Bulgaristan'ın yeni Cumhurbaşkanı Radev ülkenin kaderini değiştirecek mi?

Bulgaristan'ın yeni Cumhurbaşkanı Radev ülkenin kaderini değiştirecek mi?
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Bulgaristan‘ın yeni cumhurbaşkanı, 10 senedir AB üyesi olunmasına rağmen halen birliğin en fakir ve yolsuzluğun en yüksek olduğu ülkesi olarak uzun bir memnuniyetsizlik döneminin ardından…

Bulgaristan’ın yeni cumhurbaşkanı, 10 senedir AB üyesi olunmasına rağmen halen birliğin en fakir ve yolsuzluğun en yüksek olduğu ülkesi olarak uzun bir memnuniyetsizlik döneminin ardından seçildi. Kimileri Rumen Radev liderliğinde ülkenin Rusya ile yakınlaşmasından endişe ederken, cumhurbaşkanı Avrupa’dan geri adım atmayacaklarını söylüyor.

Tüm bunları konuşmak üzere, euronews Sofya’daki cumhurbaşkanlığı sarayında Bulgaristan’ın yeni Cumhurbaşkanı Rumen Radev ile bir araya geldi.

Isabelle Kumar, euronews: Neden Bulgaristan bunca yıldır etkili adımlar atamıyor?

Rumen Radev: Bence Bulgaristan’daki sorunlara AB’deki problemlerin bir parçası olarak objektif gözle bakmalıyız. Tabi ki de yoksulluk, adaletin yetersiz olduğu hissi, demografik kriz gibi sorunlar halen çözülmedi, bunlar Bulgaristan için büyük problemler. Bu problemler, baştakilerin kararlı adımları ve önlemleriyle çözülebilir.

euronews: Bulgaristan’ın bir yolsuzluk sorunu var. En son AB’den bir uyarı aldınız, Uluslararası Yolsuzluk Algısı Endeksi’nde de AB içinde Bulgaristan en kötü seviyede yer aldı. Sizden öncekilerin başaramadıklarını sizin başaracağınızı düşündüren nedir?

Radev: Evet Bulgaristan’da yolsuzluk var. Ancak Bulgaristan’ın AB’de yolsuzluğun en yüksek ülke olduğunu söyleyemem. Bulgaristan yolsuzlukla mücadele için çaba gösteriyor. Ancak ben yolsuzluk ve suçla mücadele için daha fazla çaba göstermemiz, kurumların, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını bir araya getirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

euronews: Bir başka problem de ülkenizdeki siyasi istikrarsızlık. 4 yıl içindeki üçüncü hükümet kurulacak. Mart sonunda seçimler düzenlenecek. Bu istikrarsızlığın gölgesinde bu temel sorunları nasıl aşmayı düşünüyorsunuz?

Radev: Bu konuda haklısınız. Siyasi istikrarsızlık ekonomi ve adalet gibi birçok alanda sorunlar yaratıyor. Ümit ediyorum ki önümüzdeki seçimler halkın çıkarlarını düşünen, bu doğrultuda yasalar yapan aynı zamanda da devlet kurumlarına güveni yeniden sağlayacak hızlı ve etkili kararlar alan bir meclisin kurulmasını sağlar.

euronews: Seçildiğiniz zaman, kimileri sizin Moskova’nın adamı olduğunuzu ve bunun Avrupa için bir kayıp olduğunu söyledi. Siz ise dengeli bir yaklaşım göstereceğinizi söylediniz. Sizce bu iki güce, Moskova ve AB’ye aynı anda hizmet etmek mümkün mü?

Radev: Açıkça konuşmak gerekirse bu soruyu anlamıyorum. ABD’de iki askeri okuldan mezun oldum ve Bulgaristan’da birçok iki ve çok uluslu NATO operasyonunu yönettim.

euronews: Ancak Rusya’ya yönelik yaptırımların hafifleştirilmesi ve gerginliğin yatışmasını savunuyorsunuz.

Radev: Evet ben kesinlikle yaptırımların kimseye kesin bir çıkar getirmediğinin, tam tersine Rusya ile AB’nin ekonomilerine zarar verdiğini düşünüyorum.

euronews: Şurada Kırım’ın durumu çok açık ortada, yaptırımların uygulanmasının ilk adımı bu sebeple oldu. Eğer yaptırımlar kaldırılırsa bu uluslararası kanunların hiçe sayılması anlamına gelmiyor mu?

