Analiz, kız çocukları ve genç kadınların özellikle etkilendiğini ortaya koydu.
Gençlerin COVID-19 pandemisi öncesine kıyasla çok daha yüksek oranda ruh sağlığı hizmetleri aradığını ortaya koyan yeni bir araştırmaya göre, Fransa'nın gençlik ruh sağlığı krizi daha da kötüye gidiyor.
Pandeminin ardından Avrupa'nın dört bir yanındaki ülkeler anksiyete, depresyon, intihar düşüncesi, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ve diğer ruh sağlığı sorunları yaşayan gençlerin sayısındaki artışla boğuşuyor.
JAMA Network Open dergisinde yayınlanan ve 25 yaş ve altındaki yaklaşık 20 milyon kişiyi kapsayan araştırmaya göre, bugün dünya genelinde her yedi ergenden biri ruh sağlığıyla mücadele ediyor ve Fransa da bu konuda bir istisna değil.
Fransa'daki Aix-Marseille Üniversitesi'nden araştırmacılar tarafından yürütülen çalışmaya göre, 2016 ve 2023 yılları arasında Fransa'daki gençler arasında ruh sağlığı ziyaretleri, hastaneye yatışlar ve antidepresan, duygudurum dengeleyici ve antipsikotik gibi ilaç reçetelerinin oranı "önemli ölçüde" arttı ve bu artış özellikle pandemiden sonra belirgin hale geldi.
Mental Health Europe adlı savunuculuk grubundan Marcel Marchetti Euronews Health'e yaptığı açıklamada, "Fransa'daki durum münferit bir vaka değil ve COVID-19 ruh sağlığı sistemimizin eksikliklerini ön plana çıkardı," dedi.
"Özellikle gençler arasında artan ilaç kullanımı, özellikle ruh sağlığı sorunlarının aşırı tıbbileştirilmesi ışığında endişe verici."
Cinsiyet farklılıkları
Fransa’da özellikle genç kızlar ve genç kadınlar ciddi bir ruh sağlığı kriziyle karşı karşıya görünüyor.
Araştırmalar, ergenlik ve genç yetişkinlik dönemindeki kızlar ve genç kadınlar arasında ayakta psikiyatrik konsültasyonlara başvurma oranlarının arttığını, buna paralel olarak intihar girişimi nedeniyle hastaneye yatışların da yükseldiğini ortaya koyuyor. Bu eğilim, pandemi sonrası dönemde daha da belirginleşti.
Özellikle kız çocukları ve genç kadınlar için neredeyse tüm ruh sağlığı ilaçlarının reçetelerinde artış gözlemlendi. Erkeklerde ve genç erkeklerde de antidepresan, alkol bağımlılığı ilaçları ve DEHB tedavisinde kullanılan metilfenidat gibi uyarıcıların reçetelerinde artış olduğu belirtildi, ancak bu artış kadınlardaki kadar çarpıcı değildi.
Araştırmacılar, bu farkın bir kısmını sosyal medya kullanımına bağlıyor. “Kızlar, erkeklere kıyasla sosyal medyayı daha yoğun kullanıyor, siber zorbalığa daha fazla maruz kalıyor ve bu da depresyon ve intihar girişimleriyle bağlantılı kişilerarası stres gibi faktörlere yol açabiliyor” diye açıklıyorlar.
Fransız hükümeti, gençlerin ruh sağlığını korumak için çeşitli önlemler deniyor. Ortaokullarda akıllı telefon kullanımını yasaklama uygulamasını test ediyor ve AB çapında 15 yaş altı için sosyal medya kısıtlamalarını destekliyor.
Öte yandan, geçen ay görevden alınmadan önce Başbakan Michel Barnier, 2025 yılında ruh sağlığının Fransız hükümetinin öncelikli konularından biri olması gerektiğini vurgulamıştı. Ancak ulusal denetçinin raporuna göre, 2010-2022 yılları arasında Fransa’da çocuk psikiyatristlerinin sayısı yüzde 34 azaldı ve bu da gençlerin ruh sağlığı hizmetlerine erişimini zorlaştırıyor.
Avrupa Gençlik Forumu’ndan politika yetkilisi Alex Quinn, Euronews Sağlık’a yaptığı açıklamada, “Gençlerin ruh sağlığı desteğine gerçek anlamda erişimi konusunda ciddi bir sorun var” diyerek durumu özetledi.
Avrupa'da gençlerin ruh sağlığı ikilemi
Çalışmada, lityum ve klozapin gibi ciddi ruh sağlığı sorunlarının tedavisinde kullanılan ilaçların altı yaşından küçük çocuklara reçete edilme sıklığının arttığı tespit edildi. Araştırmacılar, bu artışı “özellikle çarpıcı” olarak nitelendirirken, bunun Fransa’da bipolar bozukluk teşhislerindeki artışı yansıtıyor olabileceğini belirtti.
Travmatik olaylar ve yüksek stresli dönemler, ergenlik yıllarında bipolar bozukluğu tetikleyebilir. Mani ve depresyon arasında aşırı ruh hali değişimlerine neden olan bu durumun, dünya genelinde daha yaygın hale geldiği görülüyor.
Çalışmanın bulguları, Avrupa’daki gençlerin ruh sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkilerin olduğunu gösteren önceki araştırmalarla örtüşüyor. Örneğin, Danimarka’da yapılan bir araştırmada, pandemi sırasında psikiyatrik tanıların ve psikotrop ilaç kullanımının arttığı tespit edilirken, İspanya’da Eylül 2020 ile Mart 2021 arasında ergen kızlar arasındaki intihar girişimlerinin yüzde 195 oranında arttığı kaydedildi.
Araştırmacılar, bu artışın sosyal medya etkilerinin ötesinde, pandemi sırasında değişen aile dinamikleri ve artan ekonomik stresle de ilişkili olabileceğini ifade ediyor.
Avrupa Gençlik Forumu’ndan Alex Quinn ise finansal güvencesizlik, siyasi ve sosyal istikrarsızlık ile gençlerin gelecekleri üzerinde kontrol sahibi olamama hissinin kötü ruh sağlığının başlıca nedenleri arasında olabileceğini vurguladı. Quinn, “Gençler homojen bir grup değil. Bazı sosyal sınıflardan ya da geçmişlerden gelen gençler, diğerlerine kıyasla çok daha büyük risk altında olabilir,” diyerek bu farklılıkların önemine dikkat çekti.