Euro'nun sonu hüsran mı?

Euro'nun sonu hüsran mı?
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Jacques Delors, Avrupa Birliği’nin ortak para birimi Euro’nun günahlarını biliyor. 1985-1995 arası Avrupa Komisyonu Başkanı’yken, 1992’de Maastricht’te Avrupa Ekonomik ve Para Birliği’nin doğuşuna şahit oldu.

Avrupa Birliği’nde siyasi krizleri yaşamıştı. Şimdi endişe kaynağında euro var. Başa çıkılmaz bir mesele olduğundan değil, Avrupa Birliği’nin kuruluş temellerinde ayrışmalara yol açtığı için.

1996’dan iki ay öncesine kadar Bizim Avrupamız adlı düşünce kuruluşunun başkanlığını yürüten Delors, euronews mikrofonuna öfkesini ve pragmatizmini dile getiriyor.

Mr.Europe diye de tanınan Delors, borç krizinin, euro bölgesinin halı hazırda elinde bulunan araçlarla kontrol edilebileceği görüşünde.

Laura Davidescu,

euronews:

Öncelikle, Avrupa Birliği’nin, en önemli projesinde dar boğazları görünce neler hissettiğinizi söyler misiniz?

Jacques Delors,

Eski Avrupa Komisyonu Başkanı:

Kaygılıyım, üzülüyorum. Özellikle Euro’ya geçişten sonra, 1997’de aldıklara kararlara uyumları konusunda. Bütçe denge anlaşmasının yanısıra, ekonomi politikalarında işbirliğini öngören anlaşma fikrimi kabuş etmemişlerdi.

euronews:

Kim kabul etmedi?

Delors:

Hükümet başkanlarının tamamı.

Sözkonusu anlaşma kabul edilseydi, sadece euro korunmakla kalmaz, bazılarının aptalca hareketleri engellenir, Euro teşvik edilirdi. Dahası, aralarında tartışırken, İspanya’nın özel sektör borçlarının tehlikeli şekilde büyüdüğünü, İrlanda hükümetinin, bankalarının çılgın operasyonlarını umursamadığını fark etmiş olmalılar. Fakat kıllarını kımıldatmadılar.

euronews:

Ama neden?

Delors:

Neden mi? Çünkü bir kenara attıkları ekonomi politikalarının koordinasyona geri dönmekte bugün biraz geç kaldılar.

Yunanistan’ın yaşadığı zorluklardan yükselen problem basitti:

Ya, mali güçlük yaşayan ülkeler için sistematik koruma yoktur anlamına gelen kurtarma fonu olmayacak maddesi anlaşmaya eklenecekti veya bazı ülkelerde durumun vahametini göremeyen Eurogrup sorumluluğu sırtlanarak, meselenin çözümünde gerekli siyasi kararları alacaktı.

Savunduğumuz tez şu. Almanlarla konuştuğumda onlara, ‘hepimiz sorumluyuz, çirkin Yunan ördek yavrusuna mesuliyeti yükleyemeyiz’ diyorum.

euronews:

Nicholas Sarkozy ve Angela Merkel tarafından ortaya atılan Euro bölgesi ekonomik yönetimi fikrinin işe yaramayacağını söylediniz.

Delors:

Sarkozy ve Merkel, müşterek tasarruf taraftarı olsaydı, zamanlarını Avrupa Komisyonu’nu tecrit etme, Eurogrup başkanı Jean-Claude Juncker’in güçlüklerini gidermeye çalışmakla harcamasalardı…

euronews:

Yaptıkları bu mu?

Delors:

Temelde yaptıkları bu.

Sistemi, hükümetlerarası sisteme çekmeye çalıştılar. Lakin, 17 ülkenin hükümet başkanları veya maliye bakanları arasında mali politika belirlemek mümkün değil.

Müşterek tasarruf yöntemine dönmeliyiz. Komisyona, makamını geri vermeliyiz. Komisyonu tecrit ederseniz, Sayın Van Rompuy ile Sayın Junker’i değiştirip aynı şekilde muamelede bulunursanız, fark eden bir şey olmayacaktır.

Mesele, müşterek tasarruf karşıtı iki liderin zihniyetinden kaynaklanıyor.

euronews:

Lakin, Avrupa Komisyonu inisiyatif alabilir.

