NewsletterHaber BülteniEventsEtkinliklerPodcasts
Loader
Bize Ulaşın
REKLAM

Azerbaycan Dağlık Karabağ'ı 'yeşil Silikon Vadisi' haline getirmek istiyor

Ermenistan'da Sovyet döneminden kalma bir su pompası.
Ermenistan'da Sovyet döneminden kalma bir su pompası. © Zuza Nazaruk
© Zuza Nazaruk
By Zuza Nazaruk
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Bu haberin orjinalinin yayınlandığı dil İngilizce

Bir uzman, hidroelektrik santrallerinin 'genellikle ulus inşası ve ulusal kimlikle çok yakından ilişkili olduğunu' belirtiyor.

REKLAM

Avrupa'nın güneydoğu ucunda bir petrol devleti olan Azerbaycan, bu yıl COP29'a ev sahipliği yapacak. Bu durum, ezeli rakibi Ermenistan ile onlarca yıl süren savaşın ardından bir barış süreci başlatmak üzere varılan anlaşmanın ardından geldi.

Birleşmiş Milletler (BM) iklim konferansına ev sahipliği yapmak, ülkenin üzerinde yeni bir inceleme düzeyi ve daha önce en önemli ulusal hedef olarak ilan ettiği yeşil enerji dönüşümünü hızlandırması için baskı oluşturuyor.

Bu çabaların büyük bir kısmı, Ermenistan ve Azerbaycan'ın onlarca yıl süren ve her iki tarafta da binlerce can kaybına ve yerinden edilmelere yol açan kanlı bir savaşa sahne olan Dağlık Karabağ bölgesine odaklanıyor.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev 2021 yılında Dağlık Karabağ'ı "yeşil enerji bölgesi" olarak ilan etti ve ağırlıklı olarak hidroelektrik olmak üzere rüzgar ve güneş enerjisi santrallerine yatırım yapılacağını duyurdu.

Dağlık Karabağ'da Ermenistan'la girdiği savaşı kazanmasının ardından Azerbaycan, yeniden yapılanma çabaları kapsamında yeni hidroelektrik santralleri açtı.

Bugün itibariyle bölgede dört yeni santral inşa edilmiş durumda ve 10'dan fazla saha da savaş sırasında gördükleri hasarın ardından yeniden inşa edildi. Bölgede toplamda çeşitli büyüklüklerde yaklaşık 40 yeni hidroelektrik santrali planlanıyor.

Dağlık Karabağ'ın 'Yeşil Silikon Vadisi' olması planlanıyor

2021 ve 2023 yılları arasında Azerbaycan, Dağlık Karabağ'daki yaklaşık bir milyon Azerinin yeniden yerleşimi için altyapı sağlayan bir programa 2,3 milyar doların (2,1 milyar euro) üzerinde kaynak tahsis etti.

2022 yılında fonların en az yüzde üçü, bölgedeki hidroelektrik enerjinin geliştirilmesi için devlete ait elektrik üreticisi Azerenergy'ye gitti.

Geçtiğimiz eylül ayında yakın zamanda tartışmalara sahne olan Doğu Zangazur bölgesinde konuşan Aliyev, hidroelektrik potansiyelinin 2024 yılı sonuna kadar 270 megawatt'a ulaşacağını ve "yeşil gündemimizi önemli ölçüde destekleyeceğini" ifade etti.

Aliyev, "Doğu Zangazur ve Karabağ bölgesi toplamda 10.000 megavatlık yeşil enerji potansiyeline sahip - hidroelektrik, güneş ve rüzgar," diye ekledi.

Azerbaycan'ın hidroelektrik santralleri geliştirmedeki en önemli yabancı ortağı Japon Tokyo Electric Power Services şirketi. İngiliz fosil yakıt devi BP ve Suudi özel enerji tedarikçisi ACWA Power da Dağlık Karabağ'da güneş ve rüzgar enerjisi geliştirme konusunda Azeri hükümeti ile işbirliği yapıyor. İsviçreli sa_partners şirketi iseyeşil kentsel gelişim için master planlar geliştirdi.

Azerbaycan Devlet Ekonomi Üniversitesi'nden siyaset bilimci Nargiz Hajiyeva, "Karabağ yeni Silikon Vadisi olacak," diyor. "Ama yeşil bir şekilde."

En büyük odak noktası, dağlık bölgedeki iyi koşullar ve orada zaten birçok enerji santralinin bulunması nedeniyle hidroelektrik.

2020 saldırısından önce Dağlık Karabağ kendi kendine yetiyordu, hatta işleyen 36 hidroelektrik santrali sayesinde Ermenistan'a net elektrik ihracatçısı konumundaydı.

