Loureiro cinayetinin Brown Üniversitesi’nde iki öğrencinin öldürüldüğü saldırıyla bağlantılı olması soruşturmayı sarsıcı bir boyuta taşıyor.
ABD’nin önde gelen bilim kurumlarından Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde (MIT) görev yapan, nükleer füzyon ve plazma fiziği alanında dünya çapında tanınan Prof Nuno Loureiro, Boston yakınlarındaki evinde silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi.
47 yaşındaki Portekizli bilim insanının ölümü, yalnızca akademi dünyasında değil, dünya genelinde büyük yankı uyandırdı. Sosyal medyada fizikçinin "temiz ve sonsuz enerji çalışmaları nedeniyle öldürüldüğü" yönünde komplo teorileri yayılırken, olayın Brown Üniversitesi’nde iki öğrencinin öldürüldüğü toplu saldırıyla bağlantısının ortaya çıkması soruşturmayı çok daha sarsıcı bir boyuta taşıyor.
Cinayet ve saldırı zinciri
Yetkililere göre olaylar 13 Aralık’ta Rhode Island eyaletindeki Brown Üniversitesi’nde başladı.
Claudio Manuel Neves Valente adlı saldırgan, bir derslikte silahlı saldırı düzenleyerek iki öğrenciyi öldürdü ve dokuz kişiyi yaraladı. Saldırının ardından kaçan Valente’nin neden Brown Üniversitesi’ni hedef aldığına dair hâlâ net bir açıklama yok.
İki gün sonra, 15 Aralık gecesi, Valente bu kez Massachusetts eyaletinin Brookline kasabasında Loureiro’nun yaşadığı apartmana gitti. Loureiro evinde vuruldu, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede ertesi gün hayatını kaybetti.
Olayın ardından başlatılan geniş çaplı arama sonucunda Valente, New Hampshire’da bir depolama alanında kendini vurmuş halde bulundu. Yetkililer, saldırıların ardındaki örüntünün halen bilinmediğini vurguluyor.
Aynı okul, aynı yıllar: Portekiz’den ABD’ye uzanan ortak geçmiş
Soruşturmanın en çarpıcı yönlerinden biri, saldırgan ile kurban arasındaki ortak akademik geçmiş oldu.
Wion News'in aktardığına göre, Massachusetts Bölgesi Savcısı Leah Foley, Loureiro ve Valente’nin 1995 ve 2000 yılları arasında Portekiz’in en prestijli mühendislik ve bilim okullarından biri olan Instituto Superior Técnico’da fizik eğitimi aldığını açıkladı.
Savcılığa göre iki isim aynı akademik programdaydı ve birbirlerini tanıyorlardı.
Ancak Loureiro’nun yakın arkadaşları ve meslektaşları, Valente adını yetkililer açıklayana kadar hiç duymadıklarını belirtiyor. İki fizikçinin yolları, mezuniyet sonrası tamamen ayrıldı.
Biri yıldız oldu, diğeri dağıldı
Akademik çevrelerde Loureiro ve Valente’nin kariyerleri, “aynı başlangıçtan iki zıt hayat hikâyesi” diye tanımlanıyor.
Claudio Neves Valente, üniversite yıllarında son derece parlak bir öğrenci olarak görülüyordu. Hatta sınıf arkadaşlarına göre, Loureiro’dan daha yüksek notlarla mezun olmuştu.
Portekiz’i genç yaşta Uluslararası Fizik Olimpiyatı’nda temsil etmiş, hocaları tarafından “en iyi öğrencilerden biri” olarak tanımlanmıştı.
2000 yılında Brown Üniversitesi’nde lisansüstü eğitime başlayan Valente, burada uyum sorunları yaşadı. Eski arkadaşlarının aktardığına göre yalnız, öfkeli ve hayal kırıklığına uğramış bir durumdaydı. Derslerin kendisi için “fazla kolay” olduğunu söylüyor, akademik ve sosyal hayattan giderek kopuyordu. 2001’de eğitimine ara verdi, ardından Brown’dan tamamen ayrıldı.
Sonraki yıllarda Portekiz’e dönen Valente, internet ve telekomünikasyon sektöründe çalıştı. Akademik hayata geri dönemedi. Wall Street Journal'a göre, 2017’de ABD’ye çeşitlilik vizesiyle (green card) döndü ve Florida’da mütevazı bir evde yaşamaya başladı. Komşuları ve ev sahipleri, onu neredeyse hiç görmediklerini söylüyor.
Buna karşılık Nuno Loureiro’nun kariyeri hızla yükseldi.
Bilimde bir yıldız: Nuno Loureiro kimdi?
Portekiz’in Viseu kentinde büyüyen Loureiro, çocuk yaşlardan itibaren bilim insanı olmayı hedefledi. Lizbon’daki Instituto Superior Técnico’da eğitim gördükten sonra Imperial College London’da doktorasını tamamladı. Princeton Üniversitesi’nde araştırmalar yaptı, İngiltere ve Portekiz’de çalıştıktan sonra 2016’da MIT’ye katıldı.
Loureiro, özellikle plazma fiziği, manyetik yeniden bağlanma (magnetic reconnection) ve nükleer füzyon alanlarındaki çalışmalarıyla tanınıyordu. Güneş patlamaları gibi astronomik olayların arkasındaki fiziği açıklayan araştırmaları, alanında çığır açıcı kabul ediliyordu.
New York Times'a konuşan meslektaşlarına göre, daha doktora tezindeyken “50 yıllık bir bilimsel problemi” çözmeyi başarmıştı.
MIT’deki Plasma Science and Fusion Center’ın başına geçen Loureiro, temiz ve neredeyse sınırsız bir enerji kaynağı olarak görülen füzyon enerjisinin hayata geçirilmesine yönelik çalışmalara liderlik ediyordu.
Bu yılın başında, ABD hükümetinin genç bilim insanlarına verdiği en prestijli ödüllerden biri olan Presidential Early Career Award'ı kazanmıştı.
Meslektaşları Loureiro’yu yalnızca parlak bir akademisyen olarak değil, mütevazı, sıcak ve ilham verici bir insan olarak da anlatıyor. Oxford Üniversitesi’nden Prof. Alexander Schekochihin, New York Times'a yaptığı açıklamada, “Odaya girdiğinde herkes gülümserdi,” diyor.
Günlük hayatta spor giyinen bilim insanı klişesinin aksine, şık giyinmeyi seven Loureiro’nun futbola düşkün olduğu, çocuklarıyla vakit geçirmeyi sevdiği ve öğrencileriyle güçlü bağlar kurduğu biliniyor. Üç kız babası olan Loureiro, ailesini her şeyin önünde tutuyordu.
Cevapsız kalan sorular
Loureiro cinayetini aydınlatmaya çalışan yetkililer hâlâ şu sorulara yanıt arıyor:
Claudio Neves Valente neden Brown Üniversitesi’ni hedef aldı?
Akademik hayattan kopuşu ve yaşadığı hayal kırıklıkları saldırılarda rol oynadı mı?
Yıllar sonra Loureiro’yu özellikle hedef almasının arkasında kişisel bir hesaplaşma mı, yoksa sembolik bir anlam mı vardı?
Bu sorular yanıt bulmayı beklerken, olay ABD’de üniversite kampüslerinde güvenlik, akademik rekabetin psikolojik boyutları ve başarısızlık duygusunun radikalleşmeye nasıl evrilebileceği üzerine yeni tartışmaları da beraberinde getiriyor.