Yunanistan'da bu yıl 20.si düzenlenen Selanik Belgesel Film Festivali bir birinden ilginç yapımları izleyiciyle buluşturdu.
REKLAMİlk kez 1998 yılında düzenlenen Selanik Belgesel Festivali bu yıl 20’inci yaşını kutluyor. Festival, 228 belgesel ve zengin programı ile bir birinden ilginç yapımları izleyicilerle buluşturdu.
Festivalin büyük ödülü Altın İskender, Simon Lereng Wilmont’un yönettiği şiirsel belgesel “Uzakta Havlayan Köpekler” adlı filme verildi. Filmde, Ukrayna ve Rusya arasındaki çatışmalara 10 yaşında bir çocuğun gözünden tanıklık ediyoruz.
Festivalin Jüri Özel Ödülü Gürcan Keltek’in ‘Meteorlar’ ve Juliana Antunes’in ‘Baronesa’ adlı filmlerine verildi.
Festival Müdürü Orestis Andreadakis etkinlik hakkında şunları söyledi:
“Festivalin 20. yıldönümü vesilesiyle heyecan verici tarzda bir belgesel göstermek istedik. Belgeseller genelde aktörlü kurgu filmlerinden daha heyecanlı olur. Gelecek için hedefimiz, Selanik’in drama, komedi, macera, gerilim ve animasyon tarzında belgesellere ev sahipliği yapması. Dünyamızda var olan farklı şeyleri beyaz perdeye yansıtan belgesellere.”
Festivalde, Harvard Üniversitesi Duyusal Etnografya Laboratuvarı’ndan iki film yapımcısı ve antropolog, Verena Paravel ve Lucien Castaing-Taylor’un deneysel sineması oldukça ilgi çekti. Filmlerinde, insan ve çevre arasındaki bağlantıyı yeniden inşa etmeye çalıştıklarını söyleyen her iki yönetmen, insanı çevreleyen evrene daha fazla önem vererek, insan figürünü, merkezde olağan konumundan farklı gösterdiklerini belirtiyorlar:
Verena Paravel:
“Çoğu belgesel ve filmlere nazaran filmlerimizin genelde daha az insan merkezli olduğunu düşünüyorum. Ama tabii ki yapımlarımızda insanın hiçbir önemi olmadığını söyleyemem. Şüphesiz insanoğlu büyük bir öneme sahip fakat insanlar evrenin diğer bileşenleri ile yeniden dengeleniyor.”
Lucien Castaing-Taylor:
“Sanırım dünya ve çevrenin parçasıyız. Bence insanlar bunu unutuyor. Bu yüzden şu anda çevreyi yok ettik. Diğer bir şey ise, hayvan olduğunu unutan tek hayvan olduğumuzdur. Yani tamamen benzersiz, nevi şahsına münhasır olduğumuzu düşünüyoruz. Çevremizle, diğer türlerle ya da cansız dünya ile hiç bir ilgimizin olmadığını sanıyoruz. Bu yüzden umudumuz, insanlığı hayvanlar, bitkiler ve minerallerle yeniden buluşturmak.”
Festivalin en güçlü bölümü olan Agora Doc Market’de 499 film ağırlandı. Belgeselleri görmek ve yeni sinematik projeler hakkında görüşmeler yapmak için 150’den fazla profesyonel Selanik’e geldi.
Agora Doc Market Başkanı Yianna Sarri:
“Bu sene her şey çok iyi geçti. Sektör profesyonellerinin katılımı daha önce hiç olmadığı kadar fazlaydı. Yeni işbirlikleri bize çok olumlu bir sonuç verdi. Birçok yararlı şey oldu. Önümüzdeki yıllarda sadece Selanik’te değil, diğer uluslararası festivallerde de bu yeni projeleri göreceğimizi umuyoruz.”
Festivalin yeni eklenen yarışma kategorisi Sanal Gerçeklik’te yedi film yer aldı. Filmler, sinema deneyiminin gelecekte daha muhteşem bir hal alacağını kanıtlar gibiydi.
Bu deneyimi ilk kez yaşayan bir kadın izleyici duygularını şöyle dile getirdi:
“Eşsiz bir deneyim oldu. Sanal Gerçeklik ile ilk defa film izledim. Tecrübe ettiğim gösteriyi hala anlamaya çalışıyorum. Buna inanamıyorum.”
Euronews muhabiri Yorgos Mitropoulos Selanik’ten bildiriyor:
“Belgesel festivali 20 yaşında. Selanik bu olayı en başından beri benimsedi. Etkinlik, küçük bir bölgesel festivalden, belgesel için önemli bir Avrupa buluşmasına dönüştü. Gelecek için umutlar daha da cesaret verici.”