Euronews muhabiri: New Yorklular henüz şoku atlatamadı

REKLAM

Amerika Birleşik Devletleri’nde 58’inci başkanlık seçimleri yapıldı ve Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump, rakibi Hillary Clinton’a karşı zafer elde ederek ülkesinin 45’inci başkanı seçildi.

Euronews Washington muhabiri Stefan Grobe ile seçim sonrası ülkedeki genel atmosferi ve devir teslim sürecini konuştuk.

Cathrine Hardy Lyon:

Trump’ın seçilmesine yönelik sokaklarda öfke devam ededursun Trump ve Clinton’dan uzlaştırıcı sözler geldi. Euronews Amerika temsilcisi Stefan Grobe, sen şimdi tam da bize orada neler olduğuna dair bilgi verebilecek yerdesin. İlk şokun ardından Amerika’da şu anda ruh hali ne durumda?

Stefan Grobe, New York:

İnsanlar burada, New York’ta şok geçirdi ve hala bu kaybetmenin sarsıntısını yaşıyorlar. Amerikan seçim sisteminin işleyişi ile alakalı anlamamız gereken bir durum var ki o da Orta Amerika’daki kırsal kesimden yana oluyor. Orantısız bir şekilde Orta Amerika’nın lehine oluyor ve Trump da bu şekilde seçildi. Ayrıca sokaklarda coşkulu bir toplu kutlama ya da sevinç gösterilerine rastlamadık. Amerika tarihinde her şeyden öte başkanlık seçimini kazanan en sevilmeyen, en nefret edilen ve en beğenilmeyen adayıydı. Bundan sonra ilerisi için nasıl hareket edeceğimiz daha ziyade başkan seçilen Trump’ın tavırlarına, diğer tarafla nasıl etkileşim içinde olacağına ve ‘Mavi Amerika’ yani Clinton’a oy veren bölgelerle alakasına bağlı olacak. Şunu da unutmamak lazım Hillary Clinton, Trump’a göre daha fazla oy aldı. Yani insanlar Donald Trump’a nazaran Clinton’ı tercih etti.

Cathrine Hardy Lyon:

Obama’nın yönetimi ve Trump’ın yönetimi göz önüne alındığında birbirinden çok farklı iki oluşum ortaya çıkıyor. Bu noktadan hareketle siyasi geçiş sürecinde ne tür sorunlar öngörüyorsun?

Stefan Grobe, New York:

Büyük problemlerin ortaya çıkacağını sanmıyorum. Bence en büyük problem, Donald Trump ile Barack Obama arasındaki çok ciddi kişisel husumet. Hatırlamak lazım, Obama, daha geçen haftaya, geçen Pazartesi’ye kadar Donald Trump karşıtı bir kampanya yürüttü ve ‘bu adam başkanlık için uygun birisi değil’ dedi. Aynı zamanda Trump da sürekli Obama’nın başkanlığının meşruiyetini ve Barack Obama’nın doğum yerini sorguladı. Dolayısı ile bu iki isim birbirini sevmiyor ve Beyaz Saray’daki garip toplantıdaki görüşmenin nasıl geçtiğini de tahmin edebiliyorsundur. Ancak tüm bunların ötesinde çok profesyonel bir geçiş süreci göreceğimizi tahmin ediyorum. Bu da Amerika’nın ne olduğunu ortaya koyuyor zaten. Barışçıl, düzgün ve aksama olmadan yaşanacak bir devir teslim süreci. Ki Obama da zaten bunun işaretlerini verdi.

Cathrine Hardy Lyon:

Trump yönetiminin Amerikan siyasetindeki etkilerini görmemiz ne kadar zaman alacaktır?

Stefan Grobe, New York:

Bu güzel bir soruydu. Trump birçok söz verdi ve siyasi programına geldiğimizde ise çıtayı çok yükseklere çıkardı.. Hatırlanacağı üzere ABD ile Meksika arasına duvar çekilmesi, Obama’nın sağlık programı ObamaCare’i iptal edip yerine başkasını getirmek ve Obama’nın mirasını ortadan kaldırmak gibi. Şimdi kendisi Kongre’nin onayı olmadan sadece birkaç şeyi doğrudan yapabilir. Barack Obama çok sayıda başkanlık emri imzaladı çünkü Kongre bunu gerçekleştirme olanağına sahip değildi. Şimdi aynı şeyi Donald Trump da yapabilir. Obama’nın uygulamalarını ortadan kaldırmak için tam tersi yönde imzalar atabilir. Herhangi bir Cumhuriyetçi yönetim için iş düzenini korumak daha zorlu bir süreçten geçecektir. Kongre, özellikle Cumhuriyetçi Parti için hala iki partiden oluşuyor; biri sağ kanat, ve ‘hiçbir şey yapmayan’ (tembel) kanat, diğeri de ılımlı kanat, ki olası herhangi bir anlaşmaya hazır olan kesim. Bu da Başkan Trump’ın Beyaz Saray’da süreci nasıl devam ettireceğine dair ipuçları içeriyor. Bu elbette önemli bir soru ve konunun takipçisi olacağız.

Cathrine Hardy Lyon:

Stefan, verdiğin bilgiler için bir kez daha teşekkürler, seninle konuşmaya devam edeceğiz.

Stefan Grobe, New York:

Büyük bir keyifle Cathirne.