Obama’nın stratejisi ve Türkiye açısından Işid tehdidi

Obama’nın stratejisi ve Türkiye açısından Işid tehdidi
By Bora Bayraktar
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
REKLAM

Amerikan Başkanı Barack Obama Işid stratejisini 11 Eylül saldırılarının yıldönümünde açıkladı. Başkan’ın açıkladığı stratejide hali hazırda yürütülen politikanın ötesine geçen, bilinmeyen hiç bir nokta yok gibi. Obama, bir kaç gün önce NBC televizyonundaki Meet The Press programında stratejiyi zaten özetlemişti. Bu strateji Işid meselesinde Irak’ı öne alan, yerel silahlı güçleri hava saldırıları ve istihbarat operasyonlarıyla desteklemeyi önceleyen, bölge ülkelerini bir araya getirmeyi amaçlayan bir plan.

Obama’nın gece yaptığı konuşması daha çok iki Amerikalı gazetecinin başları kesilerek infaz edilmesinin ülke kamuoyunda doğurduğu infiali yatıştırmayı hedefleyen, “bir şeyler yapıyoruz ama Amerikan askerlerini tekrar Irak’a, bölgeye göndermiyoruz” diyen bir açıklamaydı.

Yeni Işid stratejisinin hedefi Işid’in gücünün azaltılması, kapsamlı terör karşıtı stratejisiyle örgütün yok edilmesi. Amerikan yönetimi Irak güvenlik güçlerinin yapılandırılması için 475 uzman askerini bölgeye gönderecek ve eğitim, koordinasyon görevlerini paylaşacak.
Başkan, bölgedeki Sünni ülkeleri hareketlendirmek, işin asıl sorumluluğunu ve maliyetini onlara yüklemek istediğini de ilan etti. Başarı diye öne sürdüğü ve örnek gösterdiği ülkelerin Somali ve Yemen olması, stratejinin başarı şansı açısından ipuçları veriyor.

Obama’nın Işid’e karşı ittifak kurarken kullandığı mezhepçi dil de ayrıca ele alınması gereken bir konu. Işid ile mücadele ederken Washington, Ortadoğu’nun uzun vadede daha derin bir mezhep ayrımına sürüklenmesinin önünü açıyor. Bu yaklaşım Işid ideolojisini ortadan kaldırmak bir yana daha da kökleştirebilir.

Uzmanlar ne dedi?

Zaten Obama’nın konuşması ilk andan itibaren bölgeyi iyi tanıyanlarca yerden yere vurulmuş durumda. Lübnanlı yazar Rami Khouri, “Obama’nın hapisaneleri, katı rejimleriyle Işid’in doğumuna yol açan Arap rejimlerine dayanmasını stratejisinin en büyük zaafı olarak nitelendirdi.

Big weakness in Obama strategy to defeat ISIS is relying on Arab states whose jails and failed development policies gave birth to ISIS. Gulp

— Rami G. Khouri (@RamiKhouri) September 11, 2014

Shibley Telhami ise Obama’nın operasyonlar için Birleşmiş Milletler kararı aramamasını “Bush doktrinine geri mi dönüyoruz? diyerek eleştirdi.

Is Obama now on board of Bush's preemption doctrine? Do we no longer need imminent threat to justify using force across borders without UN?

— Shibley Telhami (@ShibleyTelhami) September 11, 2014

Stratejinin Suriye ayağı da zayıf

Obama’nın stratejisinde belki tek yenilik hava operasyonlarının Suriye’de de yürütüleceği açıklaması. Ancak Obama’nın Suriye stratejisi 3,5 yıldır olduğu gibi Suriye muhalefetinin güçlendirilmesine dayanıyor. Oysaki Suriye muhalefetinin bu işin altından kalkamayacağını, muhalefete destek olan Suriyeliler bile anlamış durumda.

Obama “rejim meşruiyetini tamamen yitirmiştir ve bunu geri kazanması mümkün değildir” diyerek Esad ile pazarlık kapısını kapadı ve Suriye’yi bugün içinde bulunduğu kaosa sürükleyen politikasında ısrar edeceğini gösterdi.

Türkiye yeni stratejinin neresinde?

Obama’nın yaklaşımının başarı şansı çok yüksek görünmüyor. Işid’in Irak ve Suriye’den sonra, sınır komşusu olması, Kürt meselesindeki dengeleri bozması ve geçiş kolaylığı nedeniyle en büyük tehdidi yönelttiği Türkiye de ABD’nin yaklaşımından tatmin olmasa gerek. Obama dün gece stratejisini açıklarken Türkiye’ye açıkça değinmese de gerek NATO Zirvesi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinde gerekse Meet the Press röportajında Ankara’yı yanında görmek istediğini belirtti. Türkiye de sıkıntıya giren Suriye politikasında rahatlamak, güney sınırını güvenceye almak, ticaret yollarını açmak ve çözüm sürecini sekteye uğratmamak için Işid’den kurtulmak istiyor.

Ancak Işid’in halen 49 vatandaş ve diplomatını rehin tutması Ankara’nın elini kolunu bağlıyor. Yine de bu büyük tehdit karşısında Türkiye ister istemez bir taraf olma durumunda. Türkiye gerek lojistik yolların kesilmesi, siyasi destek sağlanması, belki de üslerin kullanılması konusunda bu operasyonların içinde yer alacak gibi görünüyor. Tabi bu 49 Türk vatandaşının hayatını önceki günlere göre daha da riskli bir konuma sürüklüyor. Ama gerek Ankara gerekse bölge ülkeleri için Işid’e karşı seçenekler çok fazla değil.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Hakan Fidan'ın Irak ziyareti: Gündemde PKK, petrol ihracatı ve su meselesi var

Türkiye'nin tazminata mahkum olduğu dava sonrası IKYB'den petrol ihracatı yeniden başlıyor

İsveç, tarafsızlık politikasına son vererek resmen NATO'nun 32. üyesi oldu