Pendik Veteriner Araştırma Enstitüsü Covid-19 aşısı geliştirmede atakta

Pendik Veteriner Araştırma Enstitüsü Covid-19 aşısı geliştirmede atakta
© Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü
By Menekse Tokyay
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Pendik Veteriner Araştırma Enstitüsü, 20 kişilik bir uzman ekiple geçtiğimiz haftadan beri Covid-19 aşısının ilk aşamasını hızla tamamlamaya doğru çalışıyor.

REKLAM

Sultan II.Abdülhamid tarafından kurulan ve 126 yıldır aşı üretimi yapan Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü, Covid-19 aşısı geliştirilmesi ve üretimine yönelik çalışmalarına geçtiğimiz hafta başladı. Enstitü, ayrıca 150 yıllık viral salgınlarla mücadele birikimine sahip.

TÜBİTAK tarafından desteklenen çalışmalarda, halihazırda belli sayıda canlı virüs üretilerek, hücrelerin olduğu bir besi ortamına adaptasyonları gerçekleştiriliyor. Bir nevi, hücre ile virüsün birbirine tanıtıldığı bu aşamanın bir buçuk ila iki ay süreceği tahmin ediliyor.

Akabinde, sayıları 10-15 arasında değişen aşı formülasyonu yapılacak ve formülasyonun ardından  aşı karşısında savunma hücresi oluşturulup oluşturulmadığı, yapılan aşının güvenli olup olmadığı, ve hangi dozda aşının yapılması gerektiğine dair çalışmalar deney hayvanlarında yapıldıktan sonra, başarılı sonuçlar elde edilirse “Faz” çalışması denen insanlarda yapılan çalışmalara geçilecek.

Aşı çalışmaları bir sene içinde tamamlanacak

euronews Türkçe’nin Enstitü içinden ulaştığı kaynaklara göre, Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü’nden, İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden, Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden, TÜBİTAK’tan ve Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden uzmanlardan oluşan yaklaşık 20 bilim adamı aşı çalışmaları bir sene içerisinde bitirmeyi planlıyor.

Ancak sürecin en zor aşaması insan üzerindeki deneyler olarak belirtiliyor ve %0 ila %50 arasında koruyuculuk öngörülüyor. Bu da yüz insana uygulanan aşının elli kişide koruyucu özellik göstereceği anlamına geliyor.

Enstitü daha önce kuş gribinin kontrol altına alınması ve salgının önlenmesinde de etkin rol oynamıştı. Fransız mikrobiyolog Louis Pasteur’den sonra Enstitü dünyada kuduz aşısı üretmiş ikinci kurum olma unvanını taşıyor.

II. Abdülhamit'ten beri aşı çalışmaları

Bakteriyoloji ve viroloji, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Sultan II. Abdülhamit’in padişahlığı sırasında hız kazandı ve Pasteur’ün çalışmalarını yerinde incelemek üzere Osmanlı’dan hekimler Paris’e eğitime gönderildi. Söz konusu dönemde Pasteur Enstitüsü kurulmasına Abdülhamit’in de maddi destek sağladığı biliniyor.

Türkiye’de halihazırda yaklaşık on tane yüksek güvenlikli laboratuvar bulunuyor. Biyo-güvenlik seviyesi 3 olan bu laboratuvarlarda virüsün dışarı sızmasını engellemenin yanında çalışanların güvenliğini sağlıyor; içeride çalışan personel duş almadan dışarı çıkamıyor duş alarak içeri girmek zorunda kalıyor. Pendik’teki Enstitü de 2010 yılından beri bu özelliklere sahip.

Türkiye’de Covid-19 virüsüne karşı Hiperimmun serum üretimi ve ölü aşı denemeleri ve üretimini yapacak, viral salgınlar konusunda deneyimli veteriner hekimlerin AR-GE ve aşı üretimi aşamalarına gerekli mali kaynak sağlanarak ve bürokratik engellere takılmaksızın dahil edilmesi gerektiğine ve bu konuda Türkiye’de veteriner hekimlerin önemli bir bilgi birikimine sahip olduğuna uzmanlar bir süredir dikkat çekiyorlar.

Ancak, euronews Türkçe’ye konuşan uzman, Covid-19 ile daha etkin mücadele için dördüncü seviyede güvenlikli laboratuvar kurulması çağrısında bulunuyor. İsviçre, Almanya gibi Batılı ülkelerde bulunan bu düzeydeki laboratuvarlar henüz Türkiye’de kurulmuş değil.

Kişisel güvenliğin en üst düzeyde tutulduğu, astronotların giydiği tarzda kıyafetlerin kullanıldığı söz konusu laboratuvarlarda, kıyafetin arka kısmından uzmanların sırtına bağlanan boruyla elbisenin içine hava basılarak vücuttan dışa doğru olacak şekilde kıyafetin içinde pozitif basınç oluşturarak virüsün çalışanı enfekte etmesinin önüne geçen bu laboratuvar sistemleri, söz konusu salgın etkeninde olduğu gibi diğer bulaşıcı salgın etkenleri açısından oldukça önemli bir husus olduğu belirtiliyor.

Aşı üretebilen tesisler

Halihazırda Türkiye’de aşı üretebilen beş tesis bulunuyor. Bunların ikisi Tarım Bakanlığı bünyesinde (Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü, Etlik Veteriner Merkez Kontrol Enstitüsü ve Ankara Şap Enstitüsü), üçü de özel sektöre ait. Özel sektöre ait tesisler Şanlıurfa, Adıyaman ve İzmir’de bulunuyor.

Geçtiğimiz hafta Ankara ve Erciyes üniversitelerinden iki Türk veteriner hekim, koronavirüse karşı geliştirilecek aşının ilk basamağı olan virüsü izole etmeyi başardıklarını açıklamıştı.

Veteriner hekim Tahir Yavuz, euronews Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Ümit Yaşar Oğuzcan’ın şiirinde söylediği gibi, Covid-19 bizi kör kuyularda merdivensiz bıraktı, ama kuyudan çıkmanın tek yolu aşıdır” diyor.

Yavuz, Türkiye’de veteriner hekimlerin ülkenin coğrafi konumundan dolayı her zaman “alarm durumunda” olup, virüs enfeksiyonları ile mücadele edip aşı geliştirdiklerini belirtiyor; zira doğudan şap, batıdan mavi dil, güneydoğudan sığır çiçeği gibi virüslerin her zaman taşınabileceğine işaret ediyor.

“Bu yüzden de beşerî hekimlerle veteriner hekimler her zaman bu konuda işbirliği yapmalıdır” diye ekliyor.

Yavuz’a göre, aşı geliştirme faaliyetlerine en yakın grup veteriner hekimler; ancak yıl sonundan önce aşının geliştirilmesi zor.

“Öte yandan aşının bulunması ayrı bir konu, vatandaşa ulaşması ayrı bir konu. Bize göre hazır Hiperimmun serum daha hızlı bir şekilde elde edilebilir,” diye belirtiyor Yavuz.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İstanbul’un atık sularında koronavirüse rastlandı

Türkiye'de Covid-19'dan ölenlerin sayısı 115 kişi artarak 1.518'e yükseldi

Covid-19 salgınının başladığı Vuhan'da aşı çalışmalarında ikinci aşamaya geçildi