Yeni bir araştırmaya göre, ABD ve Çin'e yapılan ihracattaki eş zamanlı kayıplar, Avrupa'nın en büyük ekonomisindeki derin yapısal zayıflıkları ortaya koyuyor.
Almanya, ihracat sorunlarını genellikle tek tek pazarlar üzerinden yönetmeye alışkındı. 2025’te ise bu imkanı bulamadı.
Ticaret verilerine göre, ABD’ye yapılan sevkiyatlar sert biçimde düşerken Çin’e ihracat da aynı anda zayıfladı.
Bu tablo, ihracata dayalı Alman ekonomik modelini aynı anda iki cepheden baskı altına aldı. Almanya’yı Çin ile ticarette yaklaşık 90 milyar euroluk rekor bir açığa sürüklerken, ülkenin küresel ticaretteki kırılganlığını da gözler önüne serdi.
Alman Ekonomi Enstitüsü'nün (IW), Federal Dışişleri Bakanlığı tarafından finanse edilen yeni çalışmasında, “ABD Başkanı Trump’ın gümrük vergisi politikası nedeniyle yakın transatlantik ticaret ilişkisi ciddi bir baskı altında,” ifadelerine yer verildi.
Raporda, “Bu durum, 2025’in ilk üç çeyreğinde Alman sanayisinin ihracat performansına halihazırda yansımış durumda,” denildi.
Araştırmaya göre, Almanya’nın ABD’ye ihracatı 2025’in ilk üç çeyreğinde, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 7,8 düştü. Bu, 2016 – 2024 döneminde kaydedilen yıllık ortalama yaklaşık yüzde 5’lik büyümeden keskin bir dönüş anlamına geliyor.
Otomotiv sektörü ağır darbe aldı
Kayıp, Almanya’nın ihracatının bel kemiğini oluşturan sanayi sektörlerinde yoğunlaştı.
Çalışmaya göre, Almanya’nın ABD’ye ihracatında en büyük paya sahip olan motorlu taşıtlar ve parçaları, makine ve kimya ürünleri ağır darbeyi aldı. Bu üç sektör, ABD’ye yapılan Alman ihracatının beşte ikisinden fazlasını oluşturuyor.
Bu üç sektör tek başına, Almanya’nın ABD’ye ihracatını bir önceki yıla kıyasla 5,2 yüzde puandan fazla aşağı çekti. Bu da toplam düşüşün üçte ikisinden fazlasına karşılık geliyor.
ABD’ye ihracattaki çöküş, büyük ölçüde ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve dönüşünün ardından başlattığı yeni gümrük vergisi hamlesinden kaynaklandı.
Alman otomotiv ihracatı yüzde 14 azalırken, çelik, alüminyum ve ilgili ürünlere yüzde 50’ye varan gümrük vergilerinin getirilmesiyle makine ihracatı yüzde 9,5'lik gerileme yaşadı.
Raporda, ABD’nin vergilerin yakın zamanda önceki seviyelerine dönmesinin pek olası olmadığı uyarısı yapılarak, 2025’in üçüncü çeyreğindeki ihracat performansının ABD ile Alman ticareti için “yeni normal”i yansıtıyor olabileceği belirtildi.
Yılın ilk üç çeyreğinde Almanya’nın toplam ihracatı nominal olarak hafif artış göstermiş olsa da çalışma bunun endişe verici bir rekabet gücü kaybını maskelediğini vurguluyor. Kilit sektörlerde ihracat hacimleri birkaç yıl geriye gitmiş durumda.
Önemli sanayilerde Almanya’nın ABD’ye ihracatı, 2022 hatta 2019’un başlarındaki seviyelere geriledi.
IW’de kıdemli ekonomist Dr. Samina Sultan tarafından kaleme alınan rapor, Almanya’nın artık geleneksel ihracat pazarlarında bir toparlanmaya güvenemeyeceği sonucuna varıyor. Bunun yerine, "acil çeşitlendirme ve Avrupa içinde daha derin entegrasyon" çağrısı yapılıyor.
Çalışmada, Almanya’nın alternatif ihracat pazarlarını genişletmeye daha güçlü biçimde yatırım yapması, AB tek pazarındaki kalan engelleri kaldırması ve üçüncü ülkelerle serbest ticaret anlaşmalarını hızlandırması gerektiği savunuluyor.
Aynı zamanda Almanya, Çin kaynaklı ikinci ve daha yapısal bir şokla da karşı karşıya.
ABD’deki düşüş doğrudan ticaret politikalarına bağlıyken, Çin’e ihracattaki yavaşlama küresel ekonomideki daha derin değişimleri ve Çin’in kendi sanayi kapasitesindeki dönüşümü yansıtıyor.
Almanya’nın Çin’den ithalatı artmaya devam ederken, ters yöndeki ihracat daralıyor ve bu da ticaret açığını tarihi zirvelere yaklaştırıyor.
Çin’in, 2010’dan bu yana ilk kez Almanya’nın en büyük beş ihracat pazarı arasından çıkması bekleniyor.
Almanya Ticaret ve Yatırım Ajansı (Germany Trade & Invest – GTAI) verilerine göre, ihracatın bu yıl yaklaşık yüzde 10 düşerek 81 milyar euro civarına gerilemesi öngörülüyor.
Bu düşüş, Çin’i Alman malları için en önemli pazarlar arasında ancak yedinci sıraya yerleştirecek. Bu da 10 yılı aşkın süredir Almanya’nın ihracat manzarasına damga vuran bir pazar için çarpıcı bir tersine dönüş anlamına geliyor.
ABD’ye ihracattaki gerileme büyük ölçüde Başkan Donald Trump’ın gümrük vergisi politikalarıyla bağlantılıyken, Çin ile ticaretteki zayıflama daha derin, yapısal kaymalara işaret ediyor.
Özellikle otomotiv ve makine mühendisliği sektörlerinde Çinli üreticiler, Alman rakipleriyle aralarındaki teknolojik farkı hızla kapattı ve bazı segmentlerde giderek aynı seviyede rekabet eder hale geldi.
Pekin yönetimi daha fazla yerli üretimi teşvik ederken, Alman ihracatçılar bir zamanlar en önemli büyüme pazarları olan Çin’de pazar paylarını korumakta giderek daha fazla zorlanıyor.