Albert Einstein'dan 100 yıl sonra yer çekimi araştırmaları

Albert Einstein'dan 100 yıl sonra yer çekimi araştırmaları
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Albert Einstein yüz yıl önce ünlü teorisinde, gezegenimizin, yer çekimi dalgaları ile kaplı olduğunu haber vermişti. Bunlar, uzayda küçük titreşimler

REKLAM

Albert Einstein yüz yıl önce ünlü teorisinde, gezegenimizin, yer çekimi dalgaları ile kaplı olduğunu haber vermişti. Bunlar, uzayda küçük titreşimler halinde meydana geliyor ve bize kara deliklerin sırrı hakkında da pek çok ipucu veriyordu. Fakat bugün hala Einstein’ın haklı olup olmadığını bilmiyoruz çünkü hala bunları araştırıyoruz. Almanya’nın Hannover şehrinde galaksi birleşmelerini ya da kara deliklerin faaliyetlerini daha iyi gözlemlemek için cihazlar üretiliyor.

Paul Mc Namara, Avrupa Uzay Ajansı: “Yer çekimi dalgaları tüm gezegenden yayılıyor. Aslında, yer çekimi, yıldızlardan, galaxilerden, senden, benden, dünyadan herşeyden yayılıyor.”

Michele Heurs, Profesör, Leibniz Üniversitesi, Hannover: “Bir yer çekimi dalgası, örneğin, bana doğru geldiğini düşünün, beni daha ince ya da daha uzun hale getirebilir. Periyodik olarak daha şişman ya da bodur yapabilir. Ama sadece çok minik ölçeklerde.”

Bu anlaşılması zor yer çekimi dalgalarının hareketleri bir hayli belirsiz. Bunun tespiti için üretilen cihazlar çok büyük ve son derece de hassas. Avrupa’nın en büyük dedektörü, Almanya’da, Hannover’de.

Hannover’da lazer ışınları yoluyla yer çekimi dalgaları aranıyor

Karsten Danzmann, Yönetici, Albert Einstein Enstitüsü, Hannover: Bu GEO 600. Altı yüz metrelik kolları var ve daha da genişleyebilir. Konumlandığı açılar geniş. Yerde, yuvasının içinde bir vakum tüpü var. Yüksek düzeyde lazer ışıkları içeriyor.”

Yer çekimi dalgaları, ışınlar yoluyla, çok küçük, ama hesaplanabilir miktarda açığa çıkarılmaya çalışılıyor. Karsten Danzmann, henüz dalgaların varlığını göremediklerini ama her an bir yıldız patlamasıyla sinyal alabileceklerini söylüyor.

Gezegendeki milyonlarca potansiyel kaynaktan bir yer çekimi dalgası gözlemek mümkün olduğunda bu astronomide bir devrim sayılacak.

Michele Heurs: “Gezegene açılan tamamen farklı bir pencere. Şu anda yaptığımız, gezegeni, çoğunlukla elektromanyetik dalgalar ve notrinolar vasıtasıyla izlemek. Yer çekimi dalgaları, gezegeni tamamen farklı bir gözle görmemizi sağlayacak. Daha önce ışık olarak algıladıklarımızdan farklı bu.”

Karsten Danzmann:“Kara deliklerin doğrudan yaydığı tek radyasyon türü, yer çekimi radyasyonudur. Çünkü kara delik, uzayı titretir ve ‘uzay-zaman’da titreşimler, parçacıklar halinde ilerler. Kara deliklerden uzaklaştıkça da bize tam olarak nasıl ses çıkardıklarını ve nasıl göründüklerini gösterir.”

Yer çekimi dalgalarını gözleme şansını artırmak için LISA Pathfinder uzay gemisinin bu yılın Ekim ayında uzaya gönderilmesi bekleniyor.

Paul Mc Namara:“Uzay kökenli yer çekimi dalgaları dedektörü ile çalışmaya 21 yıl önce başlamıştım. Bugün şimdi burada bunun yanında olmak inanılmaz. Bu noktaya gelmek olağanüstü büyük zorluklarla dolu bir sürecin ardından mümkün oldu. Şimdi sevinmek zamanı.” Eğer herşey yolunda giderse LISA’nın daha büyük bir görevi var. Belli bir hesapla konumlandırılacak 3 uzay aracının içinde laserlerle çalışacak.

Yer çekimi dalgalarının gözlenmesi tüm bilgilerimizi değiştirebilir

Paul Mc Namara: “LISA Pathfinder’ı çalıştırdıktan sonra 2 ya da 3 LISA Pathfinder uzay aracını alıp 5 milyon kilometre mesafeyle birbirinden ayıracağız. Her birine bir küp yerleştirerek küplerin hareketlerini ölçeceğiz. Yer çekimi, gezegenin temel gücüdür. Yıldızlar, daha genel olarak galaksiler ve gezegenden bahsediyorsak, bunların temelinde yer çekimi vardır.”

Eksiksiz bir uzay gözlem evi, yer çekimi dalgalarından sinyal almayı başarırsa bu yeni bir durum sayılacak.

Michele Heurs: “Daha önce yapılmamış bir şeyi deniyoruz. 100 yıl önce teorileştirilmiş bir bilginin üzerine yeni bir şey eklemeye çalışıyoruz. Ama henüz ispatlanmış birşey yok. Bunu nasıl ortada bırakabiliriz, öyle değil mi?”

Karsten Danzmann:” Yer çekimi sayesinde gezegenin tamamı etkileşim halindedir. Bu da bize yer çekimi dalgalarından gezegenin karanlık yüzünü görebilme umudu veriyor. Ve kim bilir saklı olan neler var?”

Kara deliklerden, Büyük Patlama’dan sonraki ilk anlara kadar, gezegen hakkındaki tüm bildiklerimiz yer çekimi dalgaları astronomisi sayesinde sonsuza kadar değişebilir.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Fransız fizikçi, 'James Webb Teleskobu'ndan görüntü' diye 'sucuk' paylaştı

Elon Musk, uydu internet sistemi Starlink'i Ukrayna'da kullanıma açtı

Avrupa'da fiber roket fırlatıcıları nasıl üretiliyor? Vega C