İtalya'da uzun görüşmelerin ardından sonunda sistem karşıtı Beş Yıldız Hareketi ve aşırı sağ Lig Partisi'nin ortaklığında bir koalisyon hükümeti kuruldu. Ancak yeni hükümetin Avrupa karşıtı görüş ve tutumları AB üyesi ülkeler arasında ve hatta dünya çapında endişe yaratmaya devam ediyor.
İtalya'da zorlu müzakerelerin ardından kurulan hükümet Avrupa Birliği karşıtı görüşleri nedeniyle endişe yaratıyor. Euronews, İtalyanların sistem karşıtı Beş Yıldız Hareketi ve aşırı sağ Lig Partisi'nin ortaklığında kurulan hükümet hakkında görüşlerini almak amacıyla İtalya'ya bir yolculuk gerçekleştirdi.
Bryan, Euronews:
"İtalya'da yeni hükümetin yemin etmesinden üç gün sonra Napoli'ye geldik. Aylar süren görüşmeler sonucu sistem karşıtı Beş Yıldız Hareketi ve aşırı sağ Lig Partisi'nin ortaklığında bir koalisyon hükümeti kuruldu. Burası beş günlük İtalya yolculuğumuzda ilk durağımız. Güneyden kuzeye, her kesimden İtalyanlarla buluşup onlara korkularını ve umutlarını soracağız. Batı Avrupa'da ilk kez bir popülist hükümet yönetimde. Bu da Avrupa Birliği için bir dönüm noktası. Artık İtalya'yı AB karşıtı bir hükümet yönetiyor. Bu yüzden İtalya'nın nasıl bu noktaya geldiğini ve gelecekte neler olabileceğini anlamak amacıyla buraya gelmek için tam zamanı diye düşündük."
Elena, Euronews:
"Napoli'nin merkezindeki İspanyol mahallesine gidiyoruz. Yoksulluk ve işsizliğin olduğu, zaman zaman küçük suçların yaşandığı bu bölge Beş Yıldız Hareketi'nin kalelerinden; seçimlerde partiye Napoli halkından yüzde 50'den fazla oy gelmişti. Burada kurumlardan çok özel toplum aktif, işte bu nedenle gençlere fırsatlar sunan, eğitim sağlayan ve geleceğe dair bakış açısı kazandıran özel bir kuruluşla buluşacağız."
FOQUS Vakfı, İspanyol mahallesinin kalbinde sakin ve yeşil bir vaha gibi duruyor. Amacı, yerel halkın yaratıcılığını eğitim yoluyla güçlendirmek. FOQUS Vakfı Başkanı Rachele Furfaro, devletin bu bölgelerde daha etkin olması gerektiğini ifade ediyor.
Vatandaşlar da hükümete dair farklı görüşlerini dile getiriyor:
FOQUS Vakfı Müdürü Reanto Quaglia ise görüşlerini "Son yıllarda kemer sıkma politikalarının ve aynı zamanda birçok Avrupa ülkesi tarafından benimsenen neoliberizmin, hakların giderek azaldığı şehirleri terk ettiğine ve devletin bağlılığının azaldığı bir şehir konumuna getirdiğine inanıyorum." şeklinde açıklıyor.
Bryan, Euronews:
"Sergio'yla buluşmak için Basilicata bölgesine gidiyoruz. Sergio, daha önce karayolu taşımacılığında çalışma koşulları hakkında yaptığım bir haber sırasında tanıştığım bir kamyon şoförü. Kendisi aynı zamanda Beş Yıldız Hareketi'nin aktif bir üyesi, ve tabi tüm ailesi de yine bu partiyi destekliyor."
Beş Yıldız Hareketi: "Çizgiyi düz, kalplerimizi yüksek tutalım"
Beş Yıldız Hareketi'ni destekleyen Sergio Grujic, her zamanki gibi kahvesini içtikten sonra kamyonuna doğru yol alıyor. Beş gündür Avrupa'ya dağıtım yapmak için yollarda olan Sergio, şimdi evine dönüyor.
Sergio Grujic:
"Beş Yıldız Hareketi gelecek, çevre, devlet okulları, şehir suyu ve döngüsel ekonomi gibi konulara odaklanıyor. Vatandaşlarına yakın, onları dinleyen bu hareket ülkenin geleceği."
Bryan, Euronews:
"Peki Beş Yıldız ve Lig Hareketi arasındaki ittifak hakkında ne düşünüyorsunuz?"
Sergio Grujic:
"Matematiksel bir anlaşma olarak görüyorum. Lig Hareketi'nin tüm fikirlerine katıldığımı söyleyemem, özellikle de Salvini'nin tarzı, yani aşırı sağ yöntemiyle aynı fikirde değilim. Aşırılık hiçbir zaman işe yaramadı."
Bazen aylarca yolda olan kamyon şoförlerinin kötü çalışma koşulları, Sergio’nın siyasete olan ilgisini ateşledi. Sergio haftasonlarını evde geçirdiği zaman kendini şanslı sayıyor. Sergio'nun işvereni Massimo Cirigliano da Beş Yıldız Hareketi'nin bazı fikirlerini desteklediğini söylüyor ve fikirlerini "Kesinlikle yapılandırılmış bir sabit vergi, aşırı vergiler nedeniyle halihazırda baskı altında olan işletmeleri rahatlatabilir." şeklinde açıklıyor.
Sergio bugünün siyasetinin onun değil, çocuklarının geleceğini etkileyeceğini düşünüyor. Bu sebeple geleceğin bireylerinin dünyayı algılayabilmeleri ve hangi politikaların kendi çıkarlarına olduğu konusunda eğitilmeleri gerektiğine inanıyor.
Elena, Euronews:
"Bu çok ilginç, çünkü insanlar çocuklarını örneğin bir futbol maçına götürürken, Sergio kendi çocuklarını gösterilere götürerek onlara sivil katılımın ve siyasi yaşamın önemini öğretmeyi tercih ettiğini söylüyor."
Beş Yıldız Hareketi üyeleri genellikle yerel konuları tartışmak için bunun gibi kafelerde buluşuyorlar. Sergio, bu tür görüşme ve tartışmaların hareketin özünü temsil ettiğine inanıyor.
Beş Yıldız Hareketi aktif üyeleri fikirlerini şöyle açıklıyor:
Muhabirimiz Elena kendisini en çok etkileyen şeyin daha önce sol ya da sağ partilere oy veren insanların şimdi Beş Yıldız Hareketi için oy kullanmaları olduğunu söylüyor. Bu hareketin, toplumsal eşitsizlikler ya da çevre gibi çok farklı konuları önemseyen insanları cezbettiğini düşünüyor.
Sergio Grujic:
"Hareket, tek bir virgülü bile değiştiremeyebilir. Ancak bizim jargonumuzda, Beş Yıldız Hareketi militanları arasında dediğimiz gibi: çizgiyi düz, kalplerimizi yüksek tutalım."
İtalya'da ırkçılık artıyor
İtalya'daki yolculuğumuza Macerata'da devam ediyoruz. Bu kent, 6 Afrikalının yaralanmasına neden olan Luca Traini'nn ırkçı saldırısı ile gündeme gelmişti.
Elena, Euronews:
"Daha önce uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili birçok sorun vardı ve insanlar son aylarda gelen göçmen akışının durumu daha da kötüleştirdiğini düşünüyor."
Macerata, solun kalesi olarak bilinen yaklaşık 40 bin kişinin yaşadığı tarihi bir şehir. 2013'te, buradaki nüfusun % 1'inden daha azı Lig için oy kullandı. Ancak son seçimlerde aşırı sağ taraf oyların beşte birini aldı. Birçoğu, bunun göçmenlerin ani gelişi yüzünden olduğunu söylüyor. Kentin pazar meydanında kutuplaşmış görüşler var.
Bir vatandaş aslında koyu sosyalist olduğunu, ancak artık sıkıldığını ve bu kez oyunu Lig Partisi'ne verdiğini açıklıyor.
Diğer bir vatandaş ise göçmenleri yargılamadan anlamaya çalışmanın önemine değiniyor.
Afrika kökenli bir İtalyan ise ten renginden dolayı kendisine oda vermediklerini aktarıyor.
Paola Bernabucci, göçmenlerin entegrasyonuna yardımcı olan bir sivil toplum kuruluşuna başkanlık ediyor. Son yıllarda Afrikalı göçmenlere karşı önyargının yükseldiğini söylüyor. Bernabucci işin en zor kısmı bu insanlara psikolojik destek vermek olduğunu, insanların burada ırkçı bir saldırıya uğramaktan korktuğunu açıklıyor.
Kuzey Ligi'nden aday olduğu ortaya çıkan aşırı sağcı Traini göçmenlere bir araçtan ateş açmıştı. Ölen olmasa da olay ülkede büyük şaşkınlık yaratmıştı. Macerata'da, aşırı sağın şaşırtıcı bir yüzüne şahit oluyoruz. Ailesi 80'li yıllarda Senegal'den İtalya'ya göç eden Lig aktivisti Paolo Diop ile görüşüyoruz.
Paolo Diopp:
"Tabii ki sınırı yasal yollardan geçtim, çünkü o zamanlar sadece bir vizeye ihtiyacınız vardı ve sınırların geçilmesi oldukça kolaydı. Siyasete girdim ve göç ile uğraşıyorum, çünkü bazı problemleri onu deneyimleyen bir kişinin daha iyi anlayacağını düşünüyorum. Dayanışmanın güçlü şeylere dayandırılması gerektiğini düşünüyorum, yani herkese yardım sağlayamayız, çünkü biz iyi insanlarız, yapıcı dayanışma vermeliyiz."
Kırsal kesim ve şehirliler arasındaki görüş ayrılığı
Son durağımız Milano için yola çıkıyoruz. Yolculuğumuzun devamında Lig Hareketi'nin doğduğu, küçük girişimcilerin mali ve bütçe politikası konusunda Avrupa karşıtı görüşlere sahip olduğu ve Roma'dan daha fazla özerklik isteyen iç bölgeler ve insanların hala Demokrat Parti ya da Forza İtalya gibi geleneksel partilere inandığı şehirler arasındaki farkı keşfedeceğiz.
Milano'nun banliyölerinden Lombardiya bölgesine varıyoruz. Şehirde "Biz evimizin patronuyuz" ve benzeri aşırı sağ partiyi destekleyen yazılarla karşılaşıyoruz.
Bu Lig Hareketi destekçisi bizimle konuşmayı kabul eden tek kişiydi. Yorumları buradaki küçük ve orta ölçekli şirketler tarafından yaygın olarak paylaşılıyor. Bize İtalya'nın sadece Lombardiya ve Veneto'ya güvenemeyeceğini söylüyor. Sözlerine AB'yi oluşturanların şu an Avrupa'nın bu durumda olmasını isteyerek bunu yaptığını düşünmediğini ve Almanya'nın kölesi haline geldiklerini aktarıyor.
Buradan az bir mesafe uzakta bulunan Milano'da ise görüşler çok farklı. Parlamentodaki ana muhalefet partisi olan merkez sol Demokrat Parti, İtalya'nın ekonomi başkenti olan Milano'da hala kenti yönetmeye devam ediyor.
Buradaki pek çok kişi Demokrat Parti'nin mevcut hükümete daha iyi bir alternatif olduğunu, Avrupa Birliği'ne destek verdiğini ve ülkenin gidişatından dolayı endişe duyduğunu ifade ediyor.
İtalyanların görüşü her ne olursa olsun, şu an hükümete her zamankinden daha çok ilgi gösteriyorlar. Korkular ve umut arasında, Avrupa siyasetindeki bu yeni deneyimin, ülkelerinin geleceğini yeniden şekillendirebileceğini ve dünya çapında geniş etkileri olabileceğini biliyorlar.