Projenin Türkiye’deki elçisi ise uzun yıllardır tip 1 diyabetle yaşayan klinik psikolog ve sosyal sorumluluk çalışmalarıyla tanınan Pınar Sabancı oldu.
Süper model Kate Moss’un kızı Lila Moss, tip 1 diyabetle yaşayan çocuklara ilham vermek, farkındalık yaratmak ve temsili artırmak amacıyla ilk tip 1 diyabetli Barbie bebeği piyasaya sürdü.
22 yaşındaki Moss, tip 1 diyabetle yaşayanlar için küresel bir rol model olarak kabul ediliyor ve bu kapsamda kendisine özel olarak tasarlanmış tek bir Barbie bebekle onurlandırıldı.
Yeni Barbie’nin arkasında yalnızca Mattel markasının çocukların ihtiyaçlarına yönelik duyarlılığı değil, aynı zamanda tıbbi bilgi birikimi ve sağlık camiasıyla kurulan iş birliği de bulunuyor.
Proje, uzun yıllardır tip 1 diyabetle yaşayan bireyleri desteklemek için araştırmalar yürüten ve çeşitli faaliyetler gerçekleştiren Breakthrough T1D (eski adıyla JDRF) kuruluşuyla birlikte geliştirildi.
Yeni Barbie, yalnızca mavi renkli puantiyeli şık bir kıyafet giymekle kalmıyor -hem mavi ton hem de daire deseni, diyabet farkındalığının küresel sembollerine gönderme niteliğinde- aynı zamanda tedavi sürecinin günlük unsurlarını da gerçekçi bir şekilde yansıtıyor: Sürekli glikoz takip sistemi (Continous Glucose Monitoring - CGM), insülin pompası ve tip 1 diyabetli çocukların kendi yaşamlarından aşina oldukları aksesuarlar.
Pınar Sabancı’dan ilham veren katkı
Yeni bebek T1D topluluğu tarafından coşkuyla karşılandı. Mattel ayrıca diyabetle yaşam konusunda kamuoyu önünde konuşan iki kadını da onurlandırmaya karar verdi: Fitness eğitmeni Robin Arzon ve model Lila Moss.
Projenin Türkiye’deki elçisi ise uzun yıllardır Tip 1 diyabetle yaşayan klinik psikolog ve sosyal sorumluluk çalışmalarıyla tanınan Pınar Sabancı oldu.
Sabancı, kendi deneyimlerinden yola çıkarak, çocuklara yalnız olmadıklarını hissettirmeyi ve toplumsal farkındalığı artırmayı hedefliyor. Sabancı, projeye katkısıyla ilgili duygularını şu sözlerle dile getirdi:
“Tip 1 diyabetle yaşamak, zaman zaman zorlayıcı ama bir o kadar da öğretici bir yolculuk. Bu süreç sadece bedensel değil, duygusal anlamda da güçlenmeyi öğretiyor insana. Kendime daha iyi bakmayı, iç sesimi dinlemeyi, sabırlı olmayı ve farkındalıkla yaşamayı bu sayede öğrendim. Özellikle çocukluk döneminde kendini bir şeyin içinde görmek, bir topluluğa ait hissetmek çok kıymetli. Barbie’nin bu adımı sayesinde, Tip 1 diyabetle yaşayan çocuklar artık oyuncak dünyasında da kendilerine benzeyen, hayatlarına ayna tutan bir karakterle karşılaşacak. Bu yalnızca bir oyuncak değil, aynı zamanda görünürlük, anlayış ve iyileştirici bir bağ demek. Bu bebek, çocuklara yalnız olmadıklarını gösterecek. Umuyorum ki onlara güç ve umut verecek,” dedi.
Arzon ve Moss'a, tıbbi detaylar da dahil olmak üzere kendi benzerliklerinde yaratılan türünün tek örneği Barbie bebekler verildi.
Süper model Kate Moss'un kızı Lila Moss, hastalığı konusunda yıllardır açık davranıyor ve izleme cihazlarını kırmızı halıda bile saklamıyor.
Lila Moss “Platformumu tip 1 diyabet hakkında farkındalık yaratmak ve farklı olmanın aslında ne kadar havalı olduğunu göstermek için kullanmaktan gurur duyuyorum. Sensörlerimi fark edip kendini temsil edilmiş hisseden insanlardan mesajlar alıyorum. Bu benim için gerçekten çok anlamlı. Ve şimdi, bana benzeyen ve aynı zamanda sensörlerime sahip bir Barbie bebeği görebilmek… bu gerçekten eşsiz ve etkileyici bir deneyim,” diye vurguladı.
Gerçeği yansıtan bir Barbie
Tip 1 diyabetli Barbie, markanın gerçek temsiliyet yolunda attığı bir sonraki adımı temsil ediyor.
Mattel’in uzun süredir çeşitliliği önceleyen 'Fashionistas' serisi; farklı ten renkleri, vücut tipleri, engeller ve yaşam öykülerine sahip bebeklerle sürekli genişliyor.
Koleksiyonda hâlihazırda görme engelli, Down sendromlu, işitme cihazı kullanan ya da protezli bebekler de yer alıyor.
Tip 1 diyabet: sürekli kontrol altında yaşam
Tip 1 diyabet, vücudun kan şekeri seviyesini düzenlemek için gerekli olan insülin hormonunun üretiminin durduğu kronik bir otoimmün hastalıktır.
Hastalık, günlük insülin takviyesi ve sürekli izlem gerektirir; tedavi edilmediği takdirde ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
Yaygın inanışın aksine, kötü beslenme ya da yaşam tarzı tercihlerinin bir sonucu değildir ve nedenleri hâlâ tam olarak bilinmiyor. Daha da dikkat çekici olan ise, hastalığın yalnızca çocukları değil, yetişkinleri de etkiliyor olması: Yeni vakaların yaklaşık yarısının 18 yaş ve üzerindeki bireylerde görüldüğü tahmin ediliyor.