Fransa Bisiklet Turu'nun 'yıldızı' kaydı

Fransa Bisiklet Turu'nun 'yıldızı' kaydı
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

2012’nin ağustos ayı. Lance Armstrong katıldığı amatör bir triathlon müsabakasında zafere ulaşacağından emin.

Oysa Amerikan dopingle mücadele ajansı (USADA), kendisini, bisiklet yarışlarından ömür boyu men edip, 1998’den beri kazandığı tüm şampiyonlukları elinden aldı. Ajansın yayınladığı rapor Amerikalı bisikletçiye büyük ithamlarda bulunuyor. Armstrong’un ‘spor tarihinin en karmaşık doping programını’ takımı US Postal ile birlikte organize ettiği iddia ediliyor.

Bu iddialar bir spor efsanesinin temelden sarstı. Armstrong’un doping hikayesi Fransa Bisiklet Turu’nu 1999’da kazanması ile başladı. O tarihte 28 yaşında olan sporcu kanseri daha yeni yenmişti:

“Fransa Turu’nu kutlayalım tabii. Bu çok büyük bir şey. Ama aynı zamanda kanseri yenişimi de kutlayalım.”

Zamana karşı yarışlarda birinciliği kimseye kaptırmayan, tırmanışlarda herkesi şaşırtan sporcu büyük bir rekora imza atarak 1999’dan 2005’e kadar 7 defa Fransa Turu’nu kazanmayı başardı. Tüm dünyanın gıpta ettiği sporcunun peşini sponsorlar bırakmıyordu. Fakat 2005’teki rutin bir doping testi gidişatı tersine çevirdi.

O dönem şüpheleri ispat etmek mümkün değildi. Bugün ise USADA’nın yayınladığı 1000 sayfalık rapor sporcu tarafından uygulamaya konan planı gözler önüne serdi. Takım arkadaşlarının tanıklık etmesi raporun gerçekliğini kanıtlıyordu.

Armstrong’a yöneltilen suçlamalar uzun bir liste oluşturuyor. Sporcu kan nakli de dahil olmak üzere aralarında steroidinin de bulunduğu yasaklı performans arttırıcı maddeleri kulanmakla suçlanıyor. Ayrıca bu maddeleri sadece kullanmakla kalmayıp trafiğini de yaptığı ve takım arkadaşlarını bu maddeleri kullanmaya yönlendirdiği de iddia ediliyor. Bu sistemin başında ise devasa meblağlar ödeyerek takımın dopingli maddelere erişimini sağlayan İtalyan doktor Michele Ferrari bulunuyor.

Şu ana kadar ise Armstrong’a karşı şahitlik etmeyi takım arkadaşlarından 15’i kabul etmiş durumda. Sporcular Armstrong’un bu maddeleri kişisel buzdolabında tuttuğu ve onların da kullanması için yönlendirdiğini belirtiyor. Kan aktarımı ile ya da kontrolleri geciktirerek testlerin yanlış çıkmasını nasıl sağladığını da ekip arkadaşları net bir şekilde anlatıyor.

Armstrong ise tüm iddiaları net bir şekilde reddediyor. Eğer mahkeme Armstrong’u suçlu bulursa ünlü bisikletçiye hapis yolu gözükebilir. Ayrıca kazandığı 3 milyon Euro’luk primleri de geri ödemesi gerekecek.

euronews:
“Michel Rieu siz mayıs ayında, “dopinge karşı mücadele” başlıklı raporunuzu, Fransız Tıp Akademisi’nde sunmuştunuz. ABD Anti-Doping Ajansı’nın (USADA) raporunda Lance Armstrong’a karşı yapılan suçlamalar sizi şaşırttı mı?”

Michel Rieu:
“Çok değil. ABD Anti-Doping Ajansı’nın (USADA) böyle bir bilgiye sahip olduğuna dair söylentiler vardı. Haziran ayından bu yana bunu biliyorduk. Şimdi bu olay bir fırtına yarattı. Fakat biz fırtınanın geleceğini farketmiştik.”

euronews:
“Armstrong’un bugüne kadar hiçbir doping testi pozitif çıkmadı. Onun gibi bir şampiyon nasıl bütün kontrollerden kurtulmuş olabilir?”

Michel Rieu :
“Çok basit. Fransa turunu unutmuyorum. 1999 ve 2000’de doping etkisi yapan Eritropoietin (EPO) için bir test yoktu. Bu durum 2001’de değişti. Fakat 2001 ve 2005 yılları arasında bir kişiden diğerine yapılan kan transfüzyonu da fark edilemiyordu. Şu anda da bir kişinin kendine kendi kanını enjekte etme durumu hala fark edilemiyor. Uluslararası Bisiklet Birliği’nin (UCI) o dönemdeki doping kurallarına göre sadece o etabın ve klasman birincisinin kontrolden geçmesi zorunluydu.

Diğer iki kontrol ise kura çekilerek sporculara uygulanıyordu. Bu da kan alımlarının ve kontrollerin genelinin önceden programlandığını gösteriyordu. Bu da tabi ki kontrollerden vakti geldiğinde kaçabilmeyi kolaylaştırıyordu. Çünkü kontrollerin ne zaman yapılacağı biliniyordu.”

euronews:
“Sizce Uluslararası Bisiklet Birliği, bu raporun ardından nasıl bir tepki verir. Bundan sonra atacakları adım ne yönde olacaktır?”

Michel Rieu :
“Bakın, Uluslararası Bisiklet Birliği adına konuşmam mümkün değil. UBB’nin çok zor bir durumda kalacağını düşünüyorum. Armstrong’un kazandığı bütün zaferleri iptal etmek mi gerekli? Belirli bir zaman aşımı süreci mi söz konusu olacak? 1999 ile 2005 arasındaki Fransa Bisiklet Turları’nda kimsenin birinci gelmediğini mi açıklamak gerekli? Bu çok zor bir durum ve UBB’nin içinde bulunduğu durumu da anlamak gerekli.

UBB Armstrong’un kahramanlaştırılmasında büyük rol oynadı. Şu anda ise tapılan bu idolü ateşe vermek zorunda kalmak çok da basit değil. Bunu kabul etmek gerekli. Burada sadece UBB zor durumda değil. Bu herkes için geçerli.”

euronews :
“Kontrol araçlarının önüne geçen hile araçlarının kullanıldığı doping karşıtı savaş, baştan kaybedilmiş bir savaş mı?

Michel Rieu :
“Bunun baştan kaybedilmiş bir savaş olduğunu düşünmüyorum. Sembolik olduğunu kabul etmemiz gereken bu olay sonuna kadar uzarsa doping yapan ve yaptıran herkesin alehine gelişir. Çünkü bu açıkça görünüyor ki kimse sürprize ya da bir cezaya karşı korunaklı değil. Ben bunun gelecek için son derece önemli oldugu kanısındayım.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

ABD'de üniversitelerdeki Filistin yanlısı protestolarda onlarca öğrenci tutuklandı

New York'ta Trump'ın 'sus payı' davasının görüldüğü adliye önünde bir kişi kendini yaktı

ABD'li Senatör Sanders: Çocukları kasten aç bırakan bir hükümete neden 10 milyar dolar verelim?