'Güçlü bir siyasi mesaj'

Ermenistan Amerikan Üniversitesi'nde su uzmanı olan Garabet Kazanjian'a göre, hidroelektrik santralleri inşa etmek "[Karabağ Ermenilerinin] o topraklarda kalma konusunda ciddi olduklarını gösteren bir ifadeydi. Bu santraller ucuz değil, doğru bir yatırım."

REKLAM

"Şimdi, Azerbaycan harekete geçmekte ve kendi projelerini başlatmakta son derece hızlı davrandı. Aliyev 2020'deki ateşkesten üç ay sonra orada bir hidroelektrik santrali açtı. Bu elbette ihtiyaçtan kaynaklanıyor ama aynı zamanda güç ve zafer göstergesi anlamında da çok güçlü bir siyasi mesaj."

Azerbaycan COP29'a nasıl hazırlanıyor?

Geçen yıl COP28'e ev sahipliği yapan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi Azerbaycan da kasım ayındaki zirve öncesinde imajını "yeşillendirmekle" meşgul.

Ülke, 2024 yılını 'Yeşil Dünya için Dayanışma Yılı' ilan etti. Yenilenebilir enerji kaynaklarının payını ilk olarak 2030 yılına kadar toplam enerji karışımının yüzde 30'una çıkarmak isteyen Azerbaycan, nihayetinde yeşil enerji ihracatçısı olmayı hedefliyor.

Dağlık Karabağ'daki gelişmeler hem yeşil gündemi ilerletmeye hem de bölgenin uluslararası arenadaki statüsünü meşrulaştırmaya hizmet ediyor.

REKLAM

Nisan 2024'te Bakü, Dağlık Karabağ'ı Ermenistan'a bağlayan kara koridoru olarak adlandırılan Laçin'de 'COP29 ve Azerbaycan için Yeşil Vizyon' başlıklı bir konferansa ev sahipliği yaptı.

Laçin, 2020 Azeri saldırısının ardından Azerbaycan ve Ermenistan arasında tartışmalı bölgede yaşayan Ermenilere erzak erişimi konusunda uluslararası bir anlaşmazlığa sahne oldu. 2023 yılında BM de dahil olmak üzere uluslararası örgütler "Azeri ablukası" olarak nitelendirdikleri bu durumu kınadı.

Hidroproblemler

Hollanda'daki IHE Delft Su Eğitimi Enstitüsü'nde su yönetimi ve diplomasi alanında doçent olan Jenniver Sehring, hidroelektrik santrallerinin "genellikle ulus inşası ve ulusal kimlikle çok yakından ilişkili olduğunu" belirtiyor.

"Bu modern bir şey - hükümetin kalkınma için bir şeyler yaptığını gösterebileceği devasa bir altyapı."

REKLAM

Ancak uygun değerlendirmeler yapılmadan hidroelektrik enerji santralleri kurmak dağ ekosistemlerine zarar verebiliyor.

Dağlık Karabağ sakini Alexander Kananyan, 2020 yılının başında bölgede yeni hidroelektrik santrallerinin geliştirilmesini protesto etmek için açlık grevine başladı. Kananyan, ana nehirlerin ve kollarının "tamamen yok edildiğini" savunuyor.

O dönemde tanınmayan Karabağ Ermeni yönetimi yeni santrallerin yapımını durdurmuş ve santrallerin çevresel etkilerini belirlemek üzere bir komisyon kurmuştu. Dağlık Karabağ Savaşı, bu projenin durdurulmasına yol açtı.

Mevcut hidroelektrik patlaması, çevresel risklerin uygun şekilde değerlendirilip değerlendirilmediği sorusunu yeniden gündeme getiriyor.

REKLAM

Sivil Toplum Kuruluşları Çatışma ve Çevre Gözlemevi (CEOBS), Dağlık Karabağ'daki Azeri gelişmelerinin hızının çevre üzerinde olumsuz etkileri olabileceği konusunda uyarıda bulundu.

2021 yılında CEOBS tarafından yapılan bir araştırma, otoyol inşaatı için ormansızlaştırma konusuna odaklanmıştı ancak raporun yazarlarından biri olan Eoghan Darbyshire hidroelektrik santrallerinin de çok hızlı ilerliyor olabileceğini söylüyor.

"Çevresel etki değerlendirmelerinin yapıldığına dair hiçbir kanıt bulamadık," diyen Darbyshire, şunları da sözlerine ekledi: "Hidroelektrik santralleri söz konusu olduğunda, bu durum özellikle uzun vadeli su temini ve biyoçeşitlilik açısından riskli olabilir."

AB, Azerbaycan ile enerji bağlarını güçlendiriyor

Bakü'nün yenilenebilir enerjiyi artırma planları Avrupa Birliği'nin (AB) enerji ihtiyaçları da göz önünde bulundurularak yapılıyor.

