Verdi'nin ölümsüz şaheseri Falstaff Londra'da

ile birlikte
Verdi'nin ölümsüz şaheseri Falstaff Londra'da
© 
By Andrea BuringEnis Günaydın
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Shakespeare’in yazdığı, Verdi’nin ölümsüzleştirdiği ve bir ehlikeyfin hayatını konu alan komik opera ‘Falstaff’, Kanadalı Robert Carsen yapımıyla tekrardan Londra’daki Royal Opera House’da gösterime girdi.

Shakespeare’in yazdığı, Verdi’nin ölümsüzleştirdiği ve bir ehlikeyfin hayatını konu alan komik opera ‘Falstaff’, Kanadalı Robert Carsen yapımıyla tekrardan Londra’daki Royal Opera House’da gösterime girdi.

Sahne Yönetmeni Robert Carsen, oyunun başrol karakterini şöyle nitelendiriyor : “O, en büyük efsanevi karakterlerden biri. Benim için o, Don Giovanni’nin biraz daha yaşlı hali. Hayatın hazlarıyla ilgili her şeyi temsil ediyor, ‘carpe diem’ sözü onun için yazılmış gibi, günün tadını çıkar!”

Başroldeki Bryn Terfel ise, “Bu karakteri sahnelemek çok büyük bir zevk.” diyerek rolünü özetliyor.

Bass-Bariton Bryn Terfel’in ününü kazandığı rolde “Şişman Şövalye Falstaff", zor günler geçirmektedir. Bu nedenle iki kadını baştan çıkarmasını da gerektiren bir plan hazırlar. Fakat kadınların kocalarının paralarını almayı hedeflerken, kendisi aldatılarak Windsor’ın alay konusu olur. Yine de en sonunda kazançlı çıkan kendisi olur.

Eunoews Muhabiri Andrea Buring ile kamera arkası fotoğraflar

"Sürekli bir kutlama havası"

Carsen, Verdi'nin oyunu kattığı havayı sahneye aktarmak istediklerini belirtiyor: “Müzik çok neşeli ve sürekli bir kutlama havasında, çünkü Falstaff hep bedensel hazları sonuna kadar yaşayan birisi. Yemeyi ve içmeyi çok sevdiğinden her sahneye yemek ve içki koymaya karar verdik. En sonundaysa herkes Falstaff’ı yiyecekmiş gibi bir hava oluşuyor.”

Terfel, bu rolü sahnelemenin aslında ne kadar zor olduğunu ortaya koyuyor: “Göbekler, makyajlar, peruklar, bıyıklar ve geri kalan her şey… Benim için çok zor bir akşam. Bu kostümü giymek ve bu ihtişamı taşımaktan ve kostümün içinde adeta sauna’da gibi olmaktan, role başladığımdan beri 5 kilo verdim.”

Bu görkem ve gastronomik aşırılık, Verdi’nin 19. Yüzyılın sonlarına doğru, 1893'te yazdığı en son opera şaheseri.

Verdi'nin benzersiz eseri

Robert Carsen, bu eserin Verdi'nin diğer eserlerinden farklı olduğunun altını çiziyor: “Operalarında hep modernist olduğunu düşünüyorum. Ama bu operada onu daha çok bir Rodin gibi görüyorum, eserini sürekli değiştirerek doğru sonuca ulaşmaya çalışan, yenisini yapan ve istediği şekli elde etmeye çalışan biri gibi. Normalde eserlerinde yüzeysel kalmayı tercih ediyor, ama Falstaff’da çok fazla ince işçilik var. Bu nedenle çok özel bir eser. Belki de böyle bir eser yazmak için başka bir fırsatının olmayacağını düşünerek yapmaya karar vermiş olabilir.”

Bryn Terfel de, eserinin finalinin benzersiz olduğunu hatırlatıyor: “Başka kim bir operayı fügle bitirmiştir ki? Bu eserdeki müziksel vurgulardan biri de bu. Bu kadar yaşlı biri tarafından yazılan bir eserde finalin böyle olması oldukça inanılmaz. Hele de Rossini’nin kendisine meydan okuyarak, ‘Asla komik opera yazamayacaksın’ dediği düşünülürse. Peki bu gerçekten bir komik opera mı?”

Falstaff 21 Temmuz'a kadar Royal Opera House'da gösterimde.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Verdi'nin Nabucco operası gösterişli sahnesiyle Atina'da sergilenecek

Sansürden saklanan kumpanya: Belarus Bağımsız Tiyatrosu

Herbert von Karajan Genç Orkestra Şefleri Ödülü sahibini buldu