Çin'in AB nezdindeki misyon şefi Cai Run, çalkantılı jeopolitik zemin, ticaret anlaşmazlıkları ve Donald Trump'ın ABD başkanı olarak ikinci dönemine başlamaya hazırlandığı bir ortamda AB ve Çin arasında dostluk çağrısında bulundu.
Çin'in AB misyonu başkanı Cai Run'ın Euronews için kaleme aldığı özel görüş yazısında, Çin ve AB arasındaki ilişkide ayrışmadan daha çok uzlaşma, rekabetten daha çok iş birliği olduğunu ve bu ikilinin "rakip değil ortak" olduğunu söyledi.**
Kısa bir süre önce Brüksel'deki görevine başlayan Çinli Büyükelçi Cai Run'ın "jeopolitik çatışmaların yoğunlaştığı, küresel korumacılığın arttığı ve dünya ekonomisindeki toparlanmanın yavaşladığı bir dönem" olarak tanımladığı ve Çin ile Avrupa arasındaki ticari çekişmelerin arttığı bir yılın hemen ardından gelen bu yumuşatıcı müdahale, Çin'in AB'deki misyonunun 50. yıl dönümüne işaret ediyor.
Önümüzdeki yıl Çin-AB diplomatik ilişkilerinin 50. yıl dönümünün işaret edildiği görüş yazısında, "Çin, Çin-AB ilişkilerinin gelecek 50 yılının önünü açmak ve küresel barış, istikrar ve refah için payımıza düşen katkıyı sağlamak üzere fırsatları değerlendirmek ve zorlukların üstesinden gelmek için AB ile birlikte çalışmaya hazırdır," denildi.
Ekim ayında AB, sekiz ay süren bir soruşturma sonucunda Çinli üreticilerin AB'li otomobil üreticilerinin fiyatlarını düşürmelerine neden olan ve Avrupa'daki istihdamı tehdit eden sübvansiyonlardan faydalandıkları sonucuna varmasının ardından önümüzdeki beş yıl boyunca Çin'den ithal edilen elektrikli araçlara yeni gümrük vergileri getirdi.
Pekin yönetimi, bu vergileri korumacı ve adaletsiz olarak nitelendirerek eleştirdi. Çin Ticaret Bakanlığı ayrıca Avrupa'nın brendi, domuz eti ve süt ürünleri ihracatına yönelik anti-damping soruşturmaları başlattı.
Büyükelçi Cai, çalkantılı jeopolitik görünüm karşısında, "Avrupalı dostların Çin'in ekonomik beklentilerine ve Çin-AB iş birliğinin geleceğine yakından ilgi gösterdiğini" belirttiği görüşünde bu anlaşmazlıklardan açıkça bahsetmiyor.
Görüş yazısında Cai, "İki tarafın bir ticaret savaşından kaçınmak için diyalog ve istişare yoluyla ekonomik ve ticari sürtüşmeleri uygun bir şekilde ele alabileceği umulmaktadır. Bu her iki tarafın ve dünyanın yararınadır," ifadelerini kullandı.
Cai'nin yetersiz iç talep, istihdam ve gelir artışı üzerindeki baskılar olarak tanımladığı sorunlara rağmen, Çin'in 2024 yılı için belirlenen ekonomik büyüme hedeflerine ulaşılacağından emin olduğunu ve Çin'in uzun vadeli ekonomik büyümesinin temellerinin değişmediğini söyledi.
Sanayi ve teknoloji perspektifinden bakıldığında, "Çin'in yeni üretici güçlerin gelişimini hızlandırdığını, yeni teknolojiler, endüstriler, iş biçimleri ve modellerin sürekli olarak ortaya çıktığını" ve "kalkınma fırsatlarını Avrupa ve daha geniş dünya ile paylaşmaya hazır olduğunu" yazdı.
Çin'in imalat sektöründeki yabancı yatırımlar üzerindeki tüm kısıtlamaları kaldırdığını ve 24 AB üyesi ülke de dahil olmak üzere 38 ülke için vize muafiyeti politikası uyguladığını belirtti.
Cai, "İleriye dönük olarak Çin, üst düzey açılımı genişletmeye, uluslararası yüksek standartlı ticaret kurallarına uyum sağlamaya, daha fazla gönüllü ve tek taraflı açılım politikaları uygulamaya ve küresel odaklı yüksek standartlı serbest ticaret bölgeleri ağını genişletmeye devam edecektir," diye yazdı.
Dünyanın bir sarsıntı ve dönüşüm dönemine girdiğine değinen Cai, AB ve Çin arasındaki ilişkinin rekabetten çok ortaklık olduğunu vurguladı.
"Çok kutupluluğu yönlendiren iki büyük güç, küreselleşmeyi destekleyen iki büyük pazar ve çeşitliliği savunan iki büyük medeniyet olarak Çin ve AB arasında temel bir çıkar çatışması yoktur. Aramızda ayrışmadan çok uzlaşma, rekabetten çok işbirliği var. Bu bizi rakip değil ortak yapar."
Bu sözler, AB liderlerinin Çin'i ortak ve sistematik bir rakip olarak tanımladıkları geçen yazki AB zirvesini hatırlatıyor.