Brüksel’de düzenlenen Avrupa Birliği(AB) – Latin Amerika ve Karayipler Topluluğu (CELAC) Zirvesi’nde Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos bu
REKLAMBrüksel’de düzenlenen Avrupa Birliği(AB) – Latin Amerika ve Karayipler Topluluğu (CELAC) Zirvesi’nde Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos bu ülkelerin vatandaşlarının vize almadan Avrupa’yı ziyaret etmelerini sağlayan bir anlaşmaya imza attı. Peki bunu nasıl başardı? Bu anlaşma Avrupa için ne anlama geliyor? Devlet Başkanı Santos euronews’e verdiği özel röportajda bu anlaşmayı ve Kolombiya’da FARC ile yürütülen barış görüşmelerini anlattı.
Alberto de Filippis, euronews: “Sayın başkan, katıldığınız için teşekkürler. Avrupa turunuza başladığınızdan bu yana gündeminizdeki en ilginç konulardan birisi kısa süreli iş ya da tatil amaçlı seyahatleri için bu ülkelere gitmek isteyen Kolombiyalıların Schengen vizesi almasını gerektirmeyen anlaşmanın imzalanmasıydı.”
Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos: “Teşekkür ediyoruz. Hala eksik olan ne? İmzaladığımız anlaşmanın bütün dillere çevrilmesi ve Avrupa Konseyi’nin bu yasayı uygulaması gerekiyor. Bu sadece basit bir prosedür. Bu anlaşma ile Avrupa’yı ziyaret etmek isteyen hiçbir Kolombiya vatandaşının vizeye başvurması gerekmeyecek. 90 günlük bir izin alacaklar ve yılda ardışık olmayacak şekilde maksimum 180 günlük izin alabilirler. Bu uygulama sadece turistler için geçerli değil. Ayrıca iş amaçlı gelen bazı profesyoneller de bundan yararlanabilir.”
euronews: “Kolombiya olarak ülkeden ayrılacak kişi sayısı konusunda bir kotanız olacak mı? Ya da sadece pasaport sahibi olanların mı bunu yapmasına izin verilecek?”
Juan Manuel Santos: “Her pasaport sahibi bunu yapabilir. Elbette ülkeye kimin girip kimin girmeyeceğine göçmenlik yetkilileri karar verecek.”
euronews: “Sayın başkan, FARC ile barış görüşmelerine geri dönelim. Birkaç ay önce bana barışın sağlanacağına oldukça ikna olduğunuzu söylemiştiniz. Şu anki durum nedir?”
Juan Manuel Santos: “Böyle karışık bir süreçle ilgili tüm problemlerle ilgileniyoruz. Birkaç gün önce bu konuda bir “gerçekler komisyonu” kurmaya karar verdik ki söz konusu süreçte bu çok önemli ve aynı zamanda bu özel bir hukuk sistemi. Kurbanlar bazı kötülüklerin neden yapıldığını bilmek istiyor. Bu da her barış sürecinde en önemli nokta.”
euronews: “Terörün çevresel bir tehdit de oluşturduğunu söylediniz. Neden?”
Juan Manuel Santos: “Kolombiya’dan bahsedersek; FARC uyuşturucu kaçakçılığı sayesinde büyüdü. Uyuşturucu kaçakçılığı yağmur ormanlarımızı tahrip etti. Söz konusu barış süreci çerçevesinde FARC ile tartışılan en temel noktalardan birisi uyuşturucu kaçakçılığını sona erdirmeleri gerektiği. Bir taraftan yasal ekim konusunda bize yardımcı olmaları ve yağmur ormanlarımızın yok edilmesine son vermeleri gerekiyor. Diğer taraftan da FARC saldırarak, boru hatlarımıza ve sahip olduğumuz petrole karşı terörü kullanıyor. Örneğin birkaç hafta önce, Ekvador’a petrol taşıyan 200 kadar tankeri durdurdular ve bu tankerlerin taşıdığı petrolü yola döktüler. Bu petrol nehirlere ulaştı ve çevreyi kirletti. FARC’ın yaptığı şey çevre katliamı.”
euronews: “FARC’ın düzenlediği son saldırılar nedeniyle ihanete uğramış gibi hissediyor musunuz?”
Juan Manuel Santos: “Böyle saldırı düzenlemeleri elbette hoşuma gitmiyor. Bizzat bana saldırıyorlar ve bu konuda onlara hak veremem ancak bu başarmak için oynanan oyunun bir parçası. Kolombiya’da “Sürecin devam etmesi için kargaları yemek zorundayız” deriz.”
euronews: “Uluslararası toplum FARC üzerinde baskı oluşturulması için ne yapabilir?”
Juan Manuel Santos: “Aynen öyle. FARC üzerinde baskı kurabilirler. Onlara eğer FARC yarın meşruiyetinin olmasını istiyorsa, mermilerin yerini oyların almasını ve bir şekilde kendilerine saygı duyulmasını istiyorlarsa, o zaman da onlardan şiddete son vermelerini, müzakereleri hızlandırmalarını ve hem uluslararası toplum hem de Kolombiyalılar için uygun olan anlaşmaları kabul etmelerini bekliyoruz.”
euronews:“Ayrıca “Çatışma sonrası süreç için bir Avrupa Birliği fonu oluşturmaya çalışıyoruz” dediniz. Bu ne anlama geliyor?”
Juan Manuel Santos: “Bu fon oluşturulacak. Bu sadece Avrupa Birliği tarafından yürütülen bürokratik bir süreç. Şu anda bu fonun oluşturulması için yasal prosedürlere ihtiyacımız var. Birçok ülke söz konusu fona ne kadar para koymak istediklerini hala belirtmedi. Elbette Kolombiya için bu fona ne kadar çok para koyarlarsa o kadar iyi olur. Ancak bu fona mümkün olan en kısa zamanda sahip olacağımızı umuyorum. Fona para koyanların karar mekanizmasında bulunacağını düşünüyorum. Belki de bunun için bir yönetim kurulu oluşturacaklar. Bunu burada ya da Kolombiya’da yapacaklar. Yani nerede daha yararlı olacaksa orada oluşturulacak.”
Alberto de Filippis, euronews: “Sayın başkan bize barış anlaşmasının şartları hakkında bir şeyler söyleyebilir misiniz?”
Juan Manuel Santos: “Gündemde beş madde bulunuyor. Birincisi ülkenin kırsal kalkınmasıyla ilgili. Çatışma yoksulluk ve eşitsizliğin daha etkili olduğu kırsal kesimde yoğunlaştı. Hangi konuda anlaştık? Daha çok yatırım, daha çok köylünün kendi arazilerinin mülkiyetine sahip olması konusunda anlaştık. Verimli projelere daha çok yardım, hastaneler, okullar ya da yollar gibi kamu mallarına daha çok yatırım yapılması. İkincisi de siyasi katılım. Bu demokrasimizi daha güçlü hale getirmenin bir yolu. Parlamentoda yeterince temsil edilmeyen bölgelere ve sektörlere daha fazla söz hakkı vermeliyiz. Demokrasimizi geliştirmeliyiz. Üçüncüsü ise FARC’ın uyuşturucu kaçakçılığına yardımlarını durdurması gerekiyor. Uyuşturucu kaçakçılığından kar elde etmeye son vermeliler. Onların bu işi bırakması ve Kolombiya’da uyuşturucu kaçakçılığını ortadan kaldırmak amacıyla yasa dışı ekilen arazileri dönüştürmek için devlete yardım etmeleri gerekiyor. Bunun tüm dünya için ne kadar önemli olacağını düşünün. Bu konudaki göreceli başarımıza rağmen Kolombiya hala dünyanın en büyük kokain üreticisi. Avrupa’da ve dünya genelinde en önemli kentlerde kokain tüketimi arttı. Bu barış süreci uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele için çok önemli. Müzakere ettiğimiz son iki konu da FARC ve terör mağdurları ile sivil hayata geri dönme, hakların iadesi ve sivil hayata yeniden uyum sağlamak.”