Facebook'un gelmeyeceğini duyuran Yaman Akdeniz: Hükümetin hamlesi ters tepti

Prof.Dr.Yaman Akdeniz
Prof.Dr.Yaman Akdeniz © euronews
© euronews
By Sertaç Aktan
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

1 Ekim sosyal medya platformlarının Türkiye'de yasal temsilci bulundurmaları için son gündü ancak hiçbir platform bunu yapmadı. Tek açıklama ise Prof.Dr. Yaman Akdeniz aracılığı ile Facebook tarafından yapıldı. Akdeniz bundan sonra olabileceklere ilişkin değerlendirmeleri euronews Türkçe'ye yaptı

REKLAM

1 Ekim 2020 sosyal medya platformlarının Türkiye'de yasal temsilci bulundurmaları için son gündü ancak bu tarih geçti ve hiçbir platform bu temsilcilikleri oluşturmadı.

Bilinen tek açıklama ise Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Bilişim Hukuk Uzmanı Prof.Dr. Yaman Akdeniz aracılığı ile Facebook tarafından yapıldı. Akdeniz, Facebook'un kesinlikle böyle bir temsilcilik açmama kararı aldığını duyurdu.

Akdeniz bundan sonra olabileceklere ilişkin değerlendirmelerini euronews Türkçe'ye yaparak Türkiye'nin adımının geri tepmiş olduğunu dile getirdi:

"Bu konuda henüz diğer platformların yaptığı resmi bir açıklama yok sadece Facebook'un oldu o da benim üzerimden gerçekleşti.  Tıpış tıpış gelecekler beklentisi üzerine kurulmuş bir model şimdi geri tepmiş oldu. Bu konuda hükümetin bir B planı olduğunu da düşünmüyorum."

Facebook ne demiş oldu? Türkiye ne yapabilir?

Akdeniz'e göre Facebook kararıyla şunu demek istiyor: Biz yargının bağımsız olmadığı, anayasa mahkemesi de dahil demokratik kurumların işlemediği bir yerde kolay kolay ticari bir faaliyette bulunamayız.

İstanbul'da değil de Dublin'de Londra'da ofis açmalarının nedenleri arasında vergi avantajlarından yargı bağımsızlığına pek çok etken olduğunu belirten Akdeniz, konuyla ilgili kendisine danışan bir AK Partili milletvekiline de şu önerilerde bulunmuş:

"Masaya sadece sopa koyarsak hiç havuç koymazsak karşı tarafa cazip gelecek bir tarafımız olmaz. Bizim bilakis kolaylıklar ve garantiler sağlamamız gerekli ki kendileri isteyerek gelsin. Bu sosyal medya mecralarını devlet kurumları da iletişim için kullanıyor. Muhalefet kadar iktidar da kullanıyor. Herkese lazım oluyor. Sokağa çıkma yasağı olduğu dönemde sosyal medya üzerinden her şeye ulaştık. Kendi ayağımıza sıkmış oluruz. Türkiye neden bir İrlanda olmasın?"

Diğer platformlar da aynı pozisyonda mı?

Akdeniz diğer platformların 1 Ekim tarihine kadar temsilcilik açmamış olmalarının Facebook ile birebir aynı tutum içerisinde oldukları manasına tam olarak gelmediğini çünkü ortada bir takvim olduğunu ve sürecin işlediğini şu sözlerle dile getirdi:

"Ekim ayı içerisinde Bilgi Teknolojileri Kurumu önce bir liste açıklayıp ihtar gönderecek. Bu tebligat Türkiye'de ofis açması beklenen gündelik kullanımı 1 milyonun üzerindeki tüm sosyal medya platformlarına kamuoyuna açık şekilde uyarı duyurusu şeklinde yapılacak."

İFOD
Sosyal medya düzenlemesine ilişkin takvimİFOD

Düzenlemedeki takvime göre Kasım ayında hala bir temsilcilik açılmamışsa 10 milyon TL, Aralık ayında 30 milyon TL para cezası uygulanacak. Tabi temsilcilik olmadığı için bu cezalar tahsil edilemeyecek ancak sabitlenmiş olacak. Daha sonra Ocak 2021'de reklam yasağı gelecek.

Reklam yasağının uygulaması bankalar üzerinden mi sağlanacak?

Bu yasağın ne manaya gelebileceğini Akdeniz şöyle yanıtlıyor:

"Bu reklam yasağı ve cezasının nasıl uygulanacağını şu anda teknik olarak hiç kimse bilmiyor. Benim Facebook veya Instagram'a kişi veya şirket olarak reklam vermemi engelleyebilecek bir yapı yok Türkiye'de. Reklamı vereni suçlu yapmak da çok zor. Bunu yurtdışındaki illegal olduğu ileri sürülen kuma sitelerine yapmak istediler bir dönem ve Türkiye'den kredi kartı kullanımına kısıtlama getirdiler yani bankalar üzerinden bu yapılmıştı. Benzer bir yola gidecekler mi bununla ilgili bir alt yapı çalışması var mı bilmiyoruz. Kaldı ki bu kadar detaylı planlandığını da hiç zannetmiyorum. Bu yasalar çok yeni yapıldı ve yapılırken de paydaşların görüşleri alınmadı."

Ticari kaygıların önüne geçen bir sorun olduğunu gösteriyor

Benzeri bir açıklamayı Facebook'tan önce Twitter'dan gelmesini beklediğini belirten Akdeniz, Facebook'un ilk olmasının kendisini şaşırttığını ve bunun hafife alınacak bir karar olmadığını vurguladı. Akdeniz'e göre bu karar ticari kaygıların önüne geçen bir soruna işaret ediyor:

"Bu şirketlerin elbette ticari kaygıları var ama uluslararası şirketlerin artık kaçınılmaz şekilde insan hakları politikaları, iklim politikaları ve temel hak ve özgürlüklere ilişkin politikalar oluşturmaları beklentisi ve baskısı var. Bunu yerine getiren var getirmeyen var. Facebook'un politikaları da eleştiri konusu oluyor."

En kötü senaryoları kurmak için erken

Akdeniz sosyal medyada dile getirilen bazı kötü senaryoların gerçekleşmesi için henüz çok erken olduğunu da düşünüyor. Örneğin Türkiye'den dünyaya ürün satan ve bunun için Facebook ve Instagram gibi platformlara reklam veren şirketlerin reklam yasağı sonucu veya veri bandının daraltılması sonucu bu mecralara ulaşamamaları halinde Türkiye'den çıkış yapabilecek olmalarının şimdilik uzak bir senaryo olduğunu ileri sürüyor.

"Dünyaya ürün satanlar ayrı ama hedefi Türk kullanıcılar olanlar zaten reklam vermeyi kesecektir. Kimse erişemiyorsa veya sayfa çok ağır çalışıyorsa bir anlamı kalmaz. Ben bunların Türkiye'den bir kaçışa neden olacağını düşünmesem de 'hasmani', 'düşmancıl' bir yaklaşımın olduğu herhangi bir ülkede bu uluslararası şirketler kolay kolay yatırım yapmak istemezler."

Türkiye'nin kendi platformlarını oluşturması gerçekçi mi?

Türkiye'nin kendi yerli ve milli sosyal medya platformlarını kurması, Çin ve Rusya gibi hareket etmesi başarılı bir sonuç getirir mi diye sorduğumuzda ise Akdeniz'in yanıtı şu oldu:

"Buna kullanıcılar ve pazar karar verecek tabi ki. Doğru yerde doğru zamanda olursanız her şey mümkündür. Bunun en iyi örneği işte Zoom. Salgından önce kim biliyordu kim kullanıyordu? Şimdi bütün dünya kullanıyor. Zoom için de neler söylendi biliyorsunuz ama herkes kullanmaya devam ediyor. Türkiye'den bir dünya alternatifi niye çıkmasın ama bu işler dayatma yoluyla olmaz onu görmek lazım. 'Var olanları engelleyeceğim o şekilde kendi markamı kullandırtacağım' gibi bir yaklaşım işe yaramaz. Kimse kullanmaz onu. Olması gereken şey Türk girişimlerinin var olanlara ek olarak bulunması ve onun da kendi kitlesini yaratması."

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

WhatsApp e-ticarete açılıyor: Kullanıcılar doğrudan uygulama içinde alışveriş yapabilecek

Facebook 100 dil arasında doğrudan çeviri yapabilen yapay zekasını tanıttı

Dinozor iskeleti açık artırmada 31.8 milyon dolara satıldı