Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Belçika başbakanı Rus varlıklarıyla Ukrayna'ya kredi verme planına karşı muhalefetini arttırdı

Belçika Başbakanı Bart De Wever.
Belçika Başbakanı Bart De Wever. ©  AP Photo
© AP Photo
By Jorge Liboreiro
Yayınlanma Tarihi
Paylaş Yorumlar
Paylaş Close Button

Belçika başbakanının öneriyi 'temelden yanlış' olarak nitelendirmesi ve AB'ye Rus varlıklarına dokunmak yerine yeni borçlanma çağrısında bulunmasının ardından Ukrayna için tazminat kredisi sağlama umutları suya düştü.

Belçika Başbakanı Bart De Wever, Avrupa Birliği’nin dondurulan Rus varlıklarını kullanarak Ukrayna’ya tazminat amaçlı kredi sağlama planına yönelik muhalefetini yineleyerek, öneriyi “temelden yanlış” olarak nitelendirdi.

Euronews’un tarafından görülen ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e gönderilen mektupta De Wever, “Kaçınılabilir bir durumda, tüm sonuçlarıyla birlikte bizi hukuki ve mali açıdan keşfedilmemiş alanlara sürükleyecek bir yola neden girelim?” ifadelerini kullandı.

De Wever, Rus varlıklarının kullanılmasının yerine AB’nin piyasadan 45 milyar euro ortak borçlanma yoluyla Ukrayna’nın gelecek yılki mali ve askerî ihtiyaçlarını karşılaması gerektiğini savunuyor.

Mektupta, “Riskler hesaba katıldığında, bu seçenek özellikle tazminat kredisi seçeneğine kıyasla daha düşük maliyetli olur,” ifadeleri yer aldı.

Başbakan ayrıca, uluslararası örneği bulunmayan tazminat kredisinin, Ukrayna ile Rusya arasında barış anlaşması sağlanması için Beyaz Saray’ın yürüttüğü çabaları sekteye uğratma riski taşıdığını belirtiyor. Bu görüş, dondurulan Rus varlıklarını AB’nin en güçlü baskı aracı olarak gören diğer liderlerle çelişiyor.

De Wever, von der Leyen’e gönderdiği mektupta, “Teklif edilen tazminat kredisi şemasında acele edilmesi, yan etki olarak AB'nin olası bir barış anlaşmasının önüne set çekmesi anlamına gelir,” dedi.

De Wever, “Avrupalı vergi mükelleflerinin Ukrayna’ya verilen desteğin faturasını tek başına ödememesi gerektiği argümanına tümüyle hak veriyorum. Ancak hukuki gerçek şu ki, tarihte hiçbir dönemde dondurulmuş devlet varlıkları devam eden bir savaş sırasında yeniden tahsis edilmemiştir,” diye ekledi.

Dondurulan Rus varlıklarının büyük kısmı, yaklaşık 185 milyar euro, Brüksel merkezli menkul kıymet saklama kuruluşu Euroclear’da tutuluyor. Üye devletlerdeki özel bankalara dağılmış yaklaşık 25 milyar euro daha bulunuyor; ancak ülkeler bu tutarları açıklamış değil.

Euroclear’a ev sahipliği yapan Belçika, Moskova’nın olası hukuki misillemesinde ilk hedef olacağından ve hem kredinin tamamından hem de doğabilecek zararların tazmininden sorumlu tutulabileceğinden endişe ediyor.

De Wever’in dört sayfalık mektubunda bu risk özellikle vurgulanıyor.

De Wever, ekim ayı ortasında yapılan kritik zirvede, öneriyi bloke etmiş ve diğer üye devletlerden risklerin tamamen paylaşılması, sağlam garantiler ve Rus varlıklarının kalan kısmının tespiti için azami şeffaflık talep etmişti.

Zirve sonrası, “Ülkemden para alırsanız ve iş ters giderse, bir hafta içinde 140 milyar euroyu ödeyemem, üstelik bunu yapmak istemem,” demişti.

O tarihten bu yana Avrupa Komisyonu, krediye ilişkin sayısız hukuki, mali ve diplomatik soruna çözüm bulmak için Belçika ile görüşmeler yürütüyor.

Von der Leyen, bu ayın başında AB liderlerine gönderdiği mektupta Ukrayna’nın bütçe ve askeri ihtiyaçlarına destek için üç ana seçenek sıraladı: her ülkenin ikili katkıları, AB düzeyinde ortak borçlanma veya Rus varlıklarına dayalı bir tazminat kredisi.

