Trump, cuma gecesi yaptığı açıklamada Çin'e yönelik gümrük vergilerini yüzde 100'e çıkardığını duyurdu. Bu, Çin ve ABD arasında son yılların en büyük gerilimi.
Dünya, ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Lideri Xi Jinping'in beklenen olası görüşmesine hazırlanırken, iki ülke arasındaki ticaret savaşı aniden alevlendi ve ipler kopma noktasına geldi.
Önceki günlerde ABD'li çip üreticileri Nvidia ve Qualcomm ile hukuki sorunlar yaşayan Çin hükümeti, perşembe günü nadir toprak elementlerinin ihracat kurallarını sıkılaştırarak ABD'yi kızdırdı.
Buna misilleme olarak Trump, cuma gecesi yaptığı açıklamada Çin'e yönelik gümrük vergilerini yüzde 100'e çıkardığını duyurdu, ayrıca teknoloji ticaretine de sıkı önlemler getirdi.
Bu durum, iki ülke arasında süregelen teknoloji ve ticaret savaşının 2019'dan bu yana en şiddetli noktasına ulaştığı yorumlarını beraberinde getiriyor.
ABD, Çin'i nadir toprak elementlerini "silah" olarak kullanmakla suçlarken, Çin ise ABD'yi teknoloji tarafında aynı tutumu benimsemekle itham ediyor.
İki ülke arasında iplerin gerilmesiyle sadece birkaç saat içinde borsa ciddi sarsıntılar geçirmeye başladı. ABD’nin S&P 500 endeksi yüzde 2’den fazla değer kaybederek nisan ayından bu yana en sert düşüşünü yaşadı. Yatırımcılar güvenli liman olarak altın ve ABD tahvillerine yönelirken, dolar değer kaybetti.
Ayrıca kripto para piyasasının toplam değeri de yaklaşık 4,25 trilyon dolardan 4,05 trilyon dolara düştü. Bitcoin, 122 bin dolardan (yüzde 10 düşerek) 107 bin dolara geriledi. Ethereum, XRP ve BNB ise yüzde 15'ten fazla değer kaybetti.
Peki tüm bu sarsıntıya neden olan nadir toprak elementleri nedir ve neden bu kadar önemliler?
Çin tam olarak ne yaptı?
Çin Ticaret Bakanlığı, perşembe günü daha önceki ihracat kontrollerini yeni kısıtlamalar ekleyerek genişletti. Buna göre herhangi bir şirket, değerinin yüzde 0,1'inden fazlası nadir toprak elementlerinden gelen belirli ürünleri ihraç etmek için Çin'den izin almak zorunda kalacak.
Bakanlık ayrıca ihracatı kısıtlanan nadir toprak elementlerinin listesini genişletti ve yabancı ordular tarafından kullanılmalarını yasakladı.
Yeni kurallar özellikle de ağır ve orta yoğunluklu nadir toprak elementleri (örneğin samarium, terbiyum, disprosiyum, gadolinyum, lutetiyum, skandiyum, itriyum gibi) ihracatını kapsıyor.
Tüm bunlar, Pekin'in Washington'ın koyduğu teknoloji, gümrük ve genel olarak ticaret kısıtlamalarına karşı mücadele kampanyasının bir parçası.
Nadir toprak elementleri neler?
Nadir toprak elementleri, kimyasal açıdan birbirine benzeyen ve birçok yüksek teknoloji ürününün üretiminde hayati önem taşıyan 17 elementin oluşturduğu bir cevher grubu.
Bunlar genellikle makinelerde, elektrikli araçlarda ve savaş uçaklarında kullanılan "kritik" mineraller olarak kabul ediliyor. Metalik yapılı ve genellikle manyetik, fosforesan (ışık saçan) veya katalitik özellikleriyle öne çıkıyor. Tek tek çok benzer kimyasal özellikler gösterdiklerinden ayrıştırılmaları zor.
Çoğu zaman oksit veya mineral karışımları içinde (örneğin bastnäsit, monazit mineralleri) bulunuyorlar.
Elementlerin tamamı şu şekilde: Lantan, Seryum, Praseodim, Neodim, Prometyum, Samaryum, Avrupa, Gadolinyum, Terbiyum, Disprosiyum, Holmyum, Erbiyum, Tulyum, İterbiyum, Lütesyum, İtriyum ve Skandiyum.
Gulf News'w göre söz konusu elementler, aslında “nadir” oldukları için değil, doğada dağınık halde bulundukları ve işlenmeleri zor olduğu için bu ismi alıyor. Yoksa yerkabuğunda son derece yaygın olabilirler.
F-35'lerden tıbbi uygulamalara, nerede kullanılır?
Nadir toprak elementlerinin kullanıldığı başlıca alan ise yüksek teknoloji ürünleri.
Örneğin akıllı telefonlar, tabletler, dizüstü bilgisayarlar ve ekranlarda neodim, terbiyum ve itriyum kullanılıyor. Ekran renkleri söz konusu olduğunda europiyum kırmızı, terbiyum yeşil, itriyum beyaz renk veriyor.
Bunun yanı sıra rüzgar türbinlerinin jeneratörlerinde ve elektrikli araç motorlarında güçlü neodim-demir-bor mıknatıslar yer alıyor. Çok küçük boyutlardaki bu mıknatıslar yüksek enerji üretimi sağlayabiliyor.
Savunma ve uzay sanayinde ise jet motorları, radar sistemleri, lazer hedefleyiciler, gece görüş dürbünleri ve füze yönlendirme sistemleri için samaryum, disprosiyum ve gadolinyum kritik öneme sahip. ABD ve NATO ülkeleri bu nedenle söz konusu elementlerde Çin'e bağımlılığı stratejik bir risk olarak görüyor.
Özellikle de atom numarası 66 olan disprozyum, en kritik nadir toprak elementlerinden biri. Wall Street Journal'da yayınlanan bir makale bu elementin önemini şöyle açıklıyor:
"Teknoloji endüstrisi bir fırın olsaydı, disprozyum kabartma tozu olurdu: Az miktarda kullanılır, ancak elektrikli otomobil motorları, rüzgar türbinleri, askeri sistemler ve bilgisayar çipli makineler için olmazsa olmazdır."
Sağlık ve tıp teknolojileri söz konusu olduğunda MRI cihazları, X-ışını fosforları, kanser tedavisi için kontrast araçları gibi alanlarda gadolinyum ve itriyum kullanılıyor.
Elementlerin önemli olduğu bir diğer alan da petrol rafinasyonu ve kimya sanayi. Seryum oksit, araç egzozlarında ve katalitik konvertörlerde kullanılıyor ve zararlı gazların parçalanmasında işe yarıyor.
Ayrıca lanta ve seryum da cam parlatmada, camların morötesi ışınlara dayanıklı hale getirilmesinde rol oynuyor.
'Tüm dünya ekonomisi Çin'e bağımlı'
Dünyadaki nadir toprak elementleri madenciliğinin yaklaşık yüzde 70’i Çin'de yapılıyor. 2023 verilerine göre elementleri işleme kapasitesinin yüzde 87'si de Çin'de.
Berlin merkezli Sinolytics araştırma kuruluşunun yönetici ortağı ve Çin ekonomisi ve sanayi politikalarına odaklanan Jost Wübbeke, DW'ye verdiği röportajda, "Tüm dünya ekonomisi Çin'den gelen bu mıknatıslara bağımlı," dedi.
"Bunları ihraç etmeyi bırakırsanız, bunun etkisi tüm dünyada hissedilecektir."
Öte yandan nadir toprak elementi kıtlığından etkilenen tek ekonomi ABD değil. Avrupa Birliği de otomotiv parçaları, savaş uçakları ve tıbbi görüntüleme cihazları için gerken nadir toprak elementi mıknatıslarının yüzde 98'ini Çin'den temin ediyor.
En önemli nadir toprak yatakları Çin'de yer alıyor (özellikle Bayan Obo yatağı). Ancak Çin'in bu alandaki hakimiyeti yalnızca geniş ve yüksek tenörlü (bir cevherin içinde bulunan değerli maddenin oranının yüksek olması) yataklarından kaynaklanmıyor. Ülke aynı zamanda, kapsamlı işleme altyapısı ve düşük üretim maliyetleri sayesinde bu hakimiyeti kurdu.
Nitekim diğer bazı ülkeler de büyük rezervlere sahip, ancak bu elementlerin ayrıştırılması ve rafine edilmesinin zorluğu nedeniyle bu alanda geride kaldılar.
Çin ise küresel tedarik zincirleri üzerinde erkenden kontrol sağlayarak, önde gelen üretici ve ihracatçı konuma geldi. Yani Çin'in hâkimiyeti; kaynakların bol olması, yerleşik bir altyapının kurulması ve maliyetlerin de düşük olmasından kaynaklanıyor.
ABD'de stoklar tükeniyor
Çin'deki Amerikan Ticaret Odası tarafından mayıs ayında yapılan bir anket, ABD firmalarının yüzde 75'inin nadir toprak elementi stoklarının birkaç ay içinde tükeneceğini ortaya koymuştu.
ABD'li üreticiler, Washington'ı kısıtlamaların sona ermesi için müzakere etmeye çağırmıştı.
Haziran ayında Londra'da yapılan ticaret görüşmeleri sırasında Çin, ihracat lisansı onaylarını hızlandırmayı kabul etmişti, ancak bu onaylar gecikti. Çin'in son ihracat kısıtlamaları da tam tersi bir tabloya işaret ediyor.
Çin Ticaret Bakanlığı, son kurallar çerçevesinde nadir toprak elementlerinden mıknatıs yapımında kullanılan teknolojinin bile ancak hükümetin izniyle ihraç edilebileceğini duyurdu.
Çinli firmaların, hükümetin izni olmadan nadir toprak elementleri konusunda yabancı şirketlerle çalışması da yasak.
Son duyuruda ayrıca, hangi teknolojilerin ve süreçlerin kısıtlandığı da açıklığa kavuşturuldu. Bunlara madencilik, eritme ve ayırma, manyetik malzeme imalatı ve diğer kaynaklardan elde edilen nadir toprak elementlerinin geri dönüşümü dahil. Kısıtlamalar uyarınca üretim ekipmanlarının montajı, hata ayıklaması, bakımı, onarımı ve yükseltilmesi hizmetinin de izinsiz olarak ihraç edilmesi yasak.
DW'ye göre bu durum, nadir toprak madenciliğinin kritik olduğu bir endüstriye sahip olan, ancak bu elementleri işlemekte yetersiz kalan ABD'yi kötü etkileyecek.
Çin'e rakip olabilecek ülkeler hangileri?
ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu'na göre, Çin'in 44 milyon tonluk nadir toprak yataklarından sonra, Brezilya, Hindistan ve Avustralya toplamda yaklaşık 31,3 milyon tonla en büyük yataklara sahip. Kazakistan'da ise yakın zamanda yaklaşık 20 milyon ton nadir toprak yatağı keşfedildi.
ABD ve Avustralya, kendi nadir element madenciliği ve işleme üretimlerini artırmada en ileri seviyede. Ancak diğer ülkelerin planları henüz erken veya orta aşamada.
Yani nadir toprak elementleri yatakları Çin dışında da mevcut, ancak Çin'in madencilik ve işleme altyapısına eş değer hale getirilmesi yıllar sürebilir.
Örneğin Econofact'a göre, ABD 2024'te yaklaşık 45 bin ton nadir toprak cevheri çıkararak ikinci en büyük üretici oldu, ancak yine de Çin'in hâkimiyetinin çok gerisinde kaldı. Yine Econofact'a göre, ABD'de yeni madenlere izin verilmesi için gereken ortalama süre yaklaşık 29 yıl.
Grönland ve Ukrayna krizinin de nedeni
Nadir toprak elementlerinin bir diğer önemli kaynağı da Grönland.
Bu yüzden ABD yakın zamanda Grönland'ı kendine bağlamak için baskı yaparak diplomatik krize neden olmuştu.
ABD ayrıca Ukrayna ile de maden anlaşması yapmış ve söz konusu anlaşma, Ukrayna'nın egemenliğini zedeleyebileceği gerekçesiyle geniş çapta eleştirilmişti. Son olarak Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, anlaşmanın Ukrayna'nın egemenliğine saygılı olacağı konusunda halka söz vermişti.
Yakın geçmişteki bu diplomatik krizler, nadir toprak elementi yataklarının küresel siyasete yön verecek kadar değerli olduğunu kanıtlar nitelikteydi.
Eskişehir'de maden bulunmuştu: Türkiye'nin konumu ne?
Türkiye de son yıllarda Batı Anadolu'da nadir toprak rezervlerini gün yüzüne çıkardı. 2022'de Eskişehir Beylikova'da 694 milyon tonluk nadir toprak elementleri rezervi keşfedilmişti.
Üstelik bunlardan bazıları yüksek tenörlü madenler. Örneğin Kızılcaören (Eskişehir) bölgesindeki karbonatit-alkalik magmatik / hafif nadir toprak elementlerinin dünya standartlarında, yüksek tenörlü bir örnek olduğu ifade ediliyor.
694 milyon tonluk rezerv konusunda ise net bir yüzdelik değer açıklaması yapılmadı.
Öte yandan Bloomberg'in 6 Ekim 2025 tarihli haberinde Türkiye'nin Batı Anadolu'daki nadir toprak rezervlerini geliştirmek için ABD ile görüşmelerde bulunduğu öne sürülüyor. İsimleri açıklanmayan kaynaklara dayandırılan haberde, Beylikova'daki büyük rezerv keşfinin seryum, praseodim ve neodim içerdiği ama kalitesinin şu aşamada belirsiz olduğu yazıldı.
Türkiye daha önce Çin ve Rusya ile de görüşmeler yürütmüş, ancak herhangi anlaşmaya varılamamıştı. Türkiye ve Çin, Ekim 2024'te aynı proje için bir mutabakat zaptı imzalamıştı, ancak Pekin'in malzemelerin Çin'e taşınması ve rafine edilmesi konusunda ısrarcı olması ve teknoloji transferini reddetmesi üzerine görüşmeler yavaşlamıştı.
Son haberler ise Türkiye'nin yeniden NATO müttefiki ABD'ye yöneldiği yorumlarını beraberinde getirdi.