Almanya ve Fransa dahil toplam altı Avrupa Birliği (AB) ülkesi sığınmacıların ilk ayak bastıkları ülkelerden çıkarak kaçak olarak farklı AB ülkelerine gitmesini engellemek amacıyla rastgele sınır kontrollerini yeniden başlattı.
Almanya ve Fransa'nın da aralarında bulunduğu altı Avrupa Birliği (AB) ülkesi, sığınmacıların ilk ayak bastıkları ülkelerden çıkarak kaçak olarak başka birlik ülkelerine gitmesini engellemek amacıyla rastgele sınır kontrollerini yeniden başlattı.
"İkincil göç" olarak adlandırılan sığınmacıların ülkeden ülkeye geçmesi özellikle Almanya, Fransa, Danimarka, Norveç, İsveç ve Avusturya'yı endişelendiriyor. Şu ana kadar sadece Avusturya sınırını kontrol eden Almanya, bu uygulamayı 2020 yılına kadar uzatacağını duyurdu.
Almanya'da arama operasyonlarını artırma emri
Geçtiğimiz günlerde Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer emniyet güçlerinin ülkenin 3 bin 700 kilometrelik sınırdaki kontrolleri yoğunlaştıracağını açıkladı. Sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda Seehofer, "Güvenlik sınırda başlar...Federal Polise, Almanya'da arama operasyonlarını yoğunlaştırma emri verdim" dedi. Kararı eleştiren Yeşiller partisi sözcüsü Irene Mihalic, bu durumun "Avrupa Birliği'nin ruhuna zarar verdiğini" söyledi.
Mülteciler birden fazla AB ülkesinde iltica talebinde bulunuyor
Mültecilerin birden fazla AB ülkesinde iltica talebinde bulunmasını engellemek için 2003 yılından bu yana EURODAC uygulaması kullanılıyor. EURODAC Mültecilerin parmak izini alarak veri tabanına kaydediyor. EURODAC AB’nin en başarılı sistemlerinden biri olarak değerlendiriliyor.
2017 yılında kaçak olarak bir Avrupa Birliği ülkesinden bir diğerine geçmeye çalışan ve bu ülkelerde uluslararası koruma talep eden 99 bin 32 mülteci yakalandı.
Avrupa Birliği Konseyi üye ülkelere "yasal önlem" çağrısında bulundu
Avrupa Birliği Konseyi, geçtiğimiz yıl üye ülkelere, sığınmacıların ikincil hareketlerine karşı koymak için, "gerekli bütün yasal ve idari önlemleri almaya" çağırdı. Bu tür ülkeden ülkeye geçişlerin "Avrupa Ortak İltica Sistemi ve Schengen müktesebatının bütünlüğünü tehlikeye atma riski bulunduğunu" ve ikincil göç konusunda "AB çapında net bir resim" olmadığına işaret etti.
Dublin Sözleşmesine göre, sığınmacılar ilk giriş yaptıkları ülkeye iltica başvurusu yapmak zorunda. Bir sığınmacının birden fazla AB ülkesine sığınma talebinde bulunması engellenmeye çalışılıyor. Talebin reddedilmesi halinde sığınmacının konuyu yargıya taşıma hakkı bulunuyor.