Arakanlı Müslümanlar can güvenlikleri olmadıkları gerekçesiyle Myanmar'a geri dönmek istemiyor.
REKLAMMyanmar ve Bangladeş hükümeti arasında Arakanlı mültecilerin Myanmar’a geri dönmesi için 23 Kasım tarihinde bir anlaşma imzalandı. Ancak Arakanlı Müslümanlar Budist zulmünden kaçtıkları topraklara geri gitmek istemiyor. Rohingyalar artık güvenliklerinin sağlanacağına inanmıyor.
Save the Children gibi birçok uluslararası sivil toplum örgütü de mültecilerin can güvenliğinin garantiye alınmaması sebebiyle yapılan antlaşmaya tepki gösterdi.
Rohingyalı kadınlar anlattıkları yaşanan zulmü gözler önüne seriyor:
“Köyümdeki erkekler ölmemek için kaçtı. Kadınları bir yere topladılar ve bazılarına tecavüz ettiler. Sonra da sistemli bir şekilde evlerimizi ateşe verdiler. Her şeyimiz kül oldu.”
Myanmar hükümetiyle Rohingyalar arasında geçmiş yıllarda da benzer anlaşmalar yapılmış, ancak her seferinde katliam devam etmişti. Arakanlı Müslümanlar önceki tecrübelere dayanarak Myanmar hükümetiyle yapılan anlaşmalara güvenmiyor.
“Oğlumu yakalayıp o dev alevlerin arasına attılar. Çığlık attığımızda da bizi sürükleyip yere yatırdılar. Kocam beni zorla sakinleştirdi. Kaçmak için büyük çaba sarf ettik. Çocuğumun kül olmuş cesedini almak ya da onu son bir kere görebilmek için bile izin vermediler.”
Ağustos ayından beri Myanmar hükümeti ve radikal Budist grupların tecavüz ve toplu katliamına hedef olmamak için 620 bin Arakanlı Bangladeş’e göç etti. Arakanlı Müslümanlar, BM tarafından dünyada en çok şiddete maruz kalan halk olarak kabul ediliyor.
BM’den açıklama
Birleşmiş Milletler’in konuyla ilgili son toplantısında Arakanlı Müslümanların iki ay içerisinde Myanmar’a gönderilmesi konusu masaya yatırıldı. Toplantıda bölgede insan hakları hususunda sürekli olarak gerekli şartlar yerine getirilmeden bu antlaşmanın uygulanmaması gerektiği kararı çıktı.