İsrail Savunma Kuvvetleri'ne (IDF) göre, çatışmaların başladığı cuma gününden bu yana İran, İsrail'e yaklaşık 370 balistik füze fırlattı. Peki, İran ne tür füzeler kullanılıyor ve İsrail'in hava savunma sistemi bu saldırılara karşı ne kadar etkili?
ABD'li yetkililer, İran'ın 3 bin'den fazla füzeyle Orta Doğu'daki en büyük balistik füze cephaneliğine sahip olduğunu tahmin ediyor. Bu yüksek hızlı füzelerden bazıları 15 dakika gibi kısa bir sürede İsrail topraklarına ulaşabiliyor.
Ancak İran'dan İsrail'e sadece orta menzilli balistik füzeler (bin kilometreden fazla yol kat edebilenler) atılabiliyor. İran'ın yarı resmi haber ajansı ISNA'ya göre, ülkenin bu kabiliyete sahip dokuz farklı füze türü var. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in eski kıdemli danışmanlarından Dan Caldwell bu hafta X'te yaptığı paylaşımda, "Gördüğüm tahminlerin çoğuna göre, İran'ın İsrail'i vurabilecek füze sayısı yaklaşık 2 bin," diye yazdı.
İran'ın füze cephaneliğinin büyük bir kısmı gizli kalırken, ISNA geçen yıl nisan ayında bazı önemli silahlarını gösteren bir grafik yayınladı. Bunlar arasında saatte 17 bin kilometrenin üzerinde hıza ulaşabilen ve 2 bin 500 kilometre menzile sahip Sejil, 2 bin kilometre menzilli Kheibar ve bin 400 kilometre menzilli Haj Qasem yer alıyordu.
ABD ordusu tarafından yakın zamanda yapılan bir tehdit değerlendirmesinde, İran'ın bölgede hedefleri vurabilecek "büyük miktarda" balistik füze, seyir füzesi ve insansız hava aracına (İHA) sahip olduğu tespit edildi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'ın bu kapasitesini arttırmaya devam edeceğini iddia etti.
Netanyahu cuma günü yaptığı bir video açıklamasında, İran'ın üretimi hızlandırdığını ve ayda 300 balistik füze üretmeyi hedeflediğini, yani önümüzdeki altı yıl içinde 20 bin füze üreteceğini savundu.
İsrail İran'a karşı: Askeri karşılaştırma
SIPRI Askeri Denge'nin son tahminlerine göre, İsrail'in 2023'teki savunma bütçesi İran'ın 2 katından fazla - 10,3 milyar dolara karşılık 27,5 milyar dolar.
Washington merkezli kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Silah Kontrol Derneği'ne göre, İran'ın füze programı büyük ölçüde Kuzey Kore ve Rus tasarımlarından yararlanıyor ve Çin'in yardımından da faydalandığı bildiriliyor. İran'ın şu anda 610 bin aktif personeli ve Devrim Muhafızları Ordusu'nun da eklenmesiyle 350 bin yedeği bulunuyor. İran ayrıca, 334 savaş kabiliyetine sahip uçağın yanı sıra balistik füzelere karşı savunma konusunda sınırlı kabiliyeti bulunan Rus S-300 gibi hava savunma sistemlerine de sahip.
İsrail ise onlarca yıllık yerli inovasyonunu ABD'nin güçlü desteğiyle birleştirerek, dünyanın en gelişmiş füze cephaneliklerinden birini geliştirdi.
Bu cephaneliğin en üst noktasında Jericho II ve Jericho III gibi uzun menzilli balistik füzeler yer alıyor. Kesin rakamlar gizli olmakla birlikte, Jericho II'nin yaklaşık bin 500 kilometre menzile sahip nükleer kapasiteli olduğu düşünülürken, Jericho III'ün 6 bin kilometreden daha uzaktaki hedeflere ulaşabileceği ve İsrail'e sınırlarının çok ötesine uzanan stratejik bir caydırıcılık sağlayabileceği düşünülüyor.
Bu uzun menzilli sistemlerin yanı sıra İsrail, hızlı ve hassas saldırılar için tasarlanmış yüzlerce kısa ve orta menzilli füzeye sahip. Bunlar arasında 300 kilometre uzaklıktaki hedefleri vurabilen Predator Hawk ve havadan ya da denizden fırlatılan Popeye ve Delilah gibi seyir füzeleri bulunuyor.
Uygulamada, gelen her füzenin etkisiz hale getirilmesi için genellikle kendi önleme füzesine ihtiyacı var. Örneğin, İran 100 füze fırlatacak olsa, İsrail'in bunları durdurmak için neredeyse aynı sayıda önleme füzesi ateşlemesi gerekiyor.
Dan Caldwell bu hafta X'te yayınlanan yazısında, "Balistik füzeleri vurmak için gerekli olan önleme füzeleri pahalı ve seri olarak üretilmeleri zor," dedi ve İsrail ve ABD'nin "yakında (henüz yapmadılarsa) önleme füzelerini karneye bağlamaya başlayacaklarını ve bunun da İran'ın daha küçük çaplı saldırılarının etkisini daha da arttıracağını" düşündüğünü de sözlerine ekledi.
Milyarlarca dolarlık askeri cephaneliğinde, aralarında gelişmiş ABD yapımı F-35 hayalet avcı uçaklarının da bulunduğu yaklaşık 340 savaş uçağı, 46 helikopter, toplam 634 bin 500 aktif ve yedek personel ve çok katmanlı bir hava savunma sistemi bulunuyor.
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), çatışmaların başladığı cuma gününden bu yana İran tarafından İsrail'e yaklaşık 370 balistik füze fırlatıldığını iddia ediyor. Reuters'in haberine göre, cumartesi günü İsrailli bir askeri yetkili, ülkenin hava savunma kalkanının "yüzde 80 ila 90 başarı oranına" sahip olduğunu söylerken, "hiçbir sistemin yüzde 100 etkili olmadığını" vurguladı ve bazı İran füzelerinin İsrail hava savunmasını aştığını ima etti.
İsrail'in tanınmış hava savunma sistemi Demir Kubbe, roket ve füzelerden insansız hava araçları ve uçaklara kadar bir dizi hava tehdidine karşı koymak üzere tasarlanmış daha geniş bir sistemin sadece bir bileşeni.
İlk katman olan Demir Kubbe, kısa menzilli roketleri ve top mermilerini -genellikle 70 kilometre içinde- engelliyor ve öncelikle sivil alanları korumak için kullanılıyor.
Ardından 100 ila 200 kilometre mesafeden fırlatılan orta menzilli balistik füzeleri hedef alan David's Sling geliyor.
Son olarak, Arrow 2 ve Arrow 3'ten oluşan Arrow sistemi uzun menzilli savunma sağlıyor. Arrow 2 üst atmosferde, yerden yaklaşık 50 kilometre yukarıda ve 100 kilometrelik bir yarıçap içinde füzeleri engellemek üzere tasarlandı. Arrow 3 ise bu sınırı uzaya taşıyarak 2400 kilometreye kadar olan mesafelerdeki füzeleri önleme kapasitesine sahip.
İsrail'in Demir Kubbe, David's Sling ve Arrow sistemlerinin hepsi füze önleyici. Bu da saldırı düzenlemek için değil, gelen füzeleri hedeflerine ulaşmadan önce tespit edip imha etmek için tasarlandıkları anlamına geliyor.
Uygulamada, gelen her füzenin etkisiz hale getirilmesi için genellikle kendi önleme füzesine ihtiyacı var. Örneğin, İran 100 füze fırlatacak olsa, İsrail'in bunları durdurmak için yaklaşık 100 önleme füzesi ateşlemesi gerekiyor. Bu da her tehdit için bir tane olduğu anlamına geliyor.
Ancak tüm bu koruma katmanlarına rağmen analistler, İsrail'in İran rejiminin kalbini hedef alma kararının riskleri arttırdığını, zira İran'ın buna komşu ülkelerdeki başka hedefleri vurarak karşılık verebileceğini, böylece bölgedeki çatışmayı tırmandırabileceğini ya da Basra Körfezi'ndeki ticareti engellemeye çalışabileceğini savunuyor.
Chatham House'da kıdemli bir araştırma görevlisi olan Dr. Marion Messmer bir analizinde, "İsrail nükleer ve askeri tesislerine saldırmaya devam ederse, İran'ın tesislerinin daha fazla zarar görmesini engellemek ve egemenliğini savunma kapasitesine sahip olduğunu göstermek için olabildiğince çabuk ilkel bir nükleer silah oluşturma yönünde güçlü bir teşviki olacaktır," diye yazdı.