Hayvancılık yapan 20 şirketin sebep olduğu sera gazı İngiltere, Almanya veya Fransa'dan fazla

Endüstriyel hayvancılık
Endüstriyel hayvancılık © © AFP 2021 / JOHN MACDOUGALL
© © AFP 2021 / JOHN MACDOUGALL
By Sertaç Aktan
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Yeni bir raporuna göre, yirmi hayvancılık şirketinin neden olduğu toplam sera gazı emisyonu Almanya, İngiltere veya Fransa'nın sebep olduğu emisyonlardan daha fazla ve üstelik bu şirketler bunu yapabilmek adına milyarlarca dolarlık teşvikler alıyor.

REKLAM

Küresel çapta üretim yapan yaklaşık 20 hayvancılık şirketinin neden olduğu toplam sera gazı emisyonunun Almanya, İngiltere veya Fransa'nın sebep olduğu emisyonlardan daha fazla olduğu belirtildi. 

Hayvancılık, dünyadaki sera gazı emisyonlarının yüzde 14,5'ini oluşturuyor ve bu anlamda tüm ulaşım sektörü kadar ve bazı yıllar daha fazla oranda sera gazı emisyonuna neden oluyor.

Şimdiye kadar pek çok bilimsel raporda, zengin ülkelerin iklim krizi ile mücadele etmek için et ve süt tüketiminde ciddi düşüş gerçekleştirmeleri ihtiyacı ortaya koyulmuştu.

Yüzlerce milyar dolar mali destek

Friends of the Earth (Dünya'nın Dostları) ve Avrupalı bir siyasi vakıf olan Heinrich Böll Stiftung tarafından hazırlanan 'Meat Atlas' (Et Haritası) raporuna göre, 2015-2020 yılları arasında çoğu Kuzey Amerika veya Avrupa'da bulunan küresel et ve süt şirketleri, 478 milyar dolardan fazla yatırım desteği aldı.

Rapor, bu düzeydeki mali destekle, et üretiminin 2029 yılına kadar 40 milyon ton daha artarak yılda 366 milyon tona ulaşabileceğini tahmin ediyor.

Rapora göre bugün olduğu gibi yakın gelecekte de en büyük üreticiler Çin, Brezilya, ABD ve Avrupa Birliği üyeleri olmaya devam edecek. 2029'a kadar bu ülkeler dünya çapındaki et üretiminin yüzde 60'ını üretmeye devam edecekler.

Raporda ayrıca dünya genelinde tüm tarım arazilerinin dörtte üçünün hayvan yetiştirmek için ya da onları beslemek için kullanıldığı belirtiliyor. Yalnızca Brezilya'da, 175 milyon hektar sığır yetiştirmeye ayrılmış durumda. Bu arazi Avrupa Birliği'nin tüm tarım alanlarının toplamına eşit bir alana denk geliyor.

Rapor ayrıca, en büyük şirketlerin daha küçük olanları satın alması ve rekabeti azaltmasıyla et ve süt sektöründe devam eden konsolidasyon sürecine dikkat çekiyor. Konsolidasyon devam ederse, daha sürdürülebilir gıda üretim modellerine geçiş şansı riske girebilir.

Hangi şirketler?

Raporda ismi geçen başlıca şirketler şunlar:

JBS, Tyson, Cargill, WH Group, Danish Crown, Groupe Bigard, Tönnies, Coren, Westfleisch, Dawn Meats, LDC, Plukon Food Group, Gruppo Veronesi, PHW-Gruppe, Vion, Müller Group, Sanderson, Purdue, Hormel, Saputo, Kraft-Heinz, BRF, Marfig, NH Foods, Meiji, Yili, Mengniu, Arla, DMK, Sodiaal, Nestlé ve Danone.

"Sürdürülebilir alternatif modeller piyasadan dışlanıyor"

Raporda, "Hayvansal protein üretimi düzeyine ayak uydurmak için endüstriyel hayvancılık artıyor ve sürdürülebilir modeller piyasadan dışarı itilmeye devam ediliyor" deniyor.

Dünyanın Dostları grubunda çalışan Stanka Becheva, “Gezegendeki yiyecek hayvanlarının sayısını azaltmaya başlamamız ve farklı tüketim modellerini teşvik etmemiz gerekiyor” diyor. Şirketlerin tedarik zinciri boyunca yarattıkları zararları ödemelerini sağlamak ve zararı en aza indirmek için et endüstrisinde daha fazla düzenleme yapılmasına ihtiyaç olduğunu belirtiyor.

Meselenin yatırım tarafında da Becheva, özel bankaların ve yatırımcıların yanı sıra Dünya Bankası ve Avrupa Kalkınma ve Yatırım Bankası gibi bankalarının büyük ölçekli, yoğun hayvansal protein üretim projelerini finanse etmeyi bırakması gerektiğini söylüyor.

Et sektörü ne diyor?

Avrupa Et İşleme Endüstrisi Birliği (CLITRAVI) Genel Sekreter Yardımcısı Paolo Patruno ise rapora yanıt olarak şunları söyledi:

“Hiçbir gıda sektörünün diğerinden daha az sürdürülebilir olduğuna inanmıyoruz. Ancak bitkisel veya hayvansal gıdalar üretmenin çok daha sürdürülebilir yolları var ve hayvansal protein üretimini daha sürdürülebilir hale getirmeye kararlıyız. Ayrıca, AB'de hayvancılıktan kaynaklanan ortalama sera gazı emisyonlarının küresel ortalamanın yarısı olduğunu biliyoruz. Küresel ortalama yüzde 14 ve AB ortalaması yüzde 7.”

Son olarak, artık AB üyesi olmayan İngiltere ve Galler'de Ulusal Çiftçiler Birliği, 2040 yılına kadar tarımda net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşma hedefi belirlediklerini duyurmuştu.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

AB: Tüketicilerin enerji zamlarından etkilenmemesi için üye ülkelere yardım çağrısı

Beş farklı çalışmada incelenecek: Covid-19 aşıları adet düzensizliğine yol açıyor mu?

İsrailli yerleşimciler tarafından işkence edilen 15 yaşındaki Filistinli başından geçenleri anlattı