schengen bölgesindeki ülkeler de mekanizmayı tetiklemek için gerekli koşulların yerine getirildiğine inandıklarını bildirerek Komisyon'u prosedürü başlatmaya zorlayabilirler. Parlamento da bir ülkenin vizesiz statüsünün askıya alınmasını tavsiye eden bağlayıcı olmayan bir karar önerebilir.
Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak Euronews'e yaptığı açıklamada, "İsrail konusunu Parlamento'dan ziyade AB üyesi bir ülkenin gündeme getirmesi daha muhtemel," dedi ve Parlamento'daki bazı siyasi grupların insan hakları ihlalleri konusunun İsrail'i de kapsayacak şekilde ele alınması için baskı yaptığını sözlerine ekledi.
Göçü caydırmak için bir araç
Tasarıda yer alan diğer mevzuat değişiklikleri arasında göçle ilgili yeni hükümler de bulunuyor. Halihazırda, Schengen bölgesinde düzensiz olarak kalan belirli bir uyruktan kişilerin sayısında önemli bir artış veya tanınma oranı düşük bir ülkeden gelen sığınmacıların sayısındaki artış, vizesiz rejimin askıya alınmasını haklı gösterebilir.
Reform kapsamında, düzensiz kalışlardaki artışın değerlendirilmesindeki eşik, bir önceki dönemdeki sayının yüzde 50'sinden yüzde 30'una düşürülecek. Bu arada, sığınma başvurularının "düşük tanınma oranı" için eşik, mevcut yüzde 4'ten yüzde 20'ye yükseltilecek. Bu, ilgili ülkelerin yelpazesini genişletecek ve mekanizmanın tetiklenmesini kolaylaştıracaktır.
Aslında değişiklikler, vizesiz erişimden faydalanan ülkelere bir mesaj göndermeyi ve onları AB'ye göçü azaltmaya teşvik etmeyi amaçlıyor.
Matjaž Nemec, "Konsey'e liderlik eden Polonya'nın dönem başkanlığı, üye devletler arasındaki güçlü isteklilik nedeniyle bu reform için çok çaba sarf etti. Bu nedenle bugün bir anlaşmaya varabildik," dedi.
Salı günü varılan anlaşmanın AB yasası haline gelebilmesi için hem Parlamento hem de Konsey tarafından resmen kabul edilmesi gerekiyor.