Macaristan'da seçim telaşı başladı

Macaristan'da seçim telaşı başladı
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
REKLAM

Macaristan’da 2010’da seçimleri tekrar kazanarak göreve gelen Başbakan Viktor Orban’ın ilk icraatlarından biri ülke sınırları dışında yaşayan Macarlara vatandaşlık vermek oldu. O günden bu yana yarım milyondan fazla kişi Macar vatandaşlığı elde etti. Bu seçimlerde de oy kullanabilecek.

Tabi bu karar, komşu Slovakya’yı memnun etmedi. İki ülke ilişkileri kısa süre içinde bozuldu. Yine 2010 yılında Macaristan başbakanı, özel medya üzerinde hükümete fazlasıyla denetleme gücü veren bir seri yasa geçirdi. Bu yasa AB tarafından oldukça eleştirildi. Avrupa Parlamentosu’nun Portekizli üyesi Rui Tavares’in hazırladığı raporda, Macaristan’da insan hakları ve hukukun üstünlüğünün tehlike altında olduğu belirtildi.

euronews:
“AB normlarına oldukça önem veren Macaristan Parlamentosu’ndaki başbakanlık ofisinin camında bir zamanlar AB ile Macaristan bayrağı beraber dalgalanıyordu. Viktor Orban başbakan olduğunda ise AB bayrağının yerine başka bir Macaristan bayrağı daha konuldu.”

Eski Macaristan Dışişleri Bakanı Péter Balázs’a göre Orban hükümeti AB içinde pek de rahat hissetmiyor. Şimdilerde Merkezi Avrupa Üniversitesi’nde görev yapan Balázs, hükümetin sürekli AB’yi eleştirerek, kendini bu disiplinden kurtarmaya çalıştığını
fakat aynı zamanda gelen maddi desteği de geri çevirmediğini dile getiriyor.

ABD de Macar’da demokrasi konusunda endişeli. Fakat AB ile olduğu kadar yoğun bir tartışma yok. Yine de ülkedeki rejim değişikliğinden bu yana ilk kez bir Macar başbakanı 4 yıllık uzun çalışma dönemi boyunca Beyaz Saray’a hiç davet edilmedi.

Bu sırada IMF ile olan ilişkiler de bozulmaya başladı. Başbakan IMF’nin stand-by anlaşması için getirdiği koşulları reddetti. Hükümet IMF’den yardım almak yerine piyasalardan borçlanmayı ve Çin, Suudi Arabistan gibi ülkeleri Macar tahvillerini alma konusunda ikna etmeye calıştı. Azerbaycan tahvil alan tek ülke oldu.

Tabi bu yardım karşılıksız kalmadı. Budapeşte hükümeti,Macaristan’da katıldığı bir toplantıda Azeri bayrağını yere atıp, kendisine küfretmekle suçladığı Ermeni subayını öldüren ve ömür boyu hapse mahkum olan Azerbaycanlı subay Ramil Seferov’u Azerbaycan’a iade etti. Bu karar bu sefer de Ermenistan ile ilişkilerin gerilmesine yol açtı. Beyaz Saray da kararı kınadı.

Aynı zamanda Macaristan birçok Asya ülkesi ile yakın ticari ilişkiler kurdu. Uzmanlar da bu ilişkilerin sürmesi gerektiğini çünkü Asya’da büyük bir ticari potansiyel olduğunu dile getiriyor.

Bu sırada Victor Orban ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında imzalanan 10 milyar Euro’luk nükleer anlaşma da uluslararası kamuoyunda büyük yankı buldu. Bu anlaşma ile Rusya Avrupa Birliği ülkelerinden sonra Macaristan’ın en büyük ortağı haline geldi.

euroınews:
“Budapeşte’deki stüdyomuzda dış politika uzmanı András Deák var. Sayın Deak bize bir cümle ile hükümetin dış politikasını tarif edebilir misiniz ?”

András Deák:
“Ben takip edilen stratejik bir plan olduğunu düşünmüyorum. Her şey gelişigüzel. Öncelik iç siyaset ve ekonomik kısıtlamalar.

euronews:
“Yani hükümetin politikalarını belirleyen iç siyaset miydi ?”

András Deák:
Evet. Hükümet üçte iki çoğunluğa sahip oldu ve anayasayı tamamen değiştirdi. İkinci olarak kriz yönetimi ortodoks geleneklerinin dışındaydı. Üçüncü ise seçimlerde sağ kanat seçmenin peşine düşüldü. Bu yüzden Jobbik partisinin aşırı sağcı politikası, dış politikanın içine sızdı. Dışişleri bakanlığının söyleyecek sözü yoktu. Çünkü dış politika önemli değildi. “

euronews:
“Fakat Doğu Ortaklığı hükümet için oldukça önemliydi. Hükümet buna çokça vurgu yaptı ?”

András Deák:
Evet ancak ilk başlarda bu fikir AB karşıtlığı ile beraber hareket ediyordu. Açık bir şekilde yüzümüzü doğuya dönerek, AB’yi eleştirdik. Aynı zamanda bu politika içinde bir çeşit gönüllük vardı. Hükümet kısa vadeli faydalar için uzun süreli riskleri göz ardı etti. Aynı zamanda bu kriz yönetimi hükümetin devlet tahvili satarak ekonomik gelir elde etmesini mümkün kılmak için yapılmış bir seçenek oldu.”

euronews:
Sizce hükümetin yeni nükleer sözleşmesi ve Rusya’nın rolü hükümetin dış politikası için bir sembol haline gelir mi?

András Deák:
Bu anlaşmanın ülkenin dış politikası için bedeli oldukça büyük. Ayrıca Macaristan’ın yüzünü doğuya doğru dönmesini göstermesi açısından da önemli. Yani ülkenin doğuya doğru yelken açtığını göstermesi açısından sembolik bir proje oldu.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Macar Meclisi, 26 Şubat'ta İsveç'in NATO üyeliğini oylayacak

Macaristan’daki istifalar, 2010’dan bu yana iktidarda olan Orban hükümetini sarsıyor mu?

Macar Başbakan Orban, Ukrayna'nın AB üyeliğini anketle sorguluyor