Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Avrupa'da sahil erozyonu: 100 yıl içinde yok olabilecek en gözde 10 plaj

Hareket Halindeki Avrupa
Hareket Halindeki Avrupa ©  Euronews
© Euronews
By Alessio Dell'Anna & Mert Can Yilmaz
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırın Copy to clipboard Copied

Avrupa'da yükselen deniz seviyesi 2100 yılına kadar kıtanın en sevilen sahillerinden bazılarını yok edebilir.

REKLAM

Avrupa’nın kıyı şeritleri 100 yıldan kısa bir süre içinde tamamen yeniden şekillenebilir.

Avrupa Çevre Ajansı’nın (EEA) son raporlarından birinde uyardığına göre, deniz seviyeleri giderek hızlanan bir oranla yükseliyor.

2006 ile 2018 yılları arasında deniz seviyesi yılda 3,7 milimetre yükseldi. Bu, 20. yüzyıldaki hızın iki katından fazla.

Eğer emisyonlar yüksek seviyede kalırsa, deniz seviyeleri 2100 yılına kadar 0,63 ile 1,02 metre arasında yükselebilir.

EEA’nın simülasyonları en kötü senaryo olarak kutup buz tabakasının hızla parçalanmasını da ele aldı. Bu durumda, 2150’ye kadar deniz seviyeleri beş metreye kadar yükselebilir.

1. Karadağ’ın en ikonik noktası, en çok risk altındaki plajlar arasında

Hollandalı iklim çözümleri şirketi Reinders Corporation’ın araştırmasına göre, en yüksek puanlı plajlar arasında en çok risk altında görünen yer Karadağ’ın Adriyatik kıyısındaki Sveti Stefan.

Anakaraya yalnızca dar bir kıyı yolu ile bağlı olan bu küçük ada tatil beldesi ikonik bir görünüme sahip.

Yüzyılın sonuna kadar bölgede 200 metreden (213,58) fazla kıyı kaybı yaşanabilir.

Sveti Stefan, Karadağ
Sveti Stefan, Karadağ AP/Darko Vojinovic

2. Sardinya'nın 'tropik' plajı 100 metreden fazla kıyı şeridi kaybıyla karşı karşıya

Sırada İtalya, Sardinya’daki Porto Giunco var. Akdeniz’in en bakir kumsallarından biri olan bu plaj, 107 metreye kadar kıyı şeridinde kayıp yaşayabilir.

Porto Giunco, “Akdeniz’in ortasında tropik bir plaj” olarak biliniyor; “çocuklu aileler için ideal, sığ ve kumlu deniz tabanıyla” öne çıkıyor.

Plaj, rüzgâra doğal bir set oluşturan burunların arasında yer alıyor ve ardıç ile sakız ağaçlarıyla kaplı kum tepeleri tarafından çevreleniyor.

Porto Giungo, Güney Sardinya
Porto Giungo, Güney Sardinya Elena Krivorotova via Sardegna Turismo

3. Algarve Mağarası aşırı turizm ve deniz seviyesinin yükselmesiyle boğuşuyor

Portekiz’in Praia de Benagil plajı, en çok risk altındaki üçüncü yer olarak öne çıkıyor. İkonik mağaralarıyla tanınan ve hâlihazırda aşırı turizmle boğuşan bölge, yaklaşık 70 metreye varan kıyı erozyonu yaşayabilir.

Turizm akışını daha iyi düzenleme çağrıları üzerine yelkenli turlarına kısıtlamalar getirildi ve su taşıtlarının plaja yanaşması yasaklandı.

Mağarayı ziyaret süresi ise tekne başına en fazla iki dakika ile sınırlandırıldı.

Benagil, Güney Portekiz'de bir mağara
Benagil, Güney Portekiz'de bir mağara Canva

4. Lofoten'in Vaeroy'u: Yakında kaybolacak bir cennet mi?

Kuzey Avrupa’nın kıyıları da ciddi risklerle karşı karşıya. Norveç’in en ücra topluluklarından birine ev sahipliği yapan büyüleyici Vaeroy adası, 58 metreye varan kıyı kaybı yaşayabilir.

Ada aynı zamanda yürüyüşçüler için bir cennet; terk edilmiş köylere ve 6.000 yıl öncesine kadar uzanan insan sığınaklarına giden rotalar sunuyor.

Diğer parkurlar ise engebeli araziden adanın zirvesine tırmanıyor ve Lofoten takımadaları üzerinde nefes kesici manzaralar sağlıyor.

Vaeroy'daki Haen Dağı
Vaeroy'daki Haen Dağı Visitlofoten.com

5. İrlanda'da Banshees of Inisherin film noktası yok olabilir

Achill Adası’ndaki eski bir köpekbalığı avcılığı noktası olan Keem Koyu, Lonely Planet tarafından “İrlanda’nın en görkemli, en tenha kumsallarından biri” olarak tanımlanıyor ve listede sıradaki yer olabilir.

