190 örgütten ünlü markalara: Uygurların zorla çalıştırıldığı fabrikalarla iş birliğine son verin

Doğu Türkistan'ın Korla kentinde tarlada pamuk toplayan bir Uygur (arşiv)
Doğu Türkistan'ın Korla kentinde tarlada pamuk toplayan bir Uygur (arşiv) © AP
© AP
By euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

İnsan hakları örgütleri, ünlü markalara, Doğu Türkistan'da Uygur Türklerinin zorla çalıştırıldığı fabrikalarla iş birliğine son vermeleri çağrısında bulundu

REKLAM

Küresel çapta 36 ülkeden 200'e yakın örgüt, ünlü markalara, Doğu Türkistan'da Uygur Türklerinin zorla çalıştırıldığı fabrikalarla ve tedarikçilerle iş birliğine son vermeleri çağrısında bulundu.

Aralarında Uluslararası Kölelik Karşıtı Örgüt (Anti-Slavery International), İşçi Hakları Konsorsiyumu (WRC), İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), ABD merkezli AFL-CIO İşçi Sendikası ve Uygur İnsan Hakları Projesinin de bulunduğu 190'dan fazla insan hakları örgütü, Uygur, Kazak, Kırgız ve diğer Türki azınlıkların fabrikalarda zorla çalıştırılmasıyla ilgili ortak bir açıklama yaptı.

"Uygurların Zorla Çalıştırılmasına Son Verin" başlıklı açıklamada, insan hakları örgütleri, aralarında Gap, C&A, Adidas, Muji, Tommy Hilfiger, Lacoste, H & M, Abercrombie & Fitch, Ralph Lauren, PVH Corporation ve Calvin Klein gibi ünlü markaların bulunduğu firmaları, Uygurların zorla çalıştırıldığı fabrikaları tedarik zincirinden çıkarmaya çağırdı.

Bölgedeki zorla çalıştırma sisteminin, 2'inci Dünya Savaşı'ndan bu yana etnik ve dini bir azınlığın maruz kaldığı en büyük insan hakları ihlali olduğu vurgulanan açıklamada, önde gelen moda ve teknoloji markalarının bölgede işlenen insan hakları ihlallerinde suç ortağı olduğunun altı çizildi.

Örgütler, eylem planı kapsamında, tanınmış markalara, "Gelecek 12 ay içerisinde Doğu Türkistan menşeli diğer tüm kaynaklara da son verin" çağrısında bulundu.

Söz konusu çağrı, Avrupa Parlamentosu Milletvekili Raphaël Glucksmann tarafından geçen hafta başlatılan 'Uygur işgücü sömürüsüne son' kampanyanın bir hafta sonrasında geldi.

Her 5 tekstil ürününden biri Uygurların zorla çalıştırıldığı fabrikalarda üretiliyor

Açıklamada görüşlerine yer verilen Uluslararası Kölelik Karşıtı Örgütü Yöneticisi Chloe Cranson, dünya genelinde üretilen her 5 tekstil ürününden birinin Uygurların zorla çalıştırıldığı fabrikalarda imal edildiğini bildirdi.

İşçi Hakları Konsorsiyumu (WRC) Direktörü Scott Nova, Doğu Türkistan'da üretilen neredeyse tüm ürünlerde zorunlu iş gücü kullandığını dile getirdi.

Uygur İnsan Hakları Projesi Başkanı Ömer Kanat, küresel markaların Uygurların zorla çalıştırıldığı fabrikalarla iş birliğini sürdürmelerinin, Çin'in insan hakları ihlallerine katkıda bulunduğunu ve buna derhal son verilmesi gerektiğini kaydetti.

Washington merkezli Uygur İnsan Hakları Projesi Sözcüsü Peter Irvin de, "Markaların birçoğu, yıllardır devam eden Uygurlara yönelik sömürü hakkında bilgi sahibiydi ve günden düne artan kanıtları biliyordu." sözleriyle küresel markalara tepkisini dile getirdi. Ayrıca Irvin, "Bu firmalar itibar ve müşteri kaybetme riskleri olmadığı sürece etik olmayan bu tedarikleri devam ettireceklerdir." sözleriyle insanları baskı yapmaya çağırdı.

Tekstil sektörünün dışında yine geçtiğimiz günlerde, Çin'de devlet destekli şirketlerin, koronavirüse karşı maske üretimi için Doğu Türkistan'daki fabrikalarda Uygurları zoraki iş gücüne tabi tuttuğu ortaya çıkmıştı.

ABD, 20 Çinli kuruluş ve şirketi yaptırım listesine almıştı

Merkezi Avustralya'da bulunan düşünce kuruluşu Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü (ASPI) tarafından yayımlanan rapor, 2017-2019 yıllarında bir kısmı doğrudan toplama kamplarından alınan Doğu Türkistan'dan 80 binden fazla Uygur Türkü'nün, aralarında Nike, Apple, BMW, Gap, Huawei ve Dell'in bulunduğu 83 tanınmış markanın tedarik zinciri olduğu belirtilen fabrikalara zorla gönderildiğini ortaya koymuştu.

ABD Ticaret Bakanlığı, bu yıl Uygur Türklerine yönelik insan hakları ihlallerinden dolayı 20 Çinli kuruluş ve şirketi yaptırım listesine almıştı.

"İş gücü transfer programı"

'İş gücü transfer programı' kapsamında toplama kamplarından ya da kırsal kesimden getirilen Doğu Türkistanlılar, fabrikalara sevk ediliyor.

Programa zoraki tabi tutulan Uygurların Mandarince (Çince) öğrenmeleri ve haftalık törenlerde Çin Komünist Partisi'ne (ÇKP) sadakat yemini etmeleri gerekiyor.

Uygurların modern kölelik olarak tanımladığı program, devlet medyası tarafından yoksulluğu azaltıcı bir adım olarak tanımlanıyor ve övgüyle anlatılıyor.

Toplama kampları

Çin'in, 2017 yılından bu yana sayılarını hızla arttırdığı toplama kamplarında, uluslararası bağımsız kuruluşların verilerine göre, 1 ile 3 milyon arasında Doğu Türkistanlı zorla alıkonuluyor ve asimilasyona tabi tutuluyor. Bu kişilerin küçük çocukları, devlet tarafından ellerinden alınarak ÇKP'li yöneticilerin gözetimindeki yatılı okullara götürülüyor.

Doğu Türkistan genelinde bin 300 civarında toplama kampı olduğu sanılıyor. Kamplardaki kadınlara kürtajın yanı sıra kısırlaştırıcı ilaçlar verildiği belirtilirken, daha sonra bu tutsaklar, Çin'in iç kesimlerindeki çalışma kamplarına sevk ediliyor.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Türkiye'nin 24 Temmuz Covid-19 tablosu: 17 kişi hayatını kaybetti, 937 kişi koronavirüse yakalandı

ABD Dışişleri yetkilisi: Doğu Akdeniz stratejik öneme sahip, Türkiye tansiyonu artırmamalı

Çin'in büyük şehirlerinin neredeyse yarısı her yıl 3 milimetre batıyor