Körfez sularından göz alıcı vitrinlere: Katar'ın 'inciyle' işlenen tarihi

Körfez sularından göz alıcı vitrinlere: Katar'ın 'inciyle' işlenen tarihi
© euronews
© euronews
By euronews
Haberi paylaşın
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

İnci, binlerce yıl önce Katar'ın ilk ana ihracat ürünüydü. Geçtiğimiz yüzyılda Japon istiridye çiftliklerinin yarattığı rekabete rağmen dalgıçlar, Körfez'in doğal incilerini aramaya devam ediyor

REKLAM

İnci, binlerce yıl önce Katar'ın ilk ana ihracat ürünüydü. Ancak geçtiğimiz yüzyılda Japon istiridye çiftliklerinin yarattığı rekabete yenik düşen sektör büyük zarar gördü. 

Körfez'in doğal incileri buna rağmen mücevher pazarında birinci sınıf bir ürün olarak yerini koruyor. Ve cesur dalgıçlar Katar açıklarında hâlâ doğanın hazinesini aramaya devam ediyor. 

Aile mesleği

Muhammed Abdulla al-Sada okyanusta servet arayan az sayıdaki dalgıçtan biri. Bu iş onun için bir aile geleneği. 

Muhammed, "Büyükbabam inci dalgıcıydı. Babama, ikinci iş olarak balık tutmak ve balık pazarına gitmek istiyorum dediğimde, 'Niye? Sen bir dalgıçsın, niye inci aramak için istiridye çıkarmıyorsun?' diye sormuştu." diyor. 

İnci içeren istiridyelere nadir rastlanıyor ve onları bulmak için de keskin bir göze sahip olmak gerekiyor.

Muhammed, istiridyelere dair "Her şeyden önce istiridyenin yaşlı mı yoksa henüz yavru mu olduğunu bilmeniz gerekiyor. Peki nasıl anlarsınız? İstiridyenin boyutu artı kalınlığı önemli. Ayrıca baktığım başka bir şey daha var, arkasındaki boşluk. Ne kadar boşluk varsa o kadar yaşlıdır." bilgilerini veriyor. 

Çoğu inci dalgıcı suyun altında daha uzun kalabilmek için tank kullanır ancak Muhammed hâlâ serbest dalış tekniğini uyguluyor. Denizin dibini tararken tıpkı ataları gibi uzun süre nefesini tutmak üzere eğitilmiş. Bu, Körfez bölgesindeki en eski mesleklerden biri. O zamanlar erkekler istiridye bulmak için derinlere inerken bir bacaklarına taş ağırlıklar bağlıyor, burunlarına da kıskaç takıyordu.

@86diver / Euronews / Screen capture
Muhammed Abdulla al-Sada okyanusta servet arayan az sayıdaki dalgıçtan biri.@86diver / Euronews / Screen capture

İstiridyelerde doğal inci bulmak son derece zor. Küçük boncuklar belki daha yaygın ama içinde büyük doğal inci bulunan bir istiridye bulmak neredeyse 10 binde bir ihtimal. Bu da incinin neden bu kadar pahalı ve birçokları için neden bu kadar çekici olduğuna dair bir fikir verebilir.

Euronews / screen capture
Muhammed'in bulduğu inciEuronews / screen capture

Fakat Muhammed için mesele para değil. Doğal inci dalgıçlığı onun için bir çağrı, geçmişiyle kurduğu bir bağ. Ve onun için bu, eski gelenekleri yaşatmakla ilgili. 

"Bu bizim bir parçamız." diyor Muhammed, "Kültürümüz. Büyükbabamız da geçimini böyle sağlıyordu. Bugün, bundan para da kazanabiliyoruz. Beni bu işi yapmaya iten pek çok sebep var. Ve yaptığım işi seviyorum. Ben bir dalgıcım."

Kültüre 'inci gibi işlenmek'

İnci endüstrisinin burada petrol ve gaz bulunmadan önce Katar’ın can damarı olduğunu biliyoruz. Ancak inci, yerel halkın geçimi için hayati önem taşımasının yanı sıra, Katar kültürü ve mirasıyla da iç içe geçmiş durumda. 

Katar Ulusal Müzesi’nden Jassim El Kuwari, Körfez'de inci ticaretinin tarihini anlatıyor: "Aslında ilk inci ihracatları Körfez’den yapılıyordu. Körfez incileri, özellikle de Basra incileri en pahalı inci türü olarak kabul ediliyordu çünkü eşsiz, hafif kırılgan bir yapıya sahipler ve yuvarlak olanların onları en pahalıları yapan benzersiz bir şekilleri var."

İncinin dünyanın her yerine, Batı Avrupa, Çin ve Doğu Asya'ya kadar ulaştığını söyleyen El Kuwari, "Burada, özellikle de müzenin merkezindeki yedi numaralı galeride yer alan eserlerden biri de Hindistan'da Baroda Mihracesi tarafından yaptırılan Baroda halısı. İnci, mobilya parçalarını süslemek için de kullanılıyordu. Hatta incilerin annesi olan istiridyenin içindeki astar ya da öz olan sedef bile dünyanın her yerinde birçok kültürde kullanıldı. Baroda halısı, Hindistan'ın Baroda Mihracesi'nin Müslümanlara bir hediyesiydi ve Hazreti Muhammed'in mezarına örtü olarak gönderilmişti. Bu yüzden incilerden ve diğer değerli taşlardan oluşan bu parçayı yaptı." şeklinde konuşuyor.

Euronews / Screen capture
Baroda halısıEuronews / Screen capture

İnci sektörünün çöküşü

Kültür incilerinin geliştirilmesi, doğal inci endüstrisinde hızlı bir düşüşü tetikledi.

Jassim bu süreci şöyle anlatıyor: "1930’lara kadar Katar’ın ana ihracat ürünü inciydi. Ancak o dönemde, özellikle Mikimoto Kokichi adındaki bir Japon, kültür incisi endüstrisini geliştirdi. Kültür incisi endüstrisiyse doğal Körfez incisi endüstrisini çökertti çünkü denizden 8 bin istiridye topladığınızda en fazla 5 ila 15 inci elde ediyorsunuz. Ve her zaman da iyi görünmüyorlar. Bazılarının şekli, boyutu ya da rengi farklı olabiliyor. Ancak kültür incisi endüstrisiyle 8 bin istiridye ekebilir ve tam olarak istediğiniz şekli, rengi ve boyutu elde edebilirsiniz. Bu da doğal Körfez incisinin fiyatını düşürdü. Sonra da Körfez'de bu endüstri 1920'ler ve 1930'larda yavaş yavaş yok oldu."

Sektörün anısı ise Ulusal Müze'de yaşamaya devam ediyor.

Sektörün derinliğini vurgulamak istediklerini söyleyen El Kuwari, "İlk inci tüccarlarından ve sonra da incinin 2 bin yıl önce Roma'dan dünyanın dört bir yanına, 1930'larda Kuzey Amerika'ya kadar nasıl ulaştığından bahsediyoruz. O dönemlerde incinin önemini  ve dünyanın dört bir yanındaki ünlüler ya da kraliyet mensupları tarafından takılan en pahalı mücevher türü olduğunu anlatıyor." diyor. 

Geleneği devam ettirmek

Yine de bazı mücevher tutkunları için doğal incilerin yeri doldurulamaz. 

REKLAM

Ödüllü tasarımcı Nada bint Khamis Al-Sulaiti, Katar'da Doha merkezli Hairaat'ın yaratıcı direktörü. 

Al-Sulaiti'nin "Sakura Kolyesi" 2017 yılında Hong Kong'da Uluslararası Mücevher Tasarımında Mükemmellik Ödülü'nü ve 2015 yılında A' Design'dan Altın Ödülü kazandı.

Al-Sulaiti, "Sadece doğal inciler için bir pazar var. Sadece doğalını satın alan insanlar var ve kültür incisine inanmıyorlar. Bu bölgede doğal inciden başkasını satın almayan çok sayıda müşterimiz var. Pazar hakkında konuşacak olursak, inci pazarın yalnızca yüzde 5’ini oluşturuyor. Bununla birlikte doğal inciler her zaman moda ve her zaman da böyle kalacaklar. Biz ise öncelikle yüksek mücevherlerde ve ölçüye göre yapılan ısmarlama parçalarda kullanıyoruz." şeklinde konuşuyor. 

Euronews / Screen capture
Ödüllü tasarımcı Nada bint Khamis Al-Sulaiti, Katar'da Doha merkezli Hairaat'ın yaratıcı direktörü.Euronews / Screen capture

Hairaat’daki koleksiyonlar baştan uca Katar’dan ilham alıyor. Marka uluslararası olarak da tanınıyor ancak tüm tasarımlar kaynağını ülkenin doğal güzelliklerinden alıyor. 

Al-Sulaiti, "Küçüklüğümden beri çölleri, denizleri, harabeleri, eski evleri ve diğer şeyleri görmek için ailemle birlikte ülkeyi dolaşıyorum. Güzelliğine her zaman tanık oldum. Her zaman bunu yaratıcı bir şekilde nasıl kullanabileceğimi merak ettim. Sonrasında kendimi mücevherlerle ifade edebildiğimi fark ettim. Etrafımda gördüğüm güzelliği ve burada sahip olduğumuz her şeyi ve tüm detayları giyilebilir bir sanata ve günlük kullanım parçalarına dönüştürmek için bir araç buldum." diyor.

REKLAM

Kökenlerinden gurur duyduğunu söyleyen Al-Sulaiti ekliyor: "Ben bir dünya vatandaşıyım. Avrupa’da yaşadım, Orta Doğu’da birçok yerde yaşadım, pek çok yere seyahat ettim. Ancak köklerim hâlâ burada. Diğer kültürleri öğrenmeyi seviyorum ama kökenimi de unutmamak istiyorum ve bununla gurur duyuyorum. Evet bu belki de bilinç altından geliyor."

Haberi paylaşın

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Katar Ulusal Kütüphanesi İslam medeniyetinin hazinelerini koruyor

2022'de Katar'ın en iyileri: Çığır açan kadınlar, tarımsal yenilik ve kültür-sanat