Bu küçük beyaz kum şeridi, 2100 yılına kadar 40 metre kayıp riskiyle karşı karşıya.

Climate Ireland’a göre yükselen deniz seviyelerinin “Cork, Dublin, Galway ve Limerick gibi kıyı kentleri dâhil tüm İrlanda kıyı bölgelerinde artmaya devam etmesi bekleniyor.”

Ajansa göre ülkenin “fırtına kabarmaları ve aşırı dalgaları” da bu tehdidin etkisini “katlayarak artırabilir.”

Keem Plajı, İrlanda
Keem Plajı, İrlanda Achilltourism.com

6. Tehlikeli İzlanda plajı daha da tehlikeli hale gelebilir

İzlanda’nın en tehlikeli noktalarından biri olarak biliniyor. Dalgalar 40 metreye kadar ulaşabiliyor.

Visit Iceland, Reynisfjara Plajı için şu uyarıyı yapıyor: “Bir okyanus dalgası sizi yakaladığında, ayaklarınızdan savurabilir ve sizi dondurucu sularla kayalık kıyıda şiddetle yuvarlayabilir.”

Bu volkanik siyah kum plajı listede altıncı sırada yer alıyor ve 35 metreden fazla kayıp yaşaması öngörülüyor.

Ancak tehlike yalnızca dalgalarla sınırlı değil. “Ek riskler arasında kaya düşmeleri ve toprak kaymaları da var,” özellikle de plajın doğu tarafında.

Yetkililer yüzme ya da sörf aktivitelerinin kesinlikle yapılmaması tarafında; hatta turistlere okyanusa arkalarını dönmemeleri yönünde uyarıda bulunuyor.

İzlanda'daki Reynisfjara'da güçlü dalgalar görüntülendi
İzlanda'daki Reynisfjara'da güçlü dalgalar görüntülendi Visiticeland.com

7. Fransa'nın süslü Cote d'Azur'u tsunami konusunda bilinçleniyor

Son yıllarda Fransız Rivierası’ndan geçenler, turistleri tsunami tehlikesine karşı uyaran tabelaların ortaya çıktığını fark etmiş olabilir.

Her ne kadar bu bölge henüz böyle aşırı hava olaylarından etkilenmemiş olsa da, yükselen deniz seviyeleri riski şimdiden mevcut.

Reinders’in araştırmasına göre, Nice çevresindeki en yüksek puanlı ücretsiz plajlardan biri olan Plage des Marinieres, 2100 yılına kadar yaklaşık 35 metrelik erozyon yaşayabilir.

Bu güzel ve dar, 700 metre uzunluğundaki kumsal, Ventimiglia’daki İtalya sınırından Cannes’a kadar uzanan Cote d’Azur’un ikonik demiryolu hattının hemen yanında uzanıyor.

Güney Fransa'daki Plage des Marinieres'den bir görünüm
Güney Fransa'daki Plage des Marinieres'den bir görünüm explorenicecotedazur.com

8. Dubrovnik'in 'mutlaka gidilmesi gereken' Pasjaca plajı 2100 yılına kadar yok olacak mı?

Hırvatistan’ın Dubrovnik kenti yakınlarındaki plaj tutkunları için Pasjaca Plajı’ndan daha iyisi zor bulunur.

İki yıl önce dünyanın en iyi 39. plajı seçilen bu yer, görkemli kayalıkların eteğinde, berrak sulara karşı uzanan, tenha ve altın rengi kumlarıyla adeta bir cennet.

Ancak görece dar yapısı — sadece 80 metre uzunluğunda — plajın 100 yıl içinde tamamen yok olma riskini artırıyor. Öngörülere göre kıyı şeridinde 31 metrelik bir kayıp yaşanabilir.

9. Kynance Koyu: Cornwall'ın mücevheri için nasıl bir gelecek?

Cornwall, İngiltere'de deniz seviyelerinin yükselmesine en açık bölgelerden biri.

Serpantin kayaları ve beyaz kumlarıyla ünlü Kynance Cove, Reinders araştırmasında 30 metrelik potansiyel erozyonla dokuzuncu sırada yer alıyor.

Bölgedeki alçak gelgitler, “Ladies Bathing Pool” ve “Drawing Room” gibi görkemli Viktorya dönemi isimleriyle anılan bir dizi koy ve birbirine bağlı mağarayı ortaya çıkarıyor.

Ayrıca burası, Kynance ile Lizard Point’i birbirine bağlayan 2,5 kilometreden uzun sahil yolu sayesinde yerel yürüyüşçülerin de gözdesi.

Cornwall, Birleşik Krallık'taki Kynance Koyu'nda deniz fundası
Cornwall, Birleşik Krallık'taki Kynance Koyu'nda deniz fundası National Trust Images/Ross Hoddinott

10. Fransa'nın 'Milyarderler Körfezi' sıradaki yok olan mı?

İlk 10’un son sırasında Fransa’daki Anse de l'Argent Faux (“Sahte Gümüş Koyu”) yer alıyor; burası 28,38 metrelik kayıp riskiyle karşı karşıya.

Rivayete göre bölgeye 18. yüzyılda burada faaliyet gösteren sahte para basıcılarından ötürü bu isim verildi.

Günümüzde ise yat akını ve lüks yapılar nedeniyle “Baie des Milliardaires” (“Milyarderler Koyu”) olarak da biliniyor. Ancak dar bir yürüyüş patikasıyla yaya olarak da ulaşmak mümkün.

Önemli bir turist varlığına rağmen, yerliler buranın “mucizevi şekilde korunmuş” olduğunu ve Antibes yakınlarındaki en “vahşi” noktalardan biri olmayı sürdürdüğünü söylüyor; çoğu zaman göz alıcı ama çok daha kalabalık Juan-les-Pins yerine tercih ediliyor.

Deniz seviyesinin yükselmesi kaçınılmaz mı?

Napoli Parthenope Üniversitesi'nde Oşinografi ve Atmosfer Fiziği profesörü ve Rektör Yardımcısı olan Giorgio Budillon'a göre cevap kısaca "evet".

Budillon, "Gerçekçi olmak zorundayız. Kısmen iklimin 'ataleti', kutup buzullarının erimesi ve okyanusun termal genişlemesi tarafından tetiklendiği için deniz seviyelerindeki yükselişi tamamen durduramayız" dedi.

Budillon sözlerini şöyle sürdürdü: "Yok olma riski altındaki plajlarla ilgili uyarılar korku tellallığı değil, kararlı bir şekilde harekete geçilmezse yakında nelerin gerçeğe dönüşebileceğini gösteren ayıltıcı bir bakış açısıdır."

Kıyı toplulukları için riskler nasıl azaltılabilr ve hafifletilebilir?

Budillon’a göre, sera gazı emisyonlarını azaltmak, fosil yakıtları kademeli olarak terk etmek ve dünyanın doğal karbondioksit emicileri olan yağmur ormanlarını korumak bile yeterli olmayabilir.

Budillon şu değerlendirmelerde bulundu:

“Kıyı setleri ve dalgakıranlar gibi sert savunmalar kritik durumlarda yardımcı olabilir ama genellikle erozyonu kıyının başka bölgelerine kaydırarak yan etkiler yaratır. Yumuşak çözümler ise uzun vadede çok daha sürdürülebilir.”

Budillon, “Örneğin, plajları dışarıdan kumla beslemek, deniz çayırlarını korumak ve sel karşısında doğal tampon görevi gören sulak alanları ve lagünleri restore etmek,” diye ekledi. “Ancak bazı durumlarda, en hassas bölgelerde yaşayan insanların ve altyapının taşınması kaçınılmaz olacaktır.”

Avrupa gelecekte hangi politikaları benimsemeli?

Kentsel planlamanın farklı bir yaklaşıma ihtiyacı olması gerektiğine savunan Budillon değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"Yüksek riskli bölgelerde daha fazla inşaat yapılması engellenmeli ve yeni kıyı tampon bölgeleri oluşturulmalıdır," dedi. "İklime hazırlık, erken uyarı sistemleri, kıyı şeridinin sürekli izlenmesi ve doğa temelli çözümlerin benimsenmesine yönelik teşvikler de dahil olmak üzere yeni şehir ve bina standartlarının bir parçası olmalıdır."

Budillon, kıyı alanlarının korunmasına yönelik fonların AB düzeyinde zaten mevcut olduğunu, ancak tüm ülkeler için "birleşik, bağlayıcı bir yaklaşım elde etmekten çok uzak olduğumuzu" söyledi.

Budillon, "Üye devletler genellikle birbirleri arasında koordinasyon sağlamıyor ve sadece acil durumlarda ya da tutarsız bir şekilde hareket etme eğilimindeler. 'Sonra düzelt' zihniyetinden 'önce önle' zihniyetine geçmemiz gerekiyor. Bugün uyum sağlamaya başlamak, yarın kaybedeceklerimizi yeniden inşa etmekten çok daha az maliyetlidir," dedi.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Bilim insanlarından uyarı: İklim eşiği aşılıyor, 'tehlike bölgesi'ne giriyoruz

Denizlerde gizli kriz: Isınan okyanuslar karbon döngüsünü bozuyor

Irak: Fırat ve Dicle'de su seviyesi düşmeyi sürdürürse Türkiye ve İran ile ilişkiler kesilebilir