Radev: Kırım’ın ilhakı kesinlikle uluslararası kanunların ihlaliydi. Bulgaristan kesin olarak uluslararası yasaları destekliyor. Ancak buradaki büyük soru, Avrupa karşılıklı güveni baltalayan bu yaptırımlarla bölünmüş bir halde ne kadar daha devam edebilir? 5 sene? 10 – 50 sene?

euronews: Temmuz ayında bu yaptırımları muhafaza etmek için Avrupa Birliği’nde bir seçim yapılacak. Siz Bulgaristan’ın yaptırımların devamına karşı çıkan yönde oy vermesi için mi uğraşacaksınız?

Radev: Temmuz’a kadar daha çok zaman var. Durum günden günde değişiyor. Gelin şöyle enteresan bir durum hayal edelim. Trump ve Putin yönetimleri diyaloğun geliştirilmesi, güvenin arttırılması ve yaptırımlar sebebiyle ortaya çıkan zıtlaşmanın azaltılası yönünde anlaşırlarsa, Avrupa buna nasıl tepki verecek?

euronews: Az önce Trump’tan bahsettiniz. Donald Trump mülteciler, göç ve terörizm arasında bir bağlantı kurdu. Onunla bu konuda aynı fikirleri mi paylaşıyorsunuz?

Radev: Birçok terörist saldırıya şahit olduk ve bunlar gayet ciddiydi. Eğer bunlar daha da sıklaşırsa, bu Avrupa için ne anlama gelir?

euronews: Kimileri bunu gerçeğin yanlış yorumlanması olarak görüyor. Çoğu terörist saldırı, o ülkelerin vatandaşları tarafından yapıldı.

Radev: Kimi terörist saldırılar 2. ve 3. kuşak göçmenler tarafından yapıldı. Bu oldukça ciddi bir konu. Diğer yandan, bu göç dalgasıyla gelen bazı insanlar tarafından gerçekleştirilen terörist saldırılar oldu. Bunlar şu an oluyor. Bu azımsanmayacak ölçüde bir tehdit karışımı, bu sebeple de terörizmden bahsederken eğer büyük ölçüde Avrupalı vatandaşların güvenliğini düşünüyorsak, tek bir tehdidi bile göz ardı etmemeliyiz.

euronews: Avrupa Birliği göç ve mülteci politikası konusunda siz, AB’nin önerdiği mültecilerin tehciri ve kota konulması sistemine destek vermediğinizi söylemiştiniz. Ancak aynı zamanda da Bulgaristan’ın müşfik bir ülke olduğunu da söylüyorsunuz. Bu ikisini nasıl bir arada düşünüyorsunuz?

Radev: Çok kolayca. Bulgaristan’da savaşın korkunç yüzünden kaçan insanlara yardım etmek için elimizden geleni yapıyoruz. Ancak mültecilerle yasadışı göçmenler arasındaki farkı da görmemiz gerek. Başarılı bir entegrasyonun şartı nedir? Avrupa’nın burada bir problemi olduğunu düşünüyorum. Bunun ne kadar parasal kaynağa mal olacağı, sosyal sisteme etkisinin ne olacağı, Avrupa’nın ne kadar insana kucak açabileceği ve bunun bedelinin ne olacağı belirsiz.

euronews: Siyaset sahnesine baktığımızda, sizin bu alanda deneyimsiz olduğunuzu görüyoruz. Bulgaristan Hava Kuvvetleri’nin eski komutanısınız. Bu kadar sorunla başa çıkarken bu durumun sizin lehinize veya aleyhinize mi çalışacağını düşünüyorsunuz?

Radev: Burada hem avantaj, hem de dezavantajlardan bahsetmek mümkün. Siyaset deneyiminin olmaması bir problem ancak aynı zamanda büyük bir avantaj da olabilir. Çünkü günümüzde siyaset tarafsızlığı ve objektif bir bakış açısına sahip olmayı gerektiriyor. İnsanlar siyasetin kendi partilerinin çıkarı olarak değil milletin çıkarına hizmet etmesi gerektiğini düşünüyor ki, bu da benim avantajım.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Polonya'da yolsuzluk iddiası: Eski adalet bakanı ve yardımcısının evleri arandı

Estonya Adalet Bakanı 12 bin euroluk yolsuzluk suçlamaları sonrası istifa etti

Pakistan: Hapisteki eski Başbakan İmran Han ve eşine yeni yolsuzluk suçlaması