Mecliste kabul edilen 11. Yargı Paketi'nin 27. Maddesi'ndeki af düzenlemesinde, deprem suçlarının yanı sıra terör ve örgütlü suçlar ile kadına ve çocuğa yönelik kasten öldürme, cinsel saldırı ve çocuğun cinsel istismarı kapsam dışı bırakıldı.
Kamuoyunda "11. Yargı Paketi" olarak bilinen ve yargı sisteminde köklü değişiklikler öngören kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kabul edildi.
38 maddelik teklifin en çok konuşulan maddesi olan 27'nci maddedeki af düzenlemesinde, deprem kaynaklı meydana gelen öldürme suçları kapsam dışı tutuldu. Buna göre, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen 11 Yargı Paketi'nin 27. Maddesi'nde yapılan değişiklikle, “Covid-19 affı” olarak anılan uygulamanın deprem suçluları açısından doğurduğu tahliye olasılığı ortadan kalkacak. "Deprem nedeniyle bina veya diğer yapıların yıkılması, çökmesi ya da hasar alması sonucu meydana gelen öldürme suçlarından hüküm giyenler" denetimli serbestlikle erken tahliye hükümlerinden yararlanamayacak.
Deprem suçlarının yanı sıra terör, örgütlü suçlar, aile içi cinayet, cinsel saldırı ve çocuk istismarı da Komisyon görüşmelerinde kapsam dışı bırakılmıştı.
Öte yandan, trafikte yol kesmek, bir aracı durdurmak veya engelleyene verilecek 3 yıl kadar hapis cezası maddesine verilen önerge kabul edildi. Yürüyüş ve gösteri yapanlar ise kapsam dışı tutuldu.
Deprem suçlularının cezalarının infazında kademeli olarak erken tahliye ve denetimli serbestlik ihtimali, yargı paketindeki "Covid-19 affı" olarak adlandırılan düzenleme kapsamında gündeme geldi.
2020’de Covid-19 pandemisi nedeniyle cezaevlerindeki yoğunluğu ve bulaş riskini azaltmak için hükümlülere Covid-19 izni (açık cezaevinden eve gönderilme) verilmeye başlanmıştı. Bu izin 2020 Haziran’dan 2023 Temmuz’a kadar her iki ayda bir uzatıldı. 2023 Temmuz’da çıkan torba yasayla (10'uncu Yargı Paketi) bu izin kalıcı hale getirildi ve büyük bir tahliye dalgası yaşandı. Bu düzenlemeyle yaklaşık 110 bin mahpus tahliye oldu veya açık/denetimli serbestliğe geçti.
Düzenlemenin kamuoyuna yansıması ile birlikte, 6 Şubat depremlerinde yakınlarını kaybeden aileler, deprem sanıklarının da istisna tutulması talebiyle TBMM önünde nöbet başlattı.
Adalet Peşinde Aileleri Platformu öncülüğünde toplanan aileler, hem iktidar hem de muhalefet partilerinin grup yöneticileriyle görüşerek, depremle bağlantılı suçların af kapsamı dışında tutulması yönündeki taleplerini iletti.
Tepkiler üzerine Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), 11. Yargı Paketi kapsamında, depremle bağlantılı suçların af düzenlemeleri dışında bırakılması için ortak bir adım atma kararı aldı.
Platformun temas kurduğu AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, dün MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından açıklama yapan Güler, depremzede aileleri incitecek bir düzenlemenin kabul edilemez olduğunu belirterek, deprem suçlarından yargılananların “'Covid-19 affı” kapsamına alınmaması için çalışma başlattıklarını duyurdu.
Aileler geçtiğimiz cumartesi günü TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel ile görüşmüş ve taleplerini dile getirmişti.
Aileler bu haftanın başlarında da Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup toplantısına katıldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel burada yaptığı konuşmada, deprem suçlularının 'COVID affı' düzenlemesinden yararlanmaması için partili milletvekillerinin çabalayacağını vurgulayarak, "6 Şubat gecesi ve devamında enkaz altından sesini duyuramayanların yakınları buradan 'Sesimizi duyan var mı?' diye bağırıyorlar," ifadelerini kullandı. CHP'nin deprem suçlularının bu düzenlemeden yararlanmaması için "elinden geleni" yapacağı sözünü de verdi.
AK Parti kaynaklarından daha önce yapılan açıklamalarda, deprem suçlarının "taksirle öldürme" kapsamına girdiği belirtilerek, bu tür suçların kapsamının çok geniş olduğu ifade edilmişti.
Komisyon, özellikle avukatlık mesleğinin disiplin süreçlerini yeniden tanımlayan, dolandırıcılık suçlarında görevli mahkemeyi değiştiren ve akıl hastalarına yönelik güvenlik tedbirlerini sıkılaştıran düzenlemeleri içeren ilk 15 maddeyi aralık ayında kabul etmişti.
Kabul edilen maddelerle birlikte, hangi eylemin hangi disiplin cezasını gerektirdiği tek tek kanun metnine işlendi. Böylece baro disiplin kurullarının keyfi yorumlarının önüne geçilmesi ve avukatlar için hukuki belirliliğin sağlanması hedefleniyor.