Delors:

İnisiyatif almak Komisyon’un hakkı. Teklifler sunabilir. Öneriler kabul edilmezse, bunları basına ve vatandaşlara açıklayabilir. Erasmus’un hayata geçirilmesinde bastırmak için kullandığım bir tehditti bu. Dönemin Avrupa Konseyi Başkanı Margaret Thatcher’ şöyle dedim: ‘Beni bilirsiniz, basın toplantısında, öğrenci değişim programını istemediğiniz söyleyeceğim.’ Sonradan fikirlerini değiştirip, Erasmus’u kabul ettiler.

Sistemin işleyişi böyle. Avrupa Parlamentosu daha önemli rol oynuyor, iyi çalışıyorlar, memnuniyetle karşılıyorum. Dolayısıyla sistemin sağlıklı işleyebilmesi için küçük bir adım eksik.

euronews:

Size göre, ana kelime, yakın ekonomik işbirliği ilkesine dönülmesi.

Delors:

Evet.

euronews:

Nasıl hayata geçecek?

Delors:

Yunan meselesine ayrıştırıp ele almamız gerekiyor. Yunanistan’a yumruğu vurup hadi yoluna demek değil mevzu.

İkincisi, her şeyden evvel, Euro’yo rahatlatmak adına, mevcut kararları temel almalı, Euro bonoları ortaya koymalı.

euronews:

Merkel, Euro bonoya karşı olduğunu açıkladı.

Delors:

Hükümetler, Avrupa İstikrar Mekanizması’nın oluşumu için, Avrupa Birliği anlaşmasında küçük bir düzenleme yaptı.

Hükümetlerarası anlaşmaya dayanarak, Avrupa İstikrar Mekanizması üzerine Euro bono eklenmesinin pratik olarak mümkün olduğunu söylüyorum. Böylece Avrupa Birliği anlaşmasıyla ilgili risk almamış oluyorum.

İkincisi, Avrupa Yatırım Bankası’na, sadece borçlar değil, gelecekteki harcamalar için faaliyetlerini genişletmesi, Euro bono hazırlaması teklifinde bulunuyorum.

euronews:

Mali anlaşmazlık Euro’yu zayıflattıysa, bu noktada çözümün mali birlik olduğu sonucunu çıkarabilir miyiz?

Delors:

Farklılıklar üzerine birlik inşa ediyoruz. Lakin, 27’den 17’ye geçtiğimizde örneğin ekonomik ve para birliğinde, farklılıklar kenara konulmalı. Aksi halde yürümesi mümkün değil.

1985’de, ortak anlaşmayı yaptığımda, tek Avrupa anlaşmasını sunduğumda bunun üç ilkeye dayandığını belirttim: Teşvik eden rekabet, takviye eden işbirliği, birleştiren dayanışma.

Eksik halka, işbirliği.

Bu olmazsa, Euro macerası sona erecek, Avrupa serbest ticaret sahasına dönüşecek, gevşek konfederasyon haline gelecektir veyahut tepesinde federalizm olan yeni bir anlaşmaya varırlar.

euronews:

Lakin Sayın Delors, Avrupa tek ses değil.

Delors:

Polonya’nın dönem başkanlığı, konuşan bütün büyük patronların umurunda mı? Polonya’nın dönem başkanlığının kenar atılmasının doğru olduğunu mu düşünüyorsunuz?

euronews:

Bunun yok sayıldığını mı söylüyorsunuz?

Delors:

Yok sayıldı. Evet. Avrupa adına bu iyi bir şey mi sanıyorsunuz? Ya şu skandala ne demeli? Finlandiya ve Slovakya, Yunanistan kurtarma fonuna iştirak karşılığında garanti istiyor.

Skandaldır bu ! Finlandiya böyle bir şey dediği anda Avrupa Konseyi toplanıp, hayır, bu mümkün değil demeli. Kafalar sulanmış. Birlik ruhu? Ortaklığa ait olma duygusu nerede? Bu, ifşa edilmeli.

Çünkü biz Avrupalılar, sadece, birlikten kuvvet doğar düşüncesinden dolayı Avrupalı değiliz. Kalben de Avrupalıyız! Bugün eksik olan bu !

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Fransız senatosu AB-Kanada serbest ticaret anlaşmasını reddetti

Macron: Rusya savaşı kazanırsa Avrupa'nın güvenilirliği sıfıra iner

Avrupa Parlamentosu milletvekilleri, Avrupa Basın Özgürlüğü Yasası'nı kabul etti