Yeni bir çalışma, iklim değişikliğinin insan sağlığı üzerindeki artan etkisini değerlendirdi.
İklim değişikliği insanların yaşamlarını, sağlıklarını ve geçim kaynaklarını doğrudan etkileyebiliyor. Dünyadaki hükümetler harekete geçmediğinde ise milyonlarca insan bundan olumsuz etkileniyor.
The Lancet dergisinde yayınlanan yeni bir araştırma, bu “uyum sağlama konusundaki gecikmelerin” iklim değişikliğinin hem gezegen hem de insanlar üzerindeki etkilerini nasıl ağırlaştırdığını inceliyor.
Lancet Countdown Europe Centre Eş Direktörü Joacim Rocklöv, Euronews’e yaptığı açıklamada, “Karbon emisyonlarının azaltılması, Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için gereken hızda ve kapsamda ilerlemiyor,” dedi.
İklim ve sağlık üzerine yıllık rapor
Lancet Countdown, aşırı sıcak ve orman yangını dumanından kaynaklanan can kayıpları, kentsel mavi alanların (nehirler, göller ve kıyı şeritleri) kapsamı, sağlık adaptasyon finansmanı ve sağlık ve iklim değişikliği ile ilgili bireysel katılım ölçütleri de dahil olmak üzere iklim değişikliği ve sağlık arasındaki ilişkiyi inceleyen çok uluslu bir işbirliği.
Rocklöv, "Özellikle sağlık alanındaki ilerlemenin iletişiminin yapılmasına ve izlenmesine ihtiyaç var çünkü bu iklim değişikliğinin etkilerinin temelde önemli bir parçası ve nadiren tartışılıyor," diyor.
Sağlık tehditlerini takip eden 20 farklı göstergeden 13'ü şu anda daha önce görülmemiş seviyelere ulaşmış durumda.
İklim değişikliğinin ısınma üzerindeki etkilerinin engellenememesi, 1990'lardan bu yana sıcaklığa bağlı ölüm oranının yüzde 23 artarak yılda 546 bine ulaşmasına neden oldu.
Geçtiğimiz yıl kayıtlara geçen en sıcak yıl oldu. Dünya genelinde ortalama bir insan, iklim değişikliğinin bir sonucu olarak sağlığı tehdit eden 16 sıcak güne daha maruz kaldı. Bu da 1986-2005 yılları arasındaki yıllık ortalamaya göre yüzde 389'luk bir artış anlamına geliyor. En savunmasız kişiler (1 yaş altı ve 65 yaş üstü) ortalama olarak tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 20 sıcak hava dalgası günü yaşadı - bu da yüzde 304'lük bir artış demek.
Daha sıcak ve daha kuru koşullar da orman yangınlarına zemin hazırlayan koşulları körüklüyor. Sadece 2024 yılında, orman yangını dumanından kaynaklanan ince partiküllü hava kirliliği 154 bin can kaybıyla ilişkilendirildi. Kuraklık ve sıcak hava dalgaları da 2023'te orta veya şiddetli gıda güvensizliği yaşayan insan sayısını 1981-2010 yılları arasındaki yıllık ortalamaya kıyasla 123 milyon artırdı.
Raporda ayrıca, her yıl 2,5 milyon ölümün fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan hava kirliliğine bağlı olduğu vurgulanıyor.
University College London'da Lancet Countdown'ın yönetici direktörü olan Dr. Marina Romanello basın açıklamasında, bu yılki sayımın "kasvetli ve inkar edilemez bir tablo çizdiğini" söyledi.
"Fosil yakıt bağımlılığımızı sona erdirene ve uyum sağlamak için oyunumuzu önemli ölçüde artırana kadar yaşamlara ve geçim kaynaklarına yönelik yıkım artmaya devam edecek."
Avrupa nasıl etkileniyor?
İklim konusundaki eylemsizliğin etkileri özellikle Avrupa'da belirgin. Rapora göre, iklim değişikliğiyle birlikte Avrupa'daki ortalama sıcak hava dalgası gün sayısı 3 kattan fazla artacak.
Bu sıcaklık bazı Avrupa halkları için tehlikeli ve ölümcül olabilir.
Rocklöv, "Özellikle güney Avrupa'da ve demografik ve epidemiyolojik geçişin yaşandığı, daha fazla yaşlı ve daha önceden hastalığı olan insanların bulunduğu yerlerde, bu değişim nedeniyle ölüm oranlarının nasıl önemli ölçüde arttığını görüyorsunuz," diyor.
Yüksek sıcaklıklar Chikungunya ve Dang gibi bulaşıcı hastalıkların yayılmasını da arttırabilir.
Özellikle "ısı adası etkisi" kentsel alanlarda sıcak hava dalgalarını yoğunlaştırabileceğinden, Avrupa altyapısı da artan sıcaklıklar için uygun değil.
Rocklöv, "Pek çok şehir aslında sıcaklıkla çok iyi başa çıkamıyor," diye ekliyor. "Uyum sağlamak zor."
'Herkes elini taşın altına koysun'
Rapor ayrıca, belirli iklim eylem türlerinin nasıl hayat kurtaracağına ilişkin veriler de sunuyor. Rapora göre, kömür kullanımından vazgeçilmesi ve bunun sonucunda daha temiz bir havanın sağlanmasıyla yaklaşık 160 bin hayat kurtarılabilir. Yenilenebilir enerji de daha sağlıklı bir çevre ve nüfus için etkili bir yol.
Daha fazla iklim eylemini teşvik edecek bireysel eylemlerin önemini vurgulayan Rocklöv, "Sera gazı emisyonlarımızı azaltmamıza, örneğin daha az hava kirliliği ile şehirlerimizi daha sağlıklı hale getirmemize ve daha sağlıklı beslenmemize yardımcı olmayı amaçlayan politikaları desteklemek önemli," dedi.
İsveç'te yakın zamanda yapılan bir çalışma, et tüketiminin azaltılmasının gıda tüketiminin karbon ayak izini yılda yaklaşık 700 bin ton karbondioksit eşdeğeri kadar azaltabileceğini ortaya koydu.
Lancet çalışmasının yazarları, iklim değişikliği konusunda harekete geçmek, iklime daha uyumlu şehirler inşa etmek ve iklim değişikliğine bağlı ölümleri azaltmak için hükümetler üzerinde daha fazla baskıya ihtiyaç olduğunu düşünüyor.
Lancet Countdown Eş Başkanı Profesör Anthony Costello bir basın açıklamasında, "Bazı hükümetler sürdürülemez, sağlıksız ve nihayetinde yaşanamaz bir statükoyu sürdürürken, dünyanın dört bir yanındaki insanlar nihai bedeli ödüyor," dedi.
"Yerel eylemlerden gördüğümüz ivmeyi geliştirmeliyiz: sağlığı koruyucu, eşitlikçi ve adil bir dönüşüm için herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor."