Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Fransa ve Almanya savunma alanında birbirine yaklaşıyor ama farklar hala derin

Almanya Başbakanı Friedrich Merz, solda, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u Dışişleri Bakanlığı'nın Berlin'deki konuk evi Villa Borsig'de ağırlıyor, 23 Temmuz 20
Almanya Başbakanı Friedrich Merz, solda, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u Dışişleri Bakanlığı'nın Berlin'deki konuk evi Villa Borsig'de ağırlıyor, 23 Temmuz 20 ©  AP Photo/Markus Schreiber
© AP Photo/Markus Schreiber
By Alice Tidey
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Almanya’nın kat etmesi gereken uzun bir yol var ancak bunu yapacak mali alan fazlasıyla mevcut.

REKLAM

Savunma alanında Almanya ve Fransa birbirine yaklaşıyor ancak kamu maliyelerinin durumu ve stratejik düşünme biçimleri arasındaki büyük farklılıklar, Fransız-Alman motoru olarak adlandırılan unsurun Avrupa Birliği'nin (AB) bir bütün olarak savunma biçiminde büyük bir değişime yol açmasının pek mümkün olmadığı anlamına geliyor.

Brüksel merkezli Bruegel düşünce kuruluşunda kıdemli araştırmacı olan Jacob F. Kirkegaard, Euronews'e verdiği demeçte, "Daha uzun bir tarihsel bakış açısıyla, (iki ülke arasındaki) yakınlaşma derecesi muhtemelen on yıllardır olduğundan daha yüksek," dedi.

Her iki başkent de Rusya'yı uzun vadede en büyük tehdit olarak görüyor ve her ikisi de askeri ve savunma sanayi üslerine yüz milyarlarca euro aktarma sözü verdi. Berlin'de bu durum "Zeitenwende" (tarihi dönüm noktası) olarak adlandırılırken, Paris son askeri program yasasının "nihai stratejik hamle" olduğunu vurguladı.

Bu yakınlaşmada Rusya'nın Avrupa topraklarına konvansiyonel savaşı geri getiren Ukrayna'yı işgali, Donald Trump'ın ABD'nin Avrupa'nın güvenliğine yönelik uzun vadeli taahhüdünü şüpheye düşüren Beyaz Saray'a dönüşü ve Almanya'daki liderlik değişimi etkili oldu.

Kirkegaard, yeni Şansölye Friedrich Merz'in "Avrupa'nın ABD'nin güvenlik garantisinin olmadığı bir geleceğe hazırlanması gerektiğini" belirterek, "temelde sadece Gaullist bir duruş olarak tanımlayabileceğim bir tavır aldığını" söyledi.

Ancak savunma alanındaki bu yakınlaşmanın ne kadar zahmetli bir süreç olmaya devam ettiğinin bir örneği de geçtiğimiz hafta Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Merz'in altıncı nesil savaş uçağı geliştirmeye yönelik 100 milyar euroluk ortak bir proje üzerindeki gerilimi azaltmaya çalışmaları oldu.

Anlaşmazlığın temelinde, Fransa'nın yeni Geleceğin Savaş Hava Sistemi (FCAS) için iş payının yüzde 80'ini alma talebi yatıyor. Bu talep, iki ülke ve projenin bir parçası olan İspanya arasında eşit olarak paylaşılacağına dair önceki anlaşmaları geçersiz kılıyor.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR) politika uzmanı Rafael Loss, Euronews'e yaptığı açıklamada, Fransa ve Almanya arasındaki en önemli farklardan birinin ordularına ve hizmet ettikleri amaca ne kadar farklı baktıkları olduğu göz önüne alındığında, Fransa'nın talebinin "göründüğü kadar şaşırtıcı olmaması gerektiğini" söyledi.

Fransa'da silahlı kuvvetler, Sahel'deki son konuşlanmaların da gösterdiği gibi, ulusal dış politikanın bir parçası ve ülkenin denizaşırı toprakları ve nükleer silaha sahip olması da küresel perspektifine katkıda bulunuyor.

Loss, "Bu nedenle Fransız ordusu tek taraflı ya da AB, NATO bağlamları dışında hareket etme konusunda (Almanya'ya göre) çok daha rahat ve bu durum Fransız silahlı kuvvetlerinin edinmeyi tercih ettiği yetenek türlerine kadar uzanıyor," dedi.

Geleceğin Savaş Hava Sistemi (FCAS) Demonstratör Fazı 1B'nin maketi.
Geleceğin Savaş Hava Sistemi (FCAS) Demonstratör Fazı 1B'nin maketi. Airbus Defence and Space 2022

"Fransız nükleer caydırıcılığıyla ilgili her şeyin, Fransa yalnızken de çalışması gerekir. Bu da, Rafale savaş uçaklarının yerine geçmesi planlanan FCAS sisteminin, Fransız nükleer silahlarını taşıma görevini üstleneceği düşünüldüğünde, Fransız askeri ve siyasi liderliğinin bu kabiliyeti üretmek için başkasına bağımlı olacağı bir durumu kabul etmeyeceği anlamına gelir. Çünkü nükleer caydırıcılık bu kabiliyete bağlıdır," diyen Loss şunları da sözlerine ekledi: "Fransız endüstrisinin, zor durumda kalması halinde bu uçağı kendi başına üretebilmesi gerekecek. Stratejik yönelimleri uyuştuğunda işbirliği yapmaya isteklidirler ancak nihayetinde her şeyi başkalarından bağımsız olarak üretmek zorundadırlar. Bu da Almanya'da ve Avrupa genelinde pek çok kişinin henüz tam olarak farkına varamadığı bir şey."

Loss sözlerini şöyle sürdürdü: "Fransa, Avrupa'nın güvenliği için Avrupalılarla, özellikle de doğu kanadındakilerle ortaklıklarına ve ilişkilerine yatırım yaptığını göstermesi gerektiğinin farkına vararak Almanya'ya yaklaşıyor."

'Boşa harcanmış büyük bir fırsat'

Ancak iki ülkenin AB düzeyinde ortak bir savunma gündemi geliştirmesinin önündeki bir diğer büyük engel de mali alanlarındaki keskin fark.

Almanya'nın borç-Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) oranı yılın ilk çeyreğinde yüzde 62,3 olarak gerçekleşti. Fransa'nınki ise yüzde 114,1 ile blok kurallarının öngördüğünün (yüzde 60) oldukça üzerindeydi.

Bu yapısal farklılık, Avrupa ülkeleri 10 yılın sonuna doğru olası bir Rus saldırısını caydırmak için savunma harcamalarını ve askeri kapasitelerini önemli ölçüde arttırmayı hedeflerken, Almanya'nın savunmaya büyük yatırımlar yapabileceği, Fransa'nın ise yapamayacağı anlamına geliyor.

Örneğin Almanya, Brüksel'in savunma harcamaları için mali kuralları gevşetme önerisinden yararlanmak istedi ki aşırı bütçe açığı prosedürünün hedefi olan Fransa bunu yapamaz.

Geçtiğimiz yıllarda savunmaya istikrarlı bir şekilde yatırım yapan Fransa'nın deyim yerindeyse kat etmesi gereken daha az yol var ancak Alman hükümeti tarafından öne sürülen meblağlar (orduyu ve ülkenin altyapısını güçlendirmek için 500 milyar euroluk bir fon da dahil olmak üzere) hızlı bir şekilde arayı kapatmasını sağlayacak.

Ancak Kirkegaard, iki ülkenin kamu maliyelerinin AB düzeyinde "onları temelde müzakere masalarının farklı taraflarına yerleştirdiğini" belirtti.

Avrupa Komisyonu, Avrupa'yı yeniden silahlandırmak için üye devletleri 2030 yılına kadar 800 milyar euroya kadar yatırım yapmaya teşvik edeceğini umduğu bir plan ortaya koydu. Ancak bu paranın büyük bir kısmının, Fransa örneğinde olduğu gibi, oldukça tükenmiş olan üye devletlerin kasalarından çıkması bekleniyor.

Önümüzdeki görevin büyüklüğü göz önüne alındığında, Komisyon'dan savunma için "yenilikçi" finansman seçenekleri bulması istendi. Macron bu seçeneklerden birinin AB'nin ortak borçlanması olmasını talep etti ki Almanya bunu kesinlikle reddetti.

Kirkegaard'a göre bu, Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşın yol açtığı krizin blok için "boşa harcanmış büyük bir fırsat" olduğu anlamına geliyor.

"Bu kriz, Ukrayna'daki savaş, AB'nin daha fazla kurumsal ya da mali entegrasyonuna yol açmayacaktır. Bu durum, AB'nin Ukrayna ve belki de diğer ülkelerle genişlemesine yol açacak ancak bu AB için farklı bir değişim türü ve yaşadığımız son büyük krizlerden de çok farklı."

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Yabancı savunma şirketleri artık Ukrayna'da yeni silahlarını test edebilecek

AB savunma sektöründen Komisyon'a çağrı: 2027'den sonra en az 100 milyar euro gerekiyor

Rusya, Ukrayna’ya 823 saldırı düzenledi: 2 kişi öldü, hükümet binası alev aldı