Zamana karşı yarış

Almanya, Polonya, İskandinav ve Baltık ülkelerinin de aralarında bulunduğu pek çok AB üyesi, tazminat kredisine destek veriyor. Bu yöntem, en azından başlangıç aşamasında kendi bütçelerinden ek kaynak çıkmasını önleyeceği gibi, “Rusya bedel ödemeli” anlayışını da karşılıyor.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise çarşamba günü yaptığı konuşmada, dondurulan Rus varlıklarının kendisi için hâlâ en uygun seçenek olduğunu açıkça yineledi.

AP milletvekillerine hitabında von der Leyen, “Çok açık olayım: Avrupa vergi mükelleflerinin faturayı tek başına ödemesi benim için hiçbir senaryoda kabul edilebilir değil. Ayrıca alınacak her kararın ilgili yargı kurallarına uygun olması ve Avrupa ile uluslararası hukuka saygı göstermesi şart,” ifadelerini kullandı.

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, perşembe günü tazminat kredisine ilişkin bir kararın ABD öncülüğündeki barış görüşmelerinde AB’nin sesini güçlendirebileceğini söyledi.

Merz, “Bu varlıkları Ukrayna’yı desteklemek için daha da fazla kullanmak istiyoruz,” dedi.

Başlangıçtaki 28 maddelik planda, Rus varlıklarının Washington ile Moskova’nın ticari çıkarları doğrultusunda kullanılmasını öngören son derece tartışmalı bir model yer alıyordu.

Bu maddenin, ABD ve Ukrayna arasında Cenevre’de yapılan görüşmelerin ardından metinden çıkarıldığı düşünülüyor. AB ise, kendi yargı yetkisindeki Rus varlıklarına ilişkin herhangi bir düzenlemenin Birliğin tam katılımını gerektirdiğini vurguluyor.

Bu sırada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, fonlara dokunulmasının “hırsızlık” anlamına geleceğini söyleyerek, hükümetinin buna “karşı önlemler” alacağını açıkladı.

AB’nin 27 lideri, Ukrayna’nın IMF ile yeni programının onaylanabilmesi için gerekli kararı vermek üzere 18-19 Aralık’ta Brüksel’de bir araya gelecek.

De Wever, von der Leyen’e gönderdiği mektupta tüm itirazlarına rağmen tazminat kredisi ihtimaline kapıyı tamamen kapatmadı.

Destek karşılığında, 185 milyar euroyu ve hem Belçika hem de Euroclear’a açılabilecek tahkim davalarının maliyetlerini kapsayacak “yasal olarak bağlayıcı, koşulsuz, geri dönülemez, talep üzerine işleyen ortak ve müteselsil garantiler” talep ediyor.

De Wever, “Bazıları bunun yalnızca teorik bir risk olduğunu düşünebilir. Ben ise aksine bunun gerçek ve muhtemel bir tehlike olduğunu söylüyorum,” diye yazdı. “Başarılı bir hukuki itirazın sonuçları son derece ciddi olabilir.”

Durumu bir uçak kazası benzetmesiyle anlatan De Wever şöyle devam etti: “Uçaklar en güvenli ulaşım araçlarıdır ve kaza ihtimali düşüktür; ancak kaza meydana geldiğinde sonuçları yıkıcı olur.”

Ayrıca De Wever, kredinin, Moskova’nın savaşın yol açtığı tahribatı tazmin etmeyi kabul etmesi hâlinde varlıklarını geri alabilmesine olanak sağlayacak olsa bile, yabancı devletler ve yatırımcılar tarafından “yasadışı el koyma” olarak algılanabileceği uyarısında bulundu.

De Wever, “Bu riskler ne yazık ki teorik değil, gerçektir,” dedi.

“Bu plan kabul edilirse, AB dışındaki diğer ülkelerin Avrupa’da tuttukları egemen varlıklar üzerinde de zincirleme etkiler beklemeliyiz; zira bu devletler varlıklarını Avrupa’da bulundurmayı yeniden sorgulayabilir.”

Erişilebilirlik kısayollarına git
Paylaş Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

AB yetkilisi: Ukrayna tazminat kredisini tartışmayı bırakmalıyız

Ursula von der Leyen'in Ukrayna'yı desteklemek için hazırladığı seçenekler mektubunda neler öne çıkıyor?

Ukrayna'ya kredi sağlanması için Belçika'ya yönelik baskılar artıyor