Avrupa Adalet Divanı'nın aile birleşimi konusunda Alman makamlarını haklı bulan kararını yorumlayan avukat Memet Kılıç, kararın Türk vatandaşlarının işini zorlaştırdığını söyledi
REKLAMAvrupa Adalet Divanı'nın aile birleşimi konusunda Alman makamlarını haklı bulan kararını yorumlayan avukat Memet Kılıç, kararın Türk vatandaşlarının işini zorlaştırdığını söyledi.
Avrupa Adalet Divanı, Türk ailenin davasında Alman mahkemelerinin Avrupa Birliği hukukuna aykırı davranmadığına hükmetti. Alman mahkeme, Almanya'daki eşinin yanına gelmek isteyen Türk kadının yeterli dil bilgisinin olmaması nedeniyle vize şartını yerine getirmediğine karar vermişti.
Kararın Türk vatandaşlarının durumunu daha da kötüleştirdiğine dikkati çeken avukat Memet Kılıç, euronews'e yaptığı açıklamada Avrupa Adalet Divanı'nın verdiği kararla daha önceki kararına ters düştüğünü söyledi.
Daha önceki davalardan örnekler veren Kılıç, "Almanya 2007 yılında getirdiği yeni bir düzenlemeyle Türk vatandaşlarının da içinde bulunduğu üçüncü ülke vatandaşlarının Almanya'da aile birleşimi yapabilmek için önce temel düzeyde yazılı ve sözlü olarak dil bilgisine sahip olmaları şartını getirdi."
Memet Kılıç sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu dönemde büyük sıkıntılar yaşandı. Almanya yaptığı yeni düzenlemelerle istisnalar getirerek geri adım atmak durumunda kaldı. Bizim de açtığımız davalar sonucunda dışişleri bakanlığı ilgili tüm birimlere bir genelge göndererek, insani olarak zor durumlarda farklı adımlar atılması gerektiği, çocuk Alman vatandaşıysa, ona bakım sorumluluğu olan anneden Alman vatandaşlığı olmasının aranamayacağı gibi adımlarla ciddi davaların Avrupa Adalet Divanı'nın önüne gitmesine engel oldu."
"2014'te verdiği bir kararla Avrupa Birliği Adalet Divanı, getirilen yeni düzenlemelerin Türk vatandaşları için geçerli olmayacağına hükmetmişti. Doğru bir karadı bu. Çünkü 1970 tarihli katma protokol, Türk vatandaşlarının yerleşim ve dolaşım gibi haklarının kötüleştirilemeyeceğini öngörüyor. Yani sonradan getirilen bir düzenlemeyle daha kötü bir durum oluşturulamayacağı öngörülüyor. Bu nedenle bu yolda bir karar vermişti Adalet Divanı."
'Hukuksal mücadeleye devam edeceğiz'
Adalet Divanı'nın attığı son adımla daha önceki kararına ters düştüğünü belirten Kılıç, Yüksek Mahkeme'ye götürülen soruların yanlış olduğunu vurguladı: "Raportör hakim hanımın iş piyasasına dahil olacak Türk vatandaşlarından dil bilgisinin talep edilebileceği bilgisini söylediği, bu yönde istekte bulunduğu ve iş piyasasına girme konusunda sınırlamalar yapılması gerekiyorsa o zaman bu tür sınırlamalar getirilebilir görüşü var . Adalet Divanı da maalesef bu görüş yolunda bir karar verdi." diye konuştu
'Mahkemeye sorulan soru yanlış'
Kararın Türklerin aile birleşimi konusunda işlerini zorlaştırdığını belirten avukat Kılıç, "Bu demek oluyor ki gelecekte Türk vatandaşlarının işi zor, ancak bizim tavsiyemiz bu işi burada bırakmak değil. Bu konuda hukuksal mücadelenin devam etmesi gerekiyor çünkü burada yüksek mahkemeye götürülen soruların yanlış olduğunu düşünüyoruz, buradaki soru, Türkiye'den gelen kişinin buradaki iş piyasasına dahil olması meselesi değil, Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu'nun 8. maddesi, Alman Anayasa'sının 6. maddesinde düzenlenen temel hak ve hürriyetler içinde kabul edilen aile birleşimi hakkıdır, bu aile birleşimi hakkı kişinin dil öğrenme yeteneğine bağlanabilir mi? Asıl soru bu olmalıydı. Umarız ki bir sonraki davada bu soru doğru sorulur ve daha doğru bir karar alınır." dedi.
Bu haberler de ilginizi çekebilir
Cezayirli iş adamı, Avrupa'da peçe yasağına uymayanlara kesilen tüm cezaları üstüne aldı
Avrupa'da başörtüsü ve peçe yasağı: Hangi ülke nasıl uyguluyor?