Kız kardeşinin seyahat masraflarını ve yaklaşık bir aylık tedavisini karşılamaya yetecek toplam 20 bin doların 13 bini almayı başarmıştı.
REKLAMLübnan'da kanser hastası kız kardeşini tedavi ettirmek için bankadaki birikimlerini silah zoruyla alan Sali Hafiz suç işlemediğine inanıyor.
Kimseye zarar verme niyetinde olmadığını söyleyen Hafiz, "Hepsi de bizden çalmak, bizi aç bırakıp yavaş yavaş ölmemiz için işbirliği yapıyor" dedi.
Hükümetin eylemsizliğinden bıktığını belirten Hafiz, "Belki de beni bir kahraman olarak gördüler çünkü ataerkil bir toplumda bunu yapan ilk kadın bendim" ifadelerini kullanıyor.
Hafiz, bankaya gitmeden önce baskın sahnelerinin olduğu bazı filmler izlemiş ve bunu yeğeninin oynadığı oyuncak silahla yapmaya karar vermiş.
Kız kardeşinin seyahat masraflarını ve yaklaşık bir aylık tedavisini karşılamaya yetecek toplam 20 bin doların 13 bini almayı başarmıştı.
Hafiz, bulunmaması için Facebook hesabında "havaalanında olduğunu ve İstanbul'a doğru yolda olduğunu" yazdı. Daha sonra evinde farklı bir kılığa girerek saklanmaya başladı.
Derin bir ekonomik krizden geçen Lübnan'da yasal olarak sermaye kontrolü ilan edilmemiş olsa da bankalar tarafından pratikte uygulanıyor.
Sali Hafiz'in bankayı bastığı görüntüleri, kendisi gibi yüz binlerce kişinin birikimlerini alamadığı ülkede bir anda onu halk kahramanına dönüştürdü. Bu olaydan sonra ülke genelinde birçok bankada benzer baskınlar yaşandı.
Baskınlardan sonra Lübnan'da bankalar günlerce kapalı kaldı ve hükümetin önerdiği güvenlik planını reddediyorlar.
AP'ye konuşan ticari bankalar birliğinden bir yetkili, protesto ve baskın olaylar dalgasının yaşandığı bu günlerde bankaların süresiz olarak kapalı kalacağını söyledi.
Mali analist Ghassan Chammas da bankacılık krizinin, yerel işletmelerin kapılarını kapatmasıyla sonuçlanabileceğini ve bunun zincirleme bir etkisi olacağını söyledi.
Chammas, "Bu kapanmaların devam edeceğine inanıyorum ve en önemli etkisi de bankalara bağımlı olan şirketlerin kapılarına kilit vurmak zorunda kalacak olmasıdır" dedi.
Lübnan'da mevduat sahipleri, bankaların devlete mevduat sahiplerinin parasını ödünç verme karşılığında yüksek faiz ödemeleri alarak kendilerini zenginleştirdiklerini savunuyor.