REKLAM

Rusya'nın Ukrayna'yı geniş çaplı işgalinin ardından AB, enerji bağlarını güçlendirmek amacıyla Temmuz 2022'de Azerbaycan ile bir Mutabakat Zaptı imzaladı.

Azeri fosil gazının ithalatı istikrarlı bir şekilde artıyor. Şu anda Azerbaycan, AB'nin enerji ithalatının yüzde 4,3'ünü karşılıyor. AB, Azeri gazını "istikrarlı ve güvenilir" olarak nitelendiriyor ve 2027 yılına kadar ithalatın iki katına çıkması bekleniyor.

Mutabakat zaptında ayrıca Azeri yenilenebilir enerji kapasitesinin arttırılarak, AB'ye aktarılması hedefinden de bahsediliyor.

Öte yandan Avrupa Parlamentosu (AP), Azerbaycan'a enerji yaptırımları uygulanması ve Mutabakat Zaptı'nın askıya alınması çağrısında bulundu.

REKLAM

Şubat 2024 tarihli bir kararda AP, "Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'a yönelik önceden planlanmış askeri saldırısı da dahil olmak üzere saldırganlık politikalarını" ve "Laçin koridorunun ablukaya alınması yoluyla Dağlık Karabağ'da yaşayan Ermenilerin organize bir şekilde aç bırakılması ve tecrit edilmesini" kınadı.

Buna karşılık olarak Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü de, "Avrupa Parlamentosu'nun Azerbaycan aleyhine aldığı tek taraflı ve önyargılı karar ve önergelerin AP için uzun zamandır olağan bir iş haline geldiğini" belirtti.

"Avrupa Parlamentosu'nda Ermenistan ve Ermeni Lobisi'nden etkilenen bazı grupların desteklediği bu tür kararlar, Azerbaycan'a karşı yürütülen ve her gerçeğin çarpıtıldığı karalama kampanyasının ayrılmaz bir parçasıdır."

"Azerbaycan'a karşı yaptırım uygulanması çağrıları, Azerbaycan-AB ilişkilerini zorlaştırmaktan başka bir işe yaramıyor."

REKLAM

COP29 ve diplomasi

COP'a ev sahipliği yapmak Ermenistan-Azerbaycan ilişkilerinde önemli bir diplomatik araç oldu.

Ermenistan, anlaşmazlığın çözümünün bir parçası olarak Azeri tarafının COP29'a ev sahipliği yapma teklifini veto etmemeyi kabul etti. Azerbaycan'daki bazı siyaset bilimciler de iklim konferansının ikili ilişkilerde bir ilerleme sağlayacağı umudunu dile getirdi. Ancak Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın ofisinden yapılan açıklamada, Paşinyan'ın Bakü'deki zirveye katılmayı planlamadığı belirtildi.

Ermenistan'ın Azerbaycan'a bazı sınır köylerinin kontrolünü devretmeyi kabul etmesinin ardından Paşinyan karşıtı protestolar düzenlendi, 26 Mayıs 2024.
Ermenistan'ın Azerbaycan'a bazı sınır köylerinin kontrolünü devretmeyi kabul etmesinin ardından Paşinyan karşıtı protestolar düzenlendi, 26 Mayıs 2024.Zuza Nazaruk

Barış ihtimali yıllardır olmadığı kadar yakın olsa da, çözülmemiş pek çok mesele kırılgan istikrarı tehdit etmeye devam ediyor.

Geçtiğimiz yıl Azerbaycan, Dağlık Karabağ'daki yenilenebilir enerji kaynaklarının, özellikle de hidroelektrik enerjinin, tarihi olarak yasadışı kullanımı olduğunu düşündüğü için Ermenistan'ı Daimi Tahkim Mahkemesi'nde dava etti. Dava halen devam ediyor.

REKLAM

İki ülke arasındaki yeni sınır çizme prosedürü de bir başka önemli anlaşmazlık kaynağı. Mayıs 2024'te on binlerce kişi Paşinyan'ın dört sınır köyünü Azerbaycan'a verme kararını başkent Erivan'da protesto etti. Ermenistan, Azerbaycan'ın egemenlik alanının yaklaşık 150 kilometrekaresini işgal ettiğini belirtiyor.

İki ülkenin kalıcı bir barış sağlaması için bir iklim konferansından daha fazlası gerekebilir.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Galpagos'ta bitkiler iklim değişikliği altında 'sert' koşullarla karşı karşıya

New York İklim Haftası başlıyor: Aktivistler 50 ülkede 150'den fazla etkinlik planlıyor

Barselona ve Mayorka'da 2050 yılına kadar çöl benzeri bir iklim görülmesi bekleniyor: Araştırma