Avrupa Birliği üye ülkeleri pazar günü dış sınırlarında yeni bir giriş ve çıkış sistemini uygulamaya başladı. Sistem, üçüncü ülke vatandaşlarının verilerinin elektronik ortamda kaydedilmesini içeriyor.
Avrupa Birliği (AB), Giriş/Çıkış Sistemi (EES) olarak bilinen yeni elektronik sınır kontrol sistemini kademeli olarak uygulamaya başladı. Bu otomatik sistem, tüm yolcuların sınırda pasaportlarını taramasını, parmak izlerini vermesini ve fotoğraf çektirmesini zorunlu kılıyor. Uygulama bugün başlasa da, sürecin tamamlanması yaklaşık altı ay sürecek ve tüm AB üye devletlerini kapsayacak.
Programın temel amacı, fazla vize kullanımını tespit etmek ve yasadışı göç ile kimlik dolandırıcılığıyla mücadele etmek. Sistemin hayata geçirilmesi, birçok üye ülkede AB'nin göç politikalarında daha sıkı bir yaklaşım benimsemesi yönündeki artan siyasi baskının bir sonucu olarak gerçekleşti.
Avrupa Komisyonu'nun İçişleri ve Göçten sorumlu Üyesi Magnus Brunner, Giriş/Çıkış Sistemi (EES) hakkında yaptığı açıklamada, “EES, göç ve iltica konusundaki yeni ortak Avrupa çerçevemizin dijital omurgasını oluşturuyor,” dedi.
Brunner, “Dış sınırları geçen her üçüncü ülke vatandaşı, kimlik doğrulama, güvenlik kontrolleri ve AB veri tabanlarına kayıt işlemlerine tabi tutulacak,” ifadelerini kullandı. Altı aylık uygulama süresinin, üye devletlere, yolculara ve işletmelere yeni prosedürlere sorunsuz bir şekilde uyum sağlamaları için zaman tanıyacağını da vurguladı.
Programın hayata geçirilmesi, bundan böyle AB vatandaşı olmayanların Schengen bölgesine ilk girişlerinde biyometrik verilerini kaydettirmeleri gerektiği anlamına geliyor. Sistem, İrlanda ve Kıbrıs hariç tüm AB ülkeleri ile birlikte İzlanda, Norveç, İsviçre ve Lihtenştayn’ı kapsayacak. Daha sonraki seyahatlerde ise yalnızca biyometrik kimlik doğrulaması yeterli olacak.
EES’in, pasaportlardaki geleneksel damgaların yerini tamamen elektronik girişlerin alacağı ve 10 Nisan 2026 tarihinde tam olarak faaliyete geçmesi bekleniyor.