Geçen yıl yayımlanan bir araştırmaya göre, yüksek gelirli ülkelerde antibiyotik direncine bağlı yıllık ölüm sayısı 2050 yılına kadar 192 bine çıkabilir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) yeni raporuna göre, dünya genelinde bakteriyel enfeksiyonların altıda biri artık standart antibiyotik tedavilerine yanıt vermiyor. Raporda, antibiyotiklere karşı dirençli enfeksiyonların küresel ölçekte “alarm verici bir hızla” arttığı belirtildi.
Bu durum, antimikrobiyal direnç (AMR) olarak biliniyor. Bakteriler ve diğer hastalık etkenleri (kan, bağırsak, idrar yolu ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara neden olanlar dahil) zamanla evrilerek standart antibiyotiklerin etkisiz hale gelmesine yol açıyor.
Yanlış ve eksik antibiyotik kullanımı direnci artırıyor
Uzmanlara göre insanlar bu süreci, örneğin antibiyotik tedavisini reçetede belirtilen süreden önce bırakmakla ya da hekimlerin antibiyotiklerin işe yaramadığı hastalıklarda bu ilaçları yanlış şekilde reçete etmesiyle hızlandırıyor.
DSÖ’nün 2023 yılına ait verileri, 104 ülkede 23 milyondan fazla vakayı kapsıyor. Bulgular, 2018’den bu yana incelenen bakteri-antibiyotik eşleşmelerinin yaklaşık yüzde 40’ında direnç oranının yükseldiğini gösteriyor.
Sorun en çok düşük ve orta gelirli ülkelerde
Rapor, sorunun özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde daha ciddi olduğunu vurguluyor. Bu ülkelerde antimikrobiyal direnç takibi, mikrobiyolojik teşhis kapasitesi ve etkili alternatif tedavilere erişim sınırlı kalıyor.
Güneydoğu Asya ve Doğu Akdeniz bölgelerinde bakteriyel enfeksiyonların üçte birinin artık antibiyotiklere dirençli olduğu tahmin edilirken, bu oran Afrika’da beşte bire düşüyor. Ancak yüksek gelirli ülkeler de bu riske karşı bağışık değil.
Geçen yıl yayımlanan bir araştırmaya göre, yüksek gelirli ülkelerde antibiyotik direncine bağlı yıllık ölüm sayısı 2021’de 125 binden 2050’ye kadar 192 bine çıkabilir.
DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Antimikrobiyal direnç modern tıbbın ilerlemesini geride bırakıyor, dünya genelinde ailelerin sağlığını tehdit ediyor,” dedi.
Hastane enfeksiyonları başı çekiyor
Rapora göre, direnç en hızlı şekilde 'Gram-negatif' bakteriler arasında yayılıyor. Bu grup, birçok ağır hastane enfeksiyonundan sorumlu. Kan dolaşımına yayılan enfeksiyonlar sepsis, organ yetmezliği ve ölüme neden olabiliyor.
Bazı türlerde – özellikle Klebsiella pneumoniae ve E. coli – Afrika’nın bazı bölgelerinde antibiyotiklere direnç oranı yüzde 70’in üzerine çıktı. Bu durum, tedavi seçeneklerini ciddi şekilde kısıtlıyor.
Salmonella ve Acinetobacter bakterilerinin de karbapenem ve florokinolon gibi güçlü antibiyotiklere karşı giderek daha dirençli hale geldiği bildirildi.
Daha da endişe verici olan ise, bel soğukluğu (gonore) tedavisinde kullanılan son etkili ilaç olan seftriaksonun, Doğu Akdeniz bölgesinde direnç belirtileri göstermeye başlaması. Bu durum, dünyadaki en yaygın cinsel yolla bulaşan hastalıklardan birinin mevcut ilaçlarla tedavi edilemez hale gelmesi riskini doğuruyor.
DSÖ: 'Güçlü antibiyotiklere bağımlılık azaltılmalı'
DSÖ, ülkeleri güçlü antibiyotikleri içeren “Watch” listesindeki ilaçlara bağımlılığı azaltmaya ve 2030 yılına kadar küresel antibiyotik kullanımının yüzde 70’ini “Access” kategorisindeki birinci basamak ilaçlardan sağlamaya çağırdı.
Tedros, “Geleceğimiz, enfeksiyonları önleme, teşhis ve tedavi sistemlerini güçlendirmemize ve yeni nesil antibiyotiklerle hızlı moleküler testler geliştirmemize bağlı,” diye konuştu.