Türkiye gündemine ilişkin önemli gelişmeleri aktardığımız canlı blog sayfası.
Türkiye gündemine ilişkin önemli gelişmeleri aktardığımız canlı blog sayfası.
Türkiye Futbol Federasyonu, Merkez Hakem Kurulunun yeni başkanı Lale Orta oldu
Merkez Hakem Kurulunun yeni başkanının Lale Orta olduğu açıklandı.
Merkez Hakem Kurulunun yeni üyeleri ise şunlar oldu:
- Tolga Özkalfa
- Ahmet İbanoğlu
- Cemalettin Ali Kunak
- Prof. Dr. Ali Kızılet
- Süleyman Abay
- Sadettin Güler
- Aynur Aysun Akar
- Hamza Mısır
TFF'den yapılan açıklamada, "Türkiye'nin ilk kadın futbol antrenörü, ilk kadın futbol hakemi ve FIFA kokartlı ilk kadın hakemlerden biri olan Prof. Dr. Lale Orta başkanlığında göreve başlayacak olan MHK'nın; futbola değer katarak Türk futbolunu uluslararası alanda daha yüksek seviyelere getirmek için üzerine düşen sorumlulukları yerine getireceğine inanıyor, yeni MHK Başkanı ve üyelerine görevlerinde başarılar diliyoruz." denildi.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Sabri Çelik ve kurul üyeleri görevlerinden istifa etmişti.
Erdoğan: Size rağmen milletim hem aday yapacak hem de Cumhurbaşkanı yapacak
Bilecik'te konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa'ya göre bir kez daha aday olamayacağına yönelik tartışmalara ilişkin: "Şimdi altılı masa ne diyor? 'Aday olamaz' diyor. Size rağmen milletim hem aday yapacak hem de Cumhurbaşkanı yapacak." dedi.
Erdoğan'ın konuşmalarından öne çıkan ifadeleri:
- "Şimdi altılı masa ne diyor? 'Aday olamaz' diyor. Size rağmen milletim hem aday yapacak hem de cumhurbaşkanı yapacak"
- "Ülkemizin e-Devlet Kapısı ile kamu hizmetlerinin neredeyse tamamına yakınını dijitale taşıdığından habersiz olanların zihin dünyaları henüz Cilalı Taş Devri'nden Yontma Taş Devri'ne geçmenin şaşkınlığını yaşıyor. Görüntülü konuşmayı ileri teknoloji sananları, 2023 Türkiye'sini tanımaya, ülkemizin özellikle e-Devlet altyapısını öğrenmeye çağırıyorum Bay Kemal"
- "Dünyanın bilgi toplumunu geride bırakıp dijitale yöneldiği, yapay zekayı tartıştığı bir dönemde eski Türkiye vaadiyle sizlerin karşısına çıkanlar ne bu ülkeyi ne de gençleri tanıyor demektir, tanımıyorlar"
İmamoğlu için "İstanbul'umuza hoşgeldiniz" pankartları asıldı
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu'nun yurt içi gezilerini eleştirenler kentin işlek noktalarına, "İstanbul'umuza hoş geldiniz" yazılı pankartlar astı.
Fatih'te Saraçhane ve Edirnekapı'nın yanı sıra Esenler ile Bağcılar'ın aralarında bulunduğu kentin işlek noktalarındaki bazı üst geçitlere asılan pankartlarda, "Sayın İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul'umuza hoş geldiniz" yazıldığı görüldü.
Pankarttaki yazının altında ise "16 milyon İstanbullu" ifadesi yer aldı.
Bahçeli: "İP Başkanı Diyarbakır'a gidip vicdanı sızlamadan silahlara veda mesajı vermiştir"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, geçtiğimiz günlerde Diyarbakır'a giden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in burada yaptığı konuşmayı eleştirdi ve ""İP Başkanı Diyarbakır’a gidip utanmadan, sıkılmadan, vicdanı sızlamadan silahlara veda mesajı vermiştir" dedi.
Bahçeli, partisinin Amasya Yavuz Selim Meydanı'nda, "Aziz Milletim Sıra Sende" temalı açık hava toplantıları kapsamında düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Akşener'i hedef aldı.
Zillet partileriyle ulaşılacak hiçbir gelecek yoktur" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"İP Başkanı Diyarbakır’a gidip utanmadan, sıkılmadan, vicdanı sızlamadan silahlara veda mesajı vermiştir. Ne hazindir ki PKK’ya yeşil ışık yakmıştır. Bölünmeye selam salmıştır. Teröristlerle mütarekeye efendilerinin emriyle tamam demiştir. Bunun adı demokrasi olamaz. Bunun adı iyilik hiç olamaz. Bu olsa olsa küresel güçlerin kafa kola aldığı, ağzına bir parmak bal çalıp zalim bir projede konu mankeni yaptığı çarpık siyasetçi hezimetidir. Meyvesiz ağaç, susuz dere, hedefsiz ülke, değersiz insan, vatansız millet, milletsiz devlet neyse Türkiye’nin karşısına geçmiş zillet ittifakı birebir fotokopisidir. Bu nedenle zillette hayır yoktur. Zillette umut yoktur. Zillette ufuk yoktur. Zillet partileriyle ulaşılacak hiçbir gelecek yoktur."
Gazeteci Altaylı: Sinan Ateş'i ölümünden sonra tanıdım, öncesinde tanımak isterdim
Gazeteci Fatih Altaylı, Ankara'da uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş için HaberTürk'teki köşe yazısında "Sinan Ateş'i ölümünden sonra tanıdım.Öncesinde bilmek, tanımak isterdim.Ama bunu ne yazık ki, şimdi, arkasından söyleyebiliyorum, şimdi anlıyorum. Üzücü." dedi.
Sinan Ateş'in evine dikkat çeken Altaylı, yazısında şu değerlendirmeyi yaptı:
"İktidara yanaşan veya yapışan herkesin zenginleştiği, ucundan dokunanların Audi'li pudra şekerli ortamlara ilerlediği bir dönemde, iktidara yüz çevirmiş birinin "fakirhanesi". Sıradan bir öğretim üyesinin bile standardının altında bir evin fotoğrafı."
"Ne kötü, Sinan Ateş'i ölümünden sonra tanıdım.Öncesinde bilmek, tanımak isterdim.Ama bunu ne yazık ki, şimdi, arkasından söyleyebiliyorum, şimdi anlıyorum. Üzücü. Şimdi bakınca Sinan Ateş'i de tanısaymışım keşke diyorum.Ölümünden sonra fotoğraflarda evini gördüm. İktidara yanaşan veya yapışan herkesin zenginleştiği, ucundan dokunanların Audi'li pudra şekerli ortamlara ilerlediği bir dönemde, iktidara yüz çevirmiş birinin "fakirhanesi". Sıradan bir öğretim üyesinin bile standardının altında bir evin fotoğrafı. İktidar şarabından koklayanlar villalarda rezidanslarda yaşarken ilkeleri uğruna gönül zenginliğini, günün zenginliğine tercih etmiş birinin tercihindeki asaletin fotoğrafı. Ve tabii hepsinin ötesinde Atatürk'e, Atatürk ilkelerine, bu ülkeyi bu ülke yapan bir büyük ortak değere yaptığı vurgular. Böylelerine siyasette rastlamak giderek zorlaştığı için, kaybı da daha üzücü oluyor."
Bakan Nebati: "Milli gelirimizin büyük kısmı artık faize değil yatırıma harcanıyor"
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, "Alın teriyle artırdığımız milli gelirimizin büyük kısmı artık, faize değil yatırıma harcanıyor. Türkiye borçla faizle değil, yatırımla üretimle büyüyor." ifadelerini kullandı.
Nebati, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, faiz harcamalarına ilişkin bilgi verdi.
Bakan Nebati, "Alın teriyle artırdığımız milli gelirimizin büyük kısmı artık, faize değil yatırıma harcanıyor. 2002 yılında faiz harcamalarının milli gelire oranı yüzde 14,3'tü. Bu oran 2021 yılında yüzde 2,5'e geriledi. 2022 yılında ise yüzde 2,3'e kadar düşmesini bekliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Nebati, 2002'de toplanan her 100 lira vergi gelirinin 85,7 lirasının faiz harcamalarında kullanıldığını, 2021'de 15,5 lirasının ve 2022'de ise yalnızca 13,2 lirasının faiz ödemelerinde kullanıldığı bilgisini paylaştı.
2002'de her 100 liralık bütçe harcamasının 43,2 lirasının faiz ödemelerine gittiğini vurgulayan Nebati, "2021'de 11,3 lirası, 2022'de ise yalnızca 10,6 lirası faiz ödemelerinde kullanıldı. Türkiye borçla faizle değil, yatırımla üretimle büyüyor." ifadesini kullandı.
Nebati, paylaşımında yer verdiği infografikte de şunları kaydetti:
"Faiz harcamalarına ilişkin bir değerlendirme yapılırken, faiz harcamalarının nominal büyüklüğündeki artış ya da azalıştan ziyade, faiz harcamalarının ekonomideki makro büyüklükler (bütçe, GSYH) ile birlikte ele alınması daha doğru ve karşılaştırılabilir sonuçlar vermektedir. Bu açıdan bakıldığında faiz harcamalarının payının ciddi şekilde düştüğü görülecektir. "
Erdoğan, adaylık tartışmalarıyla ilgili konuştu: Cumhurbaşkanı yeni sistemin ilk cumhurbaşkanıdır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aday olup olamayacağıyla ilgili tartışmalara ilişkin "Türkiye, 2018 seçimleri ile birlikte yeni bir yönetim sistemine geçti. Yani bu bakımdan kronometreyi sıfırladı. Aklen de hukuken de fiilen de 2018'de seçilen Cumhurbaşkanı yeni sistemin ilk cumhurbaşkanıdır" dedi.
Erdoğan, Denizli Çevre Yolu 2. Kısım ve Honaz Tüneli, TOKİ 1449 Konut 50 Dükkan, Denizli İçme Suyu Arıtma Tesisi ile Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Toplu Açılış Töreni'ne katıldı.
Adaylık tartışmalarına değinen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bunca zamandır bizim adaylığımıza karşı çıkmak akıllarına gelmemiş, hep seçim sandığını işaret etmişlerdi. 4,5 yıldır Cumhurbaşkanı'yız, öncesi var, aklınız neredeydi? Niye şimdiye kadar bunları söylemediniz? Milletimizin takdiriyle 2017 yılında kabul edilen Anayasa değişikliği en küçük bir tereddüde, en küçük bir tartışmaya mahal vermeyecek kadar açıktır. Türkiye, 2018 seçimleri ile birlikte yeni bir yönetim sistemine geçti. Yani bu bakımdan kronometreyi sıfırladı. Aklen de hukuken de fiilen de 2018'de seçilen Cumhurbaşkanı yeni sistemin ilk cumhurbaşkanıdır."
Siyasi gelenekte kabul gören bir kavram olduğu için yeni sistemdeki devlet başkanının sıfatını "Cumhurbaşkanı" olarak muhafaza ettiklerini belirten Erdoğan, "Zaten bugüne kadar da 3-5 medya şovmeni hariç, yeni yönetim sisteminin ilk cumhurbaşkanı olduğumuza dair hiçbir itiraz yapamadılar." diye konuştu.
"Altılı masadakiler 1 yıl sonra nasıl olduysa bir anda aydınlanma yaşamışlar. Şimdiden seçim günü ile ilgili kaos senaryolarına sarılmaları, kaybetme korkusunun bir kez daha yüreklerini sardığını gösteriyor." diyen Erdoğan, şunları ifade etti:
"Halbuki korkmalarına hiç gerek yok. Biz, milli iradenin üstünlüğü dışında bir yol ve yöntem kabul etmediğimiz için bugüne kadar tüm rakiplerimizi sandıkta yendik. Hazır mısınız? 14 Mayıs'ta da zaferi sandıktan çıkarmaya hazır mıyız? Tabii tarihleri vesayetle, darbeyle, krizle, ayak oyunlarıyla dolu olanlar, milli iradenin gücüne akıl erdirmekte zorlanıyor. Bir de utanmadan çıkıp, partilerinin binasına ne yaptılar? 'Yeter söz milletindir' afişi astılar. Rahmetli Menderes, bu sözü onların ağa babalarına karşı söyleyerek, milletin gönlüne girmiştir. Menderes, dün tek parti faşizmine 'yeter' demişti. Biz de bugün, küresel vesayet odaklarının desteğiyle aynı faşizmi tekrar hortlatma peşinde koşanlara 'yeter' diyoruz. Menderes, dün milli iradeyi hiçe sayarak masa başında ülkenin siyasi ve ekonomik kaynaklarının sömürülmesine, baskı ve zulüm düzenine ne demişti? 'Yeter' demişti. Biz de bugün milli iradenin tercihleri yerine altılı masada çevrilen dış destekli film, fırıldaklarla siyaset mühendisliğine soyunanlara 'yeter' diyoruz."
Meral Akşener: İYİ Parti birinci parti çıkacak
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Ben bedavadan başbakanlık istemiyorum, kimseyle de pazarlık etmedim, etmem. Biz bunu hak edeceğiz, İYİ Parti birinci parti çıkacak." dedi.
Akşener, Mustafa Dağıstanlı Spor Salonu'nda düzenlenen partisinin 3. Olağan Samsun İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, hikayesi olan insanların oluşturduğu bir siyasi parti olduklarını söyledi.
Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayının 13'üncü cumhurbaşkanı olacağını belirten Akşener, "Sizin stratejiniz, Türkiye sevdanız, sizin millet sevdanız, 'Türkiye'nin menfaatleri, milletimin çıkarları karşısında boynum kıldan incedir.' tavrınız olmamış olsaydı, İYİ Parti kurulmamış olsaydı, bugün neyi konuşuyor olacaktık? Bu diktatörlük heveslilerinin ülkenin bütün değerleriyle top oynar gibi oynadığı, umutsuz, yarına dair inancı kaybolmuş bir Türkiye ile karşı karşıya kalacaktık." diye konuştu.
AA'nın aktardığına göre, seçimlerden İYİ Parti'nin birinci parti çıkacağını savunan Akşener, şöyle konuştu:
"Millet İttifakı'nın seçimi kazanacağına olan inancımız ve inançları nedeniyle bu ülkeden gitmeyi erteleyen çocuklar aşkına, sokakta yürürken endişe eden, bu ülkede 'Ben ne yapacağım?' diyen, umudu yerlere düşmüş, her dakika şiddete uğrayan ve uğrayacağından endişe duyan ama 'İşte seçim geliyor, inşallah biz kazanacağız.' diye bizlere inanan kadınlar, istismara uğrayan çocukların, yerlerde sürünen hakları, 6 yaşında evlendirilen, 'Ne olmuş evlendirildiyse.' denilen bir Türkiye'de o çocuklar adına bu seçimden birinci parti İYİ Parti çıkmalıdır. Ben bedavadan başbakanlık istemiyorum, kimseyle de pazarlık etmedim, etmem. Biz bunu hak edeceğiz, İYİ Parti birinci parti çıkacak." ifadelerini kullandı."Nasıl sadece kurulduğumuzda, seçime gittiğimizde her şey değiştiyse, bu ülkede birinci parti çıktığımızda nelerin değişeceğini hayal edin. Bu ülkeye, bu millete borcumuz var. Atatürk'ün değerlerini altüst ettiler. Atatürk'ü itibarsızlaştırmak için ona savaş açtılar. Cumhuriyet'in değerlerini dibine batırdılar. Bütün bunlar için İYİ Parti birinci parti çıkmak zorunda. Atatürk için birinci parti çıkmak zorunda. Cumhuriyet için birinci parti çıkmak zorunda. Kadınlar, çocuklar, çevremiz, doğamız, katledilen, yakılan, yıkılan ormanlarımız, ormanda yanan canlılara, 'beyaz et' deyip geçen zihniyetin yıkılması için birinci parti çıkmak zorundayız. Biz bu yola, 'Sandalye değil, ayakkabı eskiteceğiz.' sözüyle çıktık. Allah'ıma şükürler olsun ki ayakkabıları eskittik."
Bozdağ: Cumhurbaşkanı'mızın adaylığı önünde ima yollu dahi bir engel yoktur
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Cumhurbaşkanı'mızın cumhurbaşkanı adaylığı önünde anayasamızda da herhangi bir yasamızda da ima yollu dahi bir engel yoktur." dedi.
Bozdağ, Nevşehir Ticaret Borsası Konferans Salonu'nda düzenlenen AK Parti Nevşehir İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir televizyon programında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aday olabileceği yönündeki açıklamasının yer aldığı videoyu izlettirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden cumhurbaşkanı adayı olamayacağı yönündeki iddialara değinen Bozdağ, altılı masanın 26 Ocak'ta saatler süren bir toplantı yaptığını ve Meclis karar almadıkça Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adaylığının anayasaya aykırı olduğunun dile getirildiğini hatırlattı. AA'nın aktardığına göre Bozdağ, şöyle konuştu:
"YSK'yı suçlamak yetmiyor. 'Tayyip Bey'in adaylığına engel olamazsak bu bizi bir daha ezip geçecek' diyorlar. Anayasamıza göre, çok net bir şekilde Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 14 Mayıs 2023'te yapılacak seçimde adaylığı anayasal hakkıdır. Cumhurbaşkanı'mızın, cumhurbaşkanı adaylığı önünde anayasamızda da herhangi bir yasamızda da ima yollu dahi bir engel yoktur. Ama 367'yi uyduranlar ve geçmişte Cumhurbaşkanı'mızı milletvekili listesinden sildirmek için jet hızıyla karar aldıran ilkel zihniyet şimdi yine devrede. O zaman Erdoğan'ın ismini sildirmeyi başarmışlardı, 'Şimdi gene yaparız.' diyorlar. Ben de diyorum ki geçti o devirler. Bu memleketin anayasasını, yasalarını, topunuz bir araya gelseniz çiğnetmeyiz. Çiğnemenize de izin vermeyiz. Yiğit olun, cesur olun. Tekiniz yenemeyeceksiniz, şimdi anladınız ki altınız da birlikte yenemeyeceksiniz. O zaman engel olalım diyorsunuz, altınız bir adam etmiyorsanız ne işe yararsınız."
Anayasada, 2017 yılında yapılan değişikliğe göre uygulamaya konulan maddeleri okuyan Bozdağ, "2709 sayılı kanunun 101'inci maddesi, noktası, virgülü, kelimesi, paragrafı, fıkrası, her şeyiyle, başlığıyla beraber tümden değişmiştir. Şimdi içindeki bazı ibarelerin daha önceki maddede yer almış olması bu maddeyi yeni bir madde olmaktan çıkarmaz. Çünkü her şeyi yeniden yazmışız. Biz şimdi her şeyi yeniden yazarken önceki ifadelerden bazılarını oraya koyduğumuzda o eski ifadenin yürürlükte olduğu anlamına gelmez, onu kaldırmışız." değerlendirmesinde bulundu.
"Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ikinci seçimidir"
Bakan Bozdağ, uygulamaya konulan yasaların, birlikte yapılacak ilk TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin takvimin başladığı tarihte yürürlüğe girdiğini dile getirerek şunları kaydetti:
"İlk Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimi 2018'de birlikte yapıldı. Cumhurbaşkanı'mız da 101'inci maddeye göre o zaman aday oldu ve 24 Haziran 2018'de Türkiye'nin ilk başkanı seçildi. Adı cumhurbaşkanı olsa da işin özü başkandır. 14 Mayıs 2023'te yapılacak seçim ise Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ikinci seçimidir. Ayrıca şunu da ifade etmekte fayda var. Önceki cumhurbaşkanları sembolikti, yürütmenin sorumsuz kanadıydı. Şu anda cumhurbaşkanı yürütme organıdır, devletin başıdır. Yürütme yetki ve göreviyle donatılmıştır, yaptığı her işten hukuken ve cezaen tam sorumludur. Dolayısıyla eski seçilenle bu da aynı değil. 101'inci maddeyi değiştirmesek dahi cumhurbaşkanının hukuki statüsü hükümet sistemi değişikliği nedeniyle de bizim seçtiğimizin adı cumhurbaşkanı olsa dahi önceki cumhurbaşkanı değil. Biz bugün yürütme organını seçiyoruz."
Bekir Bozdağ'dan sosyal medya açıklalması: Yeni dönemde bu alanda ağır cezai yaptırımları koyacağımızı ilan ediyorum
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Son 20 yılda yeni ihdas ettiğimiz hak arama yollarıyla bir yandan hukuk devletini güçlendirdik, bir yandan da insan haklarımız için daha güvenceli anayasal imkanlar ortaya koyduk." dedi.
Bozdağ, Kişisel Verileri Koruma Kurumunca (KVKK) 28 Ocak Veri Koruma Günü dolayısıyla Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesinde düzenlenen programda yaptığı konuşmada, Türkiye'de son 20 yılda her alanda büyük değişiklikler yaşandığını, bu kapsamda hak ve hürriyetlerin korunması, güçlendirilmesi ve geliştirilmesi alanında da reformlar yaşandığını belirtti.
Türk Ceza Kanununda iletişimin hukuka aykırı şekilde kaydedilmesinin, kişisel verilerin elde edilip başkalarına verilmesinin suç olduğuna değinen Bozdağ, şöyle devam etti:
"Son 20 yılda yeni ihdas ettiğimiz hak arama yollarıyla bir yandan hukuk devletini güçlendirdik, bir yandan da insan haklarımız için daha güvenceli anayasal imkanlar ortaya koyduk. Öte yandan da belki de en önemlisi devletin bütün kurumlarını yasama, yürütme, hepsini doğrudan vatandaşın denetimine açtık. Eskiden sadece müfettişler denetlerdi ya da yasada kim yetkiliyse onlar bakardı ama şimdi bu düzenlemelerle hakları ihlal edilen ya da bilgi edinmek isteyen ya da idarenin işleyişinden şikayeti olan her bir vatandaşımız doğrudan verdiği dilekçelerle hak arama yollarını kullanmak suretiyle devleti, meclisi, yürütmeyi denetleme hakkına sahip oldu. Eleştiriyorlar, 'Türkiye'de demokrasi yok.' diyorlar. Yahu bunları 'Demokrasi yok.' denilen dönemde, 'Demokrasiye aykırı işler işlemler yaptı.' denilen dönemde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde bizler yaptık. Kendilerine demokrat diyenlerin döneminde bunların hiçbiri yok. Devleti doğrudan milletin denetimine açmak, hak arama yollarına sonuna kadar açmak ve destek vermek bunlarla ilgili kurumlar kurmak demokrasimizi de güçlendirdi, hukuk devletimizi de güçlendirdi, insan hak ve hürriyetlerinin daha güvenli bir biçimde kullanılmasını da temin etti. Bu yolların öğrenilmesi ve gereklerinin yapılması elbette önemli."
"İftira eden cezasını göze alsın"
Sosyal medyanın, yalan ve manipülasyonun merkezi haline geldiğine, vatandaşların buradaki mecraları takip ederken gerçeği göz ardı etmemesi gerektiğine işaret eden Bozdağ, AA'nın aktardığına göre şu değerlendirmede bulundu:
"Sosyal medyada terör örgütleri cirit atıyor. İstihbarat örgütleri ve troller cirit atıyor. Türk vatandaşları bilerek veya bilmeyerek onlardan alıyorlar, yayıyorlar veya öbür taraftan troller, parayla çalışan ekipler, parayı verenin istediği iftirayı atıyor. Allah korkusu, kuldan utanmaları, hukuktan korkuları yok. Bunlarla Türkiye'nin huzuru, milletin onur ve haysiyetinin korunması için kişisel verilerinin hak ve hukukunun korunması için amasız, fakatsız, lakinsiz bir mücadele şarttır. Çünkü sosyal medya, kişisel verilerin her bir vatandaşımızın haysiyetinin, itibarının yok edildiği bir alana maalesef dönüştü. Onun için buradan bir kez daha söylüyorum, yeni dönemde bu alanda ağır cezai yaptırımları koyacağımızı Nevşehir'den bütün Türkiye'ye ilan ediyorum. Çünkü bu konuda koyduğumuz cezai tedbirlerin yeterli olmadığı ortaya çıktı. Onun için cezaları ağırlaştıracağız. İftira eden cezasını göze alsın. İnsanların onur ve haysiyetini yok etmek için, para almak için bu mecraları kullananlar bundan sonra bir defa değil, bin defa düşünmek zorunda kalacaklar. Çünkü biz bunlarla hukuk yoluyla mücadele etmezsek, bizim aziz vatandaşlarımız bunun mücadelesini yapamazlar. Devlet olarak bu konuda gereken adımları atacak, dünya örneklerine bakarak yeni dönemde bunlara farklı bir gözle yaklaşacağımızı da buradan ifade etmek isterim."