Göç, terör veya radikalleşme … Almanların 2016 yılında en çok korktuğu maddeler arasında ilk sırada yer aldı.
Göç, terör veya radikalleşme … Almanların 2016 yılında en çok korktuğu maddeler arasında ilk sırada yer aldı.
- Ülkede geçtiğimiz hafta art arda yaşanan saldırıların en kanlısı 22 Temmuz gecesi Münih’te meydana geldi. Bir alışveriş merkezinde meydana gelen saldırıda 9 kişi yaşamını yitirdi. 18 yaşındaki İran asıllı Alman vatandaşı saldırgan ise intihar ederek yaşamına son verdi.
Olayın ardından Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere halka seslenerek olayın tüm yabancılara mal edilmemesi gerektiğini söyledi:
- Almanya bir hafta içerisinde dört kanlı saldırıya sahne oldu. Saldırıların doğrudan terörizmle bağlantısı bulunmuş değil. Ancak Avrupa basını Münih harici diğer saldırıların göçmenler tarafından yapıldığına dikkat çekti.
Almanya’da palalı saldırı: Almanya’nın Reutlingen kentinde 21 yaşındaki bir Suriyeli göçmen, palayla bir kadı… https://t.co/9L7ZgbnnJP
— İkinci Bölge (@ikinciBolge) 24 juillet 2016
Art arda yaşanan kanlı saldırılarda göçmenlerin yer alması geçtiğimiz son bahardan itibaren çok sayıda Afgan, Suriyeli ve Irak vatandaşına kapılarını açan Alman hükümetinin göç politikasını değiştirmesi söz konusu.
Göçmenlerin giriş kapısı olan Bavyera eyaleti, hükümet ortağı ve göçmen sayısının kısıtlanmasını isteyen Hristiyan Sosyal Birlik Partisi CSU tarafından yönetiliyor.
Berlin’de geçtiğimiz Aralık ayında göçmen politikasını savunan Alman Şansölye Angela Merkel ise tutumunu değiştirmedi. Şansölye Almanya’nın güçlü bir ülke olduğunu belirtmiş ve halkın kin ve korku sarmalına sürüklenmemesi uyarısında bulunmuştu:
Öte yandan son yaşananların İslam karşıtı hareket Pegida ve göçmen ve Avrupa karşıtı Almanya için Alternatif partisi AfD’yi harekete geçirmesinden endişe ediliyor. AfD 2017 Bundestag genel seçimlerine güçlü bir giriş yapmaya hazırlanıyor.
euronews, Nial O Reilly:
Almanya ve diğer Avrupa ülkelerindeki terör tehdidiyle ilgili analizimizi derinleştirmek amacıyla siyasi ve Orta-Doğu konularında uzman Simon Mabon ile birlikteyiz. Sayın Mabon, euronews’e hoşgeldiniz. Almanya’da göçmenlerin saldırılar gerçekleştirdiği görülüyor. Cuma günü yaşanan olay farklı. Ancak Almanya’da Pegida gibi bazı hareketler göçmenlerin ülkenin güvenliğini ve istikrarını tehdit ettiğini düşünüyor.
Simon Mabon:
“Üzerinde düşülmesi gereken çok önemli bir konu. Son aylarda yaşananlara bakılacak olursa Almanya ve Avrupa’da tansiyonun yükseldiği görülüyor. Farklı kimlikler ortaya çıkıyor. Suriye, Irak, Orta-Doğu veya Libya’dan birçok kişi geldi. Avrupalılar bazı sorunların üstesinden gelmeliler. Kimlik sorunu, ekonomik, güvenlik sorunları ortaya çıkıyor. Pegida gibi hareketler ise göçmenleri hedef alıyor. Bunu çoğu zaman şiddete başvurarak yapıyorlar. Saldırılar ile son buluyor. Göçmenler işkence, ölüm, ırkçılık ve savaşlardan kaçıyor. Belirsizlik döneminden geçiyorlar ve bu belirsizlik dönemi kaosa ve şiddete yol açıyor. Kimlik sorununun yaşanmaması önemli. Gelecekte saldırıların önlenmesi için insanların gerçekten birbirine bağlı olması gerekiyor.”
euronews:
DAEŞ veya El Kaide bazı Avrupa ülkelerini hedef alıyor. Fransa’da da saldırılar yaşandı. Bu gruplar Almanya’yı hedef olarak mı görüyor ?
Simon Marben:
“Fransa ile ilgili çok haklısınız. Daeş müslümanların yoğun olarak yaşadığı bölgelere sızmaya çalışıyor. Almanya konusunda durum çok farklı. Daeş korku saçmaya çalışıyor, tansiyonun yükselmesini istiyor. Dar ul-İslam ve Dar ul-Harp tartışmalarını karşı karşıya getirmek istiyor. Bir yanda İslam diğer yanda dünyanın geri kalanı meselesi. Bu Fransa’da Almanya’da mümkün olduğunca çok insanı hedef almak anlamına geliyor. Denemek ve vurmak istiyorlar. Ancak insanların kendilerini iyi hissetmesini sağlarsak, göçmenler kendilerini güvende hissederse, kimlik sorunu yaşamazsa, kendilerini koruma altına alırsak, böylece saldırılar önlenebilir.”