İsrail ve Hamas, altı haftalık anlaşmanın ilk aşamasında 33 İsrailli rehineye karşılık 2.000 Filistinli mahkumun serbest bırakılması onaylamıştı. Şubat ayı başlarında taraflar arasındaki kısa süreli rehine krizi nedeniyle ateşkesin iptal olma ihtimali tartışılmıştı.
Hamas, Perşembe günü uzun süredir öldüğü düşünülen bir anne ve iki çocuğunun da aralarında bulunduğu dört İsrailli rehinenin cenazesini teslim etti.
Teslim edilen naaşların, Shiri Bibas isimli kadın ve iki çocuğu Ariel ve Kfir'in yanı sıra kaçırıldığında 83 yaşında olan Oded Lifshitz'e ait olduğu açıklandı.
Kaçırıldığında dokuz aylık olan Kfir, en küçük yaştaki esirdi. Hamas, dördünün de İsrail hava saldırıları sırasında korumalarıyla birlikte öldürüldüğünü açıkladı.
Hamas, Gazze Şeridi'ndeki bir meydanda, aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu'yu vampir olarak tasvir eden büyük bir pankartın da bulunduğu afişlerle çevrili dört siyah tabutu sergiledi. Daha sonra tabutlar, Kızıl Haç araçlarına taşındı ve burada kırmızı yelekli görevliler tabutları beyaz çarşaflara sararak teslim aldı.
İsrail makamlarının kurbanların kimliklerini DNA testiyle doğrulaması beklenirken, bu işlemin iki günde tamamlanacağı tahmin ediliyor. İncelemenin ardından ailelere bildirim yapılacak.
Aralarında Hamas ve diğer gruplardan çok sayıda maskeli ve silahlı kişilerin de bulunduğu binlerce kişi, Gazze'nin güneyindeki Han Yunus kentinin eteklerindeki devir teslim alanında toplandı.
İsrailliler geçtiğimiz haftalarda, 15 aydan fazla süren savaşa ara veren zayıf bir ateşkes anlaşması kapsamında 24 rehinenin geri dönüşünü kutladı.
Ancak perşembe günü yapılacak teslim töreni, ateşkese giden görüşmelerin bir yıldan fazla sürmesi nedeniyle esaret altında ölenlerin acı bir şekilde hatırlanmasını sağlayacak.
Ayrıca ateşkesin henüz başlamamış olan ikinci aşamasına ilişkin müzakerelere de ivme kazandırabilir. İlk aşama mart ayının başlarında sona erecek.
En küçük rehine
Hamas militanları, perşembe günü naaşlarını iade ettikleri ailenin evine 7 Ekim 2023'te girdiğinde Kfir Bibas henüz dokuz aylık bir bebekti. Kardeşi Ariel ise dört yaşındaydı. O gün çekilen bir videoda, militanlar onları Gazze'ye götürürken, Shiri'nin iki çocuğu kundakladığı görülüyordu.
Anne Shiri Bibas ve iki küçük oğlu Ariel ve Kfir, birçok İsrailli için rehinelerin karşı karşıya olduğu tehlikelerin sembolü haline gelmişti.
Kocası Yarden Bibas ise ayrı olarak kaçırılmış ve 16 ay esir tutulduktan sonra bu ay serbest bırakılmıştı.
İsrail'deki akrabaları umut etmekten vazgeçmeyerek, Kfir'in birinci ve ikinci, kardeşinin ise beşinci doğum günlerini kutladılar.
Bibas ailesi, çarşamba günü yaptığı açıklamada, sevdiklerinin öldüğünü kabul etmeden önce “kimlik tespit prosedürlerini” bekleyeceklerini söyledi.
İsrail'in dört bir yanındaki destekçiler, hayatını kaybeden iki çocuğun kızıl saçlarına bir gönderme yapmak ve aileyle dayanışma için turuncu kıyafetler giydi.
Bibas ailesi gibi 83 yaşındaki Oded Lifshitz de eşi Yocheved ile birlikte Kibbutz Nir Oz'dan kaçırılmıştı. Kasım 2023'te bir hafta süren ateşkes sırasında eşi Yocheved serbest bırakılmıştı.
Oded, Filistinlilerin haklarının tanınması ve Araplar ile Yahudiler arasında barış sağlanması için kampanya yürüten bir gazeteciydi.
Hamas liderliğindeki militanlar, 7 Ekim'de düzenledikleri saldırıda aralarında 30 kadar çocuğun da bulunduğu 251 rehineyi kaçırmış, çoğu sivil 1.200 kadar kişiyi de öldürmüştü.
İsrail ve Hamas, altı haftalık anlaşmanın ilk aşamasında 33 İsrailli rehineye karşılık 2.000 Filistinli mahkumun serbest bırakılmasını kararlaştırmıştı.
Ateşkes sona yaklaşıyor
Hamas, İsrail'i ateşkesi ihlal ettiği iddialarının yanı sıra çadır ve barınaklara izin verme yükümlülüğünü yerine getirmemekle suçlayarak İsrailli rehinelerin bir sonraki serbest bırakılmasını geciktirmekle tehdit etmişti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise salı günü, Hamas'ın geçen hafta cumartesi günü öğle saatlerine kadar rehineleri serbest bırakmaması halinde Gazze'deki ateşkesin sona ereceğini ve Hamas'ı yok edene kadar savaşmaya devam edileceğini açıklamıştı.
Hamas daha sonra bir açıklama yaparak ateşkese bağlılığını yinelemiş ve İsrail'i ateşkesi tehlikeye atmakla suçlamıştı.
Hamas ateşkesin ilk aşamasının başladığı 19 Ocak'tan bu yana rehineleri kademeli olarak serbest bırakıyordu, ancak pazartesi günü İsrail'in anlaşmayı ihlal ettiği suçlamaları üzerine daha fazla rehineyi serbest bırakmayacağını belirtmişti.
Ebu Gayt, “Eğer durum bir kez daha askeri olarak patlarsa, tüm bu [ateşkes] çabalar boşa gidecek,” dedi.
Petrol zengini Körfez İşbirliği Konseyi'nin siyasi ve ekonomik ittifakına başkanlık eden Jasem al-Budaiwi de Trump'a bölge ile Washington arasındaki güçlü bağları hatırlaması çağrısında bulundu.
Al-Budaiwi, “Ama bir al-ver olmalı, o kendi fikrini söylemeli ve Arap dünyası da kendi fikrini söylemeli. (Trump'ın) söyledikleri Arap dünyası tarafından kabul edilmeyecektir,” diye konuştu.
Trump'ın 'Gazze planı'na tepkiler
Hamas'ın üst düzey yetkililerinden Husam Badran, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze planına karşı bu hafta sonu Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te kitlesel yürüyüşler düzenlenmesi çağrısında bulundu.
Trump'ın Gazze'yi ele geçirme planı Arap dünyasını, özellikle de ABD başkanının yer değiştiren Filistinlilere ev sahipliği yapmak için birincil adaylar olarak gösterdiği Ürdün ve Mısır'ı alarma geçirdi.
9 Şubat Pazar günü New Orleans'taki Super Bowl'a giderken Air Force One uçağında gazetecilere açıklamalarda bulunan Trump, "Gazze'yi satın almaya ve sahiplenmeye kararlıyım. Orayı yeniden inşa etme konusunda, Orta Doğu'daki diğer devletlere oranın bazı bölümlerini inşa etmeleri için verebiliriz," ifadelerini kullanmıştı.
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmet Ebu Gayt çarşamba günü yaptığı açıklamada, Trump'ın Gazze'yi "sahiplenmesi" ve Filistinlilerin kentten sürülmesi planının, İsrail ve Hamas arasındaki kırılgan ateşkesi tehdit ettiğini belirtti. Gayt ayrıca, bunun bölgesel istikrarsızlığı körükleyeceğini de sözlerine ekledi.
Gayt, Dubai'de düzenlenen Dünya Hükümetler Zirvesi'nde yaptığı açıklamada, Trump'ın planında ısrar etmesi halinde Ortadoğu'yu “barış ve istikrara zarar verecek” yeni bir kriz döngüsüne sürükleyeceği uyarısında bulundu.
Ürdün ve Mısır'a yerleşme önerisi
Trump, yoksul ve küçük bir toprak parçası olan Gazze'deki Filistinlilerin, halihazırda büyük bir Filistinli nüfusa sahip olan Ürdün ve Arap dünyasının en kalabalık devleti olan Mısır gibi ülkelere yerleşebileceğini belirtti. Her iki ülke de bu öneriyi reddetti.
Ürdün'ün alternatif bir Filistin yurdu olması fikri aşırı milliyetçi İsrailliler tarafından uzun süredir destekleniyor.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi bunu kısmen bir güvenlik meselesi olarak görüyor. Hamas gibi İslamcıların Mısır ve ötesi için varoluşsal bir tehdit olduğuna inanıyor ve grup üyelerinin sınırı geçip Mısır'a yerleşmesini hoş karşılamayacağı düşünülüyor.
Mısır, Filistinlilere yönelik ciddi gelişmeleri görüşmek üzere 27 Şubat'ta bir Arap zirvesine ev sahipliği yapacak.
Ebu Gayt, 2002 yılında ortaya atılan ve Arap ülkelerinin Filistinlilerle bir devlet anlaşması ve İsrail'in 1967'de ele geçirdiği topraklardan tamamen çekilmesi karşılığında İsrail'e normalleştirilmiş ilişkiler teklif ettiği Arap Barış Girişimi fikrinin yeniden gündeme getirileceğini söyledi.
Trump'ın planı, İsrail ve Filistin devletinin bir arada yaşayacağı iki devletli bir çözümü destekleyen onlarca yıllık ABD politikasını da altüst etti.