AB bütçesinin üçte birini oluşturan bölgesel fonlar, uygun fiyatlı konut, su güvenliği ve sınırlı da olsa savunmaya yönlendiriliyor.
Avrupa Komisyonu, Salı günü üye devletlere bölgesel fonların orta vadeli bir değerlendirme kapsamında yeniden tahsis etmeleri çağrısında bulundu.
Öncelikler arasında su güvenliği, uygun fiyatlı konut ve sınırlı da olsa savunma sanayii var. Ancak Komisyon, 'silah finansmanının ayrı tutulacağını' vurguluyor.
Bu çağrı, AB'nin uzun vadeli bütçesinin önemli bir bölümünü oluşturan 2021-2027 dönemi için ayrılmış yaklaşık 370 milyar euroluk (yaklaşık 15,1 trilyon TL) tutarın verimli ve etkin bir şekilde değerlendirilmesini amaçlıyor.
Fon, genel olarak altyapı ve yenileme çalışmalarını desteklemek ve AB bölgeleri arasındaki ekonomik, sosyal ve bölgesel farklılıkları azaltmak üzere tasarlanmıştı.
Fakat 2021-2027 programının 2022'de onaylanmasından bu yana küresel koşullar değişti ve bölgeler için yeni zorluklar ortaya çıktı.
AB'nin uyum politikasından sorumlu Komisyon Başkan Yardımcısı Raffaele Fitto, kaynak tahsisinin yeni zorluklara uyarlanmasının 'elzem' olduğunu belirtti.
Fitto, "Bu teklif, kaynakların kullanımına izin vermenin ve bunları bu yeni önceliklere uyarlamanın bir yoludur," dedi.
Silahlanma
Fonun savunma sanayiine yönlendirilmesi, teklifin resmi olarak sunulmasından önce AB üye devletleri ve bölgesel makamlar arasında tartışmalara yol açmıştı.
Paranın savunma amaçlı yeniden tahsis edilebileceğine dair ilk spekülasyonlar, Komisyon'un ilk kez bölgesel fonların savunma ile ilgili yatırımlarda kullanılmasının önünü açması ile kısmen doğrulanmış oldu.
Halihazırda mevcut yatırımlar çoğunlukla teknoloji ve ulaşım ağı gibi altyapı öncelikleriyle sınırlı.
Fitto, "Üye devletlerin ve bölgelerin belirli savunma faaliyetlerini desteklemek üzere uyum fonlarını kullanabilmelerini öneriyoruz," dedi.
Üye devletler ve bölgeler, bu fonu sadece savunma sanayii işletmelerindeki kapasitelerini arttırmada ve askeri hareketliliği iyileştirmek üzere dayanıklı altyapı inşa etmede kullanabiliyor.
"Bunun silahlanmayla hiçbir alakası yok. Bunu vurgulamak istiyorum. Aksi takdirde bağlamından koparılmış şeyleri tartışmak zorunda kalırız" dedi.