Gazze'ye insani yardım götürmeye çalıştıkları için geçen hafta İsrail tarafından gözaltına alınan bazı filo aktivistleri, İsrailli yetkililer tarafından kötü muameleye maruz kaldıklarını ifade etti. İsrail suçlamaları reddediyor.
İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg ve Barselona eski belediye başkanı Ada Colau, geçtiğimiz hafta Gazze'ye insani yardım götürme girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Pazartesi günü İsrail tarafından Yunanistan ve Slovakya'ya sınır dışı edilen 171 filo aktivisti arasında yer alıyor.
Aktivistler, İsrail donanmasının Gazze'ye sembolik miktarda yardım taşıyan 44 sivil tekneyi durdurmasının ardından geçen Çarşamba gecesi başlayan operasyonda İsrail tarafından gözaltına alındı.
Filonun amacı İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik uzun süredir devam eden ablukasını kırmak ve savaştan harap olmuş bölgeye önemli miktarda yardım götürmekti.
"Sınır dışı edilenler Yunanistan, İtalya, Fransa, İrlanda, İsveç, Polonya, Almanya, Bulgaristan, Litvanya, Avusturya, Lüksemburg, Finlandiya, Danimarka, Slovakya, İsviçre, Norveç, İngiltere, Sırbistan ve ABD vatandaşlarıdır" diye yazan İsrail Dışişleri Bakanlığı, serbest bırakılan aktivistlerin beyaz tişörtlü ve gri eşofmanlı fotoğraflarını da ekledi.
Hafta sonu İsrail tarafından Türkiye, İspanya ve İtalya'ya gönderilen çok sayıda aktivist serbest bırakılmıştı. Gazetecilere Thunberg ve diğer mahkumların maruz kaldığı ağır koşullar hakkında konuştular. Daha önce İsviçreli ve İspanyol aktivistler insanlık dışı koşullara maruz kaldıklarını söylemişlerdi.
Eski Barselona Belediye Başkanı Ada Colau, "Hukukun üstünlüğünün olmadığı maksimum güvenlikli bir cezaevinde tutulduk, hiçbir hakkımıza saygı göstermediler" dedi.
Filo katılımcılarını temsil eden avukat Lubna Tuma, geçen hafta gözaltına alınan 470 aktivistten 150'sinin halen İsrail'in Ktziot cezaevinde tutulduğunu ve 40'ının açlık grevinde olduğunu söyledi.
Pazartesi günü bir brifing sırasında "Bazıları yiyeceklerinin Gazze'deki insanlara gitmesini tercih ettiklerini belirtti" diyen Tuma, diğerlerinin de "tüm tutuklulara tıbbi tedavi sağlanana kadar" su içmeyi reddettiğini sözlerine ekledi.
Tuma, İsrailli yetkililerin aktivistlerin haklarını uluslararası sularda yakalanmalarından başlayarak defalarca ihlal ettiğini, İsrail'e nakledildiklerini ve daha sonra maksimum güvenlikli bir hapishaneye nakledildiklerini söyledi.
İsrailli yetkililer ise aktivistlerin haklarına saygı gösterildiğini söyleyerek suçlamaları reddetti.
İsrail Dışişleri Bakanlığı, söz konusu tek şiddetin bir aktivistin cezaevindeki bir kadın sağlık personelini ısırması olduğunu iddia ediyor.