Erdoğan'dan seçim tarihiyle ilgili açıklama: "Fazla değil 5 ayımız var"

Türkiye gündemine ilişkin önemli gelişmeleri aktardığımız canlı blog sayfası.
Öğretmenler, Cumhuriyet'in 100. yılında 100 bin atama bekliyor
Atama bekleyen öğretmenler, Ankara Ulus'ta yaptıkları eylemin ardından bugün de Beşiktaş Meydanı'ndın seslerini duyurmaya çalıştı.
KPSS 2022 sonuçlarının ekim ayında açıklanmış olmasına rağmen resmi duyurunun yapılmadığını belirten öğretmenlerin Beşiktaş'taki etkinliğine bazı sanatçılar da destek verdi.
Sosyal medyada örgütlenen öğretmenler adayları "#YüzBinÖğretmenBeşiktaşta" etiketi ile seslerini yetkililere duyurmaya çalışıyor.
Milli Eğitim Bakanı Özer, aralık yında yaptığı açıklamada "Şu anda yeni atamalarla ilgili yeni bir değerlendirmemiz, talebimiz yok." ifadesini kullandığı yönündeki iddiaların asılsız olduğu belirtmiş ve atamalar konusunda açık kapı bırakmıştı.
Bakanlıktan yapılan açıklamada "Sayın Bakanımızın böyle bir ifadesi olmamıştır. Öğretmen atamasına ilişkin çalışmalar tamamlandığında kamuoyuyla paylaşılacaktır." denilmişti.
Selahattin Demirtaş, HDP'nin kendi adayını çıkarması kararıyla ilgili konuştu
HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP'nin kendi adayıyla seçime girme kararını savundu. TELE1'e konuşan Demirtaş, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın açıklamasının resmi parti politikası olduğunu söyledi.
HDP'nin daha önce kendi adayını çıkarabileceği yönünde zaten birçok kez açıklamalar yaptığını anımsatan Demirtaş "Eğer muhalefetin diğer bloku ortak aday çıkarmak için veya çıkacak adayda ilkeler üzerinde ortaklaşmak için HDP’yi ziyaret edip açık bir diyalog ve müzakere yürütmeyi düşünmüyorsa elbette HDP seçmenin karşısına kendi adayıyla çıkacaktır. Bundan daha normal, bundan daha meşru bir tutum olamaz." dedi.
Demirtaş, kararın ardından Twitter hesabından yaptdığı açıklamada ise "Yarım kilo ucuz kıyma alabilmek için sabahın karanlığında kuyruğa giren, bayat ekmek almak zorunda kalan on milyonlarca insanın, gelecekten umudunu kesmiş gençlerin umudu muhalefette. Vebal muhalefette, sorumluluk muhalefette. Çözüm de muhalefette. Yürü HDP! Yolun açık olsun" mesajını paylaşmıştı.
Sinan Ateş cinayetiyle ilgili 3 kişi tutuklandı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamaya göre, 30 Aralık 2022'de gerçekleşen silahlı saldırıda Ateş'in öldürülmesi, Selman Bozkurt'un ise yaralanmasına ilişkin soruşturma kapsamında bugün itibarıyla 5 şüphelinin Başsavcılıktaki işlemleri tamamlandı.
Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen şüphelilerden Doğukan Ç. ile S.K. ve U.E. tutuklandı, 2 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Akşener: Birinci parti çıkacağız ben de Başbakan olacağım
Akşener, partisinin Menteşe Spor Salonu'nda düzenlediği İl Kongresinde yaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'yi ve milleti canları pahasına karşılıksız sevdiklerini belirten Akşener, şu değerlendirmede bulundu:
"2023'te yapılacak seçimleri kazanmak zorunda olduğumuzu bilenleriz. Milletimizin geleceği için, bu iradeyi koymak mecburiyetinde olduğumuzu bildiğimiz, buna inandığımız ve geçmişimiz bugüne kefil olduğu için bu işi başaracağız. İddia ediyorum, bu seçimi alacağız. 'Başbakan Meral, Akşener' diyorsunuz ya. Birinci parti çıkacağız ben de Başbakan olacağım. Onunla bununla anlaşarak değil, onunla bununla kapı arkalarında ahbaplık ederek değil, ondan bundan bir şey isteyerek değil, kendimiz irademizle, çalışkanlığımızla, gücümüzle milletimizi ikna ederek birinci parti çıkacağız inşallah. Size inanıyor ve güveniyorum."
AK Parti'li Yavuz'dan seçim tarihiyle ilgili açıklama
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, "Seçimler, mevsimsel şartlar sebebiyle çok az öne alınacaksa bunun adı 'erken seçim' değil 'seçim tarihinin güncellenmesi' olur." ifadesini kullandı.
Yavuz, yazılı açıklamasında, seçim tarihi güncellemesi konusuyla ilgili her gün alakalı alakasız sayısız yorum ve görüşe rastladıklarını belirtti.
Bu yorum ve görüşlerin çoğunun ne gerçeklikle ne de hukuki değerlendirmeyle alakasının olduğunu vurgulayan Yavuz, "Gözlemlediğimiz üzere tartışmalar şu konular etrafında olmaktadır, 'Erken seçim mi, yoksa seçim tarihinin güncellenmesi mi? Fesih mi, yoksa seçimin yenilenmesi mi? 90 gün mü, yoksa 60 gün mü?' Oysa konu çok net ve anlaşılır bir şekilde açıktır. Seçimler, mevsimsel şartlar sebebiyle çok az öne alınacaksa bunun adı 'erken seçim' değil 'seçim tarihinin güncellenmesi' olur." değerlendirmesinde bulundu.
Salt mevsimsel şartlar sebebiyle seçimlerin çok kısa bir süre öne alınacaksa bu durumun "erken seçim" olarak asla nitelendirilemeyeceğini ifade eden Yavuz, şöyle devam etti:
"Daha çok parlamenter sistem sürecinde dilimize yerleşen 'erken seçim' kavramı, bir anlamda hükümet edememe ya da hükümet etmenin zorlaştığı hatta imkansızlaştığı dönemlerde, seçimlere birkaç yıl kalmasına rağmen seçimlerin yapılması durumunu ifade eden bir kavramdı. Oysa şimdi böyle bir durum yok. Okulların kapanması, mevsimlik işçi hareketleri gibi bir kısım mevsimsel şartların ortaya çıkarttığı zorluklar nedeniyle seçimler çok kısa bir süre öne alınacaksa bu durumu ancak 'seçim tarihinin güncellenmesi' olarak tanımlayabiliriz. Şayet 'seçim tarihinin güncellenmesi' konusunda bir karar verilecekse bu durumda kimse, kimseyi feshedip ortadan kaldırmış olmayacak. Sadece seçimlerin yenilenmesine ilişkin bir karar alınacak. 'Seçim tarihinin güncellenmesi' konusunda bir karar verilmesi halinde bu, hem anayasal ve hem de yasal ifadeyle 'seçimlerin yenilenmesi' işi olur. Yani 'Fesih' olmaz.
Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nde kimse kimseyi feshedip ortadan kaldıramaz. Sadece seçim kararı alan erk kendisiyle birlikte diğer erki de seçime götürür. Anayasamıza göre bu yetkiyi ya üye tam sayısının beşte üç çoğunluğuyla TBMM (Anayasa madde 116/1) ya da cumhurbaşkanı (Anayasa madde 116/2) kullanabilir. Söz konusu bu yetkinin gerek TBMM ve gerekse cumhurbaşkanı tarafından kullanılması halinde, Meclisin ve cumhurbaşkanının yetki ve görevleri, yeni Meclisin ve cumhurbaşkanının göreve başlamasına kadar devam eder (Anayasa madde 116/4)."
"Süre 90 gün değil 60 gündür"
"Yenileme kararının cumhurbaşkanı tarafından verilmesi halinde, Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 8'inci maddesinin 2'nci fıkrasına bakarak sürenin 90 gün olduğunu iddia eden kişi ya hukuk nosyonundan uzaktır ya da seçim mevzuatındaki gelişmeleri doğru düzgün takip edememiş demektir." görüşünü aktaran Yavuz, konunun iki ayrı kanunda hüküm altına alındığını bildirdi.
Yavuz, şunları kaydetti:
"Bunlardan birisi Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 8'inci maddesinin 2'nci fıkrası, diğeri ise Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nun 3'üncü maddesinin 4'üncü fıkrasıdır. Milletvekili Seçim Kanunu'nun 8'inci maddesi 1987’de düzenlenmiştir. Oysa Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nun 3'üncü maddesi 2018 tarihlidir. Bir konuda, iki kanunun çelişmesi durumunda, en son çıkarılan kanunun esas alınacağı en temel hukuk kurallarından biridir. Dolayısıyla burada Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nun 3'üncü maddesinin 4'üncü fıkrasının uygulanacağı oldukça açıktır. Ayrıca bilindiği üzere ülkemizde 'Parlamenter Sistem' yerini 'Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ne bırakmıştır. Bu sistemde milletvekili seçimleri ile cumhurbaşkanlığı seçimleri birlikte yapılmak zorundadır. Bu nedenle seçim takvimine ilişkin süreç, Milletvekili Seçim Kanunu ile Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu birlikte uygulanarak belirlenmelidir. Ancak aynı konuda iki kanun arasında farklılık bulunması halinde Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu esas alınmalıdır. Zira Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu'nun 'Seçimde uygulanacak genel ilkeler' kenar başlıklı 2'nci maddesinin 5'inci fıkrasına göre, Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu'nda özel hüküm bulunmayan hallerde Milletvekili Seçimi Kanunu ve başka bazı kanunların Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu'na aykırı olmayan hükümlerinin uygulanması gerektiği ifade edilmektedir.
Kanunlar arasında farklılık olması halinde hem sonraki tarihli olması ve hem de özel hüküm gereğince Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu’nun esas alınması gerekmektedir. Söz konusu bu kanunda da süre 60 gündür. Özetle söylemek gerekirse Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 8'inci maddesinin 2'nci fıkrasındaki süreye ilişkin 90 günlük hükmünün, Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nun 3'üncü maddesinin 4'üncü fıkrasındaki 60 günlük hükmü karşısında uygulanma imkanı kalmamıştır. Bir anlamda Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 8'inci maddesi, sonraki tarihli Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nun 3'üncü maddesi ile zımnen ilga olmuştur."
Erdoğan'dan seçim tarihiyle ilgili açıklama
Antalya'da toplu açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 seçimleriyle ilgili "Fazla değil 5 ayımız var. 5 ay durmak yok." dedi.
Yeni bir seçim arifesinde olduklarını belirten Erdoğan "Karşımıza yine 'yaptırmayız' ittifakıyla çıktılar. Üstelik kendi aralarında da aynı taktiği izleyeceklerini ilan ediyorlar." diye konuştu.
Erdoğan'ın konuşmalarından öne çıkan ifadeleri şöyle:
- "Bunlar kendi vesayetlerini inşa etmeye çalışıyor. Bu defaki vesayetin adı ne biliyor musunuz? Altılı masadaki vesayetin adı, siyasi vesayet."
- "Türkiye eskiden yürütmede iki başlılığı kaldıramadığı için ağır bedeller ödediği krizler yaşamıştı. Bunlar iki de değil altı başlı yürütme peşinde koşuyor."
- "Başlattığımız her reformda kaşımızda ilkel ve sapkın bir zihniyeti bulduk."
- "Ama Türkiye bunu size yaptırmayacak. Kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Ana kademe çalışmaya var mıyız? Kadın kolları çalışmaya var mıyız? Gençler çalışmaya var mıyzı? Ben size inanıyorum. Biz milletimizi vesayetin cenderesinden kurtarılmış olmakla övünüyoruz."
- "Millete söyledikleri sözleri uygulayabilecekleri hiçbir hukuki zemin mevcut değil. Seçimden sonra böyle bir hazırlıkları ve niyetleri olduğuna dair işaret de yok."
- "Ortada vizyon, program, proje namına hiçbir şey mevcut olmadığı için 'istemezük' dışında hiçbir şey söylemiyorlar."
İçişleri Bakanı Soylu: Ay yıldızlı pasaportumuzun dünyanın en itibarlı pasaportu olacağı günler uzak değil
Nevşehir'deki bir otelde düzenlenen "1. Uluslararası Evlat Nöbeti Aileleri Kongresi"nde konuşan Soylu, Türkiye'nin 2023'e güçlü şekilde girdiğini, tüm engelleme çalışmalarının başarısız kaldığını belirtti.
Soylu, "Yeni başladığımız, gelecek yüzyılda yaşayacak gençlerimize çok büyük bir miras bırakacağımız, ay yıldızlı pasaportumuzun dünyanın en itibarlı pasaportu olacağı, gençlerimizin parmakla gösterileceği günlerin çok uzak olmadığını bir kez daha söylemek istiyorum." diye konuştu.
Bakan Soylu'nun konuşmalarından öne çıkan ifadeleri şöyle:
Bir daha Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider bulamayız. Bir daha, Avrupa ile Amerika gibi etrafımızdaki coğrafyada huzursuzluğu oluşturanları böyle güçsüz, vizyonsuz, yönsüz, böyle vicdansız, böyle yönsüz, lidersiz bir şekilde bulamayız. 20'nci yüzyılın altyapısındaki eksiklerini tamamlamış, 21'nci yüzyılında altyapısını tamamlamış Türkiye'yi bir daha yakalayamayız."
Anadolu insanının geçmişte büyük çileler yaşadığını, her gün çok sayıda evladını ay yıldızlı tabutlara sararak terörle mücadeleye devam ettiğini kaydeden Soylu, millete ekonomiden teröre birçok alanda sorun yaşatıldığını anlattı.
Türkiye'nin, gecelik yüzde 8000 faizlere mahkum edildiği günlerin yaşandığını, gazete manşetleriyle liderlerin itibarsızlaştırılma çalışmalarını gördüğünü ifade eden Soylu, şunları kaydetti:
"Bu ülkede Amerika'nın, Avrupa'nın bizim yöneticilerimize, büyüklerimize parmak salladıkları, bizim özgüvenimizi çekip almaya çalıştıkları, emeklilerimizin akşam saat beşten sonra ertesi sabah maaşını alabilmek için banka kuyruklarında bekledikleri, Okmeydanı Hastanesi'nden Samatya Hastanesi'ne kadar kışın bir vaktinde Trakya'dan Anadolu'dan getirdikleri battaniyelerle, acaba doktorun sabahleyin yüzünü görebilir miyim diye bekleştikleri bir Türkiye'den, bizim petrolümüz, madenimiz olsa da gazımız olsa da bize çıkartmazlar diyen Türkiye'den bugün kendi arabamızı yaptığımız, dünyanın en büyük havalimanlarından birini gerçekleştirildiği, 50 milyar dolar turizm geliri yakalayan, 46 milyon turistin geldiği, dünyanın her bir tarafındaki mazluma elini uzatan, etraftaki coğrafyaya ümit veren bir tabloya dönüşüldü. Çocukluğumdan beri siyasetin içindeyim. Bunlar kolay başarılacak işler değildir. Her taraftan saldırmaya çalışırlar. Milletimize inanıyor, ferasetine güveniyoruz. Doğru, bizim istikametimizdir. Yeni başladığımız, gelecek yüzyılda yaşayacak gençlerimize çok büyük bir miras bırakacağımız, ay yıldızlı pasaportumuzun dünyanın en itibarlı pasaportu olacağı, gençlerimizin parmakla gösterileceği günlerin çok uzak olmadığını bir kez daha söylemek istiyorum."
AK Parti'den Sinan Ateş’in ailesine ziyaret

AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, öldürülen Ülkü Ocakları’nın eski başkanı Sinan Ateş’in ailesini ziyaret etti.
Halk TV haberine göre AKP Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, dün akşam Sinan Ateş’in ailesini ziyaret etti.
Halk TV’de ‘Perdenin Önü Arkası’ programında konuşan İsmail Saymaz, ziyaretle ilgili “Davut Bey, Beştepe’den geldiğini, Cumhurbaşkanının selamını getirdiğini ve Cumhurbaşkanının kendisine ‘Biz bu olayı çözeceğiz, sonuna kadar yanındayız’ dediğini aktarmış aileye.” dedi.
30 Aralık’ta Ankara’nın Çankaya ilçesinde motosikletli iki kişinin silahlı saldırısına uğrayan Sinan Ateş kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti.
Şu ana kadar MHP İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi Ufuk Köktürk ve iki özel harekat polisinin de aralarında bulunduğu 10 kişi tutuklandı. İstanbul'da yakalanan Doğukan Çep ise Ankara'ya getirildi.
İçişleri Bakanı Soylu'dan İBB açıklaması: "Bizim derdimiz kayyum atamak değil, orayı terör unsurundan arındırmak"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik soruşturmayla ilgili, "Bizim derdimiz kayyum atamak değil, böyle bir derdimiz de yok zaten. İlk gün söyledim ben, bizim derdimiz işimizi yapmak, oraya terör unsuru koyuyorsan o terör unsurundan oraya arındırmak." dedi.
Kamu görevlilerinin görevlerini kanunlara, kurallara göre yapması gerektiğinin altını çizen Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"3 kuruşluk siyasi bir gelecek hesabı yapacaksın diye dejavu olmayalım, tekrar geri dönmeyelim. Bu yanlış bir şey olur. Bizim yaptığımız görev var. Bize kanunlar görev vermiş, diyor ki İçişleri Bakanlığı bu işleri kontrol eder. Şikayet üzerine kontrol eder, rutin denetimlerle kontrol eder, çıkan haberler üzerine kontrol eder, savcılıkların yaptığı soruşturmalarda çıkan birtakım bilgiler çerçevesinde kontrol eder. Biz de ediyoruz. Biz bunu Doğu ve Güneydoğu'da da yaşadık belediyelerde, oradan bizim tecrübemiz var. Uyardık, dedik ki yapmayın bunu. Uyarmasa mıydım, benim görevim bu. Türkiye'de yaşananların tekrar İstanbul'da, İzmir'de, Mersin'de, Adana'da yaşanmasına seyirci mi kalsaydık, kalabilir miyiz? O zaman ben görev suçu işlemiş olurum. İhmal ortaya koymuş olurum."
Bu konuda uyarıda bulunduklarını aktaran Soylu, "Milletin görevlendirdiği işi değil hedeflerindeki işe ulaşabilmek için kuralsız, ilkesiz, biçimsiz yürüyorlar. Ben görüyorum, bunu herkes görüyor. Birileri bize kızdığından dolayı görmemezlikten geliyor olabilir. Bizi sevmiyorlar, 'o ne yaparsa yapsın meşrudur' diyor. Bu olabilir. Bunun maliyetini de o yaşar. Ama şunu söylemek isterim, bunlar doğru işler değildir. 'O ot biçiyor' demek, bu doğru iş değildir. Biz bu maliyeti bir daha ödemeyelim. Bu doğru bir yaklaşım değildir, bu siyasal rüşvettir." ifadelerini kullandı.
"Mağduriyet oluşturmaya çalışıyor"
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu bir mağduriyet algısı yaratmaya çalışmakla suçlayan Soylu, "Onu Süleyman Soylu'ya söylemiştim de oraya söylememiştim gibi birtakım sözlerle kimse mahkemeyi, bütün insanları afedersiniz enayi yerine koyup aldatmaya çalışmasın. Böyle bir şey olmaz. Herkes kimin neyi kime söylediğini de biliyor." dedi.
Bütün belediyelere farklı alanlarda da soruşturma yaptıklarını dile getiren Soylu, kimine rehberlik yaptıklarını, kimini mahkemeye sevk ettiklerini belirtti.
"Şimdi de bana kayyum atıyorlar, kayyum atayacaklar diye oradan da bir mağduriyet oluşturmaya çalışıyor." diyen Soylu, "Bir işinle gündeme gel. Gündeme geldiği şey şu, İETT otobüsleri bozuk, insanlar itiyorlar. Gündeme geldikleri şey şu, tatile çok gidiyor. Gündeme geldiği şey, balık yemek." diye konuştu.
Bakan Soylu, şöyle devam etti:
"Şimdi de 'kayyum atanacak, bugün atanacak, yarın atanacak, şöyle atanacak, böyle atanacak.' Bizim derdimiz kayyum atamak değil, böyle bir derdimiz de yok zaten. İlk gün söyledim ben, bizim derdimiz işimizi yapmak, oraya terör unsuru koyuyorsan o terör unsurundan oraya arındırmak. Eğer ben bir yıl önce bunları dile getirmemiş olsaydım, bugün daha farklı bir tabloyla karşı karşıya kalırdık. Bu kadar net. Allah'ınızı severseniz kimin Türk, kimin Kürt, kimin Alevi olduğu, kimlikleriyle ilgili bir şey söylüyor muyum, söylemiyorum. Bir tek kırmızı çizgimiz var. Benim de değil, benim var zaten, Anayasa'mızın, kanunlarımızın... Yani o kırmızı çizginin dışında başka bir şey söz konusu değil. Kayyum atamak için böyle bir değerlendirme yapıyor da değiliz. Bir tek şey yapıyoruz, terörden arındırmak. Onun için de biz kendimiz bunu yapabilme kabiliyetine sahip değiliz. Biz tespitlerimizi yaptık. Tespitleri değerlendirecek ve bunu hukuki anlamda ortaya koyacak olan mahkemedir. Bizim işimiz bitti."
"Kafaya takmış Cumhurbaşkanı olacak"
Belirtilen bazı isimlerle ilgili İmamoğlu'nun, "Bu adam burada çalışmıyor" dediğini aktaran Soylu, "Niye çalışmıyor? Kapı gibi adam orada çalışıyor. Ama Belediyesine hakim değil, yaptığı işe hakim değil. Çünkü adamın kafası başka havalarda. Kafaya takmış Cumhurbaşkanı olacak. Deli kız düğüne gitmiş, burası bizim evden güzel demiş. Burayı beğenmiyor, başka tarafa, başka tarafa gidiyor, işin hakkını ver arkadaş. Bak, biz ne mücadele veriyoruz." dedi.
Ülkenin huzuru için büyük bir mücadele verdiklerini anlatan Soylu, "Bir dakikamız boş geçmiyor ama sallayıp duruyorlar bize. Bu mücadelenin her birinden bir cümle söylesen zaten insanı yoruyor. Bugün işiyle iştigal edene biz ne diyoruz, kime ne diyoruz? Şimdi Eskişehir Belediyesi var CHP'li, ben onlara sen terörist aldın mı diyorum, demiyorum. Böyle birçok belediyeleri var." diye konuştu.
"Burası hukuk devleti"
Soylu, şu anda HDP'li belediyeler içinde görevden almadıklarının da bulunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Niye almadık? Çünkü terörle ilgili yeterli bilgiyi ve doneyi bulamadık, yok böyle bir bilgi. Yoksa alamam. Evet zihnimde onların muhakkak ki bir yerden terörle iltisakı vardır ama burası hukuk devleti. Hukuk devletinin içerisinde bu konuda herhangi bir bilgi ve belge olmadan... Aldığımız belediye başkanları ceza aldılar 900 yıl. Hadi ben aldım, kötü bir adamım. Diyelim ben kötüyüm, kötülük yaptım peki hakim bunlara 900 yıl ceza vermiş. Demek ki biz doğru yere parmak basmışız ve şu anda birçok işlem yapılıyor."
Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, canlı yayında soruları yanıtladı: Ortak aday için kesin mutabakat var
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, altılı masanın cumhurbaşkanı adayına ilişkin, "Cumhurbaşkanı içeriden veya dışarıdan olsun, genel başkanlar doğrudan karar süreçleri içinde imza yetkisine sahip olarak bulunacaklar. Genel başkanlar, cumhurbaşkanı kadar, cumhurbaşkanı gibi ister içerden ister dışardan olsun her stratejik kararda imza yetkisine sahip olacak." dedi.
Davutoğlu, Halk TV canlı yayınında dünkü altılı masa toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Dün 10 saate yakın bir toplantı yaptıklarını ve "açık yüreklilikle" her şeyi konuştuklarını aktaran Davutoğlu, öncelikle altılı masanın bir yıl içinde neler yaptığını masaya yatırdıklarını söyledi.
Dünkü toplantının kritik bir eşik ve tarihi bir toplantı olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Cumhurbaşkanı adayından daha önemli iki metin kabul edildi." ifadesini kullandı.
Yakında tanıtımını yapacakları metni toplumun göreceğini bildiren Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Diyoruz ki topluma,'Hiç merak etmeyin, yeni bir yönetim anlayışı ile bu toplumu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminden, bu ucube sistemden güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçireceğiz. Bu süreç esnasında cumhurbaşkanı yetkileri ne olacak, cumhurbaşkanı yardımcılarının yetkileri ne olacak, bakanların yetkileri ne olacak, bakan yardımcılıkları kaldırılacak yerine müsteşarlıklar mı gelecek, yine üst düzey bürokratlar nasıl atanacak? Bunların hepsi tespit edildi. Şu anda o metin bir iki rötuşla sunulabilecek nitelikte ama biz özellikle büyük bir lansman istiyoruz."
Davutoğlu, "Altı lider veya bunlardan biri cumhurbaşkanı adayı olursa 5 lider başkan yardımcısı mı olacak?" sorusuna, "Bu konuyu netleştirdik. Alınacak roller tek tek spesifik roller değil ama kurumsal olarak cumhurbaşkanı ve yardımcılarının ortak süreçle, imza yetkisiyle, karar süreçlerindeki yetkisiyle cumhurbaşkanı ve yardımcılarının ağırlıkta olacağı bir yapı olacak." yanıtını verdi.
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Arkadaşlarla aldığımız kararlar var, onları lansmanla açıklayacağız. Cumhurbaşkanı içeriden veya dışarıdan olsun, genel başkanlar doğrudan karar süreçleri içinde imza yetkisine sahip olarak bulunacaklar. Genel başkanlar, cumhurbaşkanı kadar, cumhurbaşkanı gibi ister içerden ister dışardan olsun her stratejik kararda imza yetkisine sahip olacak. Bu büyük bir teminattır. Ne teminatıdır biliyor musunuz? Şimdi diyorlar ki '6 tane birbirine benzemez insan bu ülkeyi nasıl yönetecek?' Bu ülkeyi birbirlerinin hassasiyetlerini görerek yönetecekler. Karşılıklı hassasiyetleri gözeteceğiz. Biz bir karar alırken CHP kitlesinin hassasiyetlerini gözeteceğiz, Kılıçdaroğlu bir karar alırken bizim, muhafazakar kesimin hassasiyetlerini, Sayın Akşener'le ilgili bir karar alırken ülkücü camianın hassasiyetleri... Ne olacak biliyor musunuz? Bir süre sonra bir kültür oluşacak. Toplantıda açık yüreklilikle konuşuyoruz ve sonunda uzlaşmayla çözüyoruz meseleyi."
"Çay bile demlenirken bir miktar beklersiniz"
"Ortak cumhurbaşkanı adayı için bir mutabakat var mı?" sorusunu da yanıtlayan Ahmet Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Ortak cumhurbaşkanı adayı için mutabakat kesinlikle var. (Çoklu aday) Taktiksel olarak dedim, bilmiyoruz oyun planlarını iktidarın, oyun planı içinde olur ama dünkü mutabakatta tekrar teyit ederek şunu söyledik, tek aday çıkaracağız. Bu adayın şimdi vakti geldi. Herkes bana soruyor 'Geç mi kaldı?' Çay bile demlenirken bir miktar beklersiniz, erken koyarsanız tadı çıkmaz, burada da çay demlendi. Nasıl demlendi? Geçiş süreci elimizde, yani cumhurbaşkanı adayı içeriden veya dışarıdan olsun şunu bilecek, '6 genel başkan da aynı imza yetkisine sahip olacak, aynı karar süreçlerinde eşit olacak. Biri diğerine üstün olmayacak, biri diğerinden bir adım önde olmayacak.' Cumhurbaşkanı bir anlamda, siyasi tabirle söylüyorum, eşitler arasında bir ilk olacak. Mutlak yetki sahibi olmayacak. Eşitler var, bir kişi öne çıkacak aramızdansa, değilse geleceğiz diyeceğiz ki 'Biz sizi düşünüyoruz, eğer dışardan biriyse ama bizim oyun kurallarımız bunlar. Bu oyun kurallarıyla birlikte olacaksanız buyurun, siz bu ülkeyi yönetebilirsiniz.' O oyun kurallarını koyduk biz. Dün bu oyun kuralları netleşti. Ama son bir istişare ve tanıtım için bunların hazırlanması lazım. Ortak politikalar metni çıkardık bir de 200 sayfaya varan bir doküman. Hangi alanda ne yapılacağı var. Önemli ölçüde o da tamam. Şimdi Sayın Akşener'in ev sahipliğinde yapacağımız toplantıya kadar da bunlar, lansman hazırlıkları tamamlanacak, 26 Ocak'ta Sayın Akşener'in ev sahipliğinde toplanıyoruz, 30 Ocak'ta da bu ödev bitmiş olacak."
Atamalar herkesin ortak imzasıyla
Davutoğlu, kendi adaylarının cumhurbaşkanı seçilmesi halinde yaşanabilecek fikir ayrılıklarına ilişkin şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanı dese ki 'Ben kendi düşüncemi uygulayacağım.' Çatışma çıkar. Biz o zaman çıkarıp diyeceğiz ki 'Bak biz burada usulü koymuşuz, burada karar şöyle alınacak.' Cumhurbaşkanı önemli bir kuruma atama yapmak isteyecek, tek başına, 'Bir dakika diyeceğiz, yok. Kim, nedir bu önemli kurumlar? Devletin üst düzey güvenlik ve ekonomi kurumlarına ortak atama yapılacak yani hepimizin imzasıyla. Dese ki 'Yok ben şunu arkadaşı atıyorum.' 'Bir dakika, baştan konuşmuştuk, evet senin cumhurbaşkanı olarak yetkin olabilir ama bizim kurallarımız bu.' Bu metin burada var."
"Acaba bunlar sembolik bir cumhurbaşkanı mı arıyorlar denebilir, bir kukla mı arıyorlar, bir emanetçi mi arıyorlar, denilebilir, bunu açıklar mısınız?" sorusunu da yanıtlayan Davutoğlu, "Sembolik değil. Biz ona şunu demiyoruz, 'Biz sana bir isim empoze edeceğiz ve sen onu kabul edeceksin. Hayır istişare yapılacak." diye konuştu.
Davutoğlu, Meclis'te çoğunluğu kazanmak için de çalışmalar yaptıklarını, bu konuda her partinin çalışması bulunduğunu ve bunları bir bütün haline getireceklerini anlattı.