Filistin'in İsrail ile yapılan tüm uluslararası anlaşmaları askıya aldığını açıklamasının ardından Tel Aviv'den cevap geldi. İsrail Ekonomi ve Sanayi Bakanı Eli Kohen, bu karardan Filistin halkının zararlı çıkacağını söyledi
REKLAMFilistin'in İsrail ile yapılan tüm uluslararası anlaşmaları askıya alma kararına Tel Aviv'den yanıt geldi. İsrail Ekonomi ve Sanayi Bakanı Eli Kohen, bu karardan Filistin halkının zararlı çıkacağını söyledi.
"Israel Hayom" gazetesine konuşan Kohen, "Mahmud Abbas şimdi ne yapacak? Okullarda İsrail'e kışkırtmalarda bulunmaya mı geri dönecek? Yoksa operasyonlar düzenleyenlerin ailelerine maaşlarını ödemeye mi devam edecek? Aslında o bunları her zaman yapıyor zaten." ifadelerini kullandı.
Kohen, Mahmud Abbas'ın anlaşmalara riayet etmediğini ve terörü kışkırttığını savunarak, anlaşmaları askıya almasının bedelini Filistin halkının ödeyeceğini öne sürdü.
Hamas'tan karara destek
Diğer yandan Gazze'deki yönetimi elinde bulunduran Hamas, Ramallah'taki Filistin yönetiminin İsrail ile yapılan tüm anlaşmaları askıya alma kararını destekledi.
Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, "Halkımız, işlevsel bir program çerçevesinde alınan bu kararların ivedilikle gerçek bir şekilde fiiliyata tercüme edilmesini beklemektedir." ifadelerine yer verildi.
Açıklamada ayrıca ulusal birlik hükümeti kurulması, işgal güçleriyle güvenlik koordinasyonunun durdurulması ve tüm siyasi tutukluluların serbest bırakılması talep edildi. Hamas, ABD tarafından teklif edilen ve bölgeye barış getirmeyi vaat eden Yüzyılın Anlaşması'na karşı da direniş stratejisinin benimsenmesi istedi.
Filistin neden anlaşmaları askıya aldı?
İsrail, hafta başında Doğu Kudüs'te bulunan ve sınırın İsrail tarafında olduğu iddia ettiği 16 binanın yıkımına başlamıştı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, yıkımı protesto etmek amacıyla dün akşam İsrail ile yapılan tüm anlaşmaların askıya alındığını duyurmuştu.
Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995'te imzalanan 'İkinci Oslo Anlaşması' çerçevesinde Batı Şeria, A, B ve C olmak üzere üç bölgeden oluşuyor. Toprakların yüzde 18'ini kapsayan 'A bölgesi'nde idari yönetim ve güvenlik Filistin'e; yüzde 21'lik 'B bölgesi'nin idari yönetim Filistin'e, güvenlik İsrail'e; yüzde 61'ini oluşturan 'C bölgesi'nin ise idari yönetimi ve güvenliği İsrail'e bırakıldı.