AB üyeleri, Brüksel'in Rusya politikası konusunda ikiye bölündü

Rusya'nın başkenti Moskova'da Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali ve AB bayrağı, 2018
Rusya'nın başkenti Moskova'da Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali ve AB bayrağı, 2018 © MLADEN ANTONOV/AFP or licensors
By Bahtiyar Kucuk
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Avrupa Birliği Zirvesi'nde ülkeler, Brüksel'in gelecek Rusya politikası konusunda ikiye bölündü. Fransa ve Almanya, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile zirve toplantılarını yeniden başlatmak istediğini söylerken; diğer AB ülkeleri bu stratejiye katılmadığını kaydetti.

REKLAM

Avrupa Birliği Zirvesi'nde üyeler, Brüksel'in gelecek Rusya politikası konusunda ikiye bölündü.

Fransa ve Almanya, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile zirve toplantılarını yeniden başlatmak istediğini söylerken; diğer AB ülkeleri bu stratejiye katılmadığını ve Moskova'ya karşı daha sert bir tavır alınması gerektiğini kaydetti.

Avrupa'nın en büyük iki ekonomisi, bu diyalog modelini Rusya ile ileriye giden yol olarak görüyor. Ancak başta Hollanda olmak üzere Baltık ülkeleri ve Polonya görüşmeye karşı çıkıyor.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, "Amerikan Başkanı'nın Rusya Devlet Başkanı ile konuşması yeterli değil. Avrupa Birliği de (Moskova ile) farklı tartışma biçimleri oluşturmalı." dedi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da diyalogun "Avrupa kıtasının istikrarı" için gerekli olduğunu belirterek, AB olarak "değerlerinden" veya "çıkarlarından" vazgeçmeyeceklerini kaydetti.

Rusya'dan 'olumlu' teklif açıklaması

Putin'in sözcüsü, Fransa ve Almanya'nın yaklaşımlarını "olumlu" olarak nitelendirdi.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise Brüksel'in Moskova'ya karşı 'daha sağlam ve dirençli' olması gerektiğini söyledi.

Paris ve Berlin, "iklim değişikliği, enerji, sağlık, terörizm ve organize suçla mücadeleyi" AB ve Rusya'nın birlikte çalışabileceği alanlar olarak belirleyerek Moskova ile iş birliğinin mümkün olduğunu kaydetti.

Üst düzey bir AB diplomatına göre, Belçika ve Danimarka teklifin çok geç geldiğini ve zirvede konuyla ilgili bir anlaşmanın beklenmemesi gerektiğini vurguladı.

"Putin'in olduğu hiçbir toplantıya katılmam"

Baltık Devletleri, Polonya, İsveç ve Hollanda, Putin ile görüşme önerisini "şaşkınlıkla" karşıladığını belirterek, diyaloğu sürdürmeye şiddetle karşı çıktıklarını ifade etti.

Bu ülkeler, Moskova'nın AB ülkelerine karşı agresif eylemleri hızlandırdığını ve şimdi diyalog zamanı olmadığını söylüyor.

Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Avrupa Konseyi üyesi olarak kendisinin Rusya lideriyle yapılacak herhangi bir toplantıya katılmayacağını duyurdu.

Sadece AB kurumlarının başkanları ile Putin arasında yapılacak bir toplantının kendisini "rahatsız etmeyeceğini" kaydeden Rutte, görüşmeye katılmama gerekçesi olarak 2014'te Amsterdam-Kuala Lumpur seferini yaparken Ukrayna'da düşürülen Malezya Hava Yollarına ait "MH17" uçağını gösterdi.

"Rusya saldırgan siyasetini durdurmalı"

Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, Fransa ve Almanya'nın önerdiği diyalog türünün ancak Rusya'nın "saldırgan siyasetini" durdurmasıyla mümkün olacağını söyledi.

Varşova yönetimi geçen hafta, Rusya'dan geldiğini söylediği büyük çaplı bir siber saldırıya uğradığını duyurmuştu.

Morawiecki, "En yüksek siyasi düzeyde herhangi bir doğrudan diyaloğu başlatmak, ancak gerçek bir gerilimi azaltmanın ve saldırgan siyasetten fiilen geri çekilmenin olduğu bir durumda mümkün. Son siber saldırı bağlamında komşularımıza ve bize yönelik hibrit saldırılar gördüğümüzde en üst düzeyde bir diyalog başlatmak zor." diye konuştu.

"Moskova, iyi niyet göstermeli"

Letonya Başbakanı Krisjanis Kariņs, Brüksel'de gazetecilere verdiği demeçte, böyle bir toplantının gerçekleşmesi için Moskova'nın önce iyi niyet göstermesi gerektiğini söyledi.

Kariņs, "Letonya Başbakanı olarak benim de endişem şu ki, Avrupalı liderler olarak Rusya ile diyalog başlatmak istiyorsak, Rusya'dan da gelecek bazı adımlara ihtiyacımız var." ifadesini kullandı.

REKLAM

AB-Rusya krizi

Kırım sorunu

AB ile Kremlin arasındaki siyasi ilişkiler, Rusya'nın 2014 yılında Kırım Yarımadası'nı ilhak etmesi ve Ukrayna'nın doğusunda yer alan Donbas bölgesinde ayrılıkçı Rus militanlarla Ukraynalı askerler arasında çıkan çatışmalar ve gerginlik sonrası kopma noktasına gelmişti.

AB'nin mart ayındaki yaptırımları seyahat yasağının yanı sıra Rus siyasilerin AB sınırları içerisindeki mal varlıklarının dondurulması ve bankacılık işlemlerinin askıya alınması gibi eylemleri de kapsıyordu.

AB Konseyi, Rusya'nın Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve bağımsızlığını tehdit etmesi nedeniyle birliğin uygulamakta olduğu kısıtlayıcı tedbirleri 15 Eylül 2021'e kadar uzatmıştı. Yaptırımlar uyarınca mal varlığı dondurulan ve seyahat yasağı uygulanan kişi sayısı 177, şirket sayısı ise 48.

Navalny krizi

REKLAM

Ayrıca Brüksel'in Rusya'daki insan hakları ihlalleri, keyfi tutuklama ve Kremlin muhalifi Aleksey Navalny'nin hapse atılması sebebiyle bazı Rus yetkililere yaptırım uygulaması sonrası, Moskova yönetimi Avrupa Parlamentosu Başkanı David Sassoli de dahil 8 AB yetkilisinin Rusya'ya girişinin yasaklandığını duyurmuştu.

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Navalny'e destek için yapılan yasa dışı protesto gösterilerine katıldıkları gerekçesiyle Almanya, Polonya ve İsveç'in büyükelçiliklerinden 3 diplomatı "istenmeyen kişi" ilan etmiş, bu üç ülke de Moskova'ya karşı benzer adım atmıştı.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

BM İnsan Hakları Komiseri Bachelet: Çin izin vermezse Doğu Türkistan için farklı seçenekler var

AB: Rusya ile ilişkilerimiz en düşük seviyede, daha da gerileyebilir

AB, Dijital Piyasalar Yasası kapsamında Apple, Facebook ve Google'a soruşturma açtı