Türkiye gündemine ilişkin önemli gelişmeleri aktardığımız canlı blog sayfası.
${title}
Canlı anlatım sona erdi
Milli Eğitim Bakanı Özer, 15 Mayıs'ta okulların tatil olacağını açıkladı
Özer, 24 TV canlı yayınında gündemi değerlendirdi ve soruları yanıtladı.
Seçimin ilk turda bitmesi veya ikinci tura kalma ihtimaliyle ilgili soru üzerine Özer, hiçbir sıkıntı olmadan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başarısıyla seçimin birinci turda neticeleneceğini belirtti.
Özer, Batı medyasının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve seçimlere yönelik ifadelerine ilişkin soru üzerine, Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını ve kendi hikayesini yazan bir ülke olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin, Batı'nın menfaatlerini değil, kendi menfaatlerine sahip çıkmaya başladığı için rakip olduğunu vurgulan Özer, "Onlar ne derse desin milletin iradesi sandıkta tecelli edecek ve millet hiçbir zaman yanlış karar vermez." ifadesini kullandı.
Bakan Özer, 14 Mayıs Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nin ertesi günü okullardaki eğitim öğretim sürecine yönelik soru üzerine, demokrasinin en büyük katkı veren kurumunun Milli Eğitim Bakanlığı olduğunu söyledi.
Okullarda sandık kurulacağını ve öğretmenlerin sürece aktif katılacaklarını belirten Mahmut Özer, şöyle devam etti:
"Okullarımızı ve öğretmenlerimizi bir sonraki öğretim gününe rahat ve sağlıklı bir şekilde hazırlayabilmek için seçimin ertesi günü eğitim öğretime bir gün ara vereceğiz. 16 Mayıs'ta eğitim öğretim başlayacak. Öğretmenlerimizi de idari izinli sayacağız."
Hatay'da meydana gelen zincirleme trafik kazasında 12 kişi hayatını kaybetti
İskenderun-Antakya kara yolunda sürücüsünün kimliği henüz belirlenemeyen 34 DF 6798 plakalı kamyon, Topboğazı mevkiinde bir çekici ile çarpıştı.
Sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği kamyon, karşı şeride geçerek yol kenarında asker uğurlama töreni için bekleyen 9 otomobil ve 2 minibüse çarptı. Olayda 12 kişi öldü, 3'ü ağır 31 kişi kişi yaralandı.
İhbar üzerine kaza yerine çok sayıda jandarma, itfaiye ve ambulans sevk edildi.
Sağlık ekipleri kazada yaralananları hastanelere kaldırdı.
Kazanın ardından alev alan kamyon ve bir minibüsteki yangın, itfaiye ekiplerince söndürüldü.
Görgü tanığı Ali Sarraç, gazetecilere, çarpışan araçlardan birinin sağ tarafa yattığını, diğerinin asker uğurlama töreni için bekleyen araçlara çarpması sonucu yangın çıktığını söyledi.
Almanya, akrabalarının yanına gelen depremzedelerin ülkede kalma süresini 3 ay daha uzattı
Alman hükümeti, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından vize kolaylığı sağlanarak Almanya’ya akrabalarının yanlarına gelen depremzedelerin ülkede kalma süresini 3 ay daha uzattı.
Almanya Dışişleri ve İçişleri Bakanlıklarından yapılan ortak yazılı açıklamada, Almanya'da akrabalarının yanında kalan Türk depremzedelerin Almanya'da 3 ay daha kalmalarına izin verildiği belirtildi.
Açıklamada 6 Şubat-7 Mayıs 2023 tarihlerinde Türkiye’deki bir Alman diplomatik misyonu tarafından verilen geçerli bir vize ile Almanya’ya giriş yapanların 6 Ağustos'a kadar oturma izni zorunluluğundan muaf tutulacağı ifade edildi.
Söz konusu düzenlemenin yarın yürürlüğe gireceği aktarılan açıklamada, bunun "kolaylaştırılmış süreçle" vize almış ve Almanya’da yasal bir şekilde bulunan Türk vatandaşları için geçerli olduğu belirtildi.
Açıklamada söz konusu kişilerin yabancılar dairesine gitmelerinin de gerekmediği kaydedildi.
Almanya Dışişleri Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı, ülkede yaşayan Türklerin ve Suriyelilerin, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen yakın akrabalarını 3 aylık süreyle Almanya’ya getirebilmeleri için vize kolaylığı sağlanması konusunda anlaşmıştı.
Bu kapsamda depremden etkilenen yaklaşık 9 bin 500 Türk vatandaşına Almanya’da geçici olarak kalması, yaklaşık 900 Türk vatandaşına da aynı sebeplerden aile birleşimi çerçevesinde vize verilmişti.
Yurt dışı ve gümrüklerde şu ana kadar 1 milyon 404 bin seçmen oy kullandı
Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi için yurt dışındaki temsilciliklerde ve gümrüklerde oy kullanan seçmen sayısı 1 milyon 404 bin 381 oldu.
Yüksek Seçim Kurulundan (YSK) edinilen bilgiye göre, gümrük kapılarında ve yurt dışı temsilciliklerde 27 Nisan'da başlayan oy verme işlemi kapsamında yurt dışında 1 milyon 306 bin 651, gümrüklerde ise 97 bin 730 seçmen oy kullandı.
Yurt dışı temsilciliklerde oy verme işlemleri 9 Mayıs'a, gümrüklerde ise 14 Mayıs saat 17.00'ye kadar devam edecek.
Türkiye'nin Hartum Büyükelçisi Çobanoğlu'nun aracına ateş açıldı
Ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların devam ettiği Sudan'da, Türkiye'nin Hartum Büyükelçisi İsmail Çobanoğlu'nun aracına ateş açıldı, olayda ölen ve yaralanan olmadı.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgide, çatışmaların sürdüğü Sudan'da Çobanoğlu'nun aracına ateş açıldığı bildirildi.
Olayda ölü ve yaralının olmadığı kaydedilirken faillerinin de henüz belli olmadığı aktarıldı.
Sudan'da ordu ile HDK arasındaki çatışmalar
Sudan'da 2013'te Darfur bölgesindeki silahlı isyancılara karşı hükümet güçlerine destek amacıyla kurulan HDK'nin tamamen orduya katılmasını öngören "askeri güvenlik reformu" konusunda son birkaç aydır yaşanan anlaşmazlık, 15 Nisan sabahından itibaren sıcak çatışmaya dönüşmüştü.
Sudan Dışişleri Bakanlığı, Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın orduyla çatışan HDK'nin feshedilmesi ve "devlete karşı isyancı güç" ilan edilmesi kararı aldığını bildirmişti.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), devam eden çatışmalarda yaşamını yitirenlerin sayısının 551'e yükseldiğini, 4 bin 926 kişinin yaralandığını açıklamıştı.
Erdoğan: "14 Mayıs sonrası seccadeye ayakkabılarıyla basanlar değil, kıblesi Kabe olanlar sevinecek."
Erzurum Olimpiyat Parkı karşısındaki yeni miting alanında düzenlenecek mitinge katılan Erdoğan'ın konuşmalarından önce çıkan ifadeleri:
- "14 Mayıs'ta Türkler kadar Kürtler de kazanacak. Sünniler kadar Aleviler de kazanacak." dedi.
- "Doğal gaz ve petrol arama çalışmalarımıza hem karada hem denizde devam edeceğiz. Enerji bağımsızlığımızı kazanana kadar çalışmayı sürdüreceğiz."
- "14 Mayıs sonrası seccadeye ayakkabılarıyla basanlar değil, kıblesi Kabe olanlar sevinecek."
Kahramanmaraş'ta 4,6 büyüklüğünde deprem
Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde saat 17.52'de 4,6 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) sitesinde yer alan bilgiye göre, merkez üssü Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesi olan 4,6 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi.
Depremin 7,55 kilometre derinlikte olduğu belirlendi. (AA)
CHP’nin yurt dışı örgütü, Avustralya’da açılmamış oy pusulalarında mühür vurulduğu iddialarıyla ilgili suç duyurusunda bulunulduğunu açıkladı
Gazeteci Candaş Tolga Işık, paylaştığı mesajda "Avusturalya’dan bir sandık yetkilisi arkadaşımız yazmış. Fotoğrafını da göndermiş. 720’lik açılmamış oy pusulalarında bir partinin mührü vurulmuş pusulalar çıkmış. Sandık başındaki bir yetkili yakalamış, tutanak tutulmuş. Kabine girmeden önce pusulalarınızı mutlaka kontrol edin" demiş ve bir görsel paylaşmıştı.
Görselde söz konusu mührün AK Parti'ye basıldığı görülüyor.
Konuyla ilgili CHP Yurt Dışı Örgütlenme hesabından yapılan açıklamada "Yurt dışı seçimlerde, açılmamış oy pusulasında AKP’ye evet mührü… #Avustralya Sidney 2-G sandığında, açılmamış oy pusulasında AKP’ye basılan mühür çıktı. Tutanak tutuldu. Partimiz adına Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu’na suç duyurusunda bulunuyoruz. Takipçisi olacağız." denildi.
AK Parti'den açıklama
AK Parti’nin YSK üyesi Recep Özel Twitter’dan “Biz de bu işin takipçisiyiz, nasıl olduğunun ortaya çıkartılmasını herkesten çok biz istiyoruz. Ayrıca bu oy pusulasının bu şekilde olduğunu ilk bulan ve tespit eden AK Parti sandık kurulu üyemiz Emine Delialioğlu olup kendisini tebrik ediyorum” dedi.
CHP Yurt Dışı Örgütlenme Koordinatörü Yüksel Mansur Kılınç ise Recep Özel'e verdiği yanıtta "Sayın Özel, ‘ilk bulan ve tespit eden AK Parti sandık kurulu üyemiz’ Şeklindeki bilgi, doğru bilgi değildir. Olayın Takipçisiyiz. Yurt Dışı İlçe Seçim Kuruluna suç duyurusunda bulunmaları için talepte bulunuyoruz." açıklamasını yaptı.
Erdoğan: Kürt kardeşlerin sakın yanlış yola gitmesinler
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Giresun'da fındık fiyatıyla ilgili sözlerine ilişkin, "Fındığa, 4 dolar zam verecekmiş. Bugüne kadar nereyeydiniz, niye bugüne kadar vermediniz?Çayı görse anlamaz, fındığı görse tanımaz ama bol bol yalanı söyler." dedi.
Erdoğan, partisinin Giresun Valiliği yanındaki İnönü Caddesi'nde miting düzenledi.
AA'nın aktardığına göre"Sadece sizin oy kullanmanız yeterli değil" diyen Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde:
"Bununla beraber en az bir komşunuzu, eşinizi, dostunuzu sandığa götürerek bize, Cumhur İttifakı’na oy vermesini sağlamanız lazım. Aksi takdirde ne olur biliyor musunuz? Bizim Irak ve Suriye'de tepelerine bindiğimiz, nefes alamaz hale getirdiğimiz teröristler var ya işte onlar gelir yeniden bu ülkenin başına musallat olur. Sadece ülkemize değil milletimizin inancına, değerlerine saldıran FETÖ'cü hainler var ya işte onlar gelir, yeniden çocuklarınızı ellerinizden alır. Zorlu bir mücadelenin ardından ayaklarını ülkemizden kestiğimiz emperyalistler var ya işte onlar gelir, bizi yeniden kendilerine bağımlı kılar. Bunu nasıl mı yaparlar? Karadeniz'de bulduğumuz gazın vanasını kapatırlar, Gabar'da bulduğumuz petrolün çıktığı kuyuların üzerine geçmişte olduğu gibi beton dökerler. Sınırlarımızın ötesinden başlattığımız güvenlik bariyerlerimizi yıkıp şehirlerimizi yeniden kana ve ateşe boğarlar."
"Kürt kardeşlerim, Kandil'dekilere bakıp da sakın yanlış yola gitmesinler"
"Şu anda cezaevinde olan Selo var ya, Diyarbakır'da Kürt kardeşlerimi sokağa döktü, arabalarla üzerlerinden geçtiler." ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şimdi ne diyor bunlar? Bay bay Kemal 'Gelince onu çıkaracağız, Selo ne yaptı?' diyor. Daha ne yapacak? 51 Kürt kardeşimi bunlar öldürdüler. Utanmadan, sıkılmadan bizim Yasin Börü evladımızı şehit ettiler. Şimdi de diyorlar ki bunun suçu ne? Daha ne olacak bay bay Kemal. İşte bakın, Kandil'den selam geliyor bay bay Kemal'e. Ne diyor? 'Desteğimiz onunla.' Ya bu Kandil'dekiler, Kürt kardeşlerimi tenzih ediyorum, Kürt kardeşlerimle bunların benzer yanı yok. Hiç alakası yok. Ama bunların dini, ezanı, kitabı yok. Bunlar kitapsız. Benim Giresunlu kardeşlerim bunların önünü açar mı? Ama Kürt kardeşlerim bu Kandil'dekilere bakıp da sakın yanlış yola gitmesinler."
Demirören, Ziraat Bankası'na 90 milyon dolar taksit ödediğini açıkladı
Türkiye'nin en büyük medya kuruluşu Demirören Holding, Cuma günü yaptığı açıklamada Ziraat Bankası ile yaptığı borç yapılandırma anlaşması kapsamında 90 milyon dolarlık bir taksit ödediğini duyurdu.
Holding yaptığı açıklamada, 2020 yılından bu yana bankalara toplam 1,3 milyar dolar borç ödediğini ve tüm yükümlülüklerini yerine getirmeye devam edeceğini belirtti.
Demirören Holding, Hürriyet, Posta, Fanatik, CNN Türk, Kanal D, Yay-Sat ve DHA’nın da olduğu medya grubunu 2018 yılında 916 milyon dolara satın almıştı.
Demirören Grubu'nun borçlarını ödemediğine dair iddialar gündeme gelmişti. Son olarak Reuters haber ajansı, Demiröen Grubu ile Ziraat Bankası arasında borçların yeniden yapılandırılmasına dair görüşmeler olduğunu ve 2 milyar doları bulan borçlar için yeni bir formül üzerinde görüşüldüğünü aktarmıştı.
Bulgaristan'dan gelen hava aracıyla Edirne sınırına uyuşturucu atıldı
Bulgaristan'dan gelen hava aracıyla Edirne sınırına uyuşturucu atıldığı ve olayla ilgili bir kişinin yakalandığı bildirildi.
Edirne Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, Bulgaristan'dan gelen bir hava aracından kentin sınırına uyuşturucu atıldığını ve hava aracının daha sonra Bulgaristan'a geçiş yaptığını tespit etti.
Operasyon başlatan ekipler olaya ilişkin Y.Ç'yi yakaladı. Zanlının üzerinden 7,41 gram skunk ele geçirildi.
Şüpheli "Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak" suçundan gözaltına alındı.
Anadolu Ajansı 14 Mayıs seçimlerinde veri akışını kesmeyecek

Anadolu Ajansı, 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Seçimlerinde veri akışının durmayacağını belirtti.
Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk’e konuşan Anadolu Ajansı Genel Müdürü Serdar Karagöz ve yardımcısı Yahya Bostan, "Ajans yetkilileri eğer verdiğimiz hizmette en küçük bir aksaklık görürse, hizmet alanlar bizi savcılığa şikayet etsin.” dedi.
Anadolu Ajansı 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu ile AK Parti’nin adayı Binali Yıldırım arasındaki yarışın çok yakın sonuçlar sergilemesi üzerine veri akışını durdurmuştu.
İmamoğlu ajansın veri akışını keserek görevini yapmadığını belirtmiş, ".Anadolu Ajansı Türkiye Cumhuriyeti'nin demokrasi tarihine ne yazık ki kötü bir iz bırakmıştır. Dünya bizi izliyor. Bu süreci kötü yönettiler. Yöneticileri görevleri yapmaları konusunda göreve çağırıyorum." diye konuşmuştu.
Ekrem İmamoğlu: Anadolu Ajansı görevini yapmadı, YSK ve kendi sonuçlarımıza göre kazandık
Yüksek Seçim Kurulu’nun İmamoğlu’nun 13 bin fazla oy alarak kazandığı seçimi iptal etmesi üzerine 23 Haziran’da büyükşehir başkanlıığı için yeniden sandığa gidilmiş, İmamoğlu 800 bine yakın oy farkıyla kazanmıştı.
Ekrem İmamoğlu yüzde 9,2 farkla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan The Economist ve L'Express'e tepki
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, İngiliz The Economist dergisine tepki gösterdi. Erdoğan, "Operasyon aygıtlarının milli iradeye parmak sallanmasına izin vermeyeceğiz" dedi.
Türkiye'de 14 Mayıs'ta düzenlenecek Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri öncesi İngiliz The Economist ile Fransız L'Express dergilerinin, Türkiye'yi hedef alan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşıtı haberleri tepkilere neden oldu.
The Economist, bugün çıkan sayısının kapağında Türkiye'deki seçimlere işaret ederek, "2023'ün En Önemli Seçimleri-Türkiye ve Demokrasinin Geleceği" başlığını kullandı.
Kapakta "Erdoğan gitmeli", "Demokrasiyi koruyun", "Oy ver" gibi pankart resimleriyle Türk bayrağı yer alırken dergide seçimlere ilişkin yayımlanan makale, "Türkiye zorbasını görevden alırsa her yerdeki demokratlar cesaretlenmeli" başlığıyla verildi.
Erdoğan'ın TCG Anadolu gemisi ile milliyetçi seçmenlerin oyunu kazanmayı umduğu savunulan makalede, "Türkiye'yi 2003'ten bu yana artan biçimde otokratça yöneten adam yenilgiyle karşılaşabilir." ifadesi kullanıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimi kaybetmesinin, küresel sonuçlar doğuracak bir durum olacağı ileri sürülen yazıda, "Türk insanı daha özgür, daha az korkak, daha müreffeh olacaktır. Yeni hükümet, Batı ile hasarlı ilişkileri tamir edecek. Türkiye, bir NATO üyesi ancak Erdoğan yönetiminde Orta Doğu'da oyun bozan bir aktör ve Rusya ile daha yakın ilişki arayışında." iddiasında bulunuldu.
Erdoğan'ın seçimi kaybetmesi halinde İsveç'in NATO üyeliğinin önündeki engelin kalkabileceği, ABD ile ilişkilerin düzelebileceği öne sürüldü.
Haftalık Fransız L'Express dergisi de 4 Mayıs tarihli sayısının kapağında "Erdoğan, kaos riski" ifadesini kullandı.
Dergi, 2017'deki Anayasa değişikliği referandumundan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın neredeyse tüm güçleri tek elde topladığını iddia etti.
14 Mayıs tarihinin Türkiye için bir "dönüm noktası" olduğu yorumu yapılan haberde, Türkiye'nin "özgür ve adil seçimlerin yapıldığı demokratik bir rejim olmadığı", "Erdoğan'ın medyanın yüzde 90'ını kontrol ettiği", "ülkede basın ve ifade özgürlüğünün bulunmadığı" ileri sürüldü.
Dergide İstanbul'da görev yapan Avrupalı bir diplomatın, Cumhurbaşkanı Erdoğan için Türkiye'de kaosa sebep olduğu iddialarına yer verildi, Erdoğan'ın seçim yenilgisi halinde iktidardan ayrılmayı reddetme ihtimalinin bulunduğu iddia edildi.
Dergideki diğer makalede de Cumhurbaşkanı Erdoğan için "diktatör" ve "otokrat" gibi nitelemeler yapıldı.
Le Point dergisi de 4 Mayıs tarihli kapağına Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğrafını koyarak, "Erdoğan, diğer Putin" başlığını kullandı. Le Point'teki makalede, "(Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin gibi İslamcı Cumhurbaşkanı da imparatorluk hayalini sürdürüyor ve otokrasiye sürüklenişi derinleştiriyor." iddiasında bulunuldu.
Fransız düşünce kuruluşu Montaigne Enstitüsü de sitesinde yazar ve akademisyen Soli Özel imzasıyla bir değerlendirme yazısı yayımladı.
"Türkiye'de seçimler: Umudun korkuya karşı zaferi" başlıklı yazıda, "Türkiye'de Erdoğan döneminin kapatıldığı senaryolar" ele alındı.
Muharrem İnce'ye "egoist" nitelendirmesi
Yazıda, Cumhurbaşkanı adayı ve Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce de "egoist" ve "oyları böldüğü için CHP'nin ilk turda seçimi kazanma şansını zora sokan kişi" olarak nitelendirildi.
Batılı basındaki makalelere Türk yetkililerden tepki
The Economist'te yayımlanan makaleye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın tepki gösterdi.
Altun, Twitter hesabında yaptığı paylaşımda, "14 Mayıs seçimleri öncesinde Batı medyasının patolojik hale gelen Türkiye karşıtlığı ve Erdoğan düşmanlığını esefle karşılıyor, milletimizin iradesini hedef alan yayınları şaşkınlıkla izliyoruz. Ülkemiz prangalardan kurtuldukça Batı merkezli saldırıların şiddetinin arttığını gözlemliyoruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan milletimizin çıkarlarını önceleyip dayatılanı reddettikçe, tarafsızlık ilkesini hiçe sayarak algı operasyonlarına yöneliyorlar." ifadelerini kullandı.
Safı ve tarafı Türkiye olan Türk milletinin nerede duracağını çok iyi bildiğini, kirli propaganda yürütenleri, asimetrik psikolojik harekat çabaları içinde olanları yakından tanıdığını kaydeden Altun, "Milletimiz, iradesini hedef alan manşetleri, kurgulanan oyunları, ilkelerimiz ve değerlerimizin rehberliğinde 14 Mayıs'ta bozmaya hazırlanıyor. Oyuncuları tanıyan, senaristleri unutmayan ve oyunların farkında olan aziz milletimizin dün olduğu gibi bugün de yarın da devletimizin ve Cumhurbaşkanımızın yanında duracağına canıgönülden inanıyoruz. Türkiye'nin yükselişini durdurmayı hayal edenler var ise onlara bu hayalden vazgeçmelerini tavsiye ediyoruz. Bu aziz millet Türkiye düşmanlarını sevindirmedi, sevindirmeyecek." paylaşımını yaptı.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Alanya Ticaret ve Sanayi Odasını ziyaretinde, "O kapağın (Economist) içinde tabii nokta nokta 'Erdoğan gitmelidir.' diyor, 'Erdoğan gitsin, gitmelidir.' diyor. Bunlar, Türk milleti adına karar veriyorlar ya da Türk milletine akıl vermeye çalışıyorlar. Erdoğan niye gitsin? Sana ne zararı var? İngiltere'ye ne zararı var?" ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Twitter'da da "The Economist'in ilk vukuatı değil. İstedikleri kadar hariçten gazel okumaya devam etsinler. Türk milletinin demokratik iradesini kimse gasbedemez. Halkımız gereken cevabı 14 Mayıs günü verecektir." paylaşımında bulundu.
AK Parti Sözcüsü Çelik, Twitter hesabında, "Batılı dergiler ve gazeteler yine Türkiye'deki siyasi süreçleri etkilemek için seferber olmuş. Cumhurbaşkanımıza karşı yorumlar döşenmişler. Halbuki ders almış olmaları lazımdı. Şimdiye kadar hiçbir konuda etkileri olmadığı defalarca görüldü. Yine aynı akıbetle karşılaşacaklar." paylaşımında bulundu.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın da Twitter'da "Yine heyecan yapmışlar ve eklemişler: 'Yeni hükümet Batı'yla hasarlı ilişkileri tamir edecek…' Ben bu dili, söylemi ve hangi bağlamda söylendiğini iyi biliyorum. Sakin olun. Ülkeme talimat verdiğiniz günler geride kaldı. Son sözü millet sandıkta söyleyecek." paylaşımını yaptı.
Kılıçdaroğlu: En düşük memur maaşı asgari ücretin 2,5 katı olacak
Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yüksek enflasyonla birlikte memurların eriyen maaşları ve uzayan mesailerine dikkat çekerek, seçimi kazanması halinde en düşük memur maaşının asgari ücretin 2,5 katı olacağı vaadinde bulundu.
Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından “Kamu. Memurlar” başlığıyla yeni bir görüntülü mesaj paylaştı.
Enflasyonun artmasıyla memurların perişan edildiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “2012’de en düşük memur maaşı asgari ücretin 2,5 katıydı. Şuanda bu oran 1,4’lere kadar geriledi. İşte bu yüzden iktidara gelir gelmez en düşük memur maaşını asgari ücretin 2,5 katına çıkaracağım. Yani Bugünün tutarlarıyla en düşük maaş net 21 bin 265 lira seviyesinde olacak.” dedi.
Hayatının 27,5 yılını devlette geçirdiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Memurlara baharı getirecek biri varsa inanın bana o da Bay Kemal’dir.” ifadesini kullandı.
CHP lideri, memurların tek sıkıntısının maaş da olmadığını belirterek, polislerin uzun çalışma saatleri ve intiharlarına değindi.
Öğretmenlerin sorunlarına da atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, 15 Mayıs’tan sonra 100 bin öğretmen ve 100 bin de güvenlik görevlisinin atanacağı vaadinde bulundu.
Kılıçdaroğlu ayrıca sözleşmeli, ücretli ve kadrolu ayrımının kaldırılacağını ve tüm öğretmenlerin kadrolu olacağı sözünü verdi.
Soylu: Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, ajanlık faaliyeti yapılırken takip etmek temel görevidir
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, (CHP'li bir ismin AB Büyükelçisiyle görüşmesine ilişkin ses kaydı iddiası) Bu seçimin içinde olacaklar, bu seçim sonrası yaşanacaklar, adaylıklar ve bu seçimin içerisindeki tüm modellemelerin tamamı orada konuşuluyor. Bu Avrupa Birliği ülkelerinden birisinin büyükelçisi." dedi.
AK Parti İstanbul milletvekili adayı Soylu, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
AA'nın aktardığına göre Soylu, bu seçimi AK Parti'nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini çok iyi anlattığı bir seçim olarak gördüğünü ifade ederek, kararsız seçmenin de istikrara oy vereceğini kaydetti.
Türkiye'nin enerjide, savunma sanayisinde bağımsızlığını sağladığını, yerli malı haftasını TEKNOFEST'le kutladığını anlatan Soylu, ülkenin Hürjet'i, Hürkuş'u, Altay tankı, KAAN'ı, milli muharip uçağı, İHA'ları, SİHA'ları bulunduğunu ifade etti.
Aynı zamanda Türkiye'nin Akıncı, Kızılelma ve TCG Anadolu'yu da yaptığını dile getiren Soylu, "Şimdi bunları Türkiye öpücükle yapmadı. Yani Amerika'ya öpücük yollayarak yapmadı Türkiye bunları. Türkiye bunları kendi milli ve yerli kendi evlatlarıyla beraber yaptı." ifadelerini kullandı.
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, ajanlık faaliyeti yapılırken takip etmek temel görevidir"
Soylu, "Dün katıldığınız bir canlı yayında 6'lı Masa'nın toplantısı sonrası CHP'li bir ismin bir AB büyükelçisine gittiğini ve mutabakat metnini bir anlamda onaylattığını ima ettiniz. Hatta o görüşmenin ses kaydı olduğunu söylediniz. O ses kaydı nereden alındı? Nasıl alındı?" şeklindeki soru üzerine, "Eğer birisi ajanlık faaliyeti yapıyorsa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, ajanlık faaliyeti yapılırken takip etmek temel görevidir." şeklinde konuştu.
Bu ses kaydını dinlediğini söyleyen Soylu, şöyle devam etti:
"Burada sadece gidip bir ziyaret falan söz konusu değil. İlk toplantının redaktesi söz konusu. 'Siz buna ne diyorsunuz?' diyor. Bu seçimin içinde olacaklar, bu seçim sonrası yaşanacaklar, adaylıklar ve bu seçimin içerisindeki tüm modellemelerin tamamı orada konuşuluyor. Bu Avrupa Birliği ülkelerinden birisinin büyükelçisi. Ben 6 ay önce onların İçişleri Bakanı Türkiye'ye geldiği zaman bunu kendilerine de söyledim. Sizin büyükelçiniz böyle bir görüşme yaptı. Bu görüşmede kendilerine ana muhalefet ve 6'lı Masa tarafından böyle birisi gönderildi, Ünal Çeviköz. Ünal Çeviköz gönderildiği andan itibaren de konuşmalar budur. Mesela ilgili İçişleri Bakanı bana şunu söylemedi. 'Siz bu konuşmaları nasıl biliyorsunuz' demedi."
Dünyanın bütün ülkelerinin ve devletlerin, bu tip yabancı ülkelerin ajanlık faaliyeti yapma yoluna gittiklerinde kendilerini koruma meşruiyetinin söz konusu olduğunu dile getiren Soylu, "Ünal Çeviköz'ün mü dinlendiğini ima ediyorsunuz?" sorusu üzerine "Niye Sayın Çeviköz dinlensin? Sayın Çeviköz nasıl dinlenecek? Telefonla konuşma değil ki. Gittiği büyükelçiliği söylüyorum, büyükelçilikte yaptıkları bir değerlendirmeyi söylüyorum." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu: Mal varlığımı araştırmazsanız namertsiniz
Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Açık ve net söyleyeyim, kim terör örgütlerinin yanında durursa, kim onlarla beraber olursa, kim onların ayağına hakimi, savcıyı gönderirse Allah belasını versin." dedi.
Kılıçdaroğlu, Niğde'de Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingdeki konuşmasında, hiçbir ayrım yapmadan 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağının sözünü verdi.
Türkiye'nin bir sorunlar yumağı içerisinde olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Her evde hüzün ve sorun olduğunu, pırıl pırıl gençlerin geleceğini yurt dışında aradığını, çiftçilerin ektikleri ürünün karşılığını alamadıklarını, borç içinde çırpınan çok sayıda vatandaşımı biliyorum. Ama benim bir sözüm var, kul hakkı yemeyeceğim ve yedirmeyeceğim. Onların neler yaptığını ben çok iyi biliyorum. 20 yılda 418 milyar doları nasıl iç ettiklerini, mal varlıklarını dışarıya nasıl götürdüklerini biliyorum. Vallahi de billahi de kuruşuna kadar o paraların tamamını getireceğim. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını sonuna kadar arayacağım."
Mal varlığı çıkışında da bulunan Kılıçdaroğlu, "Mal varlığımı araştıracaklarmış... Araştırmazsanız namertsiniz. Kul hakkı yemeyeceğiz ve kul hakkı yedirmeyeceğiz. Herkesin inancına, kimliğine, yaşam tarzına saygı göstereceğiz" ifadelerini kullandı.
"İki grup benimle uğraşıyor"
İki grubun kendisiyle uğraştığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Biri 5'li çete. Nasıl Cumhurbaşkanı adayı yapmayız diye uğraştılar. Hiçbir şey bulamadılar nasıl ayağını kaydırırız diyorlar. Ne sizin ne başkalarının gücü yeter. İkincisi uyuşturucu baronları. Kökünü kazıyacağım. Genç evlatlarımızı kimsenin zehirlemesine izin vermeyeceğim" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, 5 milyon 300 bin gencin ilk kez sandığa gidip oy kullanacağına dikkati çekerek, Türkiye'nin değişiminin, huzuru, demokrasiyi, hakça bölüşmeyi bir siyasal anlayış olarak getirmenin, işsizliği, yoksulluğu bu topraklarda bitirmenin gençlerin elinde olduğunu aktardı.
"En rahat eleştireceğiniz cumhurbaşkanı bu kardeşiniz olacak"
Gençlerin hayallerini gerçekleştirmek için elinden gelen her çabayı göstereceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bundan emin olmanızı isterim. Sizin hayalleriniz Bay Kemal'in hedefi olacak. Hiç endişe etmeyin, bunların tamamını gerçekleştireceğiz. Gençler, sandığa gideceksiniz ve oyunuzu kullanacaksınız. Şunu istiyorum, siz ne istiyorsunuz, huzur içinde yaşamak istiyorsunuz. Efendim bir tweette annem, babam hemen, 'Aman ha oğlum, bu tweeti sil, başımız belaya girer...' Benim size sözüm var, en rahat eleştireceğiniz cumhurbaşkanı bu kardeşiniz olacak. Birileri eleştirilmekten korkuyor. Ya, eleştiri kadar değerli bir şey yoktur. Çünkü bizim eksiğimizi, bizim hatamızı söylüyor. O zaman istişare çok önemlidir. Bir devlet bir kişinin iki dudağına teslim edilemez. Devlette istişare, adalet ve liyakat şarttır. Çünkü devletin temeli adalettir."
Kılıçdaroğlu, sınavlarda mülakatı kaldıracağını anımsatarak, diğerlerinin de bunu şimdi söylemeye başladığını belirtti.
Ayın 14'üne az kaldığını, 15 Mayıs'ta yeni ve huzurlu bir Türkiye'ye uyanacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Niğde'nin patatesini de çalışkan insanlarını da çok iyi biliyorum. Allah aşkına patates için Mısır'a gidiyorlar. Ya, senin ne işin var Mısır'da? Sen çiftçiyi toprağa küstürürsen ekmez, zarar ediyor. Nasıl eksin, nasıl üretsin o zaman? Çözeceğim. Hiçbir çiftçi, üretici asla ve asla zarar etmeyecek. Herkes ne ekeceğini bir yıl önceden bilecek. Formülü şu, dönüm maliyeti belli, artı makul kar, eşittir taban fiyat olacak. Hiç kimse zarar etmeyecek. Onun üstünde bir bedelle satıyorsa satsın. Ama ne zaman ki makul karın altına düşerse tamamını devlet olarak biz satın alacağız. Çiftçiyi zarar ettirmeyeceğiz, çiftçiyi toprağa küstürmeyeceğiz."
Kılıçdaroğlu, köylerin boşaldığını, ancak iktidarın sesini çıkmadığını belirterek, köylerde çalışan bütün kadınların, çalışanların ve gençlerin sosyal güvenlik primini devlet olarak kendilerinin ödeyeceğini kaydetti.
Böylece tarlada, bağda, bahçede çalışan, üreten ve alın teri döken her genç ile kadının zamanı gelince emekli olacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, ayrıca kapatılan bütün köy okullarını da yeniden açacaklarını aktardı.
Kılıçdaroğlu, Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmen ataması yapacaklarına dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu kardeşiniz fakirin, fukaranın, garibanın, alın teri dökenin yanındadır. Bütün çocuklar okula gidecek. Beslenme çantası dediğimiz bir şey olmayacak. Çocuk okulda, arkadaşlarıyla beraber suyunu ve sütünü içecek, yemeğini yiyecek, eğlenecek, karnı tok eve gelecek. Bütün çocuklar aynı yemeği yiyecek, güzel beslenecek. Kendi evlatlarına önem vermeyen bir siyasi anlayışı asla kabul etmiyorum. KHK'ları da biliyorum ve çözeceğim. Onun sözünü verdim. Hiç endişe etmeyin. Bakınız, adalet için 450 kilometre yol yürüdüm ve bu ülkede adalet lazım, adalet olmayınca olmuyor. İranlı bilge Sadi, 'Dünyanın bütün nehirleri adalete susamış bir insanın susuzluğunu gidermeye yetmez' der. Ya, adalete, kucaklaşmaya susadık. Kucaklaşalım."
Niğde'nin turizm potansiyelini hayata geçireceklerini, öğretmen atamalarını yapacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, güvenliklerini sağlayan polislerin de büyük sıkıntılarının olduğunu dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, polis intiharlarının hangi boyutlara ulaştığını da çok iyi bildiğini belirterek, şöyle devam etti:
"O nedenle 100 bin güvenlik görevlisi de alacağız. Ve onlar normal mesailerini yapacaklar. Onları yük altından çıkaracağız. Bu kadar yük olmaz. Ayrıca aile destekleri sigortası getireceğiz. Söz verdim, bu topraklarda, bu cennet gibi vatanda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, hiçbir fakir ailenin elektriği, doğal gazı ve suyu asla kesilmeyecek. Aile destekleri sigortasıyla her ailenin asgari en az asgari ücret kadar bir geliri olacak. Bu parayı kadının banka hesabına yatıracağız. Onun fakirliğini sosyal devletten başka kimse bilmeyecek. Bizim inancımız, 'sağ elin verdiğini sol el görmeyecek' diyor."
"Kim terör örgütlerinin yanında durursa Allah belasını versin"
Egemen güç tehdidi karşısında ses çıkarmamayı Türkiye Cumhuriyeti Devleti için bir beka sorunu olarak nitelendiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Açık ve net söyleyeyim, kim terör örgütlerinin yanında durursa, kim onlarla beraber olursa, kim onların ayağına hakimi, savcıyı gönderirse Allah belasını versin. Ya arkadaşlar, terör örgütünün saldırısına uğrayan benim. Bir asker Allah rahmet eylesin şehit oldu. Bu beyler çocuklarına paralı askerlik yaptırırken, ben fakir fukara çocuğunu nasıl askere gönderiyorsa evladını düzenli askere gönderen birisiyim. İnsan biraz Allah'tan korkar ya. Niye yalan söylüyorsunuz? Bakınız, bir devleti yöneten, egemen güçlerin tehdidi karşısında alnı dik olmalı. Eğer egemen güç tehdidi altındaysanız ve ses çıkarmıyorsanız bu işte Türkiye Cumhuriyeti Devleti için bir beka sorunudur."
Kul hakkı yemeyeceğini ve yedirmeyeceğini anlatan Kılıçdaroğlu, herkesin kimliğine, inancına, yaşam tarzına saygı göstereceklerine işaret etti.
Kılıçdaroğlu, KPSS'de derece yapan gençlerle buluştuğunu ve özel bir basın toplantısı düzenlediğini aktararak, şöyle konuştu:
"KPSS'de matematikte Türkiye ikincisi olanı sözlü sınavda elediler. Bu adaletsizlik değil mi? Birisinin hakkını yemek değil mi? Bunları kaldıracağım. Niğde gençliğine teşekkür ederim. Hiç endişe etmeyin gençler, sizinle beraberiz. Sizin hayalleriniz, bu kardeşinizin hedefi olacak. İki grup benimle uğraşır. Birincisi 5'li çeteler. 5'li çetelerin paralarını getireceğim, memleketi soydular, soğana çevirdiler. Efendim 'acaba Bay Kemal'i nasıl cumhurbaşkanı adayı yapmayız?' Bununla ilgili uğraştılar, didindiler, dosyalarımı araştırdılar. 27,5 yıllık devlet görevimi araştırdılar. Allah'a çok şükür hiçbir şey bulamadılar. Şimdi nasıl ayağını kaydırırız... Ne sizin gücünüz yeter ne de başkalarının gücü yeter. Allah nasip ederse milletin oylarıyla olacağız. İkincisi, uyuşturucu baronları da uğraşıyor. Uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağım, kökünü. Gencecik evlatlarınızı hiç kimsenin zehirlemesine izin vermeyeceğiz. Suriyeli kardeşlerimizi en geç 2 yıl içinde kendi ülkelerine uğurlayacağız. AK Parti'li kardeşime sesleniyorum, Milliyetçi Hareket Partisine oy veren kardeşlerime sesleniyorum, 'Suriyeli kardeşlerimizi Suriye'ye göndereceğiz.' diyen benim. Onları göndereceğiz. Benim evladım, benim çocuğum işsiz, onlar asgari ücretin yarısıyla iş buluyor ve çalışıyor. Milyonlarca evladımız işsiz."
Kılıçdaroğlu, görevinin önce bu ülkenin insanının karnını doyurmak ve iş sahibi yapmak olduğunu vurgulayarak, "Tamam, Suriye'ye gittiği zaman onların güvenliğini sağlayacağız. Onun sözünü verdim. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ile konuşacağız. Onların yolunu, köprüsünü, okulunu, kreşini Avrupa Birliği fonlarıyla bizim müteahhitlerimiz yapacak. Onun için 2 yıl diyorum. 2 yıl içinde göndereceğiz ve bu ülkeye huzuru getireceğiz. Bu ülkeye bereketi getireceğiz." diye konuştu.
Milletin perişan vaziyette olduğunu ve bu durumu düzelteceklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Ayın 14'ünde hep beraber sandığa gideceğiz, değil mi? Nasıl kazanacağız, birleşe birleşe kazanacağız. Kabusu bitireceğiz ve yeni bir Türkiye'yi, güzel bir Türkiye'yi, barış içinde yaşayan bir Türkiye'yi, kucaklaşan bir Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz. Bundan emin olmanızı isterim." dedi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın da konuşma yaptığı mitingde Kılıçdaroğlu, milletvekili adaylarını tanıttı.
HÜDA PAR'dan Trabzon'daki saldırıya ilişkin açıklama: "Savaşa değil, seçime gidiyoruz"
Hür Dava Partisi (HÜDA PAR), Trabzon'daki seçim standına yönelik saldırıya ilişkin, "Savaşa değil, seçime gidiyoruz. Seçimden sonra da şimdi olduğu gibi akraba olarak, komşu olarak, mesai arkadaşı olarak birbirimizin yüzüne bakmaya devam edeceğiz." açıklamasını yaptı.
HÜDA PAR'dan yapılan yazılı açıklamada, Mersin'de partinin seçim standına yönelik silahlı saldırının ardından bugün de benzer bir saldırının Trabzon'da yapıldığı belirtildi.
Açıklamada, muhalefet liderlerinin ısrarla HÜDA PAR aleyhine kullandığı şiddet dili ve hedef gösterme çabalarının, seçim çalışması yapan parti üyelerine saldırı şeklinde karşılık bulduğu savunuldu.
Seçimi kaybetme korkusuyla yapılan itibarsızlaştırma ve düşmanlaştırma operasyonları sonucunda saldırıların meydana geldiği öne sürülen açıklamada, "Kazanmayı hayal ettiğiniz hiçbir seçim, milletimizin huzur ve barışından daha değerli değildir. Bu ülkenin evlatlarını kirli emellerinize, karanlık tezgahlarınıza alet etmeye çalışmaktan vazgeçin. Kaybedeceksiniz." ifadesi kullanıldı.
Saldırılara karşın HÜDA PAR'ın, ülkenin menfaatini önceleyerek sağduyulu davranmaya devam edeceği aktarılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Savaşa değil, seçime gidiyoruz. Seçimden sonra da şimdi olduğu gibi akraba olarak, komşu olarak, mesai arkadaşı olarak birbirimizin yüzüne bakmaya devam edeceğiz. Sakın kimse karanlık mahfillerde planlanan oyunlara kanarak akrabasına, komşusuna, mesai arkadaşına düşmanlık yapmasın. Bu ülkenin insanı sevgi ile bir arada durmuştur. Yine sevgi içinde birlik ve beraberliğine devam edecektir."
CHP'den seçmenlere sandık güvenliği dersi
CHP Parti İçi Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Aytuğ Atıcı, CHP Parti Okulu'nda sandık güvenliğinin nasıl sağlanması gerektiğini gösteren eğitim videosunu Youtube üzerinden yayınladı.
Seçmenlere dönük eğitimlerin daha fazla kişiye ulaşması ve seçmenin aklındaki soruların giderilmesini amaçlayan okul aynı zamanda Türkiye içi ve dışında eğitimlerine devam ediyor.
Sinan Oğan: Milletin huzurunda gelin projelerimizi, programlarımızı tartışalım, millet görsün

Başkentte vatandaşlarla bir araya gelen Ata İttifakı cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan, "Sayın Erdoğan, İnce, Kılıçdaroğlu size sesleniyorum, hodri meydan. Gelin tam bu noktaya halk kürsüsünü kuralım. Milletin huzurunda gelin projelerimizi, programlarımızı tartışalım, millet görsün." dedi.
Ankara Kızılay'daki Sakarya Caddesi'nde vatandaşlara seslenen Oğan, Zafer, Vatan ve Hürriyet, Turan Hareketi, Türkiye İttifakı ve diğer partilerle Ata İttifakı'nı kurduklarını ve ittifakın cumhurbaşkanı adayı olarak vatandaşların karşısında bulunduğunu söyledi.
Kendisine, cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için yeterli sayıda imza toplayamayacağının söylendiğini belirten Oğan, "İmzalarımızı topladık. Yola çıkarken 'Anketlerde yer bulamaz.' dediler. Anketlerde hızla tırmana tırmana yukarılara doğru geliyoruz." diye konuştu.
14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanı Seçimi öncesi önlerindeki son 10 günün zorlu olduğunu dile getiren Sinan Oğan, seçime kadar uyumayacaklarını, gece gündüz demeden çalışacaklarını ifade etti.
Diğer cumhurbaşkanı adaylarına seslenen Oğan, "Sayın Erdoğan, İnce, Kılıçdaroğlu size sesleniyorum, hodri meydan. Gelin tam bu noktaya halk kürsüsünü kuralım. Milletin huzurunda gelin projelerimizi, programlarımızı tartışalım, millet görsün. Çıkın o saraylarınızdan, gelin milletin önüne, hesaplaşalım." dedi.
Sinan Oğan, alandakilerden, komşularından, arkadaşlarından kendisi için oy istemeleri talebinde de bulundu.
Bahçeli: Uyarıyorum; Kılıçdaroğlu'na verilecek her oy Kandil'e gidecek
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "HDP neyse CHP ve İYİ Parti odur. Yeşil Sol Parti demek CHP ve İYİ Parti demektir. PKK hepsini birden kafese almıştır. Uyarıyorum, Kemal Kılıçdaroğlu'na verilecek her oy, Kandil'e gidecek." dedi.
Bahçeli, Atatürk Kent Meydanı'ndaki mitingde yaptığı konuşmada, Aydın'ın Milli Mücadele yıllarında olduğu gibi vatana sahip çıkmaya devam edeceğini söyledi.
HDP'nin bir oy Kemal Kılıçdaroğlu'na bir oy da Yeşil Sol Parti'ye istediğini hatırlatan Bahçeli, "Hani HDP ile ortaklıkları yoktu, hani HDP ile beraber yürümüyorlardı. Bunlar yalancıdır, namerttir, güvensizdir. HDP neyse CHP ve İYİ Parti odur. Yeşil Sol Parti demek CHP ve İYİ Parti demektir. PKK hepsini birden kafese almıştır. Uyarıyorum, Kemal Kılıçdaroğlu'na verilecek her oy, Kandil'e gidecek. Dikkatinizi çekiyorum; Kemal Kılıçdaroğlu'na verilecek her oy, saldırı, suikast ve kanlı eylemlere hizmet edecek. Önemli, altını çiziyorum; CHP'ye ve İYİ Parti'ye verilecek her oy Türkiye'nin önünü kesecek, Türk milletinin tarihi yürüyüşünü sekteye uğratacaktır."
Millet İttifakı'nın terör örgütleriyle aynı gayede olduğunu ileri süren Bahçeli, "Küresel emperyalizm zillet ittifakını ele geçirmiştir. Yeminli Türkiye düşmanları umudunu zillet ittifakına bağlamıştır." diye konuştu.
Fethiye'de rüzgarda sürüklenerek düşen 16 yamaç paraşütünden 14'üne ulaşıldı

Muğla'nın Fethiye ilçesinde kuvvetli rüzgarın etkisiyle sürüklenen ve kentte farklı noktalara düşen 16 yamaç paraşütünden 14'üne ulaşıldı, 3 kişinin bulunduğu 2 paraşüte ulaşılmaya çalışılıyor.
Ölüdeniz Mahallesi'ndeki Babadağ'dan yamaç paraşütüyle uçuş yapan bazı pilotlar, kuvvetli rüzgarın etkisiyle sürüklenerek iniş alanından uzaklaştı.
İlçe merkezinde ve dağ yamaçlarında paraşüt düştüğünü görenlerin durumu 112 Acil Çağrı Merkezi'ne bildirmesi üzerine bölgeye sağlık, itfaiye, polis, Jandarma Arama Kurtarma Timi (JAK) ile arama kurtarma ekipleri sevk edildi.
Rüzgara kapılan 10 tandem (ikili), 6 single (tekli) paraşütçünün bazıları dağ eteklerine bazıları da ilçede farklı yerlere düştü.
İhbarlar ve pilotların konum bilgisini paylaşması üzerine ulaşılan 9 pilot ile 9 yolcusuna ve teklide 5 paraşüt pilotuna ulaşıldı. Bazılarının yaralı olduğu görüldü.
Yeri tespit edilemeyen iki paraşütün ise arama çalışmaları sürüyor.
YSK, Avrupa'daki 19 yerde sandık sayılarının artırılmasına karar verdi
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi için yurt dışında daha önce sandık kurulması kararı verilen Almanya'daki 9 yerde sandık kurulması kararının iptaline, katılımın fazla olduğu Avrupa'daki 19 yerde ise sandık sayılarının artırılmasına hükmetti.
YSK'nin kararına göre, Dışişleri Bakanlığı Dışişleri Seçim Koordinasyon Merkezi, Almanya makamları tarafından Biefeld, Fulda, Limburg, Mannheim, Saarbrücken, Dortmund, Siegen, Ulm ve Kiel'de sandık açılması talebinin onaylanmadığını belirterek, seçimlere katılım oranlarının daha önceki seçimlere göre artış göstermesi nedeniyle sandık kurulmasına karar verilen diğer yerlerdeki sandık sayılarının artırılmasını talep etti.
Talebi inceleyen YSK, Bielefeld, Fulda, Limburg, Mannheim, Saarbrücken, Dortmund, Siegen, Ulm, Kiel
şehirlerinde sandık kurulmasının mümkün olmayacağından, anılan yerlerdeki seçim iş ve işlemlerinin iptaline hükmetti.
Kurul, Almanya'da Düsseldorf Başkonsolosluğu, Essen Başkonsolosluğu, Frankfurt Başkonsolosluğu, Hannover Başkonsolosluğu, Kassel Başkonsolosluğu, Karlsruhe Başkonsolosluğu, Münster Başkonsolosluğu, Nürnberg Başkonsolosluğu, Stuttgart Başkonsolosluğu, Avusturya'da Viyana Başkonsolosluğu, Fransa'da Paris Başkonsolosluğu, Bordo Başkonsolosluğu, Liyon Başkonsolosluğu, Nant Başkonsolosluğu, Strazburg
Başkonsolosluğu, Marsilya Başkonsolosluğu, Hollanda'da Deventer Başkonsolosluğu, Amsterdam Başkonsolosluğu ve Lüksemburg'ta Lüksemburg Başkonsolosluğu'ndaki sandık sayılarının artırılması talebinin ise kabulüne karar verdi.
Buna göre, Düsseldorf Başkonsolosluğu için 6-7-8-9 Mayıs'ta 15 olan sandık sayısı 19'a, Essen Başkonsolosluğu için 6-7 Mayıs'ta 15 olan sandık sayısı 19'a, 8-9 Mayıs'ta ise 12 olan sandık sayısı 16'ya, Frankfurt Başkonsolosluğu için 8-9 Mayıs'ta 10 olan sandık sayısı 12'ye, Hannover Başkonsolosluğu için 8-9 Mayıs'ta 6 olan sandık sayısı 12'ye, Kassel Başkonsolosluğu için 8-9 Mayıs'ta 4 olan sandık sayısı 6'ya, Karlsruhe Başkonsolosluğu için 8-9 Mayıs'ta 6 olan sandık sayısı 10'a, Münster Başkonsolosluğu için 8-9 Mayıs'ta 8 olan sandık sayısı 10'a, Nürnberg Başkonsolosluğu için 6-7 Mayıs'ta 10 olan sandık sayısı 12'ye, 8-9 Mayıs'ta ise 6'dan 8'e, Stuttgart Başkonsolosluğu için 8-9 Mayıs'ta 14 olan sandık sayısı da 20'ye çıkarılacak.
Viyana Başkonsolosluğu için 6-7 Mayıs tarihleri için daha önce 8 olarak belirlenen sandık sayısı 9'a, 8-9 Mayıs tarihlerinde 5 olan sandık sayısı ise 7'ye çıkacak.
Paris Başkonsolosluğu için 8 Mayıs'ta 10 olan sandık sayısı 15'e, aynı tarihte Bordo Başkonsolosluğu için 1 olan sandık sayısı ise 2 olacak. Liyon Başkonsolosluğu için 6-7 Mayıs'ta 8 olan sandık sayısı 11'e, 8 Mayıs'ta 5 olan sandık sayısı 8'e, Nant Başkonsolosluğu için 8 Mayıs'ta 2 olan sandık sayısı 3'e, Strazburg Başkonsolosluğu için 8-9 Mayıs'ta 5 olan sandık sayısı 10'a, Marsilya Başkonsolosluğu için 8-9 Mayıs'ta 2 olan sandık sayısı 4'e çıkacak.
Deventer Başkonsolosluğu için 6-7 Mayıs'ta 14 olan sandık sayısı 16, Amsterdam Başkonsolosluğu için 6-7 Mayıs'ta 14 olan sandık sayısı ise 18 olacak.
Lüksemburg Başkonsolosluğu için 6-7 Mayıs'ta 4 olan sandık sayısı 5'e, 8-9 Mayıs tarihleri için ise 3'ten 5'e çıkarılacak.
Selahattin Demirtaş, seçimde Kılıçdaroğlu'nu desteklediğini açıkladı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, cezaevinden gönderdiği mesajda, 14 Mayıs seçimlerinde cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu'nu desteklediğini açıkladı.
Demirtaş, Twitter'dan yaptığı paylaşımda "Türkiye'nin 13. Cumhurbaşkanı Sayın Kılıçdaroğlu, Allah yolunuzu açık etsin. Ayrışmayı bitireceğinize, toplumsal barışı sağlayacağınıza, Türkiye'yi refaha, huzura kavuşturacağınıza yürekten inanıyorum. Benim oyum sizedir Sayın Kılıçdaroğlu" ifadelerine yer verdi.
Kahramanmaraş'ta 5 ve 4,1 büyüklüğünde iki deprem
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) sitesinde yer alan bilgiye göre, saat 20.16'da merkez üssü Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesi olan 5 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi.
Depremin 7 kilometre derinlikte olduğu belirlendi.
5 büyüklüğündeki depremin ardından saat 20.22'de 4,1 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi.
Merkez üssü Göksun ilçesi olan depremin 6,83 kilometre derinlikte olduğu belirlendi.
Erdoğan: Yeni Zigana Tüneli bölgemizin her alandaki kalkınmasının sembollerinden biri olacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Zigana Dağı'nı geçilmez olmaktan çıkartan yeni Zigana Tüneli, bölgemizin her alandaki kalkınmasının sembollerinden biri olacaktır." dedi.
Erdoğan, Trabzon Meydan Park'ında gerçekleştirilen "Yeni Zigana Tüneli" açılış töreninde konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle;
Zigana Dağı'nı geçilmez olmaktan çıkartan yeni Zigana Tüneli, bölgemizin her alandaki kalkınmasının sembollerinden biri olacaktır.
(Yeni Zigana Tüneli) Vakitten, akaryakıttan sağlayacağı faydalar yanında Karadeniz limanlarıyla ülkemizin güneyi arasında yeni bir soluk borusu açıyoruz."
AYM, 28 Şubat davasında müebbet hapse çarptırılan 3 eski generalin ihlal başvurusunu reddetti
Kararlar, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı. Kararlara göre, 28 Şubat sürecinden sorumlu tutularak yargılandıkları davada "54. Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek suçuna iştirak" suçundan müebbet hapse mahkum edilen dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Ahmet Çörekçi, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Dairesi Başkanı Cevat Temel Özkaynak ve dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı Çetin Doğan, hak ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurdu.
Başvurularda, suç oluşturmayan bir eyleme ilişkin cezalandırılma nedeniyle suçta ve cezada kanunilik ilkesinin, hukuka aykırı elde edilen delillerin mahkumiyete esas alınması nedeniyle hakkaniyete uygun yargılanma hakkının, yargılamanın Yüce Divan'da yapılmaması nedeniyle kanuni hakim güvencesinin ihlal edildiği ileri sürüldü.
Başvuruları inceleyen Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 38'inci maddesinde güvence altına alınan "suçta ve cezada kanunilik ilkesi"nin, 36'ıncı maddesinde güvence altına alınan "hakkaniyete uygun yargılanma hakkı"nın ve 37. maddesindeki "kanuni hakim güvencesi"nin ihlal edilmediğine hükmetti.
İlhan Taşçı, TRT Haber'in son 30 günde adaylara ayırdığı verilerini paylaştı
TRT Haber’in 1 Nisan – 1 Mayıs arasındaki canlı yayınlarını inceleyen RTÜK üyeleri İlhan Taşcı'nın paylaştığı verilere göre canlı yayınlarda Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan’a 32 saat 42 dakika 47 saniye, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na 32 dakika 23 saniye ayrıldı.
Aynı dönemde Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye ise 25 saat 27 dakika 40 saniye canlı yayında yer ayrıldı.
Taşcı, Twitter hesabından yaptığı açıklamada “TRT Haber, Tayyip Erdoğan'a 32 saat, Kemal Kılıçdaroğlu'na 32 dakika yer verdi! Yayıncılık, gazetecilik ve haberciliğe dair hiçbir tecrübesi, birikimi olmayan TRT Genel Müdürü Zahid Sobacı; TRT’yi halkın değil, AKP’nin ve Cumhurbaşkanı Adayı Erdoğan’ın PR şirketi gibi yönetiyor” dedi
Türkiye, Rusya ve Ukrayna savunma bakan yardımcıları İstanbul'da bir araya gelecek
Akar, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle yaşanan "gıda krizi" riskinin ortadan kaldırılmasına yönelik Türkiye'nin çabalarıyla oluşturulan "tahıl koridoru" uygulamasına ilişkin soruyu yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın girişimlerinin ardından süresi uzatılan tahıl koridoru anlaşmasının durumuna ilişkin soru üzerine Akar, Türkiye, Rusya, Suriye ve İran savunma bakanları ile istihbarat başkanları arasında Moskova’da gerçekleştirilen dörtlü toplantı kapsamında Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile ikili bir görüşme de gerçekleştirdiğini belirtti.
Ukrayna Altyapı Bakanı Oleksandr Kubrakov ile de 18 Nisan’da Kayseri’de bir araya geldiğini hatırlatan Akar, şunları kaydetti:
"Yaptığımız görüşmelerde tahıl girişimini de ele aldık. Bu kapsamda yaptığımız teklifin iki tarafça da kabulü sonucu 5 Mayıs Cuma günü Türkiye, Ukrayna ve Rusya savunma bakan yardımcılarının İstanbul’da bir araya gelmesi planlanıyor. Toplantıda tahıl girişimi başta olmak üzere bazı konular görüşülecek. Umudumuz, tahıl anlaşmasının herhangi bir aksaklığa uğramadan devamı yönünde. Çünkü bu anlaşma bölge barışı, istikrarının yanı sıra ihtiyaç sahibi ülkeler açısından çok önemli. Bu kapsamda tarafların süre uzatılmasına sıcak baktığını söyleyebiliriz. Dileğimiz herhangi bir sorun olmadan bu girişimin uzatılması yönünde."
Kılıçdaroğlu: AB ve BM'nin dahil olacağı bir protokolle Suriyeli sığınmacıları ülkelerine göndereceğiz
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “Sığınmacılar. Kaçaklar” başlığıyla Twitter hesabından bir video paylaştı. Kılıçdaroğlu görüntülü mesajında, en geç iki yıl içerisinde sığınmacıları geri göndereceğini vurguladı.
“Türkiye’nin suyu, enerjisi, altyapıları kendi insanının ihtiyaçlarına yanıt verebilecek durumda değil. Tüm bunların üzerine ülkemiz böyle bir yükü daha fazla kaldıramaz. İnanın mümkün değil, bunu çözmek zorundayız” diyen Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Sevgili halkım, seçime çok az kaldı. Sığınmacılarla ilgili son kez karşınızdayım. Bu işi çözeceğiz demek için bu videoyu çekiyorum. Sığınmacı konusu asla ama asla ırkçı bir zemine taşınmayacak. Zaten bir ırk sorunu değil. Bizim sığınmacı sorunumuz temelde bir kaynak sorunu."
"Kimseyi korkutmak değil amacım ancak açık konuşmam gerekiyor. Bütün analizler gösteriyor ki önlem almazsak Fırat ve Dicle önümüzdeki 20 yıl içinde kuruma riskiyle karşı akrşıya kalacak. Bu durum sadece Türkiye’nin Güneydoğu Bölgesi’nde tarımın zarar görmesi, hidroelektrik santrallerimizin işlevini kaybetmesi ve ciddi bir susuzluk yaşanması anlamına gelmiyor. Hem Türkiye, hem güney komşularımız Suriye ve Irak’ta yaşayan 60 milyondan fazla insanın kıtlık ve susuzlukla karşı karşıya kalması demek. önlem almazsak Suriye ve Irak’tan aç mültecilerin Türkiye’ye akın etmesi demek. Türkiye’nin suyu, enerjisi, altyapıları kendi insanının ihtiyaçlarına yanıt verebilecek durumda değil. Tüm bunların üzerine ülkemiz böyle bir yükü daha fazla kaldıramaz. İnanın mümkün değil, bunu çözmek zorundayız.
Önce Suriyeliler’i en geç 2 yıl içerisinde Türkiye, Avrupa Birliği ve Akdeniz bölgesi ülkeleri olarak vatanlarına kavuşturmak için birlikte çalışacağız. Suriye yönetimi ile görüşeceğiz. Buradan gidenlerin can ve mal güvenliği için meşru hükümetle protokol yapacağız ve Avrupa Birliği ile Birleşmiş Milletler bu protokole dahil olacak
Eğer Türkiye kendi altyapısını, suyunu kaybederse Avrupa şunu anlamak zorundadır ki, bırakın bu sığınmacıları ve kaçakları barındırmayı Türkiye’nin vatandaşlarını dahi tutamayız. Avrupa Birliği ‘Rüşveti verdim kurtuldum’ kafasından kurtulmak zorundadır. Açık söylemek gerekiyor ki, Türkiye, geniş Akdeniz havzası ve tüm Avrupa için bambaşka bir vizyon çizmek zorundadır. Bakın Akdeniz havzası iklim krizini en şiddetli yaşayan bölge, bu havza tüm dünyadan yüzde yirmi daha fazla ısınıyor. Aynı ekosistemi paylaşan 500 milyon insandan bahsediyoruz. bu yüzden Akdeniz havzası ülkelerine liderlik etmek zorundayız. Sığınmacı, kaçak sorununu da bu büyük meselenin bir parçası olarak okumalıyız.
Hep beraber oturup bu sorunu çözeceğiz. Önce Suriyeliler’i en geç 2 yıl içerisinde Türkiye, Avrupa Birliği ve Akdeniz bölgesi ülkeleri olarak vatanlarına kavuşturmak için birlikte çalışacağız. Suriye yönetimi ile görüşeceğiz. Buradan gidenlerin can ve mal güvenliği için meşru hükümetle protokol yapacağız ve Avrupa Birliği ile Birleşmiş Milletler bu protokole dahil olacak.
Suriye’ye gidecek sığınmacıların evlerini, yollarını, okullarını, kreşlerini bu iş birliğinden çıkan fonlarla Türk müteahhitler yapacak. Hem ülkemiz hem Suriyeliler kazanacak. Ama bu fonların bir kısmıyla da Türkiye’nin iklim direncini de arttıracağız, buna zorunluyuz. Buna dahil olmaya mecburlar. Yoksa ne Irak, ne Suriye kalacak; herkes Avrupa’nın kapılarına dayanacak.
Türkiye’nin iklim mültecilerine bir tampon olma ihtimali yok, Türkiye kendi insanını durduramaz. Bu yüzden başlatacağımız bu dönüşümle Akdeniz havzası ülkelerine vizyonumuzla liderlik edeceğiz. Avrupa Birliği ile birlikte bu sorunu çözeceğiz. Hem iklim direncimiz artacak, hem bölge tarımı ayağa kaldırılacak, hem ticaret gelişecek hem de herkes kendi toprağında huzur içinde yaşayacak.
Dediğim gibi yoksa ne Suriye ne Irak ne de Avrupa Birliği kalır.
Ben şimdi Avrupa Birliği’ne sesleniyorum, Akdeniz havzası ülkelerine sesleniyorum. Ya birlikte çalışmayı, iş birliği yapmayı öğreneceğiz ya da hep birlikte yok olacağız. Hepsi bizim elimizde.”
Erdoğan: Cudi, Gabar'da günlük 100 bin varil üretim kapasiteye sahip petrol bulduk
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: "Yeni bir müjdeyi paylaşmak istiyorum. Cudi, Gabar'da günlük 100 bin varil üretim kapasiteye sahip petrol bulduk." dedi.
Erdoğan, Konya Kılıçarslan Meydanı'nda, Karapınar Güneş Santrali, Bozkır Barajı ve Abdülhamit Han Caddesi ile yapımı tamamlanan diğer projelerin toplu açılış töreninde konuşuyor.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
"Türkiye artık enerjide muhtaç olan değil, enerji ihraç eden olacak.
Her seçim öncesi gaz buluyorlar yalanını nasıl Karadeniz gazıyla boşa çıkardıysak, enerji hamlelerimize kara çalanları yeni müjdelerle hüsrana uğratacağız.
Daha önce 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan, terör nedeniyle terk edilmek zorunda kalınan bölgelerden şimdi petrol üretmeye başladık.
Gabar'daki kuyumuza bölücü örgütün alçakça katlettiği şehit öğretmenimiz Aybüke Yalçın'ın adını verdik.
(Aybüke Yalçın Petrol Kuyusu) Cizre'ye 20 kilometre mesafedeki bu petrol rezervi çok yüksek kaliteye sahip.
(Aybüke Yalçın Petrol Kuyusu) 2600 metre derinlikte bulduğumuz petrolü, bölgede açacağımız 100 kuyu ile 100 bin varillik üretim kapasitesine çıkartabileceğiz.
Yeni sahamız Şehit Aybüke Yalçın-1 kuyumuzun olduğu alan, inşallah ülkemizin tamamında üretilenden daha fazla petrolü tek başına sağlayacak.
(Şehit Aybüke Yalçın-1 kuyusu) Şimdilik günlük 180 bin varil petrol üretimiyle ülkemizin enerji bağımsızlığı yolunda yeni bir adım atmış oluyoruz.
(Şehit Aybüke Yalçın-1 kuyusu) İlk kuyudan aldığımız petrolü, şimdiden işlenmek üzere rafinerilere sevk etmeye başladık."
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Van'da yoğun ilgiyle karşılaştı
Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,Van'da Beşyol Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Van'ın sorunlarını, kimlerin neler yaptığını çok iyi bildiğini, insanlara, ülkeye barışı, huzuru ve kardeşliği getireceğinin sözünü verdiğini, hiç kimsenin inancı ve kimliği nedeniyle ötekileştirilmeyeceğini dile getirdi.
Allah'ın yarattığı en değerli varlık olan insanların başının üstünde yerinin olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Demokrasinin ayaklar altına alındığını, seçimle gelenlerin görevlerinden alındığını biliyorum. Bütün bunları, söz veriyorum çözeceğim. Kayyum denen garabet uygulamayı tümüyle bitireceğiz. Kamplaşmadan, kavgadan bıkmadık mı? Memleketimizde huzur içinde yaşamak istiyoruz, kucaklaşmak istiyoruz. Nedir ayrılık gayrılık, bize ne verdi? Beraber olacağız. Bu güzel ülkede beraber olacağız. Van denizinde beraber olacağız. Van denizi dediğim zaman bir ara eleştirmişlerdi 'Gölün adını bilmiyor' diye ama benim Erciş'te okula başladığımı bilmiyorlardı. Gelirken söz verdim, belediyeden atılan 306 işçi kardeşim var, onların tamamını görevlerine iade edeceğim."
Adaletsizlikle mücadele etmenin boynunun borcu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Adaletin olmadığı yerde huzur, bereket ve kardeşlik olmaz. Adaletin olmadığı bir yerde çocuklar yatağa aç girer. O beşli çeteler malı alıp yurt dışına götürdüler ben bunu bilmez miyim? Son kuruşuna kadar getireceğim o paraları, hiç endişe etmeyin. Sizden çalınan paraların tamamını alacağım ve bu ülkeye getireceğim. O beşli çeteler diyorlar ki 'Acaba Kılıçdaroğlu'nun ayağını nasıl kaydırırız, acaba bunu nasıl bir daha aday yaptırmayız.' Onların peşindeler. Onlar paralarına, yandaşlarına, saraylara güveniyorlar ve biz de sadece size, halka güveniyoruz."
"Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek"
Öğretmenevinde çalışan emekçilerin aylıklarını düzenli olarak alamadığını ve perişan halde olduklarını anlatan Kılıçdaroğlu, ülke genelinde sayıları 20 bin olan bu insanların hepsinin hakkını ve hukukunu teslim edeceklerini söyledi.
Taşeron işçilerin tamamını kadroya alacaklarını, Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmen ataması yapacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Kamu Personeli Seçme Sınavı'nda yüksek puan alıp sözlüden elenenler var. Sözlü sınavı kaldıracağım. Kim kazanırsa atamasını yapacağım, endişe etmeyin. KHK'lıları da çözeceğim meraklanmayın. Bu kardeşiniz, bu ülkeye adalet gelinceye kadar mücadele edecek. En ufak bir endişe duymayın. Adalet, adalet ve adalet olacak. Emine Şenyaşar'a, ya 8 savcı değişti, dava açmıyorlar. Korkularından dava açmıyorlar. Gittim, Emine Şenyaşar'la kucaklaştım, ondan sonra 9. savcı davayı açtı. Bu kardeşiniz, davaların her aşamasını izliyor, adalet yerine gelinceye kadar."
Annelerin artık çocuklarını okula gönderirken beslenme çantası diye bir şey düşünmeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Bütün çocuklar Türkiye genelinde okulda beslenecek. Ayrıca hiç geliri olmayan ya da geliri asgari ücretin altında olan bütün ailelerde kadının banka hesabına en az asgari ücret kadar para yatıracağız. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Onlar gibi yapmayacağız. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Bütün annelere sesleniyorum, meraklanmayın sosyal devlet sizin en büyük güvenceniz olacak." değerlendirmesinde bulundu.
"Asla ve asla çaldırmayacağız ve millete hizmet edeceğiz"
Van'ın bölgenin kilit taşlarından biri olduğunu, sadece İranlı turistlerin gelmesinin kente tek başına yetmediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, dünyanın her yerinden insanların buraya gelerek kentin güzelliklerini görmesi gerektiğini belirtti.
Bölgenin "özel ekonomi bölgesi" ilan edileceğini bildiren Kılıçdaroğlu, "Asla ve asla çaldırmayacağız ve millete hizmet edeceğiz. Kul hakkı yemeyeceğiz ve kul hakkı yedirmeyeceğiz. Ben söylüyorum ya, bekliyorum onlar da söylesinler ama tık yok, onlar söylemiyorlar. Çünkü onların malı nasıl götürdüklerini çok iyi biliyorum. Tamamını getireceğim. Söke söke alıp getireceğim. 12 yıl geçti hala yüze yakın aile barakalarda oturuyor. Geçen hafta eşim geldi ailelerle görüştü. Sitem ettiler haklı olarak, 'Neredeydiniz bu güne kadar?' Söz veriyorum Vanlılara, cumhurbaşkanı seçildikten sonra önce o ailelere gideceğim onların bütün sorunlarını çözeceğim. O zaman onlardan helallik isteyeceğim." diye konuştu.
Mitinge katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise Van'ın sorunlarını çok iyi bildiklerini, kentin hak ettiği yerde olmadığını ifade etti.
Devlet ve millet arasındaki bütün bariyerleri kaldıracaklarını belirten İmamoğlu, kentin hak ettiği yere gelmesi için gereken çalışmaları yapacaklarını söyledi.
Mitingin sonunda, Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve milletvekili adayları, meydandakileri selamladı, fotoğraf çektirdi.
Van'da Kılıçdaroğlu'nun mitingini takip eden gazeteci Ahmet Erkan, gözlemlerini şu şekilde aktardı:
- CHP tarihinin en büyük katılımlı mitingini yaptı. Saatler öncesinden meydan doluydu ve gençler ağırlıktaydı.
- CHP devletçi algısını yenmiş gözüküyor. Yeşil Sol Parti'nin ve Selahattin Demirtaş'ın Kılıçdaroğlu'na desteğini açıklaması nedeniyle 5 Yol Meydanı tıklım tıklim doldu, ayrıca Cumhuriyet Meydanı ve bu meydana açılan Maraş Caddesi de doluydu.
- Kılıçdaroğlu ve İmamoğlun'nun konuşması sırasında sık sık 'Selo başkana özgürluk' sloganları yükseldi.
- CHP en son 2002'de AKP ve CHP'li iki partili mecliste 1 milletvekili çıkarmış, diğer vekillerin tamamını AKP çıkarmıstı
- CHP'de beklenti Van'da bir milletvekili cikarma yönünde.
Muharrem Erkek: İçişleri Bakanlığı YSK'ya paralel yapı kurmuş
CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, "Maalesef öyle bir tabloyla karşılaştık ki ve bunu ilk kez bir seçimde yaşıyoruz, İçişleri Bakanlığında paralel bir yapı kurulduğunu tespit ettik. İçişleri Bakanlığı bünyesinde bir seçim takip modülü oluşturmuşlar." dedi.
Erkek, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 12 gün sonra seçim yapılacağını ve her seçimde olduğu gibi bunda da milli iradenin egemen olacağını belirtti.
Sandıktan çıkacak iradenin sonucu belirleyeceğini vurgulayan Erkek, seçimlerde, başlangıcından bitimine kadar tüm işlemleri yürütmeye yetkili organın seçim kurulları olduğunu hatırlattı.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), il ve ilçe seçim kurullarının seçimlerde siyasi partilerle birlikte çalıştıklarına dikkati çeken Erkek, seçim günü sandıklar açıldıktan sonra düzenlenen sandık sonuç tutanaklarının da yalnızca siyasi partilerin ve adayların müşahitleriyle paylaşılacağını dile getirdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erkek, şöyle devam etti:
"Bunları niçin paylaşıyoruz? Maalesef öyle bir tabloyla karşılaştık ki ve bunu ilk kez bir seçimde yaşıyoruz, İçişleri Bakanlığında paralel bir yapı kurulduğunu tespit ettik. İçişleri Bakanlığı bünyesinde bir seçim takip modülü oluşturmuşlar. Tüm valiliklere, kaymakamlıklara talimat veriyorlar. Diyorlar ki, 'Nüfusu 20 bine kadar olan ilçelerde en az 3, nüfusu 20 bin ile 100 bin arasında olan ilçelerde en az 5, nüfusu 100 bin ve üstü olanlarda ise en az 10 personel görevlendirilecek. Görevlendirilen personel sayısı kadar bilgisayar temin edilecek. Görevlendirilen personelin hızlı veri girişi yapabilecek nitelikte bilgisayar kullanmayı bilen kişiler olmasına özen gösterilecek ve bu yapıyla birlikte tüm sandık sonuç tutanakları ve seçim sonuçları takip edilecek.' İçişleri Bakanlığında oluşturulan yapı, bir seçim takip sistemi oluşturmuş. Örneğin bir kaymakamlık, Kiraz Kaymakamlığı, Kiraz İlçe Seçim Kurulu Başkanlığına yazı yazmış. Demiş ki, 'İçişleri Bakanlığından gelen yazı uyarınca bana sonuç tutanaklarının birer örneklerini anlık olarak vereceksin.' Türkiye Cumhuriyeti tarihinde herhalde ilk kez böyle bir şey yaşanıyor. Kiraz İlçe Seçim Kurulu da bunu YSK'ye sormuş. 'Benden böyle bir talepte bulunuluyor. Ne yapacağım?' diye. Tabii ki YSK de oy birliğiyle bu talebi reddederek sandık sonuç tutanaklarının yasada kimlere verileceğinin açıkça yazıldığını, kaymakamlık ya da başka bir idareye sandık sonuç tutanaklarının verilmesinin yasal olarak mümkün olmadığını kararında vurgulamış."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, YSK'nin karşısına İçişleri Bakanlığını, ilçe seçim kurullarının karşısına da kaymakamlıkları koyarak paralel bir yapı oluşturduğunu iddia eden Erkek, "Çünkü kendisi bu paralel yapıları çok iyi bilen biri. Ama biz İçişleri Bakanlığının bürokrasisini, memurlarını, kamu görevlilerini de buradan uyarıyoruz. Bu kanunsuz emir ve talimatlara uymayın. Bu suçlara ortak olmayın. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devletinde seçim sonuçlarını takip etmeye, sandık sonuç tutanaklarını takip etmeye, ilçe seçim kurullarında birleştirme tutanaklarını takip etmeye yetkili tek organ YSK'dir." diye konuştu.
Mardin’de 9 kırsal mahalle ve mezralarında sokağa çıkma yasağı ilan edildi
Mardin'in Nusaybin ilçesine bağlı 9 kırsal mahalle ve bağlı mezralarda PKK'ya yönelik operasyon nedeniyle sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Valilikten yapılan açıklamada, ilçe sınırları içerisinde bulunan kırsal bölgelerde aralarında üst düzey örgüt yöneticilerinin de bulunduğu değerlendirilen bölücü terör örgütü mensuplarını ve işbirlikçilerini etkisiz hale getirmek, bölgede bölücü terör örgütü mensupları tarafından kullanıldığı değerlendirilen sığınak, barınak, depo alanlarını ve uçaksavar mevzilerini tahrip etmek ve malzemeleri ele geçirmek maksadıyla operasyon düzenleneceği belirtildi.
İl İdaresi Kanunu'nun ilgili maddeleri gereğince saat 04.00 itibarıyla bölgedeki operasyonların sona ermesine kadar Nusaybin ilçesinin Tekağaç, Sapanlı, Mağaracık, Arpalı, Bahminin, Kaleli, Şekrin, Yol, Güneli mahalleleri ve mezralarında sınırlı olmak üzere ikinci duyuruya kadar sokağa çıkma yasağı ilan edildiği kaydedilen açıklamada, vatandaşların yasağa uymasının can ve mal güvenlikleri açısından önem taşıdığı vurgulandı.
Türkiye'nin ilk milli muharip uçağının adı 'KAAN'
Türkiye'nin ilk milli muharip uçağının adını KAAN olarak belirlendi. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tesislerinde, bugün ‘istikbalin Yüzyılı Tanıtım Programı’ düzenlendi. Törende; Milli Muharip Uçak, HÜRJET, ANKA-3, ATAK-2 ve F-16 ÖZGÜR başta olmak üzere birçok yerli havacılık ürünü, davetlilere tanıtıldı.
Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milli muharip uçağımızın ismi KAAN'dır. İsim babası da Devlet Bey'dir." dedi.
Erdoğan törende şunları söyledi, "Şu anda Hürjet ve KAAN'ımız karşımızda. Ülkemize hayırlı olsun. Her ikisini karşımda görünce Yahya Kemal'in şu mısraları aklıma geldi: 'Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi. Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi. Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın. Galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın.' Ülkemize, milletimize hayırlı olsun diyorum"
Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Atilla pasaportuna el konulduğunu duyurdu
İran yaptırımlarını ihlal suçlamasıyla ABD'de hapis yatan Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla, pasaportuna el konduğunu ve karakola götürüldüğünü duyurdu.
Kişisel sosyal medya hesabı Instagram'dan paylaşım yapan Atilla, karakola götürüldüğünü yazdı. Atilla paylaşımında şu ifadeleri kullandı: "Ailenle Kıbrıs’a gitmek isterken alanda pasaporta el konmak isteniyor, çıkış yasağı tebliğ edilmek üzere karakola götürülüyorsun. Ülkemize yıllarca hizmet ettik. Onu el üstünde tuttuk, savunduk, koruduk. Karşılığında gördüğümüz muamele alanlarda alıkonma. Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner”
ABD'de 32 ay hapis yatmıştı
Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla, İran yaptırımlarının ihlali suçlamasıyla 27 mart 2017'de ABD'de gözaltına alınmıştı.
Türkiye ile ABD arasında tansiyonun artmasına neden olan davada Atilla, İran yaptırımlarının ihlali suçlamalarıyla bu ülkede açılan davanın tek sanığı olarak yargılandı ve 32 ay hapis cezasına çarptırıldı.
19 Temmuz 2019’da tahliye edilen Atilla, Türkiye’ye dönüşünün ardından Ekim 2019’da Borsa İstanbul’a genel müdür olarak atanmıştı. Borsa İstanbul’un ikinci büyük hissedarı Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) karara itiraz etmiş, Aralık 2015’te aldığı hisseleri satışa çıkarmıştı.
Atilla, 8 Mart 2021’de istifa etmişti.
Erdoğan: İnşallah Kılıçdaroğlu'nu siyasetten emekli edeceğiz, hem kendisini hem CHP seçmenini bu eziyetten kurtaracağız
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İnşallah 14 Mayıs’ta bu trajikomik durumlara son verecek, Kılıçdaroğlu’nu siyasetten emekli edeceğiz. Böylece hem kendisini hem CHP seçmenini, hem de milletimizi bu eziyetten kurtaracağız" dedi.
Memur-Sen Genel Kurulu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankası döviz rezervinin şu anda 122 milyar dolar olduğunu açıkladı. Seçim öncesi gündemi değerlendiren Erdoğan'ın konuşmasından bazı başlıklar şöyle:
- "(6 Şubat depremleri) Devletimizin tüm kurumlarıyla halen sahadayız. Seçim gündeminden bağımsız olarak bölgedeki tüm çalışmaları günbegün takip ediyoruz."
- "Seçimden sonra yeni Meclis'in yasama faaliyetlerine başlamasıyla 7500 liranın üzerinde emekli maaşı alanları sevindirecek haberi milletimizle paylaşacağız."
- "Temmuzda enflasyon farkı yanında, refah payı artışını da dikkate alan bir düzenleme yapacağız. Memurlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü yine tutacağız."
- "Kılıçdaroğlu, asgari ücretten vergiyi kaldırmaktan bahsediyor. Uyan da balığa gidelim. Biz, asgari ücreti vergi dışı bırakalı neredeyse 1,5 sene oldu."
- "14 Mayıs'ta tekaüt vakti geldiği anlaşılan Kılıçdaroğlu'nu siyasetten emekli edeceğiz. Böylece CHP seçmenini ve milletimizi bu eziyetten kurtaracağız."
- "Deprem sonrası özellikle büyükşehirlerimizde aniden artan kira fiyatlarıyla ilgili de gerekli hazırlıkları yapıyoruz."
- "(Artan kiralar) TOKİ vasıtasıyla daha fazla konut üreterek, memur ve ücretlinin refah kaybının önüne geçerek, bu meseleyi mutlaka çözüme kavuşturacağız."
- "İnsanları fikrine, meşrebine, mezhebine, kökenine göre ayırmanın ne inancımızda ne de siyasi geleneğimizde yeri vardır, asla olmayacaktır."
- "Daha elinde hiçbir güç ve imkan yokken kamu personelini tehdit edenlere meydanı bırakmayacağız."
- "Ne Kılıçdaroğlu ve ortakları gibi devletimizi FETÖ'cülere ve bölücülere teslim edeceğiz, ne de sırf siyasi görüşü sebebiyle birilerini dışlayacağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 1 Mayıs paylaşımı:14 Mayıs'ta işçi kardeşlerimin desteğine güveniyorum
Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, geçimini kaptanlık yaparak sağlayan emektar bir babanın evladı olduğunu anımsattı.
Gençlik yıllarında İETT'de işçi olarak çalışarak ter döktüğünü belirten Erdoğan, "Emeğin, alın terinin, arkadaşlarla bir sıcak somunu paylaşmanın mutluluğunu çok iyi bilirim. Ülkemize siyaset yoluyla hizmet etme mücadelemizde bu köklerimizi ve nereden geldiğimizi asla unutmadık. Daima sizlerin hakkını teslim etmeye çalıştık. Yıllarca istismar malzemesi yapılan 1 Mayıs'ı sizler için tatil ilan ettik, gerçek anlamda işçi bayramı yaptık." ifadelerini kullandı.
Örgütlenme, sendikal haklar, ücretlerle beraber işçi sağlığı ve güvenliğinde çok önemli adımlar attıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"2002'de 184 lira olan, yani 126 dolara tekabül eden asgari ücreti bugün 8 bin 500 liraya, yani 437 dolara yükselttik. Asgari ücreti ve diğer ücretlilerin asgari ücret kadarki gelirlerini vergi dışı bıraktık. Ne yaptıysak beraber yaptık, beraber başardık, sırt sırta vererek zorlukların üstesinden beraberce geldik. İnşallah Türkiye Yüzyılı'nı da yine sizlerle beraber inşa edeceğiz. 14 Mayıs'ta siz işçi kardeşlerimin desteğine güveniyorum. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününüzü canıgönülden tebrik ediyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın paylaşımında, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü mesajı ile ilgili görsel de yer aldı.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü: Taksim’e yürümek isteyenlere gözaltı
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılmasına izin verilmeyen Taksim Meydanı ve çevresinde sıkı güvenlik önlemleri uygulanıyor.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Taksim Meydanı, Talimhane, Tarlabaşı, Divan Kavşağı, Gezi Parkı etrafı, Atatürk Kültür Merkezi tarafı, The Marmara Oteli önü ve Sıraselviler ile İstiklal Caddesi'ne kadar tüm çevre demir bariyerlerle kapattı.
Taksim'e yürümek isteyen bazı kişilerin gözaltına alındığı görüldü.
Sadece Taksim Meydanı'na çıkılan bazı yerlerde oluşturulan polis kontrol noktalarından geçişlere izin veriliyor. Meydan geçişlere tamamıyla kapatılırken, vatandaşlar ve turistler, İstiklal Caddesi'ne polis ekipleri tarafından üstleri arandıktan sonra giriş yapabiliyor.
Atlı ve köpekli polis ekipleri de güvenlik tedbirleri kapsamında İstiklal Caddesi'nde devriye geziyor.
Meydandan Tünel'e kadar İstiklal Caddesi'ne açılan tüm cadde ve sokaklar, demir bariyerlerle kapatıldı. Her cadde ve sokağın başında polis ekipleri nöbet tutuyor.
Ayrıca Taksim'e çıkan tüm yollarda ve kavşaklarda trafik ekipleri hazır bekliyor.
Mecidiyeköy Meydan'ında ve sokak başlarında çevik kuvvet ekipleri nöbet tutuyor. Mecidiyeköy'den Şişli'ye çıkan yolun girişinde tedbir amacıyla Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı (TOMA) bekletiliyor.
Beşiktaş'taki Barbaros Bulvarı ve çevresinde de polis ekiplerince güvenlik önlemi alındı.
DİSK'in, Maltepe Etkinlik Alanı'nda öğleden sonra düzenleyeceği 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü programına katılacak sendikaların yer alacağı yürüyüş korteji için Maltepe'de Yalı Caddesi'nde ve bu caddeye çıkan sokaklarda da polis ekiplerince güvenlik önlemi uygulanıyor.
Etkinliğin yapılacağı alan da program için hazırlanırken, polis ekipleri burada da güvenlik önlemi aldı.
Soylu: "Türkiye'de mandayı ve himayeyi devam ettirmeye çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız"
AK Parti İstanbul 2. Bölge milletvekili adayı Süleyman Soylu, Şişli'de bir otelde Samsun Dernekler Konfederasyonunca düzenlenen Samsunlular Buluşması'na katıldı.
Burada konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'nin Samsun'dan başlattığı Kurtuluş Savaşı'nı inancı ve kararlılığı ile kazandığını belirterek, "Ama 104 yıldır bitmeyen şey manda ve himayedir. 104 yıldır bu topraklarda fırsatını buldukları her an Türkiye'ye vesayet kurmaya Türkiye'de mandayı ve himayeyi devam ettirmeye çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız." dedi.
Bakan Soylu'nun geçtiğimiz günlerde "14 Mayıs seçimleri Batı'nın siyasi darbe girişimidir" sözleri tepki çekmişti.