Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

CHP lideri Özel: Selefilik hayalleriyle halefine darbe yapan bir cuntacı Kürt sorununu çözemez

Özgür Özel - X
Özgür Özel - X ©  Cleared
© Cleared
By Emre Basaran
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

CHP liderinin hedefinde Cumhurbaşkanı vardı. Özel, hükümetin 'Kürt sorununu çözemeyeceğini' belirtti.

REKLAM

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Çarşamba günü İstanbul'un Şişli ilçesinde düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı "selefilik hayalleriyle halefine darbe yapan bir cuntacı" olarak niteledi ve hükümetin Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ile yürüttüğü ve "Terörsüz Türkiye" olarak adlandırılan süreci eleştirdi.

"Selefi hayalleri olan, sandık yerine padişah gibi kalmak isteyen, halife olmak isteyen bir anlayış bunu yapamaz," diyen Özel, "Bunu demokratlar yapar" diye ekledi.

Selefilik, Sünni İslam'ın kapsamında değerlendirilen ve bilhassa El-Kaide ve Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) gibi militan grupların bağlı olduğu köktendinci bir anlayış.

"Kent uzlaşısı" sebebiyle görevinden alınan CHP'li belediye başkanlarına da değinen Özel, hükümet kanadının "kendilerine oy veren Kürt'leri 'makbul Kürt,' vermeyenleri ise 'terörist' olarak tanımladığını" belirtti.

"Bunlar Türkiye’de Kürt sorununu çözeceklermiş, Türkiye’ye barış getireceklermiş," diyen Özel, "Bu samimiyetsizlikle bu ikiyüzlülükle çözüm olur mu, sahtekârlar? Çözüm olur mu?" diye sordu.

"Terörsüz Türkiye" süreci, kamuoyu ve medyada "İmralı süreci" ve "ikinci çözüm süreci" olarak da adlandırılıyor.

Başsavcılığa göre kent uzlaşısı: 'Kürt nüfusunu batı illerinde özerklik benzeri bir sistemle yerel yönetimlere dahil etme'

Kent uzlaşısı aslında yeni duyulan bir kavram değil.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 'kent uzlaşısını' gerekçe göstererek başlattığı terör soruşturması kapsamında 11 Şubat Salı günü gözaltına alınan 10 belediye yetkilisi ise 13 Şubat Perşembe günü tutuklanmıştı.

Tutuklananlar arasında CHP'li Kartal ve Ataşehir belediye başkan yardımcıları C.Y ile L.G'nin yanı sıra Üsküdar Belediye Meclis Üyesi B.K, Sancaktepe Belediye Meclis Üyesi E.G., Fatih Belediye Meclis Üyesi G.A, Tuzla Belediye Meclis Üyesi H.Ö., Adalar Belediye Meclis Üyesi N.A., Şişli Belediye Meclis Üyesi S.G., Beyoğlu Belediye Meclis Üyesi T.Ş. bulunuyor.

Başsavcılık, bu terör soruşturması kapsamına ifade ettiği 'kent uzlaşısını' ise "Demokratik özerklik sisteminde bazı alanlarda uygulanacak bir formül" diye tanımlıyor:

Bu tanım, "kent uzlaşısı formülünün teorisinin de terör örgütü yönetimince yapıldığını" iddia ediyor.

Savcılığı göre kent uzlaşı formülü, "Doğu illerinde yerel yönetimlerin kazanılarak özerklik sisteminin kurulması, batı illerinde ise Kürt nüfusunu özerklik sistemine benzer bir sistemle yerel yönetimlere dahil edilmesi planlaması çerçevesinde" oluşturuldu ve adına da "Kent Uzlaşısı" denildi.

Savcılık bir ay önceki soruşturma açıklamasında, 'kent uzlaşısı formülü' ile "Batı il ve ilçelerindeki Kürtlerin, belediyeleri kazanamasalar da uzlaşılacak ve desteklenecek aday karşılığında, belediye meclislerinde belli sayılarda kota elde edilmesi sonucu belediye meclis kararlarında söz sahibi olmalarının, yerel yönetimlerde yer almalarının ve siyasi bir denge olmalarının amaçlandığı" ifade ediliyor.

Kent uzlaşısı DEM Parti'nin yerel seçim stratejisiydi

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), 2023 yılının Aralık ayında düzenlenen ve Mart 2024'te yapılan yerel seçimlere yönelik olarak kararların alındığı Parti Meclisi toplantısında "Kent Uzlaşısı" stratejisi açıklamıştı.

"Kent Uzlaşısı" stratejisi Parti Meclisi toplantısında alınan 10 karar maddesinden biriydi.

Parti Meclisi toplantısının ardından duyurulan bu strateji ile kayyum atanan belediyelerin geri alınacağını savunan DEM Parti, "Bunun yanı sıra daha önce yönetiminde bulunmadığımız birçok il, ilçe, belde belediyesinin seçimlerini kazanacak ve halkı yolsuzluktan, rant şebekelerinden ve kimliğimizi inkar edenlerden kurtaracağız. Bu hedefimize ulaşmak için parti adımızla çeşitli iş birlikleri ve güç birlikleri kurarak ilerleyeceğiz," diye belirtmişti.

Toplantıda sonucunda açıklanan bildirinin 5. maddesinde de "Türkiye’nin batısında ise kenti var eden, yaşatan sosyal ve siyasal dinamikleri geniş ölçekte kapsayan tüm kurum, kuruluş,  işçi, emekçi, ekolojist, kadın, gençlik, halklar ve inanç örgütleri, siyasi partiler, emek ve meslek örgütleri, demokrat ve vicdan sahibi yurttaşlar, tüm toplumsal taraflar ve siyasi aktörlerle görüşmek, müzakere etmek, birlikte yürümek, ortak mücadeleyi örecek Kent Uzlaşısı zeminini oluşturmayı öncelikli görev olarak görüyoruz," ifadeleri yer almıştı.

DEM Parti'de dönemin Seçim İşleri Komisyonu Eş Sözcüsü İlknur Birol, Ocak 2024'te JINNEWS'e verdiği röportajda, kent uzlaşısını "Birlikte yaşam ve yönetme modeli" olarak ifade etmişti.

Bu söyleşide İlknur Birol, seçimler aracılığıyla yöneticilerinin belirlenmesi faaliyetinin de kent uzlaşası fikrine göre gerçekleşmesi gerektiğini dile getirmişti.

Birol sözlerine şöyle devam etmişti:

“Bu seçim döneminde bu ana fikre dayanan bir yönetme topluluğu oluşturmak, toplumun en küçük birime birlikte katılabildiği, birlikte yönetme fikrinin bir kere daha güncellenebildiği bir bakış açısıyla yaklaşması, iktidardan ve ana akım muhalefetin yerel yönetim seçimlerine yaklaşımından ayırt edici bir yan olarak bu kavramı tartışmaya açtık. Ortaklaşa zeminle çıkan adaylıklar, hemen hemen bütün toplumsal kesimleri kapsayabilme kabiliyeti gösteren adaylıklar toplamı haline gelir. Bizim tartışmaya açmaya çalıştığımız şey budur.”

Kent uzlaşısının savunduğu ilkeleri de anlatan Birol, "Durduğumuz yer itibariyle toplumcu ve halkçı olmanın gereği olarak ırkçı, cinsiyetçi olunmayacak. Adalet hükmü de bu ilkeleri kapsayacak. Kentin bütün hücrelerine sirayet edecek. O mahallede siyasal ve sosyal dinamiklerin kendini içinde bulacağı, halkçı bir biçimde kendini görebileceği, birlikte müzakere edeceği ortaklaşabildiği uzlaşı zeminleri ile seçimlere gidelim dedik," sözlerini dile getirmişti.

CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı Özer'in tutuklanması ve CHP - DEM Parti iş birliği iddiası

Bu kent uzlaşısı stratejisinin "Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile DEM Parti arasında bir yerel seçim iş birliği olduğu iddia edilmişti.

Bu iddialar, CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in "terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından daha da derinleşmişti.

Özer'in, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) yöneticileriyle görüştüğü iddia edilmişti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'nun PKK/KCK'nın mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürüttüğü soruşturmada, Özer'in "iletişim dinlenmesi tedbiri sonucu elde edilen konuşma dökümleri, fiziki takip tutanakları, banka hesap hareketleri ve örgüt yöneticileriyle yoğun ve süreklilik arz edecek şekilde organik bağ kurarak üzerine atılı suçu işlediği" kaydedildi.

CHP, Esenyurt Belediye Başkanlığı seçimlerinde ilk olarak aday gösterdiği Ali Gökmen'in "sağlık sorunları nedeniyle" yarıştan çekildiğini, Gökmen yerine Ahmet Özer'in aday gösterildiğini açıklamıştı.

Şubat 2024' VOA Türkçe'ye konuşan bir DEM Parti yetkilisi, CHP’nin İstanbul’un bazı ilçelerindeki tercihlerinden rahatsız olduklarını dile getirmişti.

DEM Partili yetkili, “Özellikle Esenyurt ve Adalar’daki aday tercihlerini hem Sayın İmamoğlu’nun hem de bizlerin vurguladığı ‘kent uzlaşısı’ kavramı çerçevesinde değerlendirmek mümkün değil. Sayın Eş Başkanımız’ın yaptığı açıklamalara rağmen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı tercihi yapıldı. Ayrıca Tunç Soyer’den de bir rahatsızlığımız yoktu” demişti.

Türkiye'de çözüm süreci

Çözüm süreci, Türkiye'de 2013-2015 yılları arasında PKK ile Türk devleti arasında başlayan müzakereleri ifade ediyor. Bu süreç, Kürt sorununu barışçıl yollarla çözmek amacıyla başlatılmıştı.

Sürecin temel unsurları arasında, silah bırakma, demokratik reformlar ve Kürt kimliğine yönelik hakların genişletilmesi yer almaktaydı. PKK lideri Abdullah Öcalan, bu müzakerelerde kilit bir figür olarak rol almıştı. Ancak 2015'te çatışmaların yeniden başlamasıyla çözüm süreci fiilen sona ermişti. Bu dönem, Türkiye'deki siyasi dinamiklerde önemli değişimlere neden olmuştu.

28 Kasım 1978’de Diyarbakır’ın Lice ilçesinde kurulan PKK, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere, Fransa, Türkiye ve pek çok başka devlet tarafından terör örgütü kabul ediliyor.

PKK militanları, 40 yıla yakındır sürdürdükleri saldırılarda, resmi rakamlara göre 15.000’e yakın kişiyi öldürdü.

PKK lideri Öcalan, terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldığı 1999 yılından beri, Marmara Denizi’ndeki İmralı Cezaevi’nde bulunuyor.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

CHP, Filistin için Taksim'e yürüyecek

Gürsel Tekin'den 'CHP İstanbul İl Başkanı' ünvanıyla video mesaj: Hasan Babacan heyetten ayrıldı

CHP'nin Zeytinburnu eyleminde yurttaşlardan İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik'e destek