Ellerimizle neden yüzümüze dokunuruz? Bilimsel araştırmaların ilginç sonuçları

Ellerimizle neden yüzümüze dokunuruz? Bilimsel araştırmaların ilginç sonuçları
© Rob Collins/Copyright Robert Collins 2019/Flickr
By Kerem Congar
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Ellerimizle neden yüzümüze dokunuruz? Bilimsel araştırmalar anne karnı ve çocukluk alışkanlıklarının önemli olduğunu, bebeklerin yüzlerini tanımak için özellikle burunlarına dokunduklarını ortaya koyuyor. Yüze dokunmak duygularımızı ifade etmede de yardımcı oluyor.

REKLAM

Çin'in Vuhan şehrinden dünyaya yayılarak büyük bir sağlık krizine yol açan koronavirüs (Covid 19) salgını sebebiyle birçok ülkede karantina ilan edilirken, yetkililer vatandaşlara ellerini sık yıkama ve hijyen kurallarına dikkat etme konusunda uyarıda bulunuyor.

Uzmanlar koronavirüsün göz, ağız ve burun yoluyla vücuda girdiğini ve binlerce bakteri bulunduran ellerimizi sabunlu suyla, dezenfektan ya da kolonya gibi mikrop öldürücülerle yıkamayı ve ellerimizle yüzümüze dokunmamamız gerektiğini ifade ediyor.

Ancak bilimsel veriler, vücut dilinde önemli bir paya sahip olan ellerimizi istemsiz bir şekilde yüzümüze sürdüğümüzü gösteriyor. Buna göre ortalama bir insan bir saatlik bir konuşma esnasında en az 23 kere yüzüne dokunuyor. Yani ellerimiz temiz ya da kirli olsun, kendimizi ifade ederken her 2.5 dakikada bir ellerimizle yüzümüze dokunuyoruz.

Bir araştırmaya göre insanlar henüz anne karnındayken yüzüne dokunmaya başlıyor. Hamileliğinde 24 ila 36'ıncı haftasına giren 15 anne adayında yapılan incelemede, bebekler elleri ve yüzleri şekillendikten sonra özellikle sol ellerini kullanarak yüzlerine dokunuyor. Sigara içen ya da stres yaşayan annelerin bebeklerinde el ve yüz teması normale nazaran daha fazla oluyor.

Ellerimizi yüze değdirmek duygularımızı ifadede yardımcı oluyor

Almanya'da yapılan bir araştırmaya göre ise insanların istemsiz bir şekilde elleriyle çene, yanak, burun ya da alınlarına dokunmasının ya da kafalarını kaşımalarının önemli bir sebebi bulunuyor: Duyguların işleyişini ayarlamak. Kendilerinden bir hafıza testi çözmeleri istenen ve hoparlör vasıtasıyla farklı sesler dinlettirilen 10 yetişkin üzerinde yapılan deneylerde insanların ufak çaplı yaşadıkları stres anlarında yüzlerine dokundukları tespit edildi.

Akademik araştırmalarla ilgili makaleler yayımlayan Elifesciences adlı internet sitesinde el sıkışmayla alakalı 2015 yılında yapılmış ilginç bir deney daha bulunuyor. Bu araştırmada, bilim insanları aslında burundan alınıp verilen hava miktarını ölçmek için bir düzenek hazırlıyor ve deneye katılanlardan birbirleriyle tanışmaları isteniyor. Ortaya çıkan verilerse oldukça ilginç. Hem cinsleriyle el sıkışan birçok kişi bu hareketlerinin ardından elleriyle burunlarına dokunuyor. Verilere göre bu anda burundan geçen hava miktarı tam iki katına çıkıyor. Araştırmanın amacı burundan nefes alıp verme olsa da, birçok kişinin el sıkıştıktan sonra elini yüzü ya da burnuna dokundurduğu ortaya çıkıyor.

Bebekken yüzümüzü tanımak için elimizle dokunuyoruz

Bir başka teoriye göreyse ellerimizle yüzümüze dokunmamızın asıl sebebi insanların bebekken edindikleri davranış biçimleri. Yeni doğan bebekler yüzlerini tanımak için çoğunlukla burunlarına ve yüzlerine dokunma ihtiyacı duyuyor. Anne tarafından emzirilen bebekler acıktıkları zaman meme bulamayınca parmaklarını emiyor ya da dişleri kaşındığı zaman ellerini ağızlarına götürüyor.

Ellerimizi yüzümüze götürmemizin nedeni ne olursa olsun, tüm dünyayı saran koronavirüs ile diğer hastalıkların yayılmaması ve hasta olmamamız açısından ellerimizi düzenli şekilde temizlemek ve son dönemlerde de olsa tokalaşmaktan uzak durmamız gerekiyor. Uzman doktorlar elleri sabunla dirseklere kadar yıkamanın, ağıza ve buruna su çekerek temizlemenin virüs bulaşmasını büyük oranda düşürdüğü konusunda hem fikir.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Tayvan Sağlık Bakanı: Türkiye'den dönen 15 vatandaşımızın 9'unda koronavirüs tespit edildi

İran'da 'banyo yapmayan adam' 94 yaşında öldü

Fransa Bilim Kurulu: Covid sonrası normal hayat 2023'ten önce olmayabilir; yeni varyant